Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

CEHENNEMLİKLER [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi] (1 Kullanıcı)

delinin biri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2009
Mesajlar
135
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
delininbiriyimiste.tr.gg
1. (5143)- Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olanı, ayağında ateşten bir nalın ve nalın bağı olan kimsedir ki, ayağındakiler sebebiyle, tıpkı tencerenin kaynaması gibi, başında dimağı kaynar. Öyle tahammülfersa bir azab duyar ki, azabca insanların en hafifi olduğu halde, kendinden şiddetli azab çeken olmadığını zanneder." [Buhârî, Rikak 8, Müslim, İman 363,l (213); Tirmizî, Cehennem 12, (2607).] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/459.]

2. (5144)- Semüre İbnu Cündeb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"(Cehennemlikler derece derecedir.) Bir kısmı vardır, ateş onları topuğuna kadar yakalar, bir kısmı vardır, dizlerine kadar yakalar, bir kısmı vardır kemere kadar yakalar, bir kısmı vardır köprücük kemiğine kadar yakalar." [Müslim, Cennet 33, (2845).] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/459.]

3. (5145)- Ebu'd-Derda (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Cehennem ehline açlık musallat edilir. Bu, içinde bulundukları azaba eşit dereceye ulaşır. Açlığa karşı yardım talep ederler. Onlara besleyici olmayan ve açlığı gidermeyen dari' (denen dikenli bir ot) verilir. Tekrar yiyecek isterler, bu sefer de boğazda tıkanıp kalan bir yiyecekle imdat edilir. (Bu da boğazlarında takılır kalır, ne ileri geçer, en de geri gelir). Derken dünyada iken, bu durumda, bir içecekle takılan lokmaları kaydırdıklarını hatırlarlar ve bir içecek talep ederler. Kendilerine demir kancalar bulunan kaplarda kaynar sular verilir. Bu kaplar, yüzlerine yaklaştırılınca, yüzlerini dağlayıp atar. Su karınlarına girince içlerini param parça eder. Bu sefer de:
"Cehennemin bekçilerini çağırın, ola ki azabımızı biraz hafifletir!" derler. Onları çağırırlar. Onlar gelince:
"Size peygamberleriniz bu halleri açıklayan haberleri getirmemiş miydi?" derler. Onlar:
"Evet getirmişti (ama dinlemedik)" derler. Bunun üzerine, bekçiler:
"Siz isteyin durun! Kâfirlerin istekleri (burada) boşadır!" derler" (Gâfir 50). Cehennemlikler bekçilerden ümidi kesince:
"(Cehenneme müvekkel melek) Malik'i çağırın!" derler. (Malik gelince):
"Ey Malik (söyle de) Rabbin bizim hakkımızda ölüme hükmetsin!" derler. Malik de onlara:
"Hayır! (Siz burada canlı olarak ebedî) kalıcılarsınız!" diye cevap verecek" (Zuhruf 77).
(Hadisin ravilerinden) A'meş rahimehullah der ki: "Bana bildirildi ki, cehennemliklerin Malik'e yalvarmaları ile Malik'in onlara verdiği cevap arasında bin yıllık zaman geçecektir. Cehennemlikler, bu sefer aralarında:
"Rabbinize dua edin sizin için O'ndan daha hayırlı kimse yok!" diyecekler ve elbirlik şöyle yakaracaklar:
"Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe çalmıştı, biz gerçekten sapıtmış kimselerdik. Ey Rabbimiz bizi bundan çıkar. Eğer (yine) küfre dönersek artık hiç şüphesiz ki zalimlerden oluruz" (Mü'minun 106-107). Rab Teala, onlara: "Cehennemin içine yıkılıp gidin! Bana bir şey söylemeyin!" diyecek" (Mü'minun 108).
Resulullah devamla dedi ki: "Bu cevap üzerine, cehennem ehli her çeşit hayırdan ümidlerini keserler; hıçkırmaya, nedamet etmeye, dövünüp yırtınmaya başlarlar." [Tirmizî, Cehennem 5, (2589).] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/460-461.]

4. (5146)- Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dökülür. Bu su, vücudlarının içine nüfuz eder, öyle ki karınlarına kadar ulaşır; içlerinde ne var ne yok, söker atar ve ayaklarını delip, geçer. Bu hâdise, "Bununla karınlarının içinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir" (Hacc 20) ayetinde zikri geçen) eritme (es-Sahru) hâdisesidir. Sonra (eriyen cesedleri) eski haline iade edilir." [Tirmizî, Cehennem 4, (2585).] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/460-461.]

5. (5147)- Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kâfirin cehennemdeki bir azı dişi Uhud dağı kadardır. Derisinin kalınlığı da üç gecelik yol mesafesidir." [Müslim, Cennet 44, (2851); Tirmizî, Cehennem 3, (2580, 2581, 2582).] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/462.]

AÇIKLAMA:

Tirmizî'nin rivayetinde, deri kalınlığı kırk iki zira' olarak ifade edilmiştir. Farklılık, "Her kâfirin derisinin eşit kalınlıkta olmayacağı" şeklinde te'vil edilebilir. Yine Tirmizî'deki rivayetlerde bazı farklı bilgiler gelmiştir: "Kafirin uyluğu Beyza dağı kadardır. Oturduğu yer de üç gecelik mesafe, Medine'den Rebeze'ye kadar. -Bir diğer rivayette:- Medine'den Mekke'ye kadar ki uzaklıktır." Burada da "her kâfirin oturduğu yer aynı büyüklükte olmayacak" diye te'vil edilebilir. [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/462.]

6. (5148)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kâfir, bir iki fersah uzunluğundaki dilini kıyamet günü yerde sürür, (Mevkıf'te) insanlar onun üzerine basarlar." [Tirmizî, Cehennem 3, (2583).] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/463.]

7. (5149)- Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet günü ilk çağırılacak olan, Hz. Adem'dir. Hak Teala hazretleri:
“Ey Âdem!” der. Hz. Âdem:
"Buyur ey Rabbim, emrindeyim!" der. Rabb Teala:
"Zürriyetinden cehenneme gidecekleri ayır!" emreder. Adem:
"Ey Rabbim ne miktarını ayırayım?" diye sorar. Rabb Teala:
"Her yüzden doksan dokuzunu!" ferman buyurur."
(Ashab bu esnada atılıp): "Ey Allah'ın Resulü! Bizden geriye ne kaldı?" derler. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Benim ümmetim, diğer ümmetler yanında siyah öküzün başındaki beyaz tüy gibi (az)dır!" buyurdular." [Buhârî, Rikak 45.] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/463.]

8. (5150)- Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Hz. İbrahim aleyhisselam, kıyamet günü, babası Azer'i [yüzü] üzerinde bir siyahlık ve toz toprak olduğu halde görür. Babasına:
"Ben sana dünyada iken, "Bana asi olma!" demedim mi?" der. Babası ona:
"İşte bugün ben artık sana asi olmayacağım!" der. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam:
"Ey Rabbim! Sen yeniden diriltme gününde beni rüsvay etmeyeceğini vaadetmiştin. Rahmetten uzak babamın halinden daha rüsvay edici başka ne var?" diye yakarır. Allah Teala hazretleri:
"Ben cenneti kâfirlere haram kıldım!" cevabında bulunur. Sonra şöyle nida edilir:
"Ey İbrahim, ayaklarının altında ne var, biliyor musun?" İbrahim yere bakar ve kana bulanmış bir sırtlan görür. Derhal ayaklarından tutulup ateşe atılır. (İşte bu, İbrahim'in babasıdır, o çirkin surete sokulmuştur)." [Buhârî, Enbiya 8, Tefsir, Şuara 1.] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/464.]

AÇIKLAMA:

1- Bu hadiste, ahirette kâfir olarak ölenlere rahmet edilmeyeceği, kişi kâfir olarak öldüğü takdirde en yüce makama bile sahip olsa oğlunun hiçbir fayda sağlayamayacağı ifade edilmektedir. Halilullah olan Hz. İbrahim, babasına yardımcı olmak isteyecek, ancak babası kâfir olarak öldüğü için şefaati kabul edilmeyecektir.
2- Azer'in sırtlan suretine çevrilmesi iki sebebe dayandırılarak izah edilmiştir:
1) Ahmaklığı sebebiyledir. Çünkü sırtlan uyanık olması gereken şeylerde gafletiyle bilinir ve hayvanların en ahmağı addedilir. Azer de oğlunun uyarılarına rağmen ahmaklık edip, eliyle yonttuğu putlara uluhiyet izafe etmekten vazgeçmemiştir.
2) Azer'in o pis ve çirkin surete çevrilmesi, Hz. İbrahim'in ondan teberri etmesini sağlamak içindir. Tabii görünüşüyle ateşe atılsa, Hz. İbrahim üzülecek idi. Böyle olunca nefsi ondan nefret etmiştir. [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/464-465.]
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
cehennemlikler ve onlardaki haletler bakımından yukarıda anlatılanların kesinlik arz etmesi durumları ayetlerin bire bir istenilen olaya uygulanması gibi bir nevi kes yapıştır olayı.

şu bir gerçekki ALLAH(cc) yaratan ve bundan geri durmayan ve yarattığı şeyin bilincinde olandır. o bir halife yarattı. tazim edilecek olan bir halife. bu bakımdan cehennem iman sahibi her kul için yaratılış safahatı bakımından hatadır/ayıptır/ ve ALLAH(cc) ün değil şeytanın sözünün hak olması halidir. bu bakımdan ALLAH(cc) ün azabun elim dediği husular şeytan ve onun misüllü kullaradır. yani şeytana nazaran kul ateşe atılır da şeytan kendini doğru yolda zanneder. inadında devam eder. mümmin için cehennem zillettir ve ordaki azap varlığı ile imanını zedeler. bu bakımdan cehennemin varlığı ALLAH(cc) tarafından tasdiklidir ve onun dilemesiyle anlamlıdır. yoksa bir cehennem yaratılmış da bunu bilen var ve yardım etmiyorsa işte orda kulluk boyutu tartışmaya açılır.

bu açıdan yukarıdaki haletlerde ALLAH(cc) kullarının hallerini nazara verirken dikkatli bir tutum sergilenmesini ister. mesela azer hz. ibrahim'İN(AS) babası değil amcasıdır. değişik kaynaklarda bu da belirtilir. yani hadis kıstası ile hakikat ehli olma kıstasları cehennemin değerli bekçileri olan zebanileri veya hz.malik(AS) ı korkunç kılmaz. onlar ancak hak ölçütlerinde cehennemi azapla azaplandırırlar. bunun diğer yönü sayıları 19 olan bu melekler işaret olarak insanın eli ve ayağının parmaklarının sayısından bir eksiktir.

cehennemde bunlarla yapılan işlerin karşılığı 1 parmak olan zaman mefhumunu arada bir mekan mefhumuyla değiştirip ateşe arz denilen diğer cehennemliklerle tanıştırılma safahatadır cehennemi azap. ALLAH(cc) ün gırtlakları parçalayan azabı bir şişe %80 lik alkol ve 5 paket sigarayı bir günde içmeyle de sağlanır. bu açıdan ALLAH(cc) ün azabı zaten bunları peşin peşin kabul edenedir. yoksa öyle azap diye işkence memuru da yoktur. burada nasıl hakkı bir bildiği halde kardeşiyle paylaşamıyorsa orda da paylaşamayacak ins ve cin topluluğunun kavgası olacaktır. nezaret edenin melekler olması ADL ve HAKEM(cc) olan ALLAH(cc) ün şanındandır.

bu bilgiler bize gaybidir ancak şu bir gerçekki ALLAH(cc) ün kullarından bir kul bile cennetlik oluyorsa bu sayının 2 ve daha çok olması şaşılacak bir şey değildir. cehennem kolay kabul edilemez ve kul elindeki tüm imkan veya imkansızlığı öne sürer peygamber bile olmak ister. nedeni ben de seni açıkça bilseydim inkar etmezdim demek için. bu açılardan bakıldığında oradaki azap genelde kul hakkının diğer kullar tarafından ağır şekilde alınışı olmak bakımından meleklerin azabı gibi gözükür. yoksa namaz veya oruç imkanı orda da vardır. ve bu imkanlar dahilinde ALLAH(cc) ün hakkı ifa edilebilir. gırtlağı parçalıyorsa oruç tutulur ve o yemeği veren eller ona göre davranır.

sorun kul hakkı ve bu hakkı almak isterken kelama ve sünnete başvurmamışlıktır. kendi kafasına çözüm üreten insanlar ordaki her hali kendi ameliymiş gibi göremez çünkü dünyevi kibir orda da devreye girer. aslında hal kendi hali olduğu bilinse ve ordaki kişiler de namazla veya oruçla münacaat da bulunsa bu haller çok kolay atlatılabilir.

amaç insanı kutsallaştırmak değil. cehennem haktır ve vardır. ALLAH(cc) sözünü yerine getirir. ama bir tane cehennemlik adamın varlığı bile ben bir halife yaratacağım sözü karşısında ehl-i hakkın utancı gibi durur. ALLAH(cc) hakikaten merhamet sahibidir ve yarattığı kula sahip çıkacaktır inşaallah.

ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
Allah razı olsun kardeşim
Rabbim bizleri cehennem ehli olmaktan korusun
Allah A emanet olun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt