Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cennette rü'yet yani rahmanın cemâline nazar (1 Kullanıcı)

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
f3a9e208885b07d478d08dbee6ebe604.jpeg

Bir ömür boyu O’nun yarattığı şu kâinattan, yine O’nun ihsan ettiği beden ile istifade eden ve her biri ayrı bir ilâhî ihsan olan akıl, kalp ve hissiyatıyla nice hakikatlere muhatap olan insanoğlu, kendisini bu kadar lütuflara gark eden Rabbini görmeyi elbette aşk derecesinde arzu ediyor.

İnsan kalbine yerleştirilen bu arzunun cevabı cennette verilecek ve böylece insan, cennet lezzetlerini çok gerilerde bırakan en ileri ihsana ermiş olacaktır. Rüyet hakkında çok münakaşalar cereyan etmiştir. Onların ayrıntısına girmeyeceğiz. Ana hatlarıyla, ehl-i sünnet alimleri rü’yetin hak ve câiz olduğunda, mahiyetinin ise bilinemeyeceğinde ittifak etmişlerdir. Dalâlet fırkalarından olan Mu’tezile mezhebinde ise rü’yet kabul edilmez.


Her şeyi akılla halletmeye çalışan insanoğlu, bu büyük tecellinin nasıl olacağına da az kafa yormuş değil. Gerçekte bu saha aklın değil, kalbin; düşüncenin değil, zevkin sahasıdır. Ama, akıl uzaktan uzağa da olsa bir şeyler anlamak, bazı ipuçları yakalamak ve tatmin olmak istiyor.

Allah Resulünün (asm.) ifadesiyle, "Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan kalbine gelmemiş" bir âlem olan cenneti ve en büyük bir ilâhî rahmet olan rü’yeti, bu dünyada nasıl anlayabilir ve nasıl kavrayabiliriz?

Ama insan aklı rahat durmuyor. Öte âlemde ihsan edilecek ve ancak orada zevk edilebilecek bir hakikatin aklî izahını bu dünyada istiyor.


Nur Külliyatından Sözler’de "Göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder." buyrulmakla, ruhun başka âlemleri bu göze muhtaç olmadan da seyredebileceğine işaret edilir. Bunun en güzel misâli rüya hadisesidir.

Mesnevî-i Nuriye’de ise "Ruhu cismaniyetine galib olan evliyanın işleri, fiilleri, sür’at-ı ruh mizânıyla cereyan eder." buyrulur. Bilindiği gibi, cihet ve yön ancak beden için söz konusudur. Ruh için ön, arka, sağ, sol gibi kelimeler kullanılmaz.

O halde, ruh bedene galip olunca yön ve cihet devreden çıkar ve ruh, her tarafı birlikte ve beraber görebilir. Nitekim, Allah Resulü (asm.), arkadan gelenleri de aynen öndekiler gibi rahatlıkla görürdü. Ehl-i cennetin ruhları bedenlerine galiptir. Bir anda birçok mekânda birlikte bulanabilirler. Ve yine cennet ehlinin görmeleri de bu dünyadakinden çok ileri bir seviyededir. Aralarında gölge ile asıl kadar fark vardır. Dünyada sadece maddi eşyayı görebilen insan gözü kabirden itibaren artık melekleri görmeye başlayacaktır.


Buna bir de, rü’yetteki ilâhî yakınlığın nuru eklendiğinde, o kâmil ruh, o anda bir feyze gark olacak ve Rabbini cihetten, mesafeden ve şekilden münezzeh bir keyfiyetle seyrederek, kendinden geçecek ve kalbi nice mânevî zevklerin cevelan ettiği bir ummana dönecek ve o bahtiyar kul, cennetten edindiği zevkle kıyaslanmayacak kadar ileri bir hazzı, Rabbinin rü’yetiyle tadacak, mest olacaktır.


Üstad Bediüzzaman hazretleri, vahdetül-vücut meşrebi için, "Tevhitte istiğraktır." buyurur. Bu fâni âlemdeki görme, işitme, yeme, içme kısacası her şey, ebediyet yurdundakilere göre ancak gölge derecesinde kaldığı gibi, bu dünyadaki istiğrak hâlinin aslı da tariflere sığmaz bir ulviyet ile, rü’yet hadisesinde kendini gösterecektir.

Rü’yeti müjdeleyen bir âyet-i kerime:"Nice yüzler o gün ışıldar, parlar; Rabbine nâzır (O’nun cemâline bakmaktadır)." (Kıyamet Suresi, 22)


Asrımızın büyük âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır, bu âyetin tefsirinde şöyle buyurur: "Ehl-i Sünnet âlimleri bu bakışı "görme" mânâsında anlayarak ahirette müminlerin Allah'ın cemalini göreceğini isbat etmişlerdir. "Beni asla göremezsin."(A'râf, 7/143) âyetine sarılan Mutezile de bu bakışı "bekleme" mânâsına yorumlamışlardır. Oysa gayesine ulaşmayan beklemenin neticesi neşe değil, hayal kırıklığı ile üzüntü olacağından burada sadece bekleme mânâsının doğru olamayacağını anlatır." Araf Suresi 143. ayette geçen "Beni asla göremezsin." cevabı, rü’yet talebinde bulunan Musa aleyhisselâma söylenmiştir.

Füsus şarihi, değerli bilim ve fikir adamı Ahmed Avni bey , Musa alehisselâmın rü’yet talep etmesini rü’yete delil olduğunu beyan eder ve buyurur ki: "Rü’yet muhâl olsaydı, Musa (a.s.) böyle bir talepte bulunmazdı."


Ahmed Avni Bey, rü’yet halinde kişinin kendinden geçeceğini, kendisinde varlık namına bir şey kalmayacağını, ilâhî tecelliye ve yakınlığa gark olacağını ifade ederek cennetteki rü’yet için önemli işaretler verir.


Rü’yetle ilgili bir âyet-i kerime: "İyi davrananlar için daha güzel karşılık, bir de ziyade vardır." (Yunus Suresi, 26) Ayette geçen "ziyade" kelimesini, Allah Resulü (a.s.m.), "rahmanın cemâline nazar" şeklinde tefsir etmişlerdir.

Prof.Dr.Alaaddin Başar
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
''Rü’yeti müjdeleyen bir âyet-i kerime:

Nice yüzler o gün ışıldar, parlar; Rabbine nâzır (O’nun cemâline bakmaktadır)."

(Kıyamet Suresi, 22)




Selamın Aleyküm Ferahhfeza Kardeşim...

Cumanız mubarek olsun ...Güzel bir yazıyı bizlerin istifadesine emek vererek hazırlamışsınız yüceliklerin en yücesi Rabbimiz sizlerden razı ve hoşnut olsun inşaAllah.
Bu güzel yazının arkasından yorum yazamayacağım.Konuya ışık tutması bakımında Rabiatü'l Adeviyenin Rabbimize yakarışını yazıyorum.





A L L A H I M.....!


EĞER CEHENNEMİNDEN KORKTUĞUM İÇİN İBADET EDERSEM,

BENİ CEHENNEMİNDE YAK....

EĞER CENNETİN İÇİN İBADET EDERSEM,

BENİ ONDAN MAHRUM BIRAK....

EĞER SENİN RIZAN İÇİN İBADET EDİYORSAM,

BENİ EBEDİ CEMALİNDEN MAHRUM ETME .

(Rabiatü'l Adeviye)




Cemalullahı görebilmeyi Yüce Mevlamız bütün kardeşlerimize lütfetsin inşaAllah. Selametle kalınız...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
''Rü’yeti müjdeleyen bir âyet-i kerime:

Nice yüzler o gün ışıldar, parlar; Rabbine nâzır (O’nun cemâline bakmaktadır)."

(Kıyamet Suresi, 22)



Selamın Aleyküm Ferahhfeza Kardeşim...

Cumanız mubarek olsun ...Güzel bir yazıyı bizlerin istifadesine emek vererek hazırlamışsınız yüceliklerin en yücesi Rabbimiz sizlerden razı ve hoşnut olsun inşaAllah.
Bu güzel yazının arkasından yorum yazamayacağım.Konuya ışık tutması bakımında Rabiatü'l Adeviyenin Rabbimize yakarışını yazıyorum.




A L L A H I M.....!


EĞER CEHENNEMİNDEN KORKTUĞUM İÇİN İBADET EDERSEM,

BENİ CEHENNEMİNDE YAK....

EĞER CENNETİN İÇİN İBADET EDERSEM,

BENİ ONDAN MAHRUM BIRAK....

EĞER SENİN RIZAN İÇİN İBADET EDİYORSAM,

BENİ EBEDİ CEMALİNDEN MAHRUM ETME .

(Rabiatü'l Adeviye)




Cemalullahı görebilmeyi Yüce Mevlamız bütün kardeşlerimize lütfetsin inşaAllah. Selametle kalınız...


aleykum selam degerli büğüyüm ..

cumamız hayır olsun efendim ..
ne güzel bir yakarıştır ...
ALLAH razı olsun teşekkür ederim ..

ne iyi ettiniz ..

amin ecmain ..

selam ve dua ile hayırla kalınız abi .
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt