HUSEYIN SASMAZ
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eyl 2009
- Mesajlar
- 1,204
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
CİHAD EMİRİ
MADDE - 51: Cihad emirinin dairesi şu dört daireden oluşur: Hariciye dairesi, Harbiye dairesi, İç güvenlik dairesi, Sanayi dairesidir. Bunları denetleyen ve yürüten cihad emiridir.
MADDE - 52: Hariciye dairesi, İslâm devleti ile yabancı devletler arasındaki alakaları ilgilendiren dış işleri üstlenir. Bu işler ne olursa olsun.
MADDE - 53: Harbiye dairesi, silahlı kuvvetlerle ilgili olan bütün işleri üstlenir. Ordu, polis, donatım, techizat, askeri işleri ve benzeri hususları üstlendiği gibi askeri okullar ve askeri burslarla da ilgilenir. Yine orduya İslâm kültürü ve genel kültürlerden gerekli olan kültürü temin etmek işiyle de ilgilendiği gibi savaş için ve savaşa hazırlıkla ilgili bütün işleri de yürütür.
MADDE - 54: İç güvenlik dairesi, güvenlikle ilgili olan her işi yapmayı üstlenir. Silahlı kuvvetler aracılığıyla memleketlerde güvenliği koruma işini üstlenir. Güvenliği korumak için de polis baş vasıta olarak kullanılır.
MADDE - 55: Sanayi dairesi, Sanayi ile ilgili bütün işleri yürütür. İster motor ve makine sanayi, araba, uçak, imalat sanayi kimyevi madde sanayi ve elektronik sanayi gibi ağır sanayi olsun, ister hafif sanayi olsun, ister kamu mülkiyetine dahil olan fabrikalar olsun, ister ferdi mülkiyete dahil olan harp sanayi ile ilgili fabrikalar olsun. Nitekim bütün fabrikalar ve bütün türleri harp siyaseti üzerine kurulmalıdır.
ORDU
MADDE - 56: Cihad müslümanlara farzdır. Askeri eğitim de mecburidir. Bu nedenle onbeş yaşına basan her müslüman erkeğin cihada hazırlanmak için askeri eğitim görmesi farzdır. Fakat asker olmak farz-ı kifayedir.
MADDE - 57: Ordu iki kısımdır: Birinci kısım; İhtiyati askerler ki, müslümanlardan silah taşıyabilecek olanlardır. İkinci kısım, daimi askerler ki, memurlar gibi kendilerine devlet bütçesinden maaş tahsis edilir.
MADDE - 58: Silahlı kuvvetler tek bir kuvvettir, o kuvvet de ordudan ibarettir. Ordudan özel fırkalar seçilerek özel şekilde düzenlenir ve belirli bir kültür verilir. Bu fırkalara polis denilir.
MADDE - 59: Polise genel düzeni koruma, iç güvenliği denetleme ve yürütme ile ilgili görevler verilir.
MADDE - 60: Ordu için sancak ve flamalar yapılır. Halife ordu komutanlığına tayin ettiği kişiye sancağı teslim eder. Fakat flamaları ordu komutanları verir.
MADDE - 61: Halife ordunun baş komutanıdır. Kendisi kurmay başkanını tayin ettiği gibi her orduya ve her kolorduya komutan tayin eder. Geri kalan ordu rütbelerini ise komutanlar tayin eder. Kurmaylıkta tayin ve terfiler ise harp bilgi derecesine göre kurmay başkanı tarafından yapılır.
MADDE - 62: Bütün ordu; özel ordugahlar da tek bir ordu haline getirilir. Ancak bazı ordugahların muhtelif vilayetlere ve bazılarının stratejik mevkilere konması icabeder. Bazıları da devamlı nakil ve hareket edebilecek vurucu kuvvet haline konur. Askeri ordugahlar bir çok grup halinde düzenlenir. Bu grupların her birine ordu denir. Ve her birine ayrı ayrı numaralar verilir. Birinci ordu, üçüncü ordu gibi... Veya amilliklerden veya vilayetlerden birinin adıyla adlandırılır.
MADDE - 63: Orduda en yüksek seviyede ve lüzumu kadar askeri talim yapmak gerekir. Askerin fikri seviyesini mümkün olduğu kadar yükseltmek, orduda bulunan herkesi genel şekilde de olsa, İslâmi uyanıklığı verecek İslâm kültürü ile donatmak gerekir.
MADDE - 64: Her askeri ordugahta muharebe usulüne sahip, tecrübeli, plan çizmeye vakıf ve savaşı yönetmeye ehil yüksek askeri malumata sahip, yeterli miktarda kurmay subay bulundurmak, bunların sayısını imkan nisbetinde umumi şekilde orduda çoğaltmak gerekir.
MADDE - 65: Orduda İslâmi ordu olması sıfatıyla, ödevini yapmasına imkan verecek, silah, cephane, levazım, mühimmat vs. gibi techizatı bulundurmak gerekir.
KAZA (YARGI )
MADDE - 66: Kaza/yargı, ilzam yolu üzere zoraki bağlayıcı şekilde hükmü bildirmektir. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkları neticeye bağlar, toplum hukukuna zarar veren şeyleri yasaklar, ister insanlarla yöneticiler veya memurlar arasında olsun, ister halife ile başkası arasında olsun, bütün şahısların arasındaki anlaşmazlıkları sonuçlandırır.
MADDE - 67: Halife, fıkıh ehlinden adil, akil, baliğ, müslim, hür ve erkek olan bir baş kadı tayin eder. İdari nizamnameye göre bu, diğer kadıları tayin, ceza ve görevden alma yetkisine sahiptir. Diğer mahkeme memurları, mahkeme işleri idaresini üzerine alan daire müdürüne bağlıdırlar.
MADDE - 68: Kadılar üç kısımdır:
1- Kadı: Ceza ve muamelat bakımından insanlar arasında olan davalara bakar.
2- Muhtesib: Toplum hakkına zarar veren aykırı hareketlere bakar.
3- Mezalim kadısı: Devletle insanlar arasında vaki olan anlaşmazlığa bakar.
MADDE - 69: Kadılık görevini üstlenen kimsede müslüman, hür, akil, baliğ, adil, fakih ve şeriat hükümlerini olaylara tatbikatta anlayışlı olmak şartları aranır. Mezalim kadılığı görevini üstlenenlerde, bu şartlara ilave olarak erkek ve müçtehid olmak şartları da aranır.
MADDE - 70: Kadı ve muhtesibin, kazada/ yargıda bütün beldelerdeki bütün davalara bakacak şekilde genel olarak tayin edilmesi caizdir. Özel bir mekan ve yargı çeşitlerine göre tayin edilmesi de caizdir. Fakat mezalim kadısı, yargı yönünden ancak genel olarak tayin edilir. Yer cihetinden ise memleketlerin her tarafına tayin edilmesi caiz olduğu gibi herhangi bir yerine tayini de caizdir.
MADDE - 71: Bir mahkemede hüküm verecek yalnız bir kadı bulunur. Bunun yanında bir veya daha fazla kadı bulunabilirse de bunların hüküm verme yetkileri yoktur. Ancak fikir verme ve istişare yetkileri vardır. Karar ve fikirler asıl kadıyı ilzam edemez.
MADDE - 72: Kadı, yalnız kaza/yargı meclisinde hüküm verebilir, delil ve yemin de ancak kaza meclisinde geçerli olur.
MADDE - 73: Davaların çeşitlerine göre mahkemelerin dereceleri değişebilir. Belirli bir sınıra kadar bazı kadıların, belirli davalara tahsis edilmesi mümkündür. Ve bunlardan ayrı olan davalar diğer mahkemelere bırakılabilir.
MADDE - 74: İstinaf, temyiz mahkemeleri yoktur. Bir davadaki hüküm kesinlik bakımından tek derecelidir. Kadı bir hükmü verince hükmü yürürlüğe konur. Mutlak surette diğer bir kadının hükmü onu bozamaz.
MADDE - 75: Muhtesib, hadler ve cinayetler dahil olmamak üzere haklarında davacı bulunmayan kamu hukukuna ait bütün davalara bakan bir kadıdır.
MADDE - 76: Muhtesib, kaza/yargı meclisine lüzum olmaksızın nerede olursa olsun genel düzene aykırı gördüğü bütün hareketlere akabinde hüküm vermek hakkına sahiptir. Hüküm ve emirlerini yerine getirebilmesi için emrine bir miktar polis kuvveti verilir. Ve hükmü derhal yerine getirilir.
MADDE - 77: Muhtesib, kendilerinde muhtesibte aranan şartlar bulunan kimseleri kendisine vekil seçmek ve onları muhtelif yerlere gönderme hakkına sahiptir. Bu vekiller tayin edildikleri mahal ve bölgelerde kendilerine bırakılan davalarda muhtesiblik yapmak yetkisine sahiptirler.
MADDE - 78: İster halifeden ister halife dışındaki yöneticilerden ve memurlardan, tebaadan veya başkasından, devlet otoritesine sahip herhangi bir şahıstan, meydana gelecek zulmü kaldırmak için nasbedilen kadıya Mezalim kadısı denilir.
MADDE - 79: Mezalim kadısı halife veya başkadı tarafından tayin edilir. Fakat onun muhasebesi, cezalandırılması ve azli/görevden alınması halife ya da halife yetki verdiğinde mezalim mahkemesi tarafından olur. Ancak o, halife ya da tevfiz muavini ya da başkadı aleyhine bir mezalim davasına bakarken azledilmesi doğru olmaz.
MADDE - 80: Mezalim mahkemesindeki kadılar bir veya daha fazla sayıyla sınırlandırılmaz. Halife mahkemenin kadı sayısı ne kadar olursa olsun, zulümleri ortadan kaldırmak için ihtiyaç nisbetinde mezalim kadısı tayin eder. Ancak hüküm verilirken bir kadıdan başkasının hüküm verme yetkisi yoktur. Kaza/yargı celsesi sırasında mezalim kadıları, hüküm veren kadıyla bulunabilirler. Fakat istişareden başka bir yetkileri yoktur ve hüküm veren kadı’nın onların fikirleriyle iş yapması mecbur değildir.
MADDE - 81: Mezalim mahkemesi halifeyi görevden almaya yetkili olduğu gibi devlet kademelerindeki her görevli ya da yöneticiyi görevden alma yetkisine de sahiptir.
MADDE - 82: Mezalim mahkemesi, ister devlet teşkilatındaki şahıslarla ilgili olsun, ister halifenin şer'î hükümlere muhalefetiyle alakalı olsun, ister halifenin benimsediği anayasa, kanun ve sair şer’î hükümlerin naslarının anlaşılmasıyla alakalı olsun, ister herhangi bir vergi istemeye ait olsun, isterse bunlardan başka bir şey olsun her çeşit zulüm davasına bakar.
MADDE - 83: Mezalim yargılamasında, yargı meclisi şart olmadığı gibi, davalının çağırılması ve davacının bulunması da şart değildir. Hiç bir kimse davacı olmazsa bile mezalim mahkemesi zulüm davalarına bakmaya yetkilidir.
MADDE - 84: Herkes dava ve müdafaalarında ister erkek olsun, ister kadın olsun, ister müslim olsun, isterse gayri müslim olsun dilediği kimseyi vekil tayin edebilir. Bu hususta vekil ile müvekkil arasında bir fark yoktur. Vekilin ücret alması caizdir ve aralarındaki anlaşmaya göre müvekkilden, ücret alma hakkına sahiptir.
MADDE - 85: Muhtesib, mezalim kadısı, memur, idareci ve halife gibi kamu işlerinde bulunanlarla, veli ve vasi gibi özel yetkili bulunanlar, yalnız vasi, veli veyahut halife, yönetici, memur ve mezalim kadısı veya muhtesib olması itibarı ile dava ve müdafaa hususundaki yetkilerinde, yerlerine vekil bulma hakkına sahiptir. Bu hususta davacı ile davalı arasında fark yoktur.
MADDE - 51: Cihad emirinin dairesi şu dört daireden oluşur: Hariciye dairesi, Harbiye dairesi, İç güvenlik dairesi, Sanayi dairesidir. Bunları denetleyen ve yürüten cihad emiridir.
MADDE - 52: Hariciye dairesi, İslâm devleti ile yabancı devletler arasındaki alakaları ilgilendiren dış işleri üstlenir. Bu işler ne olursa olsun.
MADDE - 53: Harbiye dairesi, silahlı kuvvetlerle ilgili olan bütün işleri üstlenir. Ordu, polis, donatım, techizat, askeri işleri ve benzeri hususları üstlendiği gibi askeri okullar ve askeri burslarla da ilgilenir. Yine orduya İslâm kültürü ve genel kültürlerden gerekli olan kültürü temin etmek işiyle de ilgilendiği gibi savaş için ve savaşa hazırlıkla ilgili bütün işleri de yürütür.
MADDE - 54: İç güvenlik dairesi, güvenlikle ilgili olan her işi yapmayı üstlenir. Silahlı kuvvetler aracılığıyla memleketlerde güvenliği koruma işini üstlenir. Güvenliği korumak için de polis baş vasıta olarak kullanılır.
MADDE - 55: Sanayi dairesi, Sanayi ile ilgili bütün işleri yürütür. İster motor ve makine sanayi, araba, uçak, imalat sanayi kimyevi madde sanayi ve elektronik sanayi gibi ağır sanayi olsun, ister hafif sanayi olsun, ister kamu mülkiyetine dahil olan fabrikalar olsun, ister ferdi mülkiyete dahil olan harp sanayi ile ilgili fabrikalar olsun. Nitekim bütün fabrikalar ve bütün türleri harp siyaseti üzerine kurulmalıdır.
ORDU
MADDE - 56: Cihad müslümanlara farzdır. Askeri eğitim de mecburidir. Bu nedenle onbeş yaşına basan her müslüman erkeğin cihada hazırlanmak için askeri eğitim görmesi farzdır. Fakat asker olmak farz-ı kifayedir.
MADDE - 57: Ordu iki kısımdır: Birinci kısım; İhtiyati askerler ki, müslümanlardan silah taşıyabilecek olanlardır. İkinci kısım, daimi askerler ki, memurlar gibi kendilerine devlet bütçesinden maaş tahsis edilir.
MADDE - 58: Silahlı kuvvetler tek bir kuvvettir, o kuvvet de ordudan ibarettir. Ordudan özel fırkalar seçilerek özel şekilde düzenlenir ve belirli bir kültür verilir. Bu fırkalara polis denilir.
MADDE - 59: Polise genel düzeni koruma, iç güvenliği denetleme ve yürütme ile ilgili görevler verilir.
MADDE - 60: Ordu için sancak ve flamalar yapılır. Halife ordu komutanlığına tayin ettiği kişiye sancağı teslim eder. Fakat flamaları ordu komutanları verir.
MADDE - 61: Halife ordunun baş komutanıdır. Kendisi kurmay başkanını tayin ettiği gibi her orduya ve her kolorduya komutan tayin eder. Geri kalan ordu rütbelerini ise komutanlar tayin eder. Kurmaylıkta tayin ve terfiler ise harp bilgi derecesine göre kurmay başkanı tarafından yapılır.
MADDE - 62: Bütün ordu; özel ordugahlar da tek bir ordu haline getirilir. Ancak bazı ordugahların muhtelif vilayetlere ve bazılarının stratejik mevkilere konması icabeder. Bazıları da devamlı nakil ve hareket edebilecek vurucu kuvvet haline konur. Askeri ordugahlar bir çok grup halinde düzenlenir. Bu grupların her birine ordu denir. Ve her birine ayrı ayrı numaralar verilir. Birinci ordu, üçüncü ordu gibi... Veya amilliklerden veya vilayetlerden birinin adıyla adlandırılır.
MADDE - 63: Orduda en yüksek seviyede ve lüzumu kadar askeri talim yapmak gerekir. Askerin fikri seviyesini mümkün olduğu kadar yükseltmek, orduda bulunan herkesi genel şekilde de olsa, İslâmi uyanıklığı verecek İslâm kültürü ile donatmak gerekir.
MADDE - 64: Her askeri ordugahta muharebe usulüne sahip, tecrübeli, plan çizmeye vakıf ve savaşı yönetmeye ehil yüksek askeri malumata sahip, yeterli miktarda kurmay subay bulundurmak, bunların sayısını imkan nisbetinde umumi şekilde orduda çoğaltmak gerekir.
MADDE - 65: Orduda İslâmi ordu olması sıfatıyla, ödevini yapmasına imkan verecek, silah, cephane, levazım, mühimmat vs. gibi techizatı bulundurmak gerekir.
KAZA (YARGI )
MADDE - 66: Kaza/yargı, ilzam yolu üzere zoraki bağlayıcı şekilde hükmü bildirmektir. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkları neticeye bağlar, toplum hukukuna zarar veren şeyleri yasaklar, ister insanlarla yöneticiler veya memurlar arasında olsun, ister halife ile başkası arasında olsun, bütün şahısların arasındaki anlaşmazlıkları sonuçlandırır.
MADDE - 67: Halife, fıkıh ehlinden adil, akil, baliğ, müslim, hür ve erkek olan bir baş kadı tayin eder. İdari nizamnameye göre bu, diğer kadıları tayin, ceza ve görevden alma yetkisine sahiptir. Diğer mahkeme memurları, mahkeme işleri idaresini üzerine alan daire müdürüne bağlıdırlar.
MADDE - 68: Kadılar üç kısımdır:
1- Kadı: Ceza ve muamelat bakımından insanlar arasında olan davalara bakar.
2- Muhtesib: Toplum hakkına zarar veren aykırı hareketlere bakar.
3- Mezalim kadısı: Devletle insanlar arasında vaki olan anlaşmazlığa bakar.
MADDE - 69: Kadılık görevini üstlenen kimsede müslüman, hür, akil, baliğ, adil, fakih ve şeriat hükümlerini olaylara tatbikatta anlayışlı olmak şartları aranır. Mezalim kadılığı görevini üstlenenlerde, bu şartlara ilave olarak erkek ve müçtehid olmak şartları da aranır.
MADDE - 70: Kadı ve muhtesibin, kazada/ yargıda bütün beldelerdeki bütün davalara bakacak şekilde genel olarak tayin edilmesi caizdir. Özel bir mekan ve yargı çeşitlerine göre tayin edilmesi de caizdir. Fakat mezalim kadısı, yargı yönünden ancak genel olarak tayin edilir. Yer cihetinden ise memleketlerin her tarafına tayin edilmesi caiz olduğu gibi herhangi bir yerine tayini de caizdir.
MADDE - 71: Bir mahkemede hüküm verecek yalnız bir kadı bulunur. Bunun yanında bir veya daha fazla kadı bulunabilirse de bunların hüküm verme yetkileri yoktur. Ancak fikir verme ve istişare yetkileri vardır. Karar ve fikirler asıl kadıyı ilzam edemez.
MADDE - 72: Kadı, yalnız kaza/yargı meclisinde hüküm verebilir, delil ve yemin de ancak kaza meclisinde geçerli olur.
MADDE - 73: Davaların çeşitlerine göre mahkemelerin dereceleri değişebilir. Belirli bir sınıra kadar bazı kadıların, belirli davalara tahsis edilmesi mümkündür. Ve bunlardan ayrı olan davalar diğer mahkemelere bırakılabilir.
MADDE - 74: İstinaf, temyiz mahkemeleri yoktur. Bir davadaki hüküm kesinlik bakımından tek derecelidir. Kadı bir hükmü verince hükmü yürürlüğe konur. Mutlak surette diğer bir kadının hükmü onu bozamaz.
MADDE - 75: Muhtesib, hadler ve cinayetler dahil olmamak üzere haklarında davacı bulunmayan kamu hukukuna ait bütün davalara bakan bir kadıdır.
MADDE - 76: Muhtesib, kaza/yargı meclisine lüzum olmaksızın nerede olursa olsun genel düzene aykırı gördüğü bütün hareketlere akabinde hüküm vermek hakkına sahiptir. Hüküm ve emirlerini yerine getirebilmesi için emrine bir miktar polis kuvveti verilir. Ve hükmü derhal yerine getirilir.
MADDE - 77: Muhtesib, kendilerinde muhtesibte aranan şartlar bulunan kimseleri kendisine vekil seçmek ve onları muhtelif yerlere gönderme hakkına sahiptir. Bu vekiller tayin edildikleri mahal ve bölgelerde kendilerine bırakılan davalarda muhtesiblik yapmak yetkisine sahiptirler.
MADDE - 78: İster halifeden ister halife dışındaki yöneticilerden ve memurlardan, tebaadan veya başkasından, devlet otoritesine sahip herhangi bir şahıstan, meydana gelecek zulmü kaldırmak için nasbedilen kadıya Mezalim kadısı denilir.
MADDE - 79: Mezalim kadısı halife veya başkadı tarafından tayin edilir. Fakat onun muhasebesi, cezalandırılması ve azli/görevden alınması halife ya da halife yetki verdiğinde mezalim mahkemesi tarafından olur. Ancak o, halife ya da tevfiz muavini ya da başkadı aleyhine bir mezalim davasına bakarken azledilmesi doğru olmaz.
MADDE - 80: Mezalim mahkemesindeki kadılar bir veya daha fazla sayıyla sınırlandırılmaz. Halife mahkemenin kadı sayısı ne kadar olursa olsun, zulümleri ortadan kaldırmak için ihtiyaç nisbetinde mezalim kadısı tayin eder. Ancak hüküm verilirken bir kadıdan başkasının hüküm verme yetkisi yoktur. Kaza/yargı celsesi sırasında mezalim kadıları, hüküm veren kadıyla bulunabilirler. Fakat istişareden başka bir yetkileri yoktur ve hüküm veren kadı’nın onların fikirleriyle iş yapması mecbur değildir.
MADDE - 81: Mezalim mahkemesi halifeyi görevden almaya yetkili olduğu gibi devlet kademelerindeki her görevli ya da yöneticiyi görevden alma yetkisine de sahiptir.
MADDE - 82: Mezalim mahkemesi, ister devlet teşkilatındaki şahıslarla ilgili olsun, ister halifenin şer'î hükümlere muhalefetiyle alakalı olsun, ister halifenin benimsediği anayasa, kanun ve sair şer’î hükümlerin naslarının anlaşılmasıyla alakalı olsun, ister herhangi bir vergi istemeye ait olsun, isterse bunlardan başka bir şey olsun her çeşit zulüm davasına bakar.
MADDE - 83: Mezalim yargılamasında, yargı meclisi şart olmadığı gibi, davalının çağırılması ve davacının bulunması da şart değildir. Hiç bir kimse davacı olmazsa bile mezalim mahkemesi zulüm davalarına bakmaya yetkilidir.
MADDE - 84: Herkes dava ve müdafaalarında ister erkek olsun, ister kadın olsun, ister müslim olsun, isterse gayri müslim olsun dilediği kimseyi vekil tayin edebilir. Bu hususta vekil ile müvekkil arasında bir fark yoktur. Vekilin ücret alması caizdir ve aralarındaki anlaşmaya göre müvekkilden, ücret alma hakkına sahiptir.
MADDE - 85: Muhtesib, mezalim kadısı, memur, idareci ve halife gibi kamu işlerinde bulunanlarla, veli ve vasi gibi özel yetkili bulunanlar, yalnız vasi, veli veyahut halife, yönetici, memur ve mezalim kadısı veya muhtesib olması itibarı ile dava ve müdafaa hususundaki yetkilerinde, yerlerine vekil bulma hakkına sahiptir. Bu hususta davacı ile davalı arasında fark yoktur.