Resul-i ekrem efendimiz, Kâbe’yi tavaf eden birinin gözyaşları içinde (Ey Beytin sahibi, bu beytin hürmetine beni affet) diye ağlayarak dua ettiğini görüp buyurdu ki:
— Suçun nedir de bu kadar yalvarıyorsun?
— Çok büyüktür, imkânsız anlatamam.
— Yazık sana! Karalardan da mı büyük ve ağırdır?
— Evet.
— Eyvah! Denizlerden de mi büyüktür?
— Evet.
— Göklerden de mi büyüktür?
— Evet.
— Arştan da mı büyüktür?
— Evet.
— Allahın rahmetinden de mi büyüktür?
— Hayır.
— O hâlde neymiş bu?
— Çok zenginim. Benden küçük bir şey istense, içimi bir ateş kaplar, bir kuruş vermem.
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
— Aman ateşinle beni de yakma!
-----------------------------------------------------------------------
Cömertliğiyle meşhur bir zat vefat eder. Çok acıkan yolcular, bu zatın kabrinin yanına gidip aç olarak uyurlar. Yolculardan biri, bu zatı rüyasında görür. Bu zat, kendi iyi devesiyle yolcunun zayıf devesini değişmek teklifinde bulunur. Yolcu kabul eder. Cömert zat, değiştiği deveyi kesip yolculara ikram eder. Yolcular uyanınca deveyi kesilmiş bulurlar. Pişirip yerler. Dönerken bir kervana rastlarlar. Kervandaki bir genç, bu yolcuya yaklaşıp der ki:
— Buyur deveni al! Değiştiğin deve budur.
— Ama o rüyada idi.
— Evet, ben de rüyamda babamı gördüm. Seni tarif edip, bu deveyi sana vermemi emretti.
Yolcu, cömerdin ölüsünün de insanlara faydalı olduğunu görüp, cömertlere dua eder.
ALLAH Elimizi de kalbimizi de çömert etsin..........................AMİN.
— Suçun nedir de bu kadar yalvarıyorsun?
— Çok büyüktür, imkânsız anlatamam.
— Yazık sana! Karalardan da mı büyük ve ağırdır?
— Evet.
— Eyvah! Denizlerden de mi büyüktür?
— Evet.
— Göklerden de mi büyüktür?
— Evet.
— Arştan da mı büyüktür?
— Evet.
— Allahın rahmetinden de mi büyüktür?
— Hayır.
— O hâlde neymiş bu?
— Çok zenginim. Benden küçük bir şey istense, içimi bir ateş kaplar, bir kuruş vermem.
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
— Aman ateşinle beni de yakma!
-----------------------------------------------------------------------
Cömertliğiyle meşhur bir zat vefat eder. Çok acıkan yolcular, bu zatın kabrinin yanına gidip aç olarak uyurlar. Yolculardan biri, bu zatı rüyasında görür. Bu zat, kendi iyi devesiyle yolcunun zayıf devesini değişmek teklifinde bulunur. Yolcu kabul eder. Cömert zat, değiştiği deveyi kesip yolculara ikram eder. Yolcular uyanınca deveyi kesilmiş bulurlar. Pişirip yerler. Dönerken bir kervana rastlarlar. Kervandaki bir genç, bu yolcuya yaklaşıp der ki:
— Buyur deveni al! Değiştiğin deve budur.
— Ama o rüyada idi.
— Evet, ben de rüyamda babamı gördüm. Seni tarif edip, bu deveyi sana vermemi emretti.
Yolcu, cömerdin ölüsünün de insanlara faydalı olduğunu görüp, cömertlere dua eder.
ALLAH Elimizi de kalbimizi de çömert etsin..........................AMİN.