Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Camilerimiz laik devletin kuşatması altında ! (1 Kullanıcı)

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Camilerimiz laik devletin kuşatması altında!
Resmi bayramlarının yıldönümünde cami cemaatine ideolojisini empoze eden laik cumhuriyet, dinimizi, Diyanet eliyle tahrif etmeyi sürdürüyor. Laiklik iddiasına rağmen kendi ideolojik argümanlarını dayatmaktan geçmeyerek Bizantinist karakterini ortaya koyan devlet, güdümündeki Diyanet ile halkın din anlayışını kontrol altında tutarak İslam'ı da resmileştirmeye çalışmakta. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'daki selâtin camilere asılan ırkçı ve militarist mahyalar; camilerimizin nasıl ideolojik kuşatma altında olduğunu gösterirken, aslında devletin kontrolünden geçerek okunan hutbeler de bunun bir göstergesi.
İşte bugün okunacak hutbe de bunu ortaya koyuyor. "Cumhuriyet" konulu ve başlıklı hutbe, Rabbimizin aralarındaki işlerde Müslümanlara şura merkezli hareket etmelerini emreden ayet ile başlamakta. Bu ayetteki emri, laik cumhuriyet yönetimi ile özdeşleştiren hutbe, cumhuriyetin, özünde taşıdığı ruha uygun olarak yaşatılmasının "en temel vatandaşlık görevlerimizden biri" olduğunu da hatırlatmaktan geri kalmamış! Elbette ki böyle bir hutbe, cumhuriyetin bânisi, kurucu ve ebedi şefe rahmet okumadan bitmeyecekti. Nitekim hutbe, "Bize bu kıymetli armağanı bırakan başta Gazi M. Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi hayırla anar, kendilerine Yüce Allah'tan rahmet ve mağfiretler niyaz ederim." cümlesiyle son buluyor.
Müslümanları, halkın emeğiyle inşa edilen camilerimizin laik devletin kuşatması altına alınması ve Kur'anî değerlerin resmi ideolojinin tahrifatına maruz bırakılması karşısında daha duyarlı ve uyanık olmaya çağırıyoruz.

İşte bugün okunan hutbenin tam metni:
CUMHURİYET


Muhterem Cemaat!
İslâm dini, insan fıtratına uygun olarak ortaya koyduğu değerlerle insanların sağlıklı ve güçlü bir toplum halinde yaşamalarını öngörmektedir. Dinimizin önem verdiği "aklın, malın, canın, neslin, şeref ve haysiyetin" korunması ilkeleri, bugün evrensel değerler olarak kabul görmüş temel hak ve hürriyetlerdendir. Her vesileyle samimiyet ve kardeşliği tavsiye eden yüce dinimiz, bu ilkelerle ferdî planda eşitliğin ve karşılıklı saygının vazgeçilmez değerler olduğunu belirtmiştir. Nitekim sevgili Peygamberimiz, "İnsanlar tarağın dişleri gibi birbirlerine eşittirler. Kimsenin kimseye takvadan başka bir üstünlüğü yoktur." [Keşfu'l-Hafa, 2847, C II sh 451] "Ey insanlar Rabbiniz birdir, babanız birdir Arab'ın Arab olmayana, Arap olmayanın Arab'a, beyazın siyaha ve siyahın beyaza hiç bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." [Ahmed b. Hanbel, V, 411] sözleriyle, temel hak ve hürriyetlerdeki bu eşitliği dile getirmektedir.
Değerli Müminler!
Kur'an ve Sünnet, ortaya koyduğu üstün değerlerle toplumların kendi hayat şartlarını güzelleştirmelerine yardımcı olmuş, her hangi bir yönetim şekli önermese de "Şûra" prensibini getirerek, toplum işlerinde fertlerin katılımına fırsat tanımıştır. Dinimiz her vesileyle insanlar arasında adaleti ve iyiliği emrederken, fikir ve ifade özgürlüğünü, temel hak ve özgürlüklerde eşitliği ve istişareyi öngörmüştür.
Al-i İmran Suresi 159. ayeti bizlere bu konuda şöyle ışık tutmaktadır: " (Ey Muhammed!) İşlerinde onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et, (Ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah tevekkül edenleri sever"
Aziz Müslümanlar!
İnsanlık, tarih boyunca adalet, iyilik, istişare ve eşit haklara sahip olma gibi bazı değerlerin arayışı içinde olmuştur. Toplumlar, bu değerlerin hayata geçirilmesini sağlamak amacıyla, değişik yönetim biçimlerini uygulamış ve bu konuda daima daha iyinin peşinde olmuşlardır. Arayışlar neticesinde, bu değerlerin güzel bir biçimde gerçekleşmesine imkan veren Cumhuriyet idaresine ulaşılmıştır. Cumhuriyet, dinimizin öngördüğü istişareye dayalı, hak ve özgürlükleri teminat altına alan, insanların yeteneklerini ortaya koyabilmelerine imkan tanıyan, düşünce ve inançlarını serbestçe ifade edebilecekleri bir idare şeklidir.
Aziz Mü'minler!
Kurtuluş savaşını gerçekleştiren iradenin bizlere kıymetli bir armağanı olan ve ilanının 86. yılını bu günlerde kutlayacağımız Cumhuriyetin, özünde taşıdığı ruha uygun olarak yaşatılmasının en temel vatandaşlık görevlerimizden biri olduğunu unutmayalım. Bize bu kıymetli armağanı bırakan başta Gazi M. Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi hayırla anar, kendilerine Yüce Allah'tan rahmet ve mağfiretler niyaz ederim.

Kaynak: haksozhaber

Bel'amlar Laik YÖneticilerine Biatlarını Yeniliyorlar.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt