Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cebrail (a.s.)'ın Hocası (1 Kullanıcı)

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Birgün Server-i Enbiyâ 's.a.v.' mescidde oturmuş idi. Cebrâîl aleyhisselâm geldi. Sultân-ı Enbiyâ, hazret-i Cebrâîl ile söyleşirdi. Eshâb-ı kirâm mescide gelip, Seyyid-i kâinâtı meşgûl görüp, bildiler ki, hazret-i Cebrâîl ile söyleşir. Sükût edip, oturdular. O sırada hazret-i Alî 'r.a.' içeri girip, selâm verip, yerine oturdu. Hazret-i Osmân 'r.a.' gelip, selâm verip, yerine oturdu. Sonra Ebû Bekr 'r.a.' gelip selâm verdikde, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm ayak üzerine kalkdı. Sultân-ı Enbiyâ hazretleri de ayak üzerine kalkdı. Eshâb-ı kirâm, Server-i kâinâtı ayak üzere kalkdığını görüp, hepsi ayağa kalkıp, hayret etdiler. Zîrâ Fahr-i âlem, Eshâb-ı güzînden kimseye ayak üzerine kalkmamışdır. Sonra bu husûsu, hazret-i Resûl-i ekremden sordular.
Buyurdular ki:
- Ebû Bekr-i Sıddîk mescide girip, selâm verdiği zemân, Cebrâîl aleyhisselâm Ebû Bekr-i Sıddîka ta'zîm için ayak üzerine kalkdı. Ben de ayak üzerine kalkdım. Sonra, yâ kardeşim Cebrâîl, Ebû Bekre ne için ta'zîm etdiniz, diye sordum.
Dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Ebû Bekre ta'zîm bana vâcibdir. Zîrâ Ebû Bekr benim hocamdır. Ben sordum,
- Neden dolayı hocandır.
Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki:
- Yâ Muhammed 'sallallahü aleyhi ve sellem'! Hak Sübhânehü ve teâlâ, Âdem aleyhisselâtü vesselâmı yaratdığı zemân, meleklere, hazret-i Âdeme secde ediniz, diye emr etdi. Benim hâtırıma geldi ki, secde etmiyeyim. Ben ondan efdalim. Zîrâ ki, o balçıkdan yaratılmışdır, dedim. Bunun üzerine olmağa niyyet eyledim. O zemân ki, Ebû Bekrin rûhu arş altında nûrdan bir köşk içinde idi. Köşkün kapısı açıldı, Ebû Bekrin rûhu çıkdı.
Bana dedi ki,
- Yâ Cebrâîl secde eyle. Sakın muhâlefet etme. Bunu üç kerre tekrârladı. Arkama üç kerre eliyle vurdu. O sırada kalbimden kibr ve enâniyyet ve inâd gitdi. Âdeme secde eyledim. Benden kibr ve enâniyyet, iblîse intikâl edip, Âdeme secde etmedi. Ebedî tard edilip, mel'ûn oldu ve ben de ebedî se'âdete kavuşdum. Yâ Muhammed 'sallallahü aleyhi ve sellem'! Ebû Bekr bu şeklde bana hoca olmuşdur, dedi.
 
H

hado77

SELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMETULLAHİ VE BERAKATÜHÜ

HZ.cibril(AS) ın büyüklüğü ve çetin kudret sahibi olması öğretilen bir amel olması bakımından değil ALLAH(cc) ezeli ilmi ile sadece kendi zatından sadır ve bir nefsin her halükarda hiç bir şekilde müdahalesine tabi olmayan bir zaman ve mekanda gerçekleşmiştir. ruh ALLAH(cc) dilemesi ile zaten onundur. sahibi insan şeklinde tecessüm etse de etmese de sahibi onunla değil yeddi kudreti ile o melekler yaratır ve ibadet ettirir. yetiştirme safhası yoktur. o safhanın şahidi olduğunu zanneden kişi meleklerin imtihanıyla karşı karşıyadır.

bu hususun gerçekle payı ALLAH(cc) sıddık kullarından değerli bir kul olan hz. ebubekr(RA) ın ALLAH(cc) ile mukabelesinde sadece doğruların bu sabır yarışını kazanabileceğini bildirmiş olması ve eğitimi kendi nezdinde tüm insanlığa doğru olun mesajını bu şekilde verdiğine hz. cibril(AS) ın da şahid etmesidir. yoksa melekler isyanı düşünme bile düşünmez. ama doğru olun mesajını kendilerini misal olarak gösterir.

insanı tazim maksatlı secde mahiyeti tam olarak bilinen bir şey değil. yani tam bir secde hali mi yoksa değil miyi biz bilemeyiz. ama tazişim maksatlı secde insanların büyüğüne yapmadık yani efendimiz(SAS) secde etmediysek bu secde den kastın saygı olduğu anlaşılmaktadır. vacip olan da kişiye saygı olsa gerektir. yoksa hz. cibril(AS) vahiy konusunda vazifelidir. ve insanı tazimi kelamullah ölçütlerinde olur.yani kelam olan kişi kime secde ederse ona secde ettirir. o zat da ALLAH(cc) tür. bu arada haledilen konu kişinin kendi kibrini görmesi ve melekelerin buna şahit ettirilmesidir. yani şeytan dediğimiz nefsin kibirli hali de bu tazime şahiddir.
hz. cibril (as) edebi ve eminliği getirdiği kelamı kalplere yazarak dercetmiş sorgulanma safhası olmayan bu hususlar demir gibi onun kalplere indirdiği husulardır yani o duygular yoktu ve bunlar onu(AS) vasıtasıyla indi. melekler hal lisanı olarak insandaki eksik hususları indiren nurani varlıklardır. bu yüzden öğrenme değil öğretim amaçlı ve kelam ile bu işi yapan değerli elçilerdir. saygı edep onlarla iner ALLAH(cc) korusun onlarla da kaim olur.
bu yüzden kıssadan murat doğruluk ALLAH(cc) ilim öğrettiği kulundan beklediği ve onu isyan ettirmeyecek olan hususdur, ve bu husus meleklerin reis(AS) tarafından tescil ve tebcil edilmiştir.
çetin kuvvetlerin sahibi bu kuvvetleri kanatlarında yaymaya başladığında insanı uçuran amellerin temeli doğruluk ve edep eksenli ameller olduğunu bildirir.
hilm ve ilim bulunan kişiye yoldaş olan hz.cibril(AS) doğruları sever ve onların doğruluğunu artırır. yoksa ne ders verir ne ders alır talimi kelam olan başka söze ihtiyaç duymaz.
ALLAH(cc) SİZDEN VE BİZLERDEN RAZI OLSUN.
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
RABBİM sizlerden razi olsun kardeşlerim.
 

MIZRAP

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Haz 2008
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Çok çok güzeldi..Allah razı olsun aydın kardeşim..B)
 

HilserSeN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2008
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Hado abimiz güzel bir noktaya deginmis ...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt