Yanılmıyorsak 2010 senesiydi. Şimdi kapatılmış bir dergiye konuşan cemaat üyelerinden bir öğretim görevlisi mealen şöyle diyordu; “ Cemaat o kadar büyüdü ki, Fethullah Hoca' nında insiyatifinden çıktı. Kimin elinde olduğu belli değil.”.Bunun böyle olduğunun bir çok delilini bulmak mümkün... Son zamanlarda “Cemaat” ve “Cemiyet” ayrımı, belkide Cemaat kelimesinin tedirgin ediciliğinden kaynaklanmış olabilir. Fakat, işin aslında görünen o ki, Cemaat masumiyet ifade ettiği halde, Cemiyet pek o kadar masum görünmüyor..Mezkür öğretim görevlisi de zannımızca meselenin Cemiyet yönüne parmak basıyordu... Yani, aslında resim Cemaat ve Cemiyet boytunda bakıldığında bütünüyle görünebilir... Ve bu görüntüde, Cemaat tarafının masumluğu nisbetinde, Cemiyet ağaları tarafından istismarı da görülür..Resim gittikçe netleşiyor..Aklımızdan geçmiş olanı söyleyelim. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bakan olduğunda Cemiyet tarafındaki taşların oynatılacağını düşünmüştük her ne hal ise. Bu düşüncenin altında yatan mana ise şu idi; Başbakan Tayyip Erdoğan Cemiyetin yaptıklarından hazzetmiyor, belirli mesafelerde bulunan rahatsız edici unsurların ipini çekmek istiyor....Bunun sebebi sağda solda konuşulduğu şekilde şöyle gerçekleşiyordu; bir şehrin belediye başkanı sizdense, Valisi bizden olsun, şu sizdense bu bizden olsun vs. vs... Hükümeti bu pazarlıklara mahkum edeceğini zannetmek kadar ileri gitmiş Cemiyeti elbetteki Başbakan firenleyecekti ve firenliyor..Bu sebeptendir ki, Cemiyetin basın ve yayın organlarında inceden bir değişim başladı... Bazı durumlarda kararsız davransalarda, zaman zaman cepheden toslama şeklindeki hamlelerine de şahid oluyoruz..Bu durum nereye varır, nasıl sonuçlanır bilemeyiz... Şimdi nakledeceğimiz satırlara tarafların durumunu izah babanında çok şey söylüyor vede Cemaat mensublarının Cemiyet mensublarıyla kısmen yakınlaşma içinde olduğunu da belli ediyor..Yani, bugün Cemaatten Cemiyete intikal edenler, yarın can havliyle; yok birbirimizden farkımız, hepimiz atlantik ötesi iman boyutundanız, İsrail tabii ki otoritedir, tabii ki ABD' nin egemenliğinin zayıflamasından endişe etmeliyiz, tabii ki, Mavi Marmara olayı bir densizlikden ibaretti, diyebilirler..Fakat..Bor' un pazarının geçtiğini hala anlamayanların varlıklarını müşahede, edebiliyoruz. Bunlar her kanatta varlar, biri çıkar; bu iş burada bitmez, çoluk çocuk demeyip tepeleyeceğiz lafazanlıklarıyla internete düşer, Ergenekon' dan çıkışın çarelerini ararken, bir diğeride Başbakan' ı ele geçirenlerden bahseder..İşte o yazıdan bir bölüm:“Kafası karışmıştı; Birkaç saniye kadar martıları seyrettikten sonra döndü, “Madem entelektüel operasyon geçirdin, söyle bakalım; Bu Başbakan' a neler oluyor, sen bir mana verebiliyor musun?”.Bu defa gözlerine neredeyse iki üç dakika filan hiç göz kırpmadan baktım. Sanki bakışlarımdan görünmeyen şualar fışkırarak onun kafasına en mahrem soruların en acı cevalarını şırınga ediyordu.” Anladın mı şimdi?” dedim. Omuzunu silkti, ı – ıh anlamamıştı. Eminim ki o anda ne kadar geri zekalı olduğundan şüpheleniyordu..“Anlayamadığın için üzülme; kimse bir şey anlamıyor zaten “diye söylendikten sonra sağa sola bir göz atıp kulağına eğildim,” Başbakan' ı ele geçirdiler, ama sen kimseye belli etme, başka soru da sorma!”.O esnada masanın üstündeki simit kırığının susam tanelerine bakıyordu; öylece kaldı, sonra ağır ağır başını kaldırdı..“Kim, ne, ne zaman, niçin, nerede, nasıl?” diye inledi. Dedimki, “Biir konuşurken elinle ağzını kapat, izleniyor olabiliriz; ikii, bu bilgi istihbari niteliktedir ve henüz kesinlikle doğrulanmış değil. Yaklaştır kulağını şimdi bana...”.Yaklaştı, “Şimdi dinle ve dinledikten sonra da hızla unutmaya hazır ol! “ diye fısıldadım, “Başbakan' ın son on günde yaptığı konuşmaları son model bir bilgisayara yüklediler, makine yandı azizim; hoparlöründen harbiye marşıyla karışık dumanlar çıkmış diyorlar. Mantıklı bir analizi yapılamıyormuş demeçlerinin; düşünsene bir çamlıca tepesine cami yaptırmaktan bahsediyor, ardından kürtaj meselesine dalıyor, sonra nereden icab ettiyse sezeryan tekniğiyle doğumu eleştiriyor filan. Önümüzdeki hafta ojeli tırnakla abdest ve oruçluyken plaj konusuna gireceğinden söz ediliyor?” “Sahi yahu” dedi, “Şaka gibi, hakikaten birisi Başbakan' ı ele geçirmiş gibi görünüyor; kim olabilir sence, ne dersin?”.“Ben değilim, bu kesin” dedim ve devam ettim, “Bu hususlarda Mahir Kaynak büyüğümüz süper güç odaklarının modelde nasıl rol oynayabileceğine bakarak senaryoyu tahlil eder ama bence öyle dışarılara bakamya lüzum yok; olup bitenler bana, dersini iyi çalışmamış, formsuz bir danışmanın işi gibi görünüyor!”.Anlamadı, dedim ki, “Bazen son model bir uçağın motoruna kalkış anında yolunu şaşırmış bir kuş giriverir, işte öyle bir şey!”.Hesabı ben verdim, kalktık; sonra eve gelip bu analizi kaleme aldım.”.-Ahmet Turan Alkan / Zaman 02/06/2012-.Evet..Alkan suçu 'formsuz danışman' a yükleyivermiş... Halbuki Başbakan soruyor; CEMAAT CAMİDE, Cemiyet nerde? Temiz bir öğretmene, sizinkilerden 12 bin kişi doğuya tayin edilmiş, denildiğinde, yok o kadar deyil, 6 bin kişi kadar, diyerek masumane cevap veriyor....Yani, bu işleri eğitmenler bu kadar yakından takip ederken, Cemiyet üyeleri uyuyor mu?.. Uyumuyorlar tabii. Ama, samimi olduğuna inandığımız Alkan' da gördüğümüz gibi Cemiyet üyeleri fena tedirgin... Onları belki de çoğu zaman Cemaatten ayrı değerlendirmeliyiz, Cemiyete nisbetle samimi olmaları bakımından..Anlaşılıyor ki, yavaş yavaş Cemaat, kendisini ele geçiren Cemiyetten kurtuluyor... Bu işte Başbakan' ın rolü var. MİT Müsteşarı Hakan Fidan olayından sonra taşlar yerinden adeta fırladı ve o zamandan beri süreç hızla Cemaatin aleyhine işliyor. Alkan gibi samimi duygulara sahip olanlar bile Başbakan' a böylesi laf sokmalara teşebbüs ediyorsa, varın gerisini siz düşünün!.Cemaati Cami' de bulmak kolay, Cemiyeti nerelerde aramalıyız?.. Öyle anlaşılıyor ki, Başbakan Cemiyetin merkezini keşfetti, emin adımlarla oraya doğru yürüyor... Aczimendilerin lideri Müslüm Efendi Başbakan için şöyle demişti bir Tv programında; “İlk defa emperyalistlerin uşağı olmayan bir Anadolu evladı Başbakan oldu Türkiye' ye...”.Şimdi zannediyoruz yapılacak en ciddi iş, hızla, kripto yahudileri, ermenileri, dönmeleri faş etmektir. Başbakan' ın o formsuz(!) danışmanı kimse bu meseleye acilen el atmalı. Varsın bir başkası da bu konuda kınasın kendisini... Devam inşaAllah!