Çıplaklık Köleliktir, Çare, İslami Yaşam Tarzı
Günümüz kadınının açık saçık kıyafetlerle , cinsellik sömürüsü haline gelmesi , insanların cinsel duygularını harekete geçiren bir malzeme haline gelmesi onu KÖLELEŞTİRİYOR.. Otomobil lastiğinin reklamı yapılırken kadının vücudu sergilendiğinde kadın hakları zirveye çıkmış olmakta mıdır değil midir?
Televole programlarında sergilenen kadın - erkek trafiği, daha doğru ifadeyle EL DEĞİŞTİREN KADINLAR, çok sağlıklı bir kadın statüsüne mi işaret etmektedir?
Kadın bedeniyle hiç ilgisi bulunmayan haberlerde bile kadın bedeninin teşhir edildiğini görüyoruz. Kadınlar haberlerde daha çok görüntüleriyle, güzellikleriyle varlar. Çoğu zaman bir sağlık haberi bile çıplak kadın bedenini teşhir eden fotoğraflar eşliğinde sunulabiliyor.
Kadın haklarını savunur roller üstlenen , BAŞÖRTÜSÜ KARŞITI kişiler kadın bedeni üzerinden rant devşiriyor. Görüntülü medya, reytingi kadın bedeni üzerinden yapıyor, basılı medya ise tiraj hesabını kadın cinselliği ile doğrultmaya çalışıyor.
Küresel kültürün ana damarlarından birini oluşturan cinsel serbestlik, ona bağlı tüketim alanları, kadını her gün daha çok bedeni ile gündeme gelmeye zorluyor. Namus kavramı aşındırıldıkça, kadının payına saygınlıktan daha çok, KÖLELİK düşüyor.
Boşanmalar çığ gibi büyüyor. Kendisinden 20 yaş küçük sevgilileriyle yaşayan yaşlı kadınlar medyada kötü örnek teşkil ediyor. İnsan soyunun devamı için en hayati yapı ise evlilik. Medyanın KÖLELEŞTİRDİĞİ evli kadın starlar , haftada bir değiştirdikleri sevgilileriyle evliliği yozlaştırıp, kötü örnek oluyor.
Aile mahremiyeti medya sunağında kurban edilmiş oluyor. Medya pratiği ise, reyting canavarının karnını doyurabilmek için en çılgın kadın sömürüsünü sergiliyor. Kendisini sömürtenler ise YARI ÇIPLAK ortalarda gezinen ayyaş, evli ve birkaç sevgilisi olan KÖLELEŞTİRİLMİŞ starlar.
Çıkış nerede? Çıkış yeni bir kişilik inşasında...Yeni bir eğitimde. Bunu, bu ülkenin kadınını erkeğini, küresel bir anaforun içine atarak gerçekleştiremezsiniz. Eğer öyle yaparsanız, memleket cehenneme döner. Yanlış bir özgürlük tanımı, yönlendirmesi, alır genç kadınları, TV’lerin kadın programlarından, büyük şehirlerin batakhanelerinde ona buna yem olmaya, varoşlarında sefaletle boğuşmaya götürür.
Ama kaç zaman var ki, şehirlerimiz kırlarımız İslam’ın kişilik eğitiminden yoksun bir hayatı paylaşıyor. Bir tür ‘Cahiliye’yi yaşıyoruz. Bu tarumar edilmiş ortama bir de küresel ahlakın hedonist damarı nüfuz ettiğinde, ortaya, kadınların - erkeklerin - çocukların savrulduğu bir ortam çıkıyor. Türkiye’nin sancılı kişilik haritasının MR’ı çekildiğinde ortaya İslam’sızlığın fotoğrafı çıkacak.
Yeni insan, yeni bir kişilik inşası...Bunun için yepyeni bir toplumsal eğitim. Kadını ve erkeği insan olarak gören, insan olmakta kadın ve erkek arasında hiçbir fark gözetmeyen, erdemli kadını erdemsiz erkeğe tercih eden, yani farkı erdemde arayan bir yeni anlayışla...
Hiç kuşkusuz o, İslam’la olacak. İslam hiçbir erdemsizliği onaylamıyor
Günümüz kadınının açık saçık kıyafetlerle , cinsellik sömürüsü haline gelmesi , insanların cinsel duygularını harekete geçiren bir malzeme haline gelmesi onu KÖLELEŞTİRİYOR.. Otomobil lastiğinin reklamı yapılırken kadının vücudu sergilendiğinde kadın hakları zirveye çıkmış olmakta mıdır değil midir?
Televole programlarında sergilenen kadın - erkek trafiği, daha doğru ifadeyle EL DEĞİŞTİREN KADINLAR, çok sağlıklı bir kadın statüsüne mi işaret etmektedir?
Kadın bedeniyle hiç ilgisi bulunmayan haberlerde bile kadın bedeninin teşhir edildiğini görüyoruz. Kadınlar haberlerde daha çok görüntüleriyle, güzellikleriyle varlar. Çoğu zaman bir sağlık haberi bile çıplak kadın bedenini teşhir eden fotoğraflar eşliğinde sunulabiliyor.
Kadın haklarını savunur roller üstlenen , BAŞÖRTÜSÜ KARŞITI kişiler kadın bedeni üzerinden rant devşiriyor. Görüntülü medya, reytingi kadın bedeni üzerinden yapıyor, basılı medya ise tiraj hesabını kadın cinselliği ile doğrultmaya çalışıyor.
Küresel kültürün ana damarlarından birini oluşturan cinsel serbestlik, ona bağlı tüketim alanları, kadını her gün daha çok bedeni ile gündeme gelmeye zorluyor. Namus kavramı aşındırıldıkça, kadının payına saygınlıktan daha çok, KÖLELİK düşüyor.
Boşanmalar çığ gibi büyüyor. Kendisinden 20 yaş küçük sevgilileriyle yaşayan yaşlı kadınlar medyada kötü örnek teşkil ediyor. İnsan soyunun devamı için en hayati yapı ise evlilik. Medyanın KÖLELEŞTİRDİĞİ evli kadın starlar , haftada bir değiştirdikleri sevgilileriyle evliliği yozlaştırıp, kötü örnek oluyor.
Aile mahremiyeti medya sunağında kurban edilmiş oluyor. Medya pratiği ise, reyting canavarının karnını doyurabilmek için en çılgın kadın sömürüsünü sergiliyor. Kendisini sömürtenler ise YARI ÇIPLAK ortalarda gezinen ayyaş, evli ve birkaç sevgilisi olan KÖLELEŞTİRİLMİŞ starlar.
Çıkış nerede? Çıkış yeni bir kişilik inşasında...Yeni bir eğitimde. Bunu, bu ülkenin kadınını erkeğini, küresel bir anaforun içine atarak gerçekleştiremezsiniz. Eğer öyle yaparsanız, memleket cehenneme döner. Yanlış bir özgürlük tanımı, yönlendirmesi, alır genç kadınları, TV’lerin kadın programlarından, büyük şehirlerin batakhanelerinde ona buna yem olmaya, varoşlarında sefaletle boğuşmaya götürür.
Ama kaç zaman var ki, şehirlerimiz kırlarımız İslam’ın kişilik eğitiminden yoksun bir hayatı paylaşıyor. Bir tür ‘Cahiliye’yi yaşıyoruz. Bu tarumar edilmiş ortama bir de küresel ahlakın hedonist damarı nüfuz ettiğinde, ortaya, kadınların - erkeklerin - çocukların savrulduğu bir ortam çıkıyor. Türkiye’nin sancılı kişilik haritasının MR’ı çekildiğinde ortaya İslam’sızlığın fotoğrafı çıkacak.
Yeni insan, yeni bir kişilik inşası...Bunun için yepyeni bir toplumsal eğitim. Kadını ve erkeği insan olarak gören, insan olmakta kadın ve erkek arasında hiçbir fark gözetmeyen, erdemli kadını erdemsiz erkeğe tercih eden, yani farkı erdemde arayan bir yeni anlayışla...
Hiç kuşkusuz o, İslam’la olacak. İslam hiçbir erdemsizliği onaylamıyor
