ÇINARDAN DAMLALAR :
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) şunları buyurdu: "Kendisine bir musibet gelen müslüman Allah'ın emrettiği: "innâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ün, allahümme ecirni fi musibeti vahluf li hayran minhâ. "Biz Allah'ınız ye ancak O'na döneceğiz. Bana bu musibetim için ücret ver. Ve bana bunun arkasından daha hayırlısını ver" derse Allah o musibeti alır ve mutlaka daha hayırlısını verir."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teâla hazretleri şöyle demiştir: "Ben kimin iki sevdiğini almışsam ve o da sevabını umarak sab-retmişse, ona cennet dışında bir mükafaat vermeye razı olmam."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Mü'min kul, arz ahalisi içindeki has sevdiği (evladı) elinden alındığı zaman sabreder ve mükafaat umarsa Allah o kulu için cennetten aşağı bir mükâfaata razı olmaz."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)buyurdular ki: "Kul hastalandığı zaman
Allah Teâlâ hazretleri ona iki melek gönderir ve onlara: "Gidin bakın, kulum
yardımcılarına ne diyor bir dinleyin!" der.Eğer O kul, melekler geldiği zaman
Allah'a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise, onlar bunu, her şeyi en iyi
bilmekte olan Allah'a yükseltirler. Allah Teâla hazretleri, bunun üzerine şöyle
buyurur: "Kulumun ruhunu kabzedersem; onu cennete koymam kulumun benim üzerimdeki hakkı olmuştur. Şayet şifâ verirsem, onun etini daha hayırlı bir etle, kanını daha hayırlı bir kanla değiştirmem ve günahlarını da affetmem üzerimde hakkı otmuştur."
*Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "işittiği şeyin verdiği ezaya aziz ve celil olan Allah'tan daha sabırlı kimse yoktur. Çünkü O'na şirk koşulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara afiyet ve rızık vermeye devam eder."
*Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Benim (yokluğumdan hasıl olan) musibet, müslümanları musibetlerinde teselli etmelidir."
*Resûlullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ye doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ye yalanı araştırır da sorunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir."
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Melekler, içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler.
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Bana Cibrîl (aleyhisseîâm) geldi ve: "Dün sana gelmiştim (ama yanına girmedim)." Girmeyişimin sebebi de üzerinde timsaller bulunan perde bezi idi. Orada bir de köpek vardı, kapının üzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin başlarının koparılmasını emret ki ağaç şekline dönsün. Örtüden ayak altına atılacak iki minder yapılmasını, köpeğin de dışarı çıkarılmasını söyle!" Bu söylenenler yapıldı."
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular k<: "içerisinde resim, cünüb ve köpek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez."
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Kim (sihir maksadıyla) bir düğüm vurur sonra da onu üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirke düşer. Kim birşey asarsa, o astığı şeye havale edilir."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) şunları buyurdu: "Kendisine bir musibet gelen müslüman Allah'ın emrettiği: "innâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ün, allahümme ecirni fi musibeti vahluf li hayran minhâ. "Biz Allah'ınız ye ancak O'na döneceğiz. Bana bu musibetim için ücret ver. Ve bana bunun arkasından daha hayırlısını ver" derse Allah o musibeti alır ve mutlaka daha hayırlısını verir."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teâla hazretleri şöyle demiştir: "Ben kimin iki sevdiğini almışsam ve o da sevabını umarak sab-retmişse, ona cennet dışında bir mükafaat vermeye razı olmam."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Mü'min kul, arz ahalisi içindeki has sevdiği (evladı) elinden alındığı zaman sabreder ve mükafaat umarsa Allah o kulu için cennetten aşağı bir mükâfaata razı olmaz."
*Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)buyurdular ki: "Kul hastalandığı zaman
Allah Teâlâ hazretleri ona iki melek gönderir ve onlara: "Gidin bakın, kulum
yardımcılarına ne diyor bir dinleyin!" der.Eğer O kul, melekler geldiği zaman
Allah'a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise, onlar bunu, her şeyi en iyi
bilmekte olan Allah'a yükseltirler. Allah Teâla hazretleri, bunun üzerine şöyle
buyurur: "Kulumun ruhunu kabzedersem; onu cennete koymam kulumun benim üzerimdeki hakkı olmuştur. Şayet şifâ verirsem, onun etini daha hayırlı bir etle, kanını daha hayırlı bir kanla değiştirmem ve günahlarını da affetmem üzerimde hakkı otmuştur."
*Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "işittiği şeyin verdiği ezaya aziz ve celil olan Allah'tan daha sabırlı kimse yoktur. Çünkü O'na şirk koşulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara afiyet ve rızık vermeye devam eder."
*Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Benim (yokluğumdan hasıl olan) musibet, müslümanları musibetlerinde teselli etmelidir."
*Resûlullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ye doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ye yalanı araştırır da sorunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir."
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Melekler, içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler.
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Bana Cibrîl (aleyhisseîâm) geldi ve: "Dün sana gelmiştim (ama yanına girmedim)." Girmeyişimin sebebi de üzerinde timsaller bulunan perde bezi idi. Orada bir de köpek vardı, kapının üzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin başlarının koparılmasını emret ki ağaç şekline dönsün. Örtüden ayak altına atılacak iki minder yapılmasını, köpeğin de dışarı çıkarılmasını söyle!" Bu söylenenler yapıldı."
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular k<: "içerisinde resim, cünüb ve köpek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez."
*Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Kim (sihir maksadıyla) bir düğüm vurur sonra da onu üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirke düşer. Kim birşey asarsa, o astığı şeye havale edilir."