Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cenab-ı Allah'tan İstediniz mi? (1 Kullanıcı)

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Müslüman herşeyi Allahından ister. Dua eder

Rabbimiz de müminin duasına icabet eder.

Soruyorum ?

Allahtan cennetini istediniz mi ?

Allah kullarının istemesini bekler.

Namaz sonrası en samimi kelimelerinizle Allaha yalvaralım.

Yarabbi Cennetine talibim Ahiret sevabını bana da ver.

Yanlız senden isteriz Ya Rab Peygamber efendimiz Sav.

"Allahtan cennet istediğinizde firdevsi isteyin" diyor.

İstediniz mi

Cennetin bahçelerini kösklerini ırmaklarını bize ver ya Rab dediniz mi?

Namaz kılın ve duanızı ömürde en az 1 sefer olsun bunları istemeye ayırın.

Cenabı Allah kullunun istemesini bekler.
 
F

FiSeBiLiLLaH

Allah razı olsun.
Rabbim cennetini isterim cehenneminden sana sığınırım.
Şüphesiz sen dualara icabet edensin Rabbim dualarıma icabet et.
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Allah razı olsun canım benim.allaha emaet ol.rabbim yolundan ayırmasın ölene kadar.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,422
Tepki puanı
7,773
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Rabbim VERMEK İSTEMESEYDi...İSTEMEK VERMEZDİ...

Herşeyi isteyelim inşallah...
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Ve aleyküm selam...

Ve aleyküm selam...

Rabbim VERMEK İSTEMESEYDi...İSTEMEK VERMEZDİ...

Herşeyi isteyelim inşallah...
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
BAKARA SURESİ,AYET:186. Ve kullarım, sana benden sordukları zaman şüphe yok ki, ben pek çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin davetine icabet ederim. Artık onlar da benim için icabet etsinler. Ve bana îman eyle sinler. Ta ki doğruyu bulmuş olsunlar.

Bu âyeti kerime ibadetlerde bulunan kullarına Cenab-ı Hakkın manen yakın olduğunu bildirerek onları dua ve niyaza, ibâdet ve itaate teşvik etmektedir.

Rivayete göre bir bedevî, Rasûli Ekrem'e müracaat ederek: Ya Rasûlallah!.. Rabbimiz bize yakın mıdır ki ona sessizce duada bulunalım, yoksa uzak mıdır M ona

seslenelim diye sormuş, onun üzerine bu âyeti celile nazil olarak Cenab'ı Hakkın dualara olan icabeti şöyle beyan buyrulmuştur. Habibim! (Kullarım sana benden sual ettikleri zaman) yani Rabbimiz bizim dualarımızı işiterek kabul eder mi? Ona ne şekilde yalvaralım? diye sorduklarında onlara de ki: Rabbim şöyle buyuruyor:

(Şüphe yok ki ben) kullarıma (çok yakınım) yani onlara zaman ve mekândan uzak olarak manevî, bir yakınlık ile pek yakınım, onların bütün hallerini, dualarını bilirim. (Bana dua ettiği vakit dua edenin temennisine) hikmet ve menfaate muvafık takdiri ezeliye aykırı değilse (icabet ederim) onu vücude getiririm. (Artık onlar da) o dua ve niyazda bulunan kullar da (benim için) imâna davetime, ibâdet ve itaate devam etmeleri hususundaki emirlerime (icabet etsinler) muhalefette bulunmasınlar. (Ve bana İman eylesînler) imânlarında sebat üzere bulunsunlar. (Ta ki raşidinden) doğruyu bulmuş, hidayete ermiş kullarımdan (olabilsinler). Binaenaleyh Cenab-ı Hakkın manevî yakınlığına, onun merhamet ve şefkatine nâiliyet için halisane dualarda, niyazlarda bulunmalıyız. İmanımızda, dinî vazifelerimizde sebat ve metanet göstermeğe çalışmalıyız. Hattâ bazı müfessirlere göre bu âyeti kerimedeki duadan maksat, ibâdet ve itaattir. İcabetten maksat ta sevaptır. O halde buyrulmuş oluyor ki: Kullarım bana ibâdet ve itaatte bulunsunlar ki ben de onlara sevap ihsan edeyim.

Dua: Lügatte çağırmak demektir, İstılahta: Küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya karşı yapılan niyaz ve temenni mânâsındı getirmektir.

İcabet ise istenilen şeyi vermek, yerine

Duaların lüzumu ve faydası: Cenab'ı Hakka yapılan dualar; ondan keremler, lütuflar, aflar, istemek demektir. Böyle bir istek, böyle bir niyaz bir Yüce Yaratıcının varlığına imanın güzel bir delilidir. Cenab-ı Hakka bağlığın, ondan başka hakikî bir şekilde veren, alan ve verilene engel olan bulunmadığına ait sağlam bir kanaatin

mükemmel bir niş an esidir. Maamafih dua ile kulluk ortaya konmuş Yüce Mabudumuza karşı zillet ve güçsüzlüğümüz, ihtiyacımız gösterilmiş bulunur, Rabbinze yalvara yakara gizlice dua edin. (A'raf 7/55) âyeti kerimesi de gösteriyor ki, biz kullar Cenab'ı Hakka tam bir yalvarış ve niyaz ile tenhaca gizli olarak, dua etmekle mükellefiz. Artık duadan kim müstağni olabilir? İnsana yönelen bir zararın, bir felâketin açılıp bertaraf olması için Kâinatın Yaratıcısı Yüce Allah'a dua ve niyazda bulunmamak şeriat ve tarikat ehli katında yerilmiştir. Çünkü böyle bir hareket, dolaylı olarak, Allah'a karşı bir direnme, belâya karşı bir tahammül iddiasını gösterir ki, bu kulluk şanına lâik değildir. Halbuki bütün m ah I ü kat her hususta Cenab'ı Hakka muhtaçtırlar. Dua ise bu ihtiyacı itiraftır. Cenab'ı Hakka ilticadır. "Allah Teâlâ benim halime benim duamdan evvel kâfidir" diyen zatlar, bununla duanın lüzumsuzluğu görüşünde değildirler. Belki Cenab-ı Hakkın hikmetinin gereği ne ise onun zuhur edeceğine inanmış bulunduklarını ifade etmek istemişlerdir. Bir de kendilerinin nail oldukları binlerce nimete rağmen mâruz kaldıkları bedenî, geçici bir musibetten dolayı hemen duada bulunmayı, bir sabırsızlık ve hakka teslim olmamak belirtisi gibi olacağından derhal muvafık görmemişlerdir. Yoksa Hz. İbrahim gibi en büyük peygamberler de bir çok dualarda bulunmuşlardır. Kur'ân'ı Kerîm bunu söylemektedir. Özellikle Fatiha-i Şerifeyi okuyan her müslüman, her gün defalarca Cenab'ı Hakka dua ve niyazda bulunmuş, olmuyor mu? Binaenaleyh dua, bizim için bir kulluk vazifesidir. Bunu terk etmek kulluk alametine aykırıdır. Biz dua ile Cenab'ı Hakka manen yakınlık şerefine nail olmak, maddî ve manevî hastalıklardan kurtulmak niyaz ederiz.

Duaların kabulü meselesine gelince: Bunların adabı ve şartları vardır, dua: Meşru, haddizatında mümkün bir şey hakkında yapılmalıdır. Gafil ân e, eğlenircesine değil bir huzüri kalp ile olmalıdır. Maamafih kabulünü acele istememelidir. Olabilir ki hikmeti gereği bir zaman sonra kabul olunur. Bâzı dualar da takdiri ezeliye muhalif olacağından istenildiği gibi kabul edilmezse de bundan dolayı dua eden sevaba nail olur, daha mühim dünyevî veya uhrevî bir nîmete kavuşur. Bu suretle de yine duası l abul olmuş sayılır.

Gerçek şu ki, yapılan duaları Cenab'ı Hakkın kabul buyurması; bu duaları Hak Teâlâ'nın işitip o hususta hikmetinin gereği ne ise onun tecelli etmesi demektir. Hak Teâlâ yapılan dualardan haşa gafil değildir. Bunların takdiri ilâhiye, hikmet icabına muhalif olmayan kısmını kabul buyurur. Sünneti ilâhiye böyle işler.

Allah'a yakınlık meselesine gelince: Bu da bir manevî yakınlıktır, yoksa bir mekân yakınlığı değildir. Malûm olduğu üzere Cenab'ı Hak zaman ve mekândan uzaktır. O mahlûkat gibi her hangi bir mekâna muhtaç, bir mekânda mukim değildir. Bu, mahlukata mahsus bir ihtiyaçtır. Cenab-ı Hak bir mekânda olsa o mekâna uzak bulunan bir yerdeki mahlûkat ma uzak bulunmuş olur. Meselâ: Semada olsa yeryüzünde bulunanlara, yer yüzünde bulunsa semada olanlara uzak düşmüş olur. Böyle bir hal ise ilahlık şanına zıttır. O halde, Hak Teâlâ'nın kullarına yakın olması, onun ilminin kemalini temsil içindir. Yani: Kullarının bütün işlerini, sözlerini son derece iyi
"
bildiğine beyan içindir. Nitekim bir âyeti kerimede "Biz ona boynundaki şah damarından daha yakınız." (Kaf 50/16J

buyrulmuştur. Yani: Kullarımın her halini son derecede iyi bilmekteyim. Binaenaleyh biz kullara düşen vazife, Cenab-ı Hakkın bizleri her bakımdan görüp bildiğini düşünerek kendi hayatımıza, şahsi terbiyemize, adabı Islâmiyemize hakkıyla riayette bulunmamızdır. O kerem sahibi ve merhametli olan mabudumuzun bizlere verdiği nimetlere, müsaadelere karşı da şükür secdesine kapanıp kulluk arzında bulunmaktır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt