GizliOzne
Kayıtlı Kullanıcı
ALLAH ü Teala, insanı en güzel şekilde yaratırken ona; üzülme, sevinme, korkma, şaşırma…gibi çeşitli duygusal özellikler de vermiştir. işte bu duygusal özelliklerden biri de; hoşa gitmeyen bir kimse, bir durum, bir olay, bir söz, bir fiil sonucu insanda meydana gelen can sıkıntısı, hiddet ve öfkedir.
Günümüzde hemen her yerde sık sık gördüğümüz, karşılaştığımız, duyduğumuz hatta yaşadığımız bu can sıkıntılarının o kadar çok nedenleri var ki. Karı–koca, gelin–kaynana kavgaları, trafiğin karışıklığı, bankaların yoğunluğu, işlerin yolunda gitmemesi, çoluk çocuğun beklenmedik masrafları, aşırı yorgunluk, tembellik, bencillik, tatminsizlik, hastalıklar…derken daha neler neler…
Gazete sütunları, haber programları hep bunlar ve bunların kötü sonuçları olan kan, gözyaşı ve pişmanlıklarla doludur. Her gün görülen, duyulan, yaşanan olaylar; gerek fert gerekse toplum olarak ruh sağlığımızın pek de yerinde olmadığını göstermektedir. Asr-ı saadet devrindeki insanlarda bulunan sevgi, kardeşlik, hoşgörü günümüz toplumunda yerini kin, haset ve düşmanlığa bırakmış durumdadır.
Peki buna "dur" demenin zamanı gelmedi mi dostlar? insanlar arasındaki bu kin, öfke ve can sıkıntısı zaman bitecek? Elbette kaynağına, sebeplerine inerek, bunlar üzerinde düşünerek, sonuçlarını önceden tahmin ettiğimiz zaman bitecek. O halde canımızı sıkan meselelerin kaynağına inerek neler yapmamız gerektiğinden işe başlamamız gerekir.
Peki neler yapmalıyız?
1. Can sıkıntılarımızın başında hastalıklar gelmektedir.O halde sağlığımızı tehdit eden sigara, alkol…gibi zararlı maddelerden uzak durmalı, çok ve aşırı yağlı yemeklerden kaçınarak yeterli ve dengeli beslenmeli, elbise ve vücut temizliğine dikkat etmeli,çeşitli etkinliklerle bedenimizi, zihnimizi, ruhumuzu dinlendirmeliyiz. çünkü her işin başı sağlıktan geçer.
2. çalışmak: çünkü çalışmak; insanı tembellikten, fakirlikten, can sıkıntısından, kötülüklerden kurtarır.Yukarıdaki sağlık ve çalışma ile ilgili Lokman (a.s )’ın şu sözünü hiç unutmamalıyız;”Ayağını sıcak tut, başını serin. Kendine bir iş bul da düşünme derin.”
3. Empati kurma: Kendimizi karşımızdaki insanın yerine koyma ya da durumun içinde farzetme .Canımız her neye sıkılıyorsa kendimizi o can sıkıcı durumun yerine koyarsak, “Ya onun yerinde ben olsaydım ne yapardım?” diye kendimizi sorguya çekersek, o zaman daha düşünceli olur, her şeye canımızı sıkmayız.
4. Sabır: Can sıkıcı durumların gelip geçici olduğunu, hatta bunların birer imtihan sebebi olabileceğini düşünerek sabırlı olmalıyız. çünkü “Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (2 Bakara,151) insanın bu dünyada ne zaman, ne ile imtihan olacağı belli değildir.
5. ALLAH’tan gafil olmamak: Nefsani arzulara uyarak asıl yaratanımızı unutursak, ALLAH (c.c) şeytanı insanlara musallat eder.Onun için bir an bile Rabbimizle irtibatı kesmemeliyiz.Canımız sıkılıp öfkelendiğimiz zaman hemen abdest almalı, bol bol dua edip ALLAH’ı zikretmeliyiz.Yüce RaBBimizin :”Unutmayın ki kalpler ancak ALLAH’ı anmakla huzur bulur.” (13 Rad, 27) ayetini aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.
6. Dünya ve ahiret dengesini iyi kurmak: Dinimiz:”Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın!” diye bir ölçü koymuştur. Aşırı hırs, kanatsızlık sebepleriyle ahireti unutup sadece dünya için çalışırsak, bedelini ağır ödeyebiliriz.Bunun için dengeyi iyi kurmalıyız.
7. Bütün Müslümanları kardeş olarak görmek ve sevmek: Toplumda aynı çevreleri, aynı değerleri, aynı ortamları paylaştığımız insanlar bazen hata yapabilir. Bundan dolayı onlara sırt çevirmemeli, düzelmeleri için onlara dua etmeli, sevgi ve hoşgörüyü elden bırakmamalıyız. çünkü aynı hatayı biz de yapabilirdik.
8. Zamanı iyi kullanma: insanın gerek ev, gerekse iş ve sosyal hayatında yapması gereken birçok işleri vardır. Bunların altından kalkabilmek için zamanı iyi kullanmalı, işlerle ilgili planlar yapmalı, işleri kesinlikle son dakikaya bırakmamalıdır.Aksi halde işler, bizde sinir ve stres yapabilir.
9.Sosyal ve kültürel etkinliklere katılma: Nerede olursa olsun yalnız insan sıkılır, monoton bir hayat ise daima sıkıcıdır.Bunun için haftanın belli bir gününü ya da günün belli saatlerinde sevdiğimiz insanlarla bir araya gelerek sohbet, ziyaret, gezi…gibi farklı etkinliklere katılmak insanı ferahlatır.Hayatta yalnız olmadığını hatırlar.
Günümüzde yüksek tansiyon, kolestrol, şeker, ülser… gibi birçok hastalıkların temelinde de öfkenin, sinirin, can sıkıntısının, stresin olduğu unutulmamalıdır.
Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle…
Günümüzde hemen her yerde sık sık gördüğümüz, karşılaştığımız, duyduğumuz hatta yaşadığımız bu can sıkıntılarının o kadar çok nedenleri var ki. Karı–koca, gelin–kaynana kavgaları, trafiğin karışıklığı, bankaların yoğunluğu, işlerin yolunda gitmemesi, çoluk çocuğun beklenmedik masrafları, aşırı yorgunluk, tembellik, bencillik, tatminsizlik, hastalıklar…derken daha neler neler…
Gazete sütunları, haber programları hep bunlar ve bunların kötü sonuçları olan kan, gözyaşı ve pişmanlıklarla doludur. Her gün görülen, duyulan, yaşanan olaylar; gerek fert gerekse toplum olarak ruh sağlığımızın pek de yerinde olmadığını göstermektedir. Asr-ı saadet devrindeki insanlarda bulunan sevgi, kardeşlik, hoşgörü günümüz toplumunda yerini kin, haset ve düşmanlığa bırakmış durumdadır.
Peki buna "dur" demenin zamanı gelmedi mi dostlar? insanlar arasındaki bu kin, öfke ve can sıkıntısı zaman bitecek? Elbette kaynağına, sebeplerine inerek, bunlar üzerinde düşünerek, sonuçlarını önceden tahmin ettiğimiz zaman bitecek. O halde canımızı sıkan meselelerin kaynağına inerek neler yapmamız gerektiğinden işe başlamamız gerekir.
Peki neler yapmalıyız?
1. Can sıkıntılarımızın başında hastalıklar gelmektedir.O halde sağlığımızı tehdit eden sigara, alkol…gibi zararlı maddelerden uzak durmalı, çok ve aşırı yağlı yemeklerden kaçınarak yeterli ve dengeli beslenmeli, elbise ve vücut temizliğine dikkat etmeli,çeşitli etkinliklerle bedenimizi, zihnimizi, ruhumuzu dinlendirmeliyiz. çünkü her işin başı sağlıktan geçer.
2. çalışmak: çünkü çalışmak; insanı tembellikten, fakirlikten, can sıkıntısından, kötülüklerden kurtarır.Yukarıdaki sağlık ve çalışma ile ilgili Lokman (a.s )’ın şu sözünü hiç unutmamalıyız;”Ayağını sıcak tut, başını serin. Kendine bir iş bul da düşünme derin.”
3. Empati kurma: Kendimizi karşımızdaki insanın yerine koyma ya da durumun içinde farzetme .Canımız her neye sıkılıyorsa kendimizi o can sıkıcı durumun yerine koyarsak, “Ya onun yerinde ben olsaydım ne yapardım?” diye kendimizi sorguya çekersek, o zaman daha düşünceli olur, her şeye canımızı sıkmayız.
4. Sabır: Can sıkıcı durumların gelip geçici olduğunu, hatta bunların birer imtihan sebebi olabileceğini düşünerek sabırlı olmalıyız. çünkü “Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (2 Bakara,151) insanın bu dünyada ne zaman, ne ile imtihan olacağı belli değildir.
5. ALLAH’tan gafil olmamak: Nefsani arzulara uyarak asıl yaratanımızı unutursak, ALLAH (c.c) şeytanı insanlara musallat eder.Onun için bir an bile Rabbimizle irtibatı kesmemeliyiz.Canımız sıkılıp öfkelendiğimiz zaman hemen abdest almalı, bol bol dua edip ALLAH’ı zikretmeliyiz.Yüce RaBBimizin :”Unutmayın ki kalpler ancak ALLAH’ı anmakla huzur bulur.” (13 Rad, 27) ayetini aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.
6. Dünya ve ahiret dengesini iyi kurmak: Dinimiz:”Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın!” diye bir ölçü koymuştur. Aşırı hırs, kanatsızlık sebepleriyle ahireti unutup sadece dünya için çalışırsak, bedelini ağır ödeyebiliriz.Bunun için dengeyi iyi kurmalıyız.
7. Bütün Müslümanları kardeş olarak görmek ve sevmek: Toplumda aynı çevreleri, aynı değerleri, aynı ortamları paylaştığımız insanlar bazen hata yapabilir. Bundan dolayı onlara sırt çevirmemeli, düzelmeleri için onlara dua etmeli, sevgi ve hoşgörüyü elden bırakmamalıyız. çünkü aynı hatayı biz de yapabilirdik.
8. Zamanı iyi kullanma: insanın gerek ev, gerekse iş ve sosyal hayatında yapması gereken birçok işleri vardır. Bunların altından kalkabilmek için zamanı iyi kullanmalı, işlerle ilgili planlar yapmalı, işleri kesinlikle son dakikaya bırakmamalıdır.Aksi halde işler, bizde sinir ve stres yapabilir.
9.Sosyal ve kültürel etkinliklere katılma: Nerede olursa olsun yalnız insan sıkılır, monoton bir hayat ise daima sıkıcıdır.Bunun için haftanın belli bir gününü ya da günün belli saatlerinde sevdiğimiz insanlarla bir araya gelerek sohbet, ziyaret, gezi…gibi farklı etkinliklere katılmak insanı ferahlatır.Hayatta yalnız olmadığını hatırlar.
Günümüzde yüksek tansiyon, kolestrol, şeker, ülser… gibi birçok hastalıkların temelinde de öfkenin, sinirin, can sıkıntısının, stresin olduğu unutulmamalıdır.
Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle…