Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cennet Sarayları Sabır Tuğlasıyla Örülüyor (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Cennet sarayları sabır tuğlasıyla örülüyo

Mehmet, anne ve babasından iyi bir terbiye almış, ahlaklı, dürüst, dindar bir gençti. En çok sevdiği insan babaannesiydi. Ondan dinî duygu ve düşünce adına çok şey öğrenmişti. En çok da babaannesinin şükür tavsiyesi onu etkilemişti. Babaannesi ona sık sık,
- Evladım! Biz çok zayıf insanlarız. İhtiyacımız çoktur. Rabb’imizin lütfu ise çok geniştir. Bize sayamayacağımız kadar nimet vermiş. O’na ne kadar şükretsek az. O yüzden her daim son nefesine kadar şükürle iki büklüm ol. O’nun lütfu da kahrı da hoştur. O’ndan ne gelirse gelsin her zaman hamd et, diyordu. Mehmet de bu sözleri kulağına küpe yapmıştı. Devamlı Rabb’ine şükrediyordu.

Artık Mehmet evlilik çağına gelmişti. Aile büyüklerinin tavsiyesi üzerine helal süt emmiş, kendisi gibi dindar bir hanım kızla evlendi. Bundan dolayı da Rabb’ine çok şükretti. İki rekat şükür namazı kıldı.

Mehmet, eşiyle çok iyi anlaşıyordu. Birbirlerini kırmamaya dikkat ediyorlar, huzurlu ve mutlu bir aile hayatı yaşıyorlardı. Bu mutlu aileye mutluluklarını ikiye katlayacak bir müjde lazımdı. Bu müjde de fazla gecikmeden gelmişti. Mehmet, baba olacaktı. O kadar çok sevinmişti ki, hemen bir abdest aldı ve şükür secdesi yaptı ve Rabb’ine şöyle dua etti:

- Allah’ım! Hiç layık olmadığım halde bana pek çok lütufta bulunuyorsun. Nimetlerinin şükründen acizim ya Rabbi! Sana kâinatın zerreleri adedince hamd ve sena ediyorum. Doğacak yavrumuzu halis bir evlat eyle ve Sen’in rızandan bir lahza olsun ayrılmamasını nasip et.

Dokuz ay çok çabuk geçmişti. Mehmet’in nur topu gibi bir oğlu dünyada gelmişti. Adını eşiyle istişare ederek Abdullah koydular. Abdullah doğduktan sonra hayatları daha da değişmişti. Çünkü onlar artık evde üç kişiydiler. Hayatlarını tamamen Abdullah’a göre ayarlamışlardı. Adeta Abdullah’la oturup Abdullah’la yatıyorlardı. Aradan üç yıl geçmişti. Abdullah artık konuşmaya başlamıştı. Evde çeşitli muziplikler yapıyor, yarım diliyle anne ve babasını güldürüyordu. Babası namaz kılarken, o da yanında duruyor, onunla beraber namaz kılıyordu. Akşam olduğunda Mehmet evde sesli olarak kitap okuyor, Abdullah ve annesi de Mehmet’i dinliyorlardı.

Mehmet ve ailesi böyle mutlu bir hayat sürerken bir gece Abdullah’ın ansızın ateşi çıkıvermişti. Annesi, biraz da anne şefkatiyle paniklemişti. Mehmet,

- Bir şey olmaz. Daha önce de böyle çok ateşlenmişti. Hemen bez ve su getir ateşini düşürelim, dedi.

Gece boyu uğraştılar ama Abdullah’ın ateşi bir türlü düşmüyordu. Gözlerinin altları da mor mor olmuştu. Mehmet, hemen bir doktor çağırmak için evden çıktı. Doktor kasabadaydı. Köyden kasabaya gitmek ise üç saati buluyordu. Üç saat gidiş, üç saat da geliş toplam altı saat sonra doktor köye gelebilmişti. Hemen Abdullah’ın yanına gitti. Onu muayene etti. Abdullah’ın durumu hiç de iyi değildi. Annesi, doktorun ifadesinden oğlunun durumunun ciddi olduğunu anlamıştı.

- Doktor bey! N’olursunuz söyleyin, oğlum iyileşek değil mi?

Doktor, bir şey söylemeden Mehmet’i çağırarak dışarı çıktı. Mehmet’e çok geç kalındığını, oğlunun sayılı dakikaları olduğunu söyledi ve kasabaya doğru yola koyuldu. Mehmet odaya girdi. Eşinin ağlamaktan gözleri kan çanağına döndü. Mehmet, yatağın başına diz çökerek oğlunun başını okşuyordu. Çok duygulanmıştı. Artık daha fazla gözyaşlarını tutamamıştı. Bir yandan ağlıyor, bir yandan da şöyle diyordu:

- Canım oğlum! İnşallah cennette görüşeceğiz. Baban sana doyamadı. Ama olsun. Seni bize bir hediye olarak Rabb’imiz verdi. Veren O, alan da O. Emrine karşı boynumuz kıldan ince. O’na binlerce hamd ve sena olsun.

Abdullah son nefesini vermişti. Bu sırada ötelerde Cenab-ı Hak ile ölüm meleği Azrail (aleyhisselam) arasında şöyle bir diyalog yaşanıyordu:

- Kulumun ciğerparesini elinden aldınız. Kulum bu durumu nasıl karşıladı? Ne söyledi?

- Ya Rabbi! Sabretti ve Sana şükretti.

- Bu kulum için cennette bir köşk yapın ve adını da “Hamd (şükür) köşkü” olarak koyun.

Evet, her durumda Allah’a şükretmek ve sabretmek sonunda da cennetleri kazanmak varken, başımıza bir bela geldiği zaman bir anlık öfke ile Allah’a isyan etmek doğru değildir. Kişinin bu öfke dolu isyanla kendini rahatlatmaya çalışması bir aldanmışlıktır. Böylesi kimselerin sonuçta rahata kavuşmadıkları gibi cenneti kaybetme tehlikeleri de vardır.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Cennet Sarayları Sabır Tuğlasıyla Örülüyor

sabır acıdır ama meyvası tatlıdır S.A B)B)
 

nurrumeysa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2006
Mesajlar
243
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Cennet Sarayları Sabır Tuğlasıyla Örülüyor

ALLAH RAZI OLSUNB) SABREDİPTE CENNETE KAVUŞAN KULLARDAN EYLESİN AMİNB)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Cennet Sarayları Sabır Tuğlasıyla Örülüyor



Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi...
Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar... Adam çok susamıştı... Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular..
Rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın...
Adam köpeği ile birlikte kadına yaklaştı ve sordu:"Affedersiniz... Burası neresi?''
Kadın ona gülümsedi:"Burası Cennet, efendim". Adam bunun üzerine sevinçle "Harika...!!!"dedi.
"Peki bana biraz su verebilir misiniz? Gerçekten çok susadım"....
Kadın cevap verdi: "Tabi efendim, içeri girin...içeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz....."

Böylece adam köpeğine döndü, "Hadi oğlum içeri giriyoruz" diyerekkapıya yürüdü... ama kadın onu birden durdurdu:
"Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez... hayvanları içeri almıyoruz..."
Bunun üzerine adam bir an durdu, düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam tersi yönünde yürümeye koyuldular....
Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı...
Adam sordu:"Affedersiniz.... bana biraz su verebilir misiniz??"
Dede "ıçeri gel" dedi... "kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..."
Adam sordu: "Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?"
Dede " Tabii..." dedi. "çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kase bulacaksın..."
Bunun üzerine adam kapıdan girdi... biraz yürüdükten sonra sağ tarafta çeşmeyi buldu..

Adam çeşmeden köpek de oracıktaki kaseden doya doya içerek susuzluklarını giderdiler....
Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu: "Su için çok teşekkür ederim... Peki burası neresi..?"
Dede "Burası cennet" dedi. Bunu duyan adam şaşırdı:
"Ama nasıl olur...? az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler..."

Dede "şu rengarenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi... "ama orası Cehennem.."
Adam iyice şaşırmıştı: "Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz..??

" Dede gülümsedi: "Kızmıyoruz...çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar...."
Dostlarınızı yarı yolda Bırakmayın. Bir dostun derdine
herkes üzülebilir, bu çok kolaydır. Bir dostun başarısına
sevinebilmek ise sağlam bir karakter gerektirir...

Hayata değer bir yasam, sevmeye değer bir aşk, dostluğa değer
bir arkadaşlıktan asla vazgeçme.
NE EKSİK NE FAZLASINI ARA VE SENİ ÜZENLE ASLA
UĞRAŞMA!

S.A
 

tebessumd

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2006
Mesajlar
1,010
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Cennet Sarayları Sabır Tuğlasıyla Örülüyor

ALLAH CC RAZI OLSUN.ELİNİZE SAĞLIK.B)B)B)
 

BRC

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Kas 2006
Mesajlar
236
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Cennet Sarayları Sabır Tuğlasıyla Örülüyor

Allah razı olsun.
B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt