Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cehalet Hastalıkları (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Terk edilecek İşler
Düşmanlık edenin düşmanlığı (kolay kolay) yok olmaz."
Sana düşen bu gibi kimselerden yüz çevirmen ve onları hastalıklarıyla baş başa bırakmandır. Bu konuda Allah (c.c) şöyle buyurmuştur:
"Artık sen, bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden yüz çevir."
Haset edenler, konuştuğu ve yaptığı bütün işlerle, kenarda biriktirmiş oldukları güzel amellerini yakıp yok ederler. Hz. Peygamber (s.a.v) bu hususta şöyle buyurmuştur:
"Ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi, haset de yapılan iyilikleri öylece yakar."*
İkincisi: Hastalığı ahmaklığından dolayı olan kimsedir. Böyle kimselerin hastalığı da tedavi olmayı kabul etmez. Bu kimseler hakkında Hz. İsâ (a.s)şöyle demiştir:
"Ben, Allah'ın (c.c) izni ile ölüleri diriltmekte bir zorluk çekmedim; fakat ahmakları tedavi etmekten âciz kaldım."
Bu gibi kişiler, az bir zaman ilimle meşgul olmuş, aklî ve naklî ilimlerden bir şeyler öğrendikten sonra, ömrünün tamamını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren büyük âlimlere, ahmakça sorular sorar ve itirazlar ederler. İşte bu ahmak kişiler, ilimden bir şey bilmezler, aynı zamanda kendilerinin bilmediği meseleleri büyük âlimlerin de bilmediğini zannederler. Bu kadarcık hakikati bilmekten âciz olanın soruları elbette ahmaklığından kaynaklanır. Onların sorularıyla meşgul olmamak gerekir.
Üçüncüsü: Bu kişi gerçeği bulmak için danışıyor, büyüklerin sözlerinden anlayamadıklarını kendi anlayışındaki kusurundan sayıyor. Sorularını istifade etmek için soruyor. Fakat anlayışı kıt, ahmak biri. Hakikati bir türlü idrak edemiyor. Aynı şekilde onun da sorusuna cevap vermekle meşgul olmak gerekmez. Bu konuda Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Biz peygamberler topluluğu, insanların anlayışlarına göre konuşmakla emrolunduk."'
Dördüncüsü: Tedavi edilebilen cehalet hastalığıdır. Bu, gerçeği öğrenmek için danışan, akıllı ve anlayışlı biri olup, haset, öfke, şehvet ve makam sevdasına mağlûp olmayan kimsedir. O, doğru yolu aramaktadır. Soru ve itirazlarını, inkâr, inat ve imtihan olsun diye yapmaz. İşte bu kimsenin hastalığı, tedavi olmayı kabul eder. Onun sorularıyla meşgul olmak caiz, hatta vaciptir.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.​
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Aleykümselam değerli kardeşim;

Bu hakikat paylaşımı çok yerinde ve faydalı oldu,ALLAH celle celaluh razı olsun,bu vesile ile sitenizide ziyaret ettim,mevla hayırlara vesile olacak tüm işlerde sizleri ve cümlemizi daim etsin,sabit kılsın inşaALLAH.

Selam ve yürekten samimi dualarımla,selametle kalınız,selamünaleyküm.
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatuhu

ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatuhu

Terk edilecek İşler
Düşmanlık edenin düşmanlığı (kolay kolay) yok olmaz."
Sana düşen bu gibi kimselerden yüz çevirmen ve onları hastalıklarıyla baş başa bırakmandır. Bu konuda Allah (c.c) şöyle buyurmuştur:
"Artık sen, bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden yüz çevir."
Haset edenler, konuştuğu ve yaptığı bütün işlerle, kenarda biriktirmiş oldukları güzel amellerini yakıp yok ederler. Hz. Peygamber (s.a.v) bu hususta şöyle buyurmuştur:
"Ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi, haset de yapılan iyilikleri öylece yakar."*
İkincisi: Hastalığı ahmaklığından dolayı olan kimsedir. Böyle kimselerin hastalığı da tedavi olmayı kabul etmez. Bu kimseler hakkında Hz. İsâ (a.s)şöyle demiştir:
"Ben, Allah'ın (c.c) izni ile ölüleri diriltmekte bir zorluk çekmedim; fakat ahmakları tedavi etmekten âciz kaldım."
Bu gibi kişiler, az bir zaman ilimle meşgul olmuş, aklî ve naklî ilimlerden bir şeyler öğrendikten sonra, ömrünün tamamını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren büyük âlimlere, ahmakça sorular sorar ve itirazlar ederler. İşte bu ahmak kişiler, ilimden bir şey bilmezler, aynı zamanda kendilerinin bilmediği meseleleri büyük âlimlerin de bilmediğini zannederler. Bu kadarcık hakikati bilmekten âciz olanın soruları elbette ahmaklığından kaynaklanır. Onların sorularıyla meşgul olmamak gerekir.
Üçüncüsü: Bu kişi gerçeği bulmak için danışıyor, büyüklerin sözlerinden anlayamadıklarını kendi anlayışındaki kusurundan sayıyor. Sorularını istifade etmek için soruyor. Fakat anlayışı kıt, ahmak biri. Hakikati bir türlü idrak edemiyor. Aynı şekilde onun da sorusuna cevap vermekle meşgul olmak gerekmez. Bu konuda Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Biz peygamberler topluluğu, insanların anlayışlarına göre konuşmakla emrolunduk."'
Dördüncüsü: Tedavi edilebilen cehalet hastalığıdır. Bu, gerçeği öğrenmek için danışan, akıllı ve anlayışlı biri olup, haset, öfke, şehvet ve makam sevdasına mağlûp olmayan kimsedir. O, doğru yolu aramaktadır. Soru ve itirazlarını, inkâr, inat ve imtihan olsun diye yapmaz. İşte bu kimsenin hastalığı, tedavi olmayı kabul eder. Onun sorularıyla meşgul olmak caiz, hatta vaciptir.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.​


Allah c.c. razı olsun..değerli paylaşımlarınızdan dolayı

Yazılarınız takipçisiyiz inşallah

esselamün aleyküm
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatühü Değerli Kardeşim..
Emeğinize, sağlık.. Kıymetli paylaşımınız için Rahman c.c razı olsun, iki cihanda da rızasına erenlerden kılsın inşallah..
Hak ile batıl, şüphesiz insanın ferasetine bırakılan kavramlardır.. Feraset de cehaletin zıddı olarak, birbirleriyle ebeden bir arada olamayacak yeteneklerdir, zira cehalet de ayrı bir yetenek arz etmektedir... Feraset bilgi ile kazanılır, cehalet ise bilgi ile iken de hüküm sürebilir..
Rahman c.c, bizleri Kur'an'ın ışığından, nurundan ayırmasın; tüm manevi hastalıklardan şifalar buyursun cümle kalplere inşallah..
Rabbimize emanet olunuz kardeşim. Selam ve Dua ile.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Aleykümselam değerli kardeşim;

Bu hakikat paylaşımı çok yerinde ve faydalı oldu,ALLAH celle celaluh razı olsun,bu vesile ile sitenizide ziyaret ettim,mevla hayırlara vesile olacak tüm işlerde sizleri ve cümlemizi daim etsin,sabit kılsın inşaALLAH.

Selam ve yürekten samimi dualarımla,selametle kalınız,selamünaleyküm.

ALLAH (cc) RAZI OLSUN ..
ne güzel ifade edilmiş..
selam ve dua ile

Allah c.c. razı olsun..değerli paylaşımlarınızdan dolayı

Yazılarınız takipçisiyiz inşallah

esselamün aleyküm


Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatühü Değerli Kardeşim..
Emeğinize, sağlık.. Kıymetli paylaşımınız için Rahman c.c razı olsun, iki cihanda da rızasına erenlerden kılsın inşallah..
Hak ile batıl, şüphesiz insanın ferasetine bırakılan kavramlardır.. Feraset de cehaletin zıddı olarak, birbirleriyle ebeden bir arada olamayacak yeteneklerdir, zira cehalet de ayrı bir yetenek arz etmektedir... Feraset bilgi ile kazanılır, cehalet ise bilgi ile iken de hüküm sürebilir..
Rahman c.c, bizleri Kur'an'ın ışığından, nurundan ayırmasın; tüm manevi hastalıklardan şifalar buyursun cümle kalplere inşallah..
Rabbimize emanet olunuz kardeşim. Selam ve Dua ile.


Ve aleyna aleyküm selâm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.

Allah rızası İçin Çalışmalar,Ve Yabancı Dilde irşad niyetiyle:

Almanca, İngilizce, Fransızca,Hollandaca,Italyanca vb. kitaplarımıza, geniş arşivimize ,güvenerekten ;Nakil Esaslı Dinimizi , diğer kardeşlerimizede Allah'ın izni ile ulaştırmaktır çabamız..

Bu kitaplar vasıtasıyla insanlar irşad ve ikaz ediliyor ve birçokları küfürden nura, yani İslâm'a dönüyorlar.Allah-u Teala'dan umut ederim ki bizleri muvaffak eylesin.

Müslümanların birbirine yaklaşmaları, birleşmeleri, aralarında bir dayanışma husule gelmesi en büyük arzumuzdur.

Hakk Celle ve Alâ Hazretlerin'den niyaz ederim ki fakirin bu arzularını basiret sahibi din kardeşlerimin ibret kulaklarına ulaştırsın, feyiz ve bereketini de ihsan buyursun.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“İman edip sâlih ameller işleyen ve Rabb’lerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet halkıdırlar. Onlar orada ebedi kalacaklardır.” (Hûd: 23)


Son olarak;
Ey Allahım! Görüşümün kısa olup yetişmediği, amelimin zayıf olup saramadığı şeyi, isteğimin ulaşmadığı hayrı ki sen kullarından kime onu va'detmişsen veya o hayrı ki sen, kullarından kime onu vermişsen- ben onu elde etmek için sana iltica ediyorum. Ey âlemlerin rabbi! Onu senden tüm iman sahipleri için istiyorum. Amin.Amin.Amin.

el-Fatiha

Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatühü
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Üçüncüsü: Bu kişi gerçeği bulmak için danışıyor, büyüklerin sözlerinden anlayamadıklarını kendi anlayışındaki kusurundan sayıyor. Sorularını istifade etmek için soruyor. Fakat anlayışı kıt, ahmak biri. Hakikati bir türlü idrak edemiyor. Aynı şekilde onun da sorusuna cevap vermekle meşgul olmak gerekmez. Bu konuda Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Biz peygamberler topluluğu, insanların anlayışlarına göre konuşmakla emrolunduk."'


 

islamcı2

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2009
Mesajlar
195
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Allah razı olsun kardeş çok teşekkürler
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt