CİNLER
İnsanın yeryüzündeki serüveni ile birlikte gözle görülemeyen bir üçüncü varlıktan söz edilegelmiştir.
İnsanlığın binlerce yıllık tarihinde işte bu gözle görülemeyen varlıklara her toplumda farklı isimler konulmuş, farklı nitelendirmelerde bulunulmuştur. En ilkel toplumlardan, en gelişmiş toplumlara kadar her ülke folklöründe, kültüründe, mitolojisinde de yer alan bu varlıklar, cinler ve periler olarak adlandırılmıştır.
Başta Müslümanlık olmak üzere semavi dinlerde de bu varlıklardan bahsedilmektedir. Kur´an da cin olarak bahsedilen bu varlıklara Batı´da ``genie'' ve ``genius'' denilmektedir.
Peki bu varlıklar, insanların durduk yerde uydurdukları, hayali varlıklar mıdır, yoksa gerçek varlıklar mıdır?
Kuşkusuz bu sorulara verilecek cevaplar, insanların inanç sistemiyle yakından alakalı olacaktır. İnsanlardilediklerine inanırlar, dilemedikleri şeylere inanmazlar. Kimseye zorla birşeyi inandırmak mümkün değildir, doğru da değildir. Ama bazı insanlar inanmıyor diye, ahiret günü, cennet, cehennem de yoktur, melek ve cin diye varlıklar da yoktur denilemez. Bu bütünüyle bir inanç konusudur. Değerli müfessir Elmalılı
Hamdi Yazır ``Cinn Suresi''nin tefsirinde şunları söylüyor
Cinlerin de cismani bir bünyesi olabilir. Ancak bizim her bünyeyi görmemiz gerekmeyeceği gibi, gördüklerimizin de her parçasını görmediğimiz biliniyor. Şu halde gözlerimizin önünde nice nice bünyeler bulunurken, biz onları görmeyebiliriz, nitekim mikropları sıradan bir bakışla göremediğimiz gibi, hava boşluğu içinde, göremediğimiz dalgalar, ışıklar da bulunabilir. Bunların bize uzak ve yakın, yüksek ve alçak olanları da çıkabilir ve biz bütün cisimleri, bütün cismani ve fiziki kuvvetleri keşfetmiş değilizdir. Şu anda gerek ruhani, gerek cismani bakımdan bizim duygularımızdan gizlenmiş yaratıklar bulunduğunu inkar etmek doğru değildir.''
İnsanın yeryüzündeki serüveni ile birlikte gözle görülemeyen bir üçüncü varlıktan söz edilegelmiştir.
İnsanlığın binlerce yıllık tarihinde işte bu gözle görülemeyen varlıklara her toplumda farklı isimler konulmuş, farklı nitelendirmelerde bulunulmuştur. En ilkel toplumlardan, en gelişmiş toplumlara kadar her ülke folklöründe, kültüründe, mitolojisinde de yer alan bu varlıklar, cinler ve periler olarak adlandırılmıştır.
Başta Müslümanlık olmak üzere semavi dinlerde de bu varlıklardan bahsedilmektedir. Kur´an da cin olarak bahsedilen bu varlıklara Batı´da ``genie'' ve ``genius'' denilmektedir.
Peki bu varlıklar, insanların durduk yerde uydurdukları, hayali varlıklar mıdır, yoksa gerçek varlıklar mıdır?
Kuşkusuz bu sorulara verilecek cevaplar, insanların inanç sistemiyle yakından alakalı olacaktır. İnsanlardilediklerine inanırlar, dilemedikleri şeylere inanmazlar. Kimseye zorla birşeyi inandırmak mümkün değildir, doğru da değildir. Ama bazı insanlar inanmıyor diye, ahiret günü, cennet, cehennem de yoktur, melek ve cin diye varlıklar da yoktur denilemez. Bu bütünüyle bir inanç konusudur. Değerli müfessir Elmalılı
Hamdi Yazır ``Cinn Suresi''nin tefsirinde şunları söylüyor
Cinlerin de cismani bir bünyesi olabilir. Ancak bizim her bünyeyi görmemiz gerekmeyeceği gibi, gördüklerimizin de her parçasını görmediğimiz biliniyor. Şu halde gözlerimizin önünde nice nice bünyeler bulunurken, biz onları görmeyebiliriz, nitekim mikropları sıradan bir bakışla göremediğimiz gibi, hava boşluğu içinde, göremediğimiz dalgalar, ışıklar da bulunabilir. Bunların bize uzak ve yakın, yüksek ve alçak olanları da çıkabilir ve biz bütün cisimleri, bütün cismani ve fiziki kuvvetleri keşfetmiş değilizdir. Şu anda gerek ruhani, gerek cismani bakımdan bizim duygularımızdan gizlenmiş yaratıklar bulunduğunu inkar etmek doğru değildir.''