Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

canan yurdu (1 Kullanıcı)

eren emin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
831
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kars
canan yurdu
Eyvah! sevgilininyurdu ıssız kalmış
Ayak bastığı heryer kırgın bir mezar olmuş
İçindeki ahenk uçmuş da
Ses seda kalmamış yuvada
Yer yer gömülü durur emeller
Sanki kıyamet gününü beklerler...
Ya rab! niye böyle bir yığın toprak
Olmuş yatıyor o temiz saha?
Ya rab! niçin o parıltı ortada yok?
Ya rab! niçin uzayıp gitmekte bu gölge?
Ya rab! sevgilinin yuvası üzerine
Gerilmiş bu kat kat aydınlık perdesinin anlamı ne?
 

eren emin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
831
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kars
RE: canan yurdu

Âhiret Yolu

sokakta sâde bir 'âmîn! ' sadâsıdır gidiyor:
mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor.
basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,
başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût;
denildi: 'fâtiha! '; âmîni kestiler bu sefer,
göğüsler inledi, derken, açık duran eller,
hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;
deminki zemzemeler bir zaman için dindi.
duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu,
diyordu:
- söyleyin allâh için şu merhûmu,
nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?
- iyi biliriz!
-yarın huzûr-i ilâhîde toplanıp hepiniz,
bu yolda hüsn-i şehâdet edersiniz ya?
- evet!
- imâm efendi, helâllık da iste, merhamet et...
- helâl edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı.
- helâl edin hadi bekletmeyin adamcağızı!

cemâatin yüreğinden kopup 'helâl olsun! '
nidâ-yı saffeti, birden cenâze, ah-ı derûn,
misâli uğradı evden; fezâda yükseldi
içerde başladı bir cûş-i nevhadır şimdi;
baş örtüsüyle kadınlargözüktü pencereden:
-bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen!
-yıkıldı dostlar evim, barkım... ah gitti kocam! ..
-dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam!
-tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre,
kızıp da 'ey! ' demiş insan değildi, hemşîre!
-zavallı remziye! boynun büküldü evlâdım...
-babam ne oldu?
-baban... öldü.
-etme ayşe hanım,
bu söylenir mi ya? hicrân olur zavallı kıza...
ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza...
açın da cumbayı etrâfa baksın ağlamasın...

göründü cumbada baktım ki tombalak, sanşın,
sevimli bir küçücek kız... beiinde ancak var.
donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar,
zavallının eriyen ruh-i bî-günâhı idi.
benim o mersiye yâdımda ağlıyor ebedî.
sefine pâre ki sırtında mevc-i bî-hissin,
yüzer... önünde ademden nişâne bir engin,
çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;
bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana?
cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,
o tahta pâreye benzerdi, düşmüş emvâca.
nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?
nasıl görür ki yetîmin huruş eden yaşını?
bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner,
samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer.

değilmiş öyle geniş nâlenin hudûdu meğer:
sokak bitip dönülürken kesildi mâtemler.
o tahta pâre-i câmid, o iğbirâr-ı samût,
güzer-gehindeki eşbâhı bir mehîb sükût
içinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor;
zemîne bakmıyor artık semâ deyip gidiyor.
bu mahmilin neye sık sık değişsin efrâdı?
suâli fikre büyük bir hakîkat anlattı:
evet bekâ ezecek cism-i zâr-ı fânîyi,
vücûd çekmiyecek ömr-i câvidânîyi,
bu bâr-ı müdhişin altında titreyip dizler,
dayanmıyor üç adımdan ziyâde dûş-i beşer!
ağır ağırgidiyorken cenâze kâfilesi,
nihâyet oldu musallâ birinci merhalesi.
çıkınca üstüne son minberin hatîb-i memât,
açıldı dîde-i im'âna perde perde hayât.
*******
senin en son serîrindir şu bî pervâ uzanmış taş;
ki nermin hâb-gâhından çıkar, bir gün vurursun baş!
elinden yok halâs imkânı, mâdâme'l-hayât uğraş...
o, mutlak sedd-i râhındır, aşılmaz.. muktedirsen aş! '

musallâ: müncemid bir mevcidir eşk-i yetîmânın;
musallâ: ahıdır, berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın;
musallâ: minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın;
musallâ-: ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın.

bu minberden iner nâsûta en müdhiş hakîkatler,
bu yerden yükselir lâhûta en hâlis kanâ'atler.
civârından geçer zulmette bî pâyan hayâletler:
kefen-ber-dûş geçmişler, kalan üryan sefâletler!

babam, kardeşlerim, evlâdım, annem... belki bunlardan
muazzez bildiğim kıymetli birçok yâr-ı can el'ân
bu taştan atfeder zanneylerim dünyâya son im'ân...
benim rûhum bu heykelden duyar hâmûş bin efgân!
serîr-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünyâ;
müşeyyed bürc ü bârülar düşer bir bir, bu taş hâlâ,
zamânın dest-i tahrîbiyle, durmuş, eyler istihzâ;
bütün mevcûda hâkim bir adem timsâlidir gûyâ.

namaz kılındı; duâ bitti. kârban, yoluna
düzüldü taht-ı memâtın girip birer koluna.
yarım sâat henüz olmuştu. yolcular durdu;
demek ki; komşusu dünyânın âhiret yurdu.
cenâze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra,
sokuldu servilerin ortasında bir çukura,
atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur
kabardı toprağın altında bir an, bir ur!
evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini,
dönün de arkadakinden sorun fecâ'atini•
sükûn içinde uyurken şu bir yığın toprak
ilel'ebed o küçük rûh çırpınıp duracak! .
 

eren emin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
831
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kars
RE: canan yurdu

SAADET

Ömür tezgahında çile dokudu,
Cefa ateşine düşer SAADET.
Sabırla şükretti dua okudu,
Sevgi ocağında pişer Saadet.

Ruhsuzun yüreği taşmı,demirmi,
Helalden pişmeyen yemek yenirmi,
Temelden yanlışa Töre denirmi,
Nusibeti bir bir aşar SAADET.

Çile girdabında yüreği yandı,
Hayata bağlayan dört tane can’dı
Onların gülmesi en mutlu andı,
Evlad sevdasıyla yaşar SAADET.

Azimle değişti hayatın rengi,
Evinde düzeni sarraf ahengi,
Cefanın,vefayla bulunur dengi,
Mutlu bir hayata koşar SAADET
 

eren emin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
831
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kars
RE: canan yurdu

ZİKİR

Dilde zikir, gönülde aşk, Habibim! ..
Güzel yaratmış ruhumu, Sahibim! ..
Tüm âzama, farz sünnete sahibim
Bütün güzellikleri veren Rabb’im!

Çağlar gönül, ağlar gözler zikirde
Yok, para, pul, mal, mülk, dünya, fikirde
Tek bir nefes, zengin de bir, fakir de
Güzellerden zikirler deren Rabb’im! ..

Besmele ile başlarız, her şeye
Üç ismin üç nur, yüz on dört sureye
Senin eşsiz anahtarın yüreğe
İşlemişiz, gizlemişiz Ya Rabb’im
 

eren emin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
831
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kars
RE: canan yurdu

SANA GELİYORUM ALLAH'IM

Sana geliyorum Allah'ım
Bütün günahlarımla.
Masum bir çocuk gibi.
Ne olur kabul et beni.

Gözlerimde yaşlar seller gibi
Günahlarım çok dağlar gibi.
Yanında bana da yer var gibi.
Koşarak sana geliyorum ya Rab'bi

Yüreğimde bir büyük aşk.
İlahı aşk diyorlar tanımına
Başka aşklarda var ama
Ben sana senin aşkınla geliyorum ya Rab'bi

Affet bu kulunu hatası çok büyük.
Günahlarım sırtımda kambur oldu,bir yük.
Artık dayanacak gücüm kalmadı bitiyorum.
Bütün varlığımla sana geliyorum ya Rab'b
 

eren emin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
831
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kars
RE: canan yurdu

PİŞMANLIK

Rab'bim senin korkunu, nefse perde eylesek
Cennet'in hayaliyle, zevke veda eylesek
Şu dünyanın zulmüyle, nice cefalar çeksek
Ve iman ateşini yakmaya devam etsek

Sar Allah'ım kalpleri, şefkatin kollarında
Yolumuz devam etsin, merhamet kulvarında
Bilal gibi ezilip, yine de seni ansak
Başka ilah yok diye, tüm dünyaya haykırsak

Yüzbin kere bozulan, tövbeyle kapındayız
Günahlarla tozulan, vicdanın ardındayız
Bu ne yüzsüzlük ya Rab, utanmak bilmiyoruz
Akan gözyaşlarını, günahla siliyoruz
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt