Hz Muhammed (s.a.v) ‘in medeniyeti gül medeniyetidir.İnsanî duyguları renklendirir,yürekleri rahatlatır.Yaprak yaprak, sabrı, güler yüzü süsler. Bu vasıflar ‘’En üstün vasıflı’’ insanın yaratılışına uygun olarak yaşayabilmesinin tek çıkış yoludur.
O’nun medeniyeti sevgidir, sevdadır. O’nun medeniyeti bilmektir, ama bilmeyeni horlamak değil. O’nun medeniyeti dünya ve ahiret mutluluğu için kazançlı çıkarmaktır. O’nun yolundan gidenler, kitap, kalem, musiki, ilim, çiçek medeniyeti kurmuşlar.
Allah, insan medeniyetinin son ve en mükemmel örneği olarak ‘’Hz. Peygamberi göndermiştir. Peygamber sadece Allah’tan vahiy alan, ve sadece bunu insanlara bildiren kimse değildir. O yaşanması istenen hayatın ta kendisidir.
İnsanın çıkacağı en üstün mevki O’nun ahlakının, O’nun terbiyesinin yaşam tarzı olmasıdır.
Böylesine bir ‘’Gül medeniyetine’’ teslim olmuş, bilmiş, sevmiş, sahiplenmiş kişilerin batının hayatını, başıboş, gayesiz çırpınışını örnek almaya çalışması ne büyük bir gaflet ve zaman kaybıdır.
Şimdi batı medeniyeti diye bir cümle kurduk farz edelim.Yıllarca İslam’ın engin müsamahasını, Hz.. Peygamberin şefkat ve merhametini, adaleti ile terbiye anlayışını özümsemiş olan Türk milleti, farklı fikir ve inançta ki kişileri hakkaniyetle tutmuş ve korumuştur. Böyle olduğu halde sadece Ermeniler yıllarca sütünü içtiği, ekmeğini yediği bu milleti aradan yıllar geçmesine rağmen (güçsüz gördüğü bir anda) arkadan vurmuş, düşmanla işbirliğine girmiştir.
İslam da zorlama yoktur. Herkes inancında hürdür. Bugün Hıristiyan batı topluluklarının İslam’a ve Müslümanlara bakışı acaba gerçek hürriyet ve insan hakları ile ne kadar bağdaşır.
Kur’an– Kerimde, ehl– kitap (Hıristiyan ve Yahudi) olanlar ile ilgili ilişkiler ortaya konurken; onlarla konuşmayın,onlara insanca davranmayın,onlarla alış veriş yapmayın denmiyor. Sadece ‘’Onları dost edinmeyin’’ deniyor. Çünkü onlar gerçek dost olamazlar. Dostluk, insanın her yönüyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak, sevgide kaynaşmak, damlada bütün olmaktır. İnsan ruhunun bütününe etki eden bir inanç farklılığının gerçek bir dostlukla bütünleşmesi mümkün değildir.
O’nun medeniyeti sevgidir, sevdadır. O’nun medeniyeti bilmektir, ama bilmeyeni horlamak değil. O’nun medeniyeti dünya ve ahiret mutluluğu için kazançlı çıkarmaktır. O’nun yolundan gidenler, kitap, kalem, musiki, ilim, çiçek medeniyeti kurmuşlar.
Allah, insan medeniyetinin son ve en mükemmel örneği olarak ‘’Hz. Peygamberi göndermiştir. Peygamber sadece Allah’tan vahiy alan, ve sadece bunu insanlara bildiren kimse değildir. O yaşanması istenen hayatın ta kendisidir.
İnsanın çıkacağı en üstün mevki O’nun ahlakının, O’nun terbiyesinin yaşam tarzı olmasıdır.
Böylesine bir ‘’Gül medeniyetine’’ teslim olmuş, bilmiş, sevmiş, sahiplenmiş kişilerin batının hayatını, başıboş, gayesiz çırpınışını örnek almaya çalışması ne büyük bir gaflet ve zaman kaybıdır.
Şimdi batı medeniyeti diye bir cümle kurduk farz edelim.Yıllarca İslam’ın engin müsamahasını, Hz.. Peygamberin şefkat ve merhametini, adaleti ile terbiye anlayışını özümsemiş olan Türk milleti, farklı fikir ve inançta ki kişileri hakkaniyetle tutmuş ve korumuştur. Böyle olduğu halde sadece Ermeniler yıllarca sütünü içtiği, ekmeğini yediği bu milleti aradan yıllar geçmesine rağmen (güçsüz gördüğü bir anda) arkadan vurmuş, düşmanla işbirliğine girmiştir.
İslam da zorlama yoktur. Herkes inancında hürdür. Bugün Hıristiyan batı topluluklarının İslam’a ve Müslümanlara bakışı acaba gerçek hürriyet ve insan hakları ile ne kadar bağdaşır.
Kur’an– Kerimde, ehl– kitap (Hıristiyan ve Yahudi) olanlar ile ilgili ilişkiler ortaya konurken; onlarla konuşmayın,onlara insanca davranmayın,onlarla alış veriş yapmayın denmiyor. Sadece ‘’Onları dost edinmeyin’’ deniyor. Çünkü onlar gerçek dost olamazlar. Dostluk, insanın her yönüyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak, sevgide kaynaşmak, damlada bütün olmaktır. İnsan ruhunun bütününe etki eden bir inanç farklılığının gerçek bir dostlukla bütünleşmesi mümkün değildir.