Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cin Ve Şeytan (1 Kullanıcı)

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum;


Göremediğimiz manevi varlıklar sadece melekler değildir. Cinler ve şeytanlar da bizim görememize rağmen vardır.

Cinler Allah'a ibadet, yani kulluk konusunda insanlar gibidirler. Ancak onların zamanı ve mekânı da bizimkinden ayrıdır. Meselâ kendi yıllarına göre yirmi yaşındaki bir cin bizim zamanımızla bin, hattâ binbeşyüz yıl öncesinden beri var olmuş olabilir. Meselâ Peygamberimizle görüşen cinin hâlâ yaşadığı söylenir. Yine bizim mekânımız, yani maddemiz onlar için boşluk hükmündedir. Onun için onların nüfûz edebilen, yani sizabilen ateşten yarâtıldıkları bildirilmiştir. (bk. er-Rahmân (55) 15)

Cinler de evlenir, ürer ve çoğalırlar.

Bazı kötü ruhlu insanların sihir konusunda cinlerden yararlandıkları doğrudur. Ancak bu, sanıldığı ve korkulduğu ölçüde değildir. Inancı güçlü insanlara cinlerin zarar veremeyeceği bir gerçektir. Zaten Kur'ân-ı Kerîm'de sihirle ugraşanlar için: "Allah'ın izni olmadan onlar kimseye zarar veremezler" (Bakara (2) 102) denir. Onların, çoğu zaman yalan söylediklerini de yine Kur'ân-ı Kerim'den öğreniyoruz. Bu sebeple piyasada cinlerle sihir yaptığını veya yapılanları etkisiz hale getirdığını söyleyenlerin çoğunun, aslında böyle birşeyle ilgisi yoktur. Cinlerle ilişki kurabilenleri, onların en fazla binde biri kadardır. Bunların çoğu da cinler tarafından kandırılmakta ve yanlış bilgi vermektedirler.

Zamanımızda cahil kesim insanları ve özellikle de kadınlar bu tür insanlara akın etmekte, onlara milyonlar akıtmakta ve onları bir kâhin sayıp, gaybı bilebileceklerine inanmaktadırlar. Halbuki, bunların hepsi büyük günahtır. Hattâ bazıları insanı küfre, yani dinden çıkmaya kadar götürür.

Ancak her nasılsa cinlerin etkileyebildiği bir takım insanlar ve cinleri etkileyip onların etkilerini zararsız hale getiren bir takım insanlar da yok değildir. Ama bu ikinciler yaptıkları karşılığında para almazlar ve bunun istismarını yapmazlar.

Şeytan da insanları sürekli Allah'a başkaldırmaya çağıran bir kötü ruhânîdir. En büyük özelliği, inatçılığı yüzünden Allah'ın dediğini yapmamasıdır.

Cinlerin de şeytanların da varlığını Kur'ân-ı Kerîm haber vermektedir. Bu yüzden onlara inanmamak da küfrü gerektirir. Çünkü özellikle cinlerden sözeden başlı başına bir cin sûresi dahi vardır. Artık onların varlığını mikrop gibi şeylerle açıklamak yanlış bir yoldur.

Şeytan, Allah'a rakip olabilecek bir güç değil, insanlardan kimin iyi, kimin kötüyü seçeceğinin belli olması için Allah tarafından yaratılıp, eylemlerine izin verilen bir varlıktır. Allah isteseydi onu yaratmayabilirdi. Ancak o zaman kötülüklerden kaçınmanın önemi kalmazdı.



Şeytanlar ve cinlerin ortaklaşa yaptıkları dalavereleri ve insanlara reankarnasyonu aşılayan çalışmalarını İslamoğlu Rumuzu ile daha önceden sizlerle paylaşmıştım,konu ile alakalı olarak ilgilenenlerin okuması için konu link'ini ekliyorum...

http://forum.islamiyet.gen.tr/sirlar-dunyasi/70331-cinler-hakkinda-yasanmis-bir-olay.html

Baki selam ve dualarımızla...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
..............................................
 
H

hado77

selamun aelykum ve rahmetullahi ve berakatuhu

cinlerin insanı etkilemesi hususundaki bizim esas bilgimiz onların ekserisinin mümmin olduğu yönünde. bu yüzden verilmek istenen şeyin zarar olduğu hususu tarışmalı. cinnilerin yaşam süreleri dediğimiz halin esası benzetim sureti denen hal gibi. birbirini gerçekten seven 2 kulun her açıdan benzemesi halini anlatıyor. bu bakımdan HZ.İSA(as) ın geliş nevi denen halde onun yerine başkasını çarmıha gerdiler olayı ile de ilintili bir şekil şemal alma halleri var.

bu bakımdan cinni varlık denen hal esasen gelmesi beklenen HZ.MEHDİ (as) ile nuzulu beklenen HZ.İSA(as) ın tecellisi ile karışabilir.

umulur ki bu cinniler mümmindir ve anlatmak istedikleri şey tabi oldukları peygamberlerin(as) yaşamları hakkında nesiller boyu aktardıkları bilginin tazeliği hususdur. 1500 sene yaşamak denen hal bir neslin devamı olarak görülür. 1500 yıl önceki bir kimsenin sahih amelinin devamıdır ve en nihayetinde nazara verilen hal bunların peygamberleri(AS) olan zatların halidir. yani esasen yaşayan zatlar onlardır(AS) ve kuran-ı kerim denen halin halet olmuş şeklini kötü amaçlı kullandırmazlar.

bu açıdan cinniler ile olan iletişim denen hal taşın konuşturulmasından zor olunca o taş sahibi insanın kalbine giden her yol gaybın ilk hali olan cinniler ile olan iletişimi açıklar. bu nedenle görüşmek dediğimiz hal evvelemirde kardeşinin hakkına riayet eden kula açıktır ve onun kalbini yarıp içinden su fışkırtan bir el bu latif dünyanın latif varlıkları ile de iletişime geçer. kuran endeksli dediğimiz bu halde bu cinniler kendilerini değil tabi olduklarının ahkamını ele verirler.

sebebi tam bilinmese de babasının günahı denen isevi anlayışın karşısındaki en büyük gaybi güçtürler. bu açıdan nesil itbari ile neseb itbari ile ayni olan şeytandan ayrı gözüktükleri her hal iseviliğe vurulmuş bir darbedir ve hal lisanı olarak hiç bir baba oğlunun hiç bir oğul babanın günahını taşımaz derler. iletişim halindeki yalnızlık hali denen bu halde aslolan efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden sonra kıyametin habercisi olan her türlü mucizenin esasen var olduğu ancak kendi paylarına düşen kısmın yine kendilerince halledildiği yeri yani şeytanın etkisizleştirildiği yeri haber verirler. cinni çarpması denen halde bir kimse bu dünyaya şeytani amelle girerse direk akıma uğrar ve sorun bana beni anlatma hali olur.

bu ilişkilerin esasen kontrolcüsü olan meleklerin halleri bakımından aradaki her bağın elektriksel iletişimi şihablarla kontrol edilmekte olduğundan esasen bizim sizin üstünüzde gücümüz yoktu bu gücün kontrolcüsü o meleklerdi ve esasen LATİF celle celaluhunun en derine işleyen ve şeytanı yakan hitabıydı denir.

bu açıdan güven veren bizi görür dediklerinden inse karşı şefkatli olmaları da rahman suresindeki hale şükür edenlerle ilgilidir ki bu halde gaybi değil cismi ancak alem farkı denen halde zaten sizin ilişkileriniz de bu şekildeydi mucizevi olan bizimle olan iletişiminiz değil kendi iletişimsizliğinizdi denir.

korkulacak bir varlık değildirler ve esasen kendi korkularımızla yüzyüze geldiğimiz bir tedavi safahatının bekçileri gibi dururlar. cinni görmek dediğimiz hal bir gölgeden bir ışıltıya bir gaybi sesten bir şekle kadar olsun bu hallerde nazara verdikleri durum evin ve kalbini temiz tut mesajıdır. bu açıdan ben kalbi ve fiili ilhamlarıla ve yaşadıklarımla söyleyebilirim ki varlıkları korku değil yapmak isteyip engel olunana hallerimiz bakımından isevi tutumdan uzaklaşmamızın talebi vardır. ana-baba gibi yaklaşma tabiri bile uygundur. ancak mahrem dikkat denen husus onları kamil anlamda müşahhaslaştırmaktadır. bu yolların takibi denen insin mahreme olan yaklaşımı diğer mahrem anlayışların açıklaması olur.

bu açıdan haya sahibi olmayı belki bunu beceremeyen her şeytan ve misüllü inse ve cinne öğretmek denen halde kuran-ı hakimin çok iş yapıp az gözüken muhterem kulları olarak haklarının ifası her hamken pişen ve yanan kulun ahvalinde onların da yardımıyla müşahhaslaşır.

kuran-ı hakimin özü esasen inse bir mesajken şeytana bir uyarı olması bakımından bu uyarıyı en derin hisseden her cinni her görünmeyen amelin müsebbibi gibi haşyetle yok olmuş gibidir ki bu halde şeytanın kapalı olan haline şehadet edilir. bu hali kimse kabul etmez ama kamil göz sahibi olan cinniler onu tanırlar ve o halin izalesinin yollarını gösterirler.

yani esası toprak olup ameli ateş olan da onlarla karşılaşır ama vay haline. çamurun yanması denen hal ile halis süzme balçığın şekil alması denen hal arasındaki şeytanın şehadeti bakımından insi yoldan çıkaran her değerin hem negatif hem pozitif değeri olarak stabil bir salsala yapımına yardımcı olurlar. varlıklarının en esas kısmı ise cinni halimiz olan düşünce safahatımızın düzeltilmesi olarak görülür.

yalnız burdaki esas olan hal yaratılışın ilk ve son safahatındaki her halde bunların şahiti olan meleklerin kontrolüdür ve ins ve canın iletişimindeki temel yoldan çıkarma hali ancak gerçekten birbirine eşit isyana sahipler bakımındandır. cinnilerin alemine kayma denen halde ins dahi hayal gibidir ki bu halin açılımları cehennemi her halet olarak televizyon radyo ve internetteki yayın gibi gözükür.

ALLAH celle celaluhu bizlerden razı olsun.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Nedense insanlarda CİN korkusu var

Hemde abartılı derecede cin korkusu var.

Allah korkusunun bulunması gereken bir yerde (kalpte) baska korkuları barındırmamak lazım.

Kormayalım cin de neymiş. Allahın yarattığı bir mahluk işte.

Yanlız ALLAH'tan korkalım.

Korkunun sebeplerinden biri de Bilmemekten kaynaklanıyor.

Böyle konular acarak insanları bilgilendirmek güzel.

Allah razı olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt