Her mümin kendini hesaba çekmeli, iyi yada kötür yaptıklarını düşünmeli ve nerden gittiğine çok sık göz atmalıdır. Zira insan her an nefsiyle ve şeytanıyla beraberken, hataların ardı arkası kesilmez. Gaflette olan insanoğlu sık sık akıbetini düşünürse, toparlanır ve ne yapmam lazım eksiklerim nelerdir? diye kendine sorduğunda, hatalarını tek tek tesbit edip çok ciddi bir adımla istediği noktaya gelebilir. Nerden başlamam lazım diye bir sorarsak öncelikle Allah için vermekten başlamalıyız. Zira insanı cennete götüren ve dalları dünyayay uzanan ağaç cömertliktir bir önceki yazımızda ifade ettiğimiz gibi bugün inşallah o hasletin ki insanda olmazsa cennet ona haramdır! yani cömertliği anlatmaya çalışacağız. Allah Rasulü cömertlik hususunda şöyle der cömertlik cennette bir ağaçtır. Aişe Sıddıka r.anha da Allah Rasulünün şöyle söylediğini aktarmıştır. Allah’ü Teala veli kullarını cömert ve güzel ahlaklı yaratmıştır.
Cabir’den rivayet ediliyor:
Peygamberimiz buyuruyor iki huy vadır ki Allah onları beğenir: Güzel huy ve cömertlik iki huyda vardır ki Allah onlara kızar: Kötü ahlak ve cimrilik Allah bir kulun hayrını (aracı kılar) Mikdam b. Şurayh babası kanalıyla dedesinin şöyle söylediğini aktarmıştır. Allah Rasulüne ya Rasulüllah bana, beni cennete sokacak bir amel göster dedim. Şöyle buyurdu. Bol bol yemek yedirmek selamı yaymak ve sözün güzeli mağfireti gerektiren sebeplerdendir buyurdu. Allah’ü Teala buyurdu:
Bu din kendim için beğendiğim bir dindir. Ona ancak güzel ahlak yaraşır. İbni Abbas da Rasulullah’ın şöyle söylediğini aktarır. Cömert kişinin günahına aldırmayın. Çünkü o kaydıkça Allah onun elinden tutar.
İbni Ömer rivayet ediyor: Allah Rasulü buyurdu;
Allah’ü Teala’nın bir takım kulları vardır. Öteki kulların yararına ??? üzere kendilerine nimetler bahşetmiştir. Cimrilik yapıp sahip oldukları imkanları Allah’ın kullarının yararına sarfetmezlerse Allah nimetlerini ellerinden alır başkalarına verir. Hz. Hüseyin efendimiz şöyle buyuruyor
Malını isteyenlere veren cömert sayılmaz. Cömert, Allah’ın hakların yerine getirmekle ibadet edenlere öncelik verip kendiliğinden yardımda bulunan ve karşıdan teşekkür beklemeyen kişidir. Hasani Basriye sorulur cömertlik nedir? Cevap verir malınla Allah yolunda cömertlik vermelidir yapmandır. Peygamberimizin üç yakınının cömertliği ve göçebe kadın EbulHasan el medai anlatıyor:
Bir keresinde Peygamberin torunları Hasan ile Hüseyin ve Peygamberin amcası Cafer’in oğlu Abdullah hacca gitmek üzere yola çıkarlar. Eşyalarının bulunduğu kervan geçip gider. Bu üç zat acıkıp susarlar derken çadırında oturmakta olan yaşlı bir kadının yanına uğrarlar ve: İçecek bir şeyin varmı? diye sorarlar evet 1 koyunumum var sağın sütünü tadın der onlar dediğini yaparlar. Peki yiyecek birşeyin varmı? Hayır ama koyundan birşeyim yok, biriniz koyunu kesin ben yemek hazırlayayım yiyin der. Onlarda koyunu kesip soyup doğrarlar kadın yemek hazırlayıp onları yedirir içirir. İstirahatlarını yapıp hareket edecekleri sıra: Biz kureyşteniz şu tarafa gidiyoruz, sağlıkla döndüğümüzde bize gel sana yilikte bulunuruz onlar ayrıldıktan sonra kocası gelir kadın olayı anlatır,
Adam çok kızar ve Allah seni kahretsin koyunumuzu tanımadığın kişilere kestirip ikram ettin birde kalkmış onların kureyşten olduklarını söylüyorsun der. Bir süre sonra bu karı koca Medine’ye göç etmek zorunda kalır etraftan topladıkları tezek parçalarını satıp geçimlerini öyle sağlıyorlardı. Bir gün kadın Medine sokaklarından geçerken Hz. Hasanı tanımaz kölesini göndererek kadını çağırtır, kadın gelir. Hz. Hasan Hanımefendi beni tanıdınız mı? Hayır der. Ben falan zaman sana konuk olan üç kişiden biriyim. Anam babam kurban olsun sahi sen o musun? Evet bsundan sonra Hz. Hasan emir verir zekat koyunlardan kendisine bin koyun satın almasını ve ayrıca bin altın verilmesini buyurur ve ardından kadını kölesiyle birlikte kardeşi Hüseyi’ne gönderir. Hüseyin
Kardeşim ne kadar ihsanda bulundu? Bin koyun bin altın. Bunun üzerine Hz. Hüseyin de kadına bin koyun ve bin altın verilmesini emreder ve ardından kadını kölesiyle birlikte Abdullah b. Cafere gönderir. Abdullah: Hasan ile Hüseyin ne kadar ihsanda bulundular? İkibin koyun ve ikibin altın. Bunun üzerine Abdullah ikibin koyun ve ikibin altın verilmesiin buyurur ve kadına önce bana gelseydin Hasan ile Hüseyini zor duruma sokardım der. Kadın dört bin koyunu ve dört bin altını alır kocasının yanına döner. İbni Abbas rivayet ediyor.
Hz. Ali (r.anha) Hayberli şem’un isminde bir yahudiden üç gün iftar edebilmek için ödünç olarak üç çömlek arpa aldı.
Hz. Fatıma (r.anha) arpanın bir çömleğini öğütüp kendi adetleri kadar, yani 5 tanecik ekmek yaptı. Akşam olup iftarı bekliyorlardı o sırada bir fakir gelip Esselamü aleyküm ya Muhammet ehli beyti ben müslüman bir fakirim Beni doyurunuz ki Allah sizleri cennet sofraları ile doyursun dedi. Onlar derhal sofralarındaki ekmekleri bu fakir miskine ikram ettiler. Kendileri su ile iftar ettiler. Ertesi günü oruca devam ettiler. Hz. Fatıma (r.anha) o gün arpanın ikinci çömleğinide ekmek yaptı. AKşam olunca ekmeği sofraya koydular ve iftarı bekliyorlardı derken kapıya bir yetim geldi Esselamü aleyküm ya muhammet ehli beyti ben muhacir çocuklarından bir yetimim babam Akabe harbinde şehid oldu beni doyurunuz. Allah sizi cennet taamlarıyla diyorlar dedi. Yine ekmeklerini yetime ikram ettiler. Hz. Fatıma annemiz üçüncü çömlekteki arpayıda ekmek yaptı. Akşam olunca yine sofrayı önlerine koydukları sırada bu seferde kapıya bir fakir esir geldi ve: Esselamü aleyküm ey Allah’ın elçisinin ehli beyti ben esirlerden biriyim. Bana ikram ediniz Allah’da sizlere cennet taamlarından ikram eylesin dedi. Bu kezde sofralarındaki yiyeceği esire ikram ettiler. Cenabı hak bu konuda insan süresi, ayet 8’de şöyle buyuruyor. Hakiki müminler Allaha olan muhabbetinden dolayı kendi yiyeceklerine miskine yetime ve esire (yani fakire) ikram ederler. Peygamberimizin Ehlibeytinde sahabeyi kiramda ve Allah dostlarında sayısız örnekler vardır bizlerde onlarla aynı cenneti talep ediyorsak kendimizi gözden geçirip bu güzel halleri edinebilmek için biraz gayret göstermemiz gerekmektedir. Cenabı Hak bizlerde cömert kullarından eylesin.
Hayriye Bektaş
Cabir’den rivayet ediliyor:
Peygamberimiz buyuruyor iki huy vadır ki Allah onları beğenir: Güzel huy ve cömertlik iki huyda vardır ki Allah onlara kızar: Kötü ahlak ve cimrilik Allah bir kulun hayrını (aracı kılar) Mikdam b. Şurayh babası kanalıyla dedesinin şöyle söylediğini aktarmıştır. Allah Rasulüne ya Rasulüllah bana, beni cennete sokacak bir amel göster dedim. Şöyle buyurdu. Bol bol yemek yedirmek selamı yaymak ve sözün güzeli mağfireti gerektiren sebeplerdendir buyurdu. Allah’ü Teala buyurdu:
Bu din kendim için beğendiğim bir dindir. Ona ancak güzel ahlak yaraşır. İbni Abbas da Rasulullah’ın şöyle söylediğini aktarır. Cömert kişinin günahına aldırmayın. Çünkü o kaydıkça Allah onun elinden tutar.
İbni Ömer rivayet ediyor: Allah Rasulü buyurdu;
Allah’ü Teala’nın bir takım kulları vardır. Öteki kulların yararına ??? üzere kendilerine nimetler bahşetmiştir. Cimrilik yapıp sahip oldukları imkanları Allah’ın kullarının yararına sarfetmezlerse Allah nimetlerini ellerinden alır başkalarına verir. Hz. Hüseyin efendimiz şöyle buyuruyor
Malını isteyenlere veren cömert sayılmaz. Cömert, Allah’ın hakların yerine getirmekle ibadet edenlere öncelik verip kendiliğinden yardımda bulunan ve karşıdan teşekkür beklemeyen kişidir. Hasani Basriye sorulur cömertlik nedir? Cevap verir malınla Allah yolunda cömertlik vermelidir yapmandır. Peygamberimizin üç yakınının cömertliği ve göçebe kadın EbulHasan el medai anlatıyor:
Bir keresinde Peygamberin torunları Hasan ile Hüseyin ve Peygamberin amcası Cafer’in oğlu Abdullah hacca gitmek üzere yola çıkarlar. Eşyalarının bulunduğu kervan geçip gider. Bu üç zat acıkıp susarlar derken çadırında oturmakta olan yaşlı bir kadının yanına uğrarlar ve: İçecek bir şeyin varmı? diye sorarlar evet 1 koyunumum var sağın sütünü tadın der onlar dediğini yaparlar. Peki yiyecek birşeyin varmı? Hayır ama koyundan birşeyim yok, biriniz koyunu kesin ben yemek hazırlayayım yiyin der. Onlarda koyunu kesip soyup doğrarlar kadın yemek hazırlayıp onları yedirir içirir. İstirahatlarını yapıp hareket edecekleri sıra: Biz kureyşteniz şu tarafa gidiyoruz, sağlıkla döndüğümüzde bize gel sana yilikte bulunuruz onlar ayrıldıktan sonra kocası gelir kadın olayı anlatır,
Adam çok kızar ve Allah seni kahretsin koyunumuzu tanımadığın kişilere kestirip ikram ettin birde kalkmış onların kureyşten olduklarını söylüyorsun der. Bir süre sonra bu karı koca Medine’ye göç etmek zorunda kalır etraftan topladıkları tezek parçalarını satıp geçimlerini öyle sağlıyorlardı. Bir gün kadın Medine sokaklarından geçerken Hz. Hasanı tanımaz kölesini göndererek kadını çağırtır, kadın gelir. Hz. Hasan Hanımefendi beni tanıdınız mı? Hayır der. Ben falan zaman sana konuk olan üç kişiden biriyim. Anam babam kurban olsun sahi sen o musun? Evet bsundan sonra Hz. Hasan emir verir zekat koyunlardan kendisine bin koyun satın almasını ve ayrıca bin altın verilmesini buyurur ve ardından kadını kölesiyle birlikte kardeşi Hüseyi’ne gönderir. Hüseyin
Kardeşim ne kadar ihsanda bulundu? Bin koyun bin altın. Bunun üzerine Hz. Hüseyin de kadına bin koyun ve bin altın verilmesini emreder ve ardından kadını kölesiyle birlikte Abdullah b. Cafere gönderir. Abdullah: Hasan ile Hüseyin ne kadar ihsanda bulundular? İkibin koyun ve ikibin altın. Bunun üzerine Abdullah ikibin koyun ve ikibin altın verilmesiin buyurur ve kadına önce bana gelseydin Hasan ile Hüseyini zor duruma sokardım der. Kadın dört bin koyunu ve dört bin altını alır kocasının yanına döner. İbni Abbas rivayet ediyor.
Hz. Ali (r.anha) Hayberli şem’un isminde bir yahudiden üç gün iftar edebilmek için ödünç olarak üç çömlek arpa aldı.
Hz. Fatıma (r.anha) arpanın bir çömleğini öğütüp kendi adetleri kadar, yani 5 tanecik ekmek yaptı. Akşam olup iftarı bekliyorlardı o sırada bir fakir gelip Esselamü aleyküm ya Muhammet ehli beyti ben müslüman bir fakirim Beni doyurunuz ki Allah sizleri cennet sofraları ile doyursun dedi. Onlar derhal sofralarındaki ekmekleri bu fakir miskine ikram ettiler. Kendileri su ile iftar ettiler. Ertesi günü oruca devam ettiler. Hz. Fatıma (r.anha) o gün arpanın ikinci çömleğinide ekmek yaptı. AKşam olunca ekmeği sofraya koydular ve iftarı bekliyorlardı derken kapıya bir yetim geldi Esselamü aleyküm ya muhammet ehli beyti ben muhacir çocuklarından bir yetimim babam Akabe harbinde şehid oldu beni doyurunuz. Allah sizi cennet taamlarıyla diyorlar dedi. Yine ekmeklerini yetime ikram ettiler. Hz. Fatıma annemiz üçüncü çömlekteki arpayıda ekmek yaptı. Akşam olunca yine sofrayı önlerine koydukları sırada bu seferde kapıya bir fakir esir geldi ve: Esselamü aleyküm ey Allah’ın elçisinin ehli beyti ben esirlerden biriyim. Bana ikram ediniz Allah’da sizlere cennet taamlarından ikram eylesin dedi. Bu kezde sofralarındaki yiyeceği esire ikram ettiler. Cenabı hak bu konuda insan süresi, ayet 8’de şöyle buyuruyor. Hakiki müminler Allaha olan muhabbetinden dolayı kendi yiyeceklerine miskine yetime ve esire (yani fakire) ikram ederler. Peygamberimizin Ehlibeytinde sahabeyi kiramda ve Allah dostlarında sayısız örnekler vardır bizlerde onlarla aynı cenneti talep ediyorsak kendimizi gözden geçirip bu güzel halleri edinebilmek için biraz gayret göstermemiz gerekmektedir. Cenabı Hak bizlerde cömert kullarından eylesin.
Hayriye Bektaş