Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cennetten Mektup.... (1 Kullanıcı)

El_Kassam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
232
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
HÜZÜNLENMEMEK..AĞLAMAMAK ELDE DEĞİL...BİZDE BERAAT VERİLENLERDEN OLURUZ İNŞ....OKUYUN LÜTFEN........



Eski zamanların birinde saf mı saf temiz mi temiz, her şeye ve herkese kanan bir adam yaşarmış. Tüm muradı insanlara hizmet edip Rabbinin rızasını kazanmakmış. Fakat bazı kendini bilmez insanlar, onun bu saflığından yararlanıp, ona kötü şakalar yaparlar, üzerlermiş. Gel zaman git zaman, bu saf adamın köyünden bir grup insan umre ziyareti yapmaya karar verirler. Giderlerken bu adamcağızı da yanlarında götürmeye karar verirler. "Yolda biraz takılırız, zaman geçiririz." diye.

Nihayet uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra yüce Allah'ın evi Beytullah tüm heybetiyle görünmüş. Müslümanlar ve bizim iyilik timsali saf adamımız, heyecan ve sevinçle ona koşmuş ve umre vazifelerini yerine getirmişler. Yaklaşık on gün burada ibadet ve taatla meşgul olan kafile artık toparlanıyormuş. Şimdi Resûlullah'a varma zamanı gelmişti. Nur şehir Medine'ye gitmek için yola koyulmuşlardı. Mekke'den bir mil mesafe ayrılmışlardı ki, içlerinden biri çantasından birtakım kâğıtlar çıkarmış, acele ile arkadaşlarına dağıtmaya başlamış. "Bu nedir?" diyenlere:

"Susun, sessiz olun. Bizim saf adam duymasın, ona müthiş bir oyun hazırladım." demiş.

Kafilede olan herkese dağıtmış. O kâğıtlardan sadece saf adama vermemiş. Arkadaşları dayanamamış, "Çabuk anlat, oyunun nedir?" demişler. Adam:

"Bakın, birazdan saf adam gelecek. Bizlere ellerimizdeki kâğıtların ne olduğunu soracak."

"Eee, biz ne diyeceğiz?" diye atılmış arkadaşları.

"Diyeceğiz ki, bu kâğıtlar bize cennetten gelmiştir. Umre ziyaretimizi kabul eden Allah, bizlere beraatlarımızı gönderdi." diyeceğiz.

Arkadaşlarından bazıları:

"Fakat bu çok ağır bir şaka." dedilerse de bu işi yapmaya karar verdiler.

Biraz sonra saf adam yanlarına gelmişti. Birde ne görsün, herkesin elinde birtakım kağıtlar, onu öpüp kokluyorlar. Dayanamadı:

"Ey benim arkadaşlarım! Nedir o elinizdeki öpüp kokladığınız kâğıtlar?" diye sordu.

Hepsi birbirlerine kaş göz edip gülüşmüşlerdi. Bu oyunu hazırlayan zat ona:

"Aaa, senin bu kâğıtlardan haberin yok mu?"

"Hayır, yok."

"Ama nasıl olur, bak, hepimize gönderildi bundan."

"Fakat anlamıyorum, nedir onlar? Kim gönderdi?"

"Kim olacak, umremizi ve ibadetlerimizi beğenip kabul eden Allah gönderdi."

Saf adam âdeta beyninden vurulmuştu. Son baharda yaprakları dökülüp en ufak bir rüzgârda titreyen bir gül ağacı yaprağı gibiydi. Dudakları: "Rabbim! Rabbim! diye kıpırdıyordu.

Aniden yönünü Mekke'ye çevirdi. Kâbe karşısındaydı; birden olanca kuvvetiyle koşmaya başladı. Arkadaşlarının "Dur, gitme! Şaka yaptık." sözlerini duymuyordu bile. Onun gönlü yanmıştı, hem de nasıl bir yangın… Belki Nil nehri oraya aksa, söndüremeyecekti. Düşüyor, kalkıyor, ağlıyordu. Sonunda kavuşmuştu Beytullah'a. Ona öyle bir sarıldı ki, gözyaşlarını, Kâbe'nin örtüsü içine çekiyordu. Kalbini âlemlerin Rabbi olan Allah'a bağlamış haykırıyordu:

"Ey yüceler yücesi Allah'ım! Ey benim Rabbim! Niye benim beraatımı vermedin, ne kusur ettim? Allah'ım! Arkadaşlarım öyle mutlu ve sevinçli, ben böyle boynu bükük yetim kaldım. Rabbim! Sana yalvarıyorum! Benim de beratımı ver. Ne olur Allah'ım, beratımı ver!"

O, böyle yalvarırken, kafasına bir şeyin değip yere düştüğünü hissetti. Bir de ne görsün, arkadaşlarının ellerindeki kâğıtlardan çok daha güzel bir kâğıt. Hemen aldı, sevinçten ne yapacağını şaşırmıştı. Hemen kalktı kafilesine doğru koşmaya başladı. Bir yandan da bağırıyordu:

"Aldım! Aldım! Ben de beratımı aldım!…"

Arkadaşlarının hepsi şaşırmıştı. Adam yanlarına gelince, hemen elindeki kağıdı aldılar. O da neydi? Bu kâğıt nasıl da güzel kokuyordu! Hayatlarında hiç bu kadar güzel bir koku koklamamışlardı. Üstelik çok garip harika desenli bir kâğıttı. Şimdi hepsi telaşlanmışlardı, işin içinde bir iş vardı. Hiç vakit kaybetmeden hemen Mekke'ye döndüler ve o devrin büyük âlimi bir büyük zata gittiler. Kâğıdı ona verdiler. O âlim zat kâğıdı eline alır almaz, ayağa kalktı.

"Sübhanallah! Bu cennet kokusudur." dedi. Kâğıdı açınca hayret ve dehşeti arttı:

"Bu," dedi, "bu bir berattır. Falan adama yazılmıştır. Hem de nur mürekkeple yazılmıştır."

Hepsi donmuşlardı. Kimileri hüngür hüngür ağlıyordu. Âlim o saf adamı kucaklamış sakallarından, yüzünden, ellerinden öpüyordu.

"Ne olur bana dua et!" diye rica ediyordu.

Allah, bu saf kuluna rahmet etmiş, ona nazar edip mükâfatlandırmış ve arkadaşlarına da bir ders vermişti.

Allah resûlü’nün diyarından selâm var
 

nurışığı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
479
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Allah razı olsun kardeşim çok güzel bir paylaşım olmuş, emeğine sağlık selametle Allah yar ve yardımcınz olsun
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
allah razı olsun ders çıkarılması lazım
selam ve dua ile...
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
"Ey yüceler yücesi Allah'ım! Ey benim Rabbim! Niye benim beraatımı vermedin, ne kusur ettim? Allah'ım! Arkadaşlarım öyle mutlu ve sevinçli, ben böyle boynu bükük yetim kaldım. Rabbim! Sana yalvarıyorum! Benim de beratımı ver. Ne olur Allah'ım, beratımı ver!"
 

azizislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2006
Mesajlar
1,330
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allahın rahmeti işte...
Ahh bizede nerede o günler :(
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
"Allah, bu saf kuluna rahmet etmiş, ona nazar edip mükâfatlandırmış ve arkadaşlarına da bir ders vermişti.

Allah resûlü’nün diyarından selâm var"


ALLAHIm Efendimizin Selamına Muhatap olanlardan eyle bizi...
Ya RabbelAlemin ve Ya Er-Hamerrahimin bizlere huzuruna gelmiş bir dilenci gibi bak ve bize ne getirdin diye sorma, Dile Benden ne Dilersen diye Nida Buyur ve bizde Rıza-i İLAHİ ve NUR CEMALİN diyelim...

ALLAH razı olsun kardeşim...
Çok güzel bir paylaşımdı.
RABBİM bizlerede Rızasını Lütfetsin İnşallah...

(Bir kimse, kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişirse, kendisine iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı.) [Ebuşşeyh]

ALLAHa emanet olunuz kardeşim
Selam ve Dua ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt