UniqueDemon
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Şub 2009
- Mesajlar
- 119
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 34
Cennet Hayatı
İnsanın ALLAH'a imana sarılıp O'na bağlanmasında, en büyük kaygı ve korkusu olan yok olmaktan kurtulma ve ALLAH'ın kendisine tükenmeyecek bir hayat bahşetmesi ümidinin büyük etkisi vardır Nitekim insanların kendi kendilerine yetmediklerini ve ALLAH'a muhtaç olduklarını, ALLAH'ın dilerse onları yok edip yerlerine başka varlıklar yaratabileceğini ifade eden ayetlerde (Fâtır, 15-16) bu hususa da işaret vardır Ebedî mutluluğun simgesi olan cennete kavuşma ümidi, bütün müslümanlar için hayatın birçok güçlüklerine göğüs germeyi, fedakârlık göstermeyi göze aldıran bir faktör olmuştur İlk İslam şehidleri Sümeyye - Yâsir ailesinin bu uğurda çektikleri çilelerden günümüz İslam dünyasındaki mücadelelere kadar müslümanların davranışlarında cennet idealinin en önemli etken olduğu şüphesizdir
İslam dini ALLAH’ın seçkin kullarına nasıl bir cennet hayatı vaad etmektedir? Bu hayatın konu ile ilgili nasların birleştiği ve önemle vurguladığı iki özelliği vardır: Arzulanan her şey ve ebediyet Bir ayet-i kerimede şöyle denilmektedir: “Gönüllerin özleyeceği, gözlerin hoşlanacağı her şey orada vardır Ve siz orada ebediyen kalacaksınız” (43/Zuhruf, 71) Dünya hayatında duyu organlarıyla algılanamayan meleklerin insanlara hizmet ettiği, onları koruduğu, ALLAH yolunda yürüyenler için esenlik dilediği Kur’an’ın çeşitli beyanlarından anlaşılmaktadır Ahiret âleminde melekler inançlı ve dürüst insanlara görünmeye başlayacaklar ve yeni hayata intibakları sırasında korku ve üzüntüye düşmemelerini telkin ederek onlara şöyle diyeceklerdir: “Biz dünya hayatında da ahirette de sizin dostlarınızız Canlarınız ne isterse, gönlünüz ne dilerse burada sizin için hazırdır Bütün bunlar, merhamet eden ve bağışlayan ALLAH’ın bir ikramıdır” (41/Fussılet, 30-32)
Hz Peygamber, çeşitli münasebetlerle cennetteki sınırsız imkân ve mutluluklardan söz ettiğinde yanında bulunanlar zaman zaman cennette at, deve vb şeylerin de bulunup bulunmadığını sormuşlar, o da, “ALLAH sizi cennete koyarsa orada canınızın arzuladığı ve gözünüzün hoşlandığı her şeyi bulursunuz” şeklinde cevap vermiştir (Tirmizî, Sıfatü’l-cennet 11) Hz Peygamber, cennet hayatının imkân ve nimetlerinin genel anlamda fevkalâde olduğunu belirtmekle birlikte ayrıntılı tasvirlere girmemiştir Cennet halkının arzu ettiği her şeyin gerçekleşeceği ilkesine karşı, “başkalarına zarar verici, erdemsiz, çelişkili oluşu sebebiyle imkânsız şeyler talep edilirse durum ne olacak?” şeklinde teorik olarak bir itiraz ileri sürülebilirse de, cennete girecek insanlar fizyolojik ve psikolojik kusurlardan arınmış olacaklarından pratikte böyle bir talebin vuku bulmayacağı açıktır
İnsanın ALLAH'a imana sarılıp O'na bağlanmasında, en büyük kaygı ve korkusu olan yok olmaktan kurtulma ve ALLAH'ın kendisine tükenmeyecek bir hayat bahşetmesi ümidinin büyük etkisi vardır Nitekim insanların kendi kendilerine yetmediklerini ve ALLAH'a muhtaç olduklarını, ALLAH'ın dilerse onları yok edip yerlerine başka varlıklar yaratabileceğini ifade eden ayetlerde (Fâtır, 15-16) bu hususa da işaret vardır Ebedî mutluluğun simgesi olan cennete kavuşma ümidi, bütün müslümanlar için hayatın birçok güçlüklerine göğüs germeyi, fedakârlık göstermeyi göze aldıran bir faktör olmuştur İlk İslam şehidleri Sümeyye - Yâsir ailesinin bu uğurda çektikleri çilelerden günümüz İslam dünyasındaki mücadelelere kadar müslümanların davranışlarında cennet idealinin en önemli etken olduğu şüphesizdir
İslam dini ALLAH’ın seçkin kullarına nasıl bir cennet hayatı vaad etmektedir? Bu hayatın konu ile ilgili nasların birleştiği ve önemle vurguladığı iki özelliği vardır: Arzulanan her şey ve ebediyet Bir ayet-i kerimede şöyle denilmektedir: “Gönüllerin özleyeceği, gözlerin hoşlanacağı her şey orada vardır Ve siz orada ebediyen kalacaksınız” (43/Zuhruf, 71) Dünya hayatında duyu organlarıyla algılanamayan meleklerin insanlara hizmet ettiği, onları koruduğu, ALLAH yolunda yürüyenler için esenlik dilediği Kur’an’ın çeşitli beyanlarından anlaşılmaktadır Ahiret âleminde melekler inançlı ve dürüst insanlara görünmeye başlayacaklar ve yeni hayata intibakları sırasında korku ve üzüntüye düşmemelerini telkin ederek onlara şöyle diyeceklerdir: “Biz dünya hayatında da ahirette de sizin dostlarınızız Canlarınız ne isterse, gönlünüz ne dilerse burada sizin için hazırdır Bütün bunlar, merhamet eden ve bağışlayan ALLAH’ın bir ikramıdır” (41/Fussılet, 30-32)
Hz Peygamber, çeşitli münasebetlerle cennetteki sınırsız imkân ve mutluluklardan söz ettiğinde yanında bulunanlar zaman zaman cennette at, deve vb şeylerin de bulunup bulunmadığını sormuşlar, o da, “ALLAH sizi cennete koyarsa orada canınızın arzuladığı ve gözünüzün hoşlandığı her şeyi bulursunuz” şeklinde cevap vermiştir (Tirmizî, Sıfatü’l-cennet 11) Hz Peygamber, cennet hayatının imkân ve nimetlerinin genel anlamda fevkalâde olduğunu belirtmekle birlikte ayrıntılı tasvirlere girmemiştir Cennet halkının arzu ettiği her şeyin gerçekleşeceği ilkesine karşı, “başkalarına zarar verici, erdemsiz, çelişkili oluşu sebebiyle imkânsız şeyler talep edilirse durum ne olacak?” şeklinde teorik olarak bir itiraz ileri sürülebilirse de, cennete girecek insanlar fizyolojik ve psikolojik kusurlardan arınmış olacaklarından pratikte böyle bir talebin vuku bulmayacağı açıktır