Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Caferi Lider Esed'ın Katliamını Savundu (1 Kullanıcı)

ibn Abdilvahhab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2011
Mesajlar
154
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz, Suriye’de her gün onlarca insanı katleden Esad yönetimine destek açıklaması yaptı.

Zeynebiye Camiinde verdiği hutbede Suriyeli muhalifleri “terörist gruplar” olarak niteleyen Selahattin Özgündüz, Baas zülmüne başkaldıran halkı “Amerika ve İsrail” yanlısı olmakla suçladı.

Kadın, çocuk, yaşlı demeden aylardır katliam yapan ve “Bizler laik Arap Milliyetçileri olarak radikal İslamcılara karşı savaşıyoruz” diyen Esad’a hutbeden verilen bu destek büyük tepki topladı.

Suriye’de rejim karşıtı gösteriler 11’inci ayını geride bırakırken, Esad güçleri sivil halka yönelik katliamlarını artırarak sürdürüyor. Uluslararası kamuoyun pasif tutumundan ve İran, Rusya ve Çin gibi ülkelerin desteğinden cesaret alan baas rejimi, ülkeyi adeta bir mezbaneye çevirmiş durumda. Hemen her gün youtube’a düşen katliam görüntüleri yürek parçalayan cinsten. Esad yönetiminin katliamlarına destek olanlar İran, Rusya ve Çin gibi devletlerle sınırlı da değil.Türkiye’de de Esad’ın her gün katlettiği Müslüman kardeşlerini “terörist” olmakla suçlayan ve Esad’a destek veren bir çok isim var. Türkiye Caferi Lideri Selahattin Özgündüz de bu isimlerden birisi.

Baas rejimine sahip çıktı


Özgündüz, Caferilere ait Zeynebiye Camiinde’ki Cuma hutbesinde, Suriye meselesinden Kürecik’teki kalkana, Irak yönetiminden ihale paylaşımlarına kadar pek çok konuda siyasi mesaj verdi.

Özgündüz, Suriye’de her gün onlarca insanı katleden Esad yönetimine açıkça arka çıkarak, bu zulme başkaldıranları “terörist”likle suçladı. Türkiye’nin dış politikasını da isim vermeden eleştiren Özgündüz’ün bu açıklamalarının, Türkiye’nin Suriye’ye yaptırım uygulanması amacıyla uluslararası kamuoyunu ikna etmeye çalıştığı günlerde gelmesi dikkat çekti. Suriye’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Selahattin Özgündüz, “Suriye’deki muhalefet cephesinin, Amerika ve İsrail silahlarıyla donanmış terörist gruplar” olduğunu iddia etti.

Diktatörlü savunma

Caferi lider Özgündüz bölgedeki diğer diktatörlerden örnekler verek Esad rejimini aklamaya çalıştı. Suriye’deki halk hareketine destek veren ülkeleri emperyalist ve Siyonistlerle aynı safta olmakla suçlayan Özgündüz şunları söyledi: “Suriye’ye demokrasi getirelim diyerek Emperyalist ve Siyonistlerle aynı safta duran diğer ülkelere bir bakın kim onlar? Varlığı dünyaya fesat olan, bölgesine, halkına kan kusturan başta Suudi Arabistan Krallığı, Bahreyn, Katar ve Ürdün Krallıkları! Bu diktatörlüklerin hüküm sürdüğü ülkelerde Suriye’nin binde biri kadar bile özgürlük yoktur. Suriye bir anayasa hazırladı ve halkoyuna sundu. Çok büyük teveccüh kazandı. Beklenenlere göre diyorum bunu, referandum bağımsız kuruluşların ve dünya basının önünde bu yapıldı.”

Özgündüz, Suriye’de Esad rejiminin akıttığı kanı durdurmak için politika üretmeye çalışan Türkiye’ye de tepki gösterdi. “Suriye’ye demokrasi getirmek isteyenler önce Suriye kadar demokratik olsunlar sonra Suriye’ye demokrasi getirsinler” diyen Özgündüz, “Hani derler ya; dinime söven bari Müslüman olsa! Onlar malum da; böyle ikiyüzlülerin masasında asalet ve necipliğiyle bilinen Türk temsilcilerinin de bulunmasını biz doğru bulmuyoruz” dedi. Esad yönetiminin katliamlarına sessiz kalmayan alimleride hedef tahtasına oturtan Özgüzgündüz, “Ama sözüm ona yaşını başını almış din diyanet sahibi sözde ilim adamları iftira atıyor, yalan yanlış sözlerle bilgi kirliliği yaratarak kendilerine güvenen insanların beynini karıştırıyorlar ve bunu da ne yazık ki din ve mezhep adına yapıyorlar. Peki, yarın bunun hesabını Allah’a nasıl verecek?” şeklinde konuştu.

Nusayri diktasını inkar etti

Suriye’de bir Nusayri azınlık siktasının olmadığını da savunan Özgündüz, “Bugün Suriye’de % 80 Sünni Müslüman, % 10 Nusayri Alevi Müslüman var. Diyorlar ki Suriye’de %80‘lik kesimolan Sünni Müslüman’a zulüm ediliyor. Bu istatistikî bilgi yanlıştır. Bunu söyleyenler dönüp kendisine baksın. Kendi kabinenize ve meclisinize bakın nüfusa göre diğer topluluktaki insanlar temsil ediliyor mu? Bürokrasinize bakın, iç dünyanıza bakın, ihalelerinize bakın! Irak’ta Cumhurbaşkanı ve yardımcısı Sünni Kürt’tür. Önemli bakanlıklar Sünnilerdedir. Şii- Sünni meselesi yok, Irak Iraklılarındır. Irak’ı beraberce yönetmelerine rağmen bunu bile çok görüyorsunuz. Şii’lerin nefes almasına bile tahammülünüz yok mu? Şia kimlerden daha az vatanperverdir, üstünde oturduğumuz bu vatanda Şii kanıyla boyanmış bu topraklar Şia’nın alıp size vatan ettiği topraktır” dedi.

Şiicilik yapmadıklarını savunan Özgündüz, “dinime kasteden, yüce kitabım Kuran’ı yakan, bölgeye kan ve gözyaşı getiren, bölgenin kanını iliğini emen Emperyalizme ve Siyonizme mezhepçilik yaparak hizmet eden bu ahmak anlayışı lanetliyorum” ifadelerini kullandı.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Leş kargaları birleşti desene...
Allahualem Suriye dananın kuyruğunun koptuğu zemin olacak...
Peygamberimizin ahir zaman hadisleri Suriyeyi işaret ediyor...
İSLAMIN ŞAHLANIŞI SURİYE CEPHESİNDEN BAŞLAYACAK İNŞAALLAH...
BÜTÜN DALALET EHLİ, MÜSLÜMAN EHL-İ SÜNNETE KARŞI BİRLEŞTİ...
GELECEKLERİ VARSA GÖRECEKLERİ DE VAR...
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
arkadaslar selamun aleykum öncelıkle...
yazılarınızı okuyorum hoşnut oldugum yazlarınızda var
ama burda bılıp bılmeden kulaktan duyma cok yazılarınız var helekı alttakı yorumlarınız oldukca gunah yorumlar delılı olmayan yorumlar yapmayın ASIL GUNAH ODUR. öncelıkle ŞİA BİR ÖRGUT DEĞİLDİR ve sonradan cıkma bır mektepte deıldır. şuan herkes ŞİA mektebının kafır yahudı munafık oldugunu bılır aslı olmayan ve delılıolmayan şeylerden sakının lutfen.
şia mektebı peygamber efendımızın bızzat kendı agzı ıle hz alıye soylemesıyle ortaya cıkmıstır.
bunun enbuyuk kaynağı sizin en saglam kıtaplarınızdan nakledılmıstır ve onlarca ehlı sunnı kıtabındanda delıl ve kaynak ortaya surebılırım.
mesela sizin kıtaplardan (ki bu kıtaplar ehlı sunnet kıtaplarının en saglam kıtaplarıdır) hülasa alim hafız kendı senedıyle HİLYETUL EVLIYA Kitabında İbni Abbastan şöyle nakletmiştir: İNNELLEZİNE AMENU VE AMILUS SALIHATİ ULAIKE HUM HAYRUL BERIYYETI CEZAUHUM nazil oldugunda RESULULLAH saa Ali b. ebu talıbe hıtaben soyle buyurdu YA ALİ HAYRUL BERRIYEDEN MAKSAT SEN VE SENIN ŞİALARINDIR KIYAMET GUNU SEN VE ŞİALARIN ALLAHIN SIZDEN SIZINDE ALLAHTAN RAZI VE HOSNUT OLDUGUNUZ HALDE GELIRSINIZ.
VE BUNUN GIBI SAGLAM KAYNAKLARINIZIN YAZARLARI VE ISIMLERINI VEREBILIRIM VE BU YAZARLAR IMAMLARIN IFTIHAR ETTIGI VE ONLARIN KITAPLARINI BIGI DEPOSU OLARAK KULLANDIKLARI KITAPLARDIR.
BEY HICBIRINI ŞİA KITAPLARINDAN YAZMADIM EHLI SUNNET KITAPLARINDAN YAZDIM VE HER KONUYADA EHLI SUNNETIN EN SAGLAM KITAPLARINDAN DELILLER SUNARAK YAZARIM AMA IMAMLAR BUNLARI ARZ ETMIYORLAR GIZLI TUTUYORLAAR.
EVET ŞİA MEKTEBININ VEYA BIR DIĞER TABIRLE MEZHEBININ CIKISI HZ. PEYGAMBER EFENDIMIZDENDIR VE ŞİANIN ADINI KARALAYAN YAHUDI MUNAFIK VE KAFIR OLARAK ANDIRANLAR OLDU
YAHUDI ABDULLAH B. SEBA O DONEMDE SIALIĞI KULLANIS VE KOTULEYEREK YOK ETMEĞE CALISMISTIR.
BUNLAR GIBI BIR COK KABILE OLDU
ZEYDIYYE (Bunlar kendı aralarında 5 fırkaya ayrıldı
KIYSANIYYE
KADDAHIYYE
GULAT
BUNLARI ICERIKLI YAZMIYORUM SAHABELERDEN VE EHLI SUNNI KAYNAKLARININ EN SAGLAM HADISLERINDEN KONUSUYORUM BEN KESINLIKLE KAYNAGINIZ OLMADAN KONUSMAYIN VE ŞİA HAKKINDA PEYGAMBER EFENDIMIZIN HZ ALIYE SOYLEDIGI SOZLERI SAHABELERININ SOZLERIYLE YANI AHLI SUNNI KITAPLARINDAN DELILLERLE NAKLEDEBILIRIM
SIMDI SIH SALAHATTINE GELINCE O SIA ALEMININ LIDERI DEILDIR ISTANBULDA ZEYNEBIYE SIA CAMILERININ EN BUYUGU OLAN CAMIDE IMAMLARDAN BIRIDIR VE HALKIN COK FAZLA GITTIĞI CAMILERDENDIR BEN DUYMADIM BUNU DELILI VARSA LUTFEN ARZ EDIN HERKES OKUSUN KIMSEDE GUNAHA GIRIP SIA MEKTEBINE VE HALKINA KOTU KONUSMASIN GUNAHTIR...
SAKIN KULAKTAN DUYMA BUKONULARDA CAHIL KIMSELER YORUM YAPMASINLAR BU DELILLER YETMEZSE DAHA FAZLA DELIL SUNARIM BAKARSINIZ IMAMLARINIZADA SORARSINIZ BANA SORUP CEVABINI BENDEN ALDIGINIZ SORULARI DELILLERLE HOCALARINIZA SORARSINIZ
ISLAM ALEMINDE HERKES KARDESTIR DOSTLARIM AMA CAHILIYE VE DELILSIZ SEYLER KULAKTAN DUYMA ŞEYLERI HAA BU BOYLE DİĞEREK GUNAHA SURUKLUYOR BUNA DIKKAT EDINIZ VE SORULARINIZIDA BEKLERIM
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
Aleykum Selam.

Allah c.c. bilen Rasulune tabi Kurani yasayan herkes kardesimizdir Eyvallah. Fakat bunu en dogru sekliyle yasayan Ehli SUnnet Vel Cemaattir.

DIger firkalar Mutezile, kadirriye, hariciler, vehhabiler,sia gunumuzdeki selef akim...vs bir cizgiden sonra hak yoldan sapip batil yola gitmistir.

Ben sia ile ilgili cok sey soylerim ama sadece bir ornek vericem onuda sen anla. Hz.Omer r.a.in olum gununu bayram ilan edip tv lerde (bende internetden takip ettim) sokaklara cikip omer cehenneme diye tempo tuttular. Dahasi camilerinden yayina gecip one bir tane sakalli cubbeli molla gecirip ibadetlerini yaptikdan sonra dua kismina gecip ayaga kalkinca mikrofunu molla uzatip basladilar beddua etmeye.

Sirasiyla Hz.Ebubekir Hz.Omer Hz.Osman Hz.muaviye Hz.Ayse ve birkac sahabe hakkinda cehenneme gitsinler diye dua edip arkadaki cemaat de buna amin dedi.

Simdi bende sana bunlarin sonunu soyleyim basda o namaz kildiran molla olmak uzere buna amin diyen cemaat ve tv basinda da buna amin diyen herkes KATIKSIZ KAFIR oldu. Niye biliyormusun?

Hz.EBubekir r.a. yuzunden. Zira kendisi hakkinda kuranda ayet var. Ona beddua edip kufreden Allah c.c. beddua edip kufrediyordur. (tabi bu kurandaki her hangi bir harf icinde gecerli) fakat digerleri icin durum sudur EHli SUnnetden kesin cikarlar imanlari hakkinda suphe duyulur.

SImdi sen diyorsun ki Hz.peygamber s.a.v bu sia yi kendi soyledi diyorsun. Hz.Peygamber s.a.v mi soyledi en yakin arkadasi hz.Ebubekire r.a. kufredin yada esi Hz.Ayse r.a. kufredin lanet edin diye.

Bana sen kaynak getirme ben iyi bilirim sia ile vehhabileri. Sen gene kendini belli ediyorsun vehhabiler senden beter. yuzlerini hep gizlerle sorsan malkiyiz derler ertesi gun hanefi olurlar. Ama onlarin gizlenemedikleri bir yer vardir oda Tsavvuf ve Muhiddin Ibni Arabi k.s. bu ikisine dayanamazlar ve yuzlerini hep belli ederler. Tasavvufa laf soyleyip konuyu hep bu mubarege ve vahdet-i vucud a getirirler. yuzyillardir bunlarin taktikleri hep aynidir. Sia nin taktigide bakin bunlarin sizin kaynaklarinizdir demeleridir. Fakat o kaynaklari hep oynarlar.EYvallah
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
sevgılı kardesım öncelıkle cevap yazdıgın ıcın tesekkur ederım şimdi sana bunu soruyorum delılı olmayan sozlerı nerden okuyorsunuz okadar yazı yazmıssın ve hıcbırınde ehlı sunnetın veya hanıfının veya hanbelının sozlerı yok bugun sana cemaatte deseler fetva verseler yalan bır fetfa haa bu boyle dıyorsunuz.
dostum mezheb nereden 4 tanede kalmıstır soylermısınız. muslumanları usulde eşari veya mutezilliye füruda ise dört mezhepten bırıni takıp etmeğe mecbur ettınız malum değilmi. eşari yada mutezileyi akaidde ve dört mezhebden bırını de füruda takıp etmazse siz onu rafızı ve musrık olarak goruyorsunuz.
peygamber efendımızden ebul hasan eşarının veya ebul hanıfının malık ıbnı enesın muhammed b. idris şafinin ve ahmed b. hanbelinin takıp edılmesı gerektıgıne dair herhangı bır haber sıze ulasmamıstır.bu 4 mezhep hangı emel uzerıne kurulmustur ve bu 4 ımamın hangısı resulullah efendımızle gorusmustur peygamber efendımız hangısı hakkında bır emır veya tavsıyee bulunmustur. onların hakkında soylenecek tek sey sizinde buyurdugunuz gbı alim fakih zahıt ve takva ehlı kişiler oldukları ve onların donemınde yasayanhalkın da onları taklıt etmelerı gerektıgıdır. bu butun muslumanların kıyamet gunune kadar onları taklıt etmek zorunda olmaları manasına gelmez.
peygamber efendımızden herhangı bır haber bıze ulasmadıgı ve Peygamberı ekremden bir asır sonra oluşturulan mezheplerımı yapay ve sıyası olarak gormelıyız yoksa temelleri Resulullah s.a.a tarafından atılan ve ılk ımamı bızzat Resulullah efendımız tarafından yetıstırılen ve 11 ımamı hakkında ısımlerı ıle bır bır ısımlerıyle bırlıkte resulullahtan talımatların ulastıgı ve hz peygamber efendımızın hadıslerde onları kurana eş kılarak SEKALEYN hadısındede KUR'AN VE EHLIBEYITINE SARILAN KURTULUŞA ERMIŞTİR ONLARDAN AYRILAN ISE HELAK OLMUSTUR DIYE BUYURDUGUNU SAFINA HADISINDE de onlardan EHLIBEYITTEN ayrılan helak olmustur dıye bildirdiği mezhebimi siyasi ve yapay görmeliğiz?
yukarda kulaktan duyma seyler yazmıssınız kufur edıyorlar dıye öncelıkle konuyu saptırmayın konumuzda suan ömer veya ebubekir yok yıne cok emınımkı aslını bılmedığiniz kulaktan duyma veya bu donemdekı ınsanların kıtaplarından öğrenmişsöyluyorsunuz ama ben ZATEN SİZİN KITAPLARDAN KONUSUYORUM VE ŞİANIN HADIS KITAPLARINI INCELEĞİN DIĞER MEZHEPLER HAKKINDA KESINLIKLE KUFUR KAFIR KOTU SOZ YOKTUR 4 MEZHEBIN ALIMI BIRBIRLERI ARASINDA BIRBIRLERINE DOKUNMUŞ VE AYIPLARINI ZIKRETMISLERDIR İMAM MALIK İMAM ŞAFİİYE DOKUNMUŞ VE AYIPLARINI SOYLEMISTIR. VE AYNI SEKILDE IMAM ŞAFİİ NİN ASHABINDAN OLAN İMAM HARAMEYN VE IMAM GAZALI VE DİĞERLERİ EBU HANIFE VE IMAM MALIKE DOKUNMUS AYIPLARINI ZIKRETMISLERDIR.
İMAM ŞAFII EBU HANIFI HAKKINDA SOYLE ZIKREDIYOR MUSLUMNLAR ARASINDA EBU HANIFEDEN DAHA UGURSUZ BIRISI DUNYAYA GELMEMISTIR
YINE BASKA BIR YERDE SOYLE SOYLUYOR EBU HANIFENIN ASHABINDAN OLAN SAHISLARIN KITAPLARINA BAKTIM VE ONLARIN ICERISINDE ALLAHIN KITABINA VE PEYGAMBER EFENDIMIZIN SUNNETINE AYKIRI 130 SAYFA GORDUM
Bunlar kıtaplarınızda mevcut bende kaynak ısım verebılırım EBU HAMID GAZALI MENHULUN Fİ İLMİL USUL KITABI ÖRNEK OLSUN
Sızın kaynaklar delıl ben sızın yerınızde olsam bana laf yetıstırmeyı bırakır mantıken ve delilen arastırırım ben size şiayı kotulemek ıcın cok kabıle şia yım dıye söylenıp kotulukler yaptı bazı yalan hadısler cıktı ve onlara ınanıldı ozaman ebu hanıfı hakkında soylenen veya bırbırlerı hakkında soylenen hadıslerın yalna oldugu da dogrudur ben bunları soylemezdım ama mecbur bıraktınız
arkadasım sen her mezhebın kıtabından delıllerle emin olunan hadıslerle gelmezssen ınanmam ben sana herkes gelsın bırseyler yazssın kulaktan duyma sora he bu boyle densın ınsanlar kandırılsın
 
K

kodoo

Acaba bu Caferi liderin daha önceki ve başka konulardaki konuşmaları neden hiç duyurulmamıştır? (Neden, sadece bu konuşmasını mezhepçi yorumlarla çarpıtıp sunuyorlar?)
İslam düşmanlarının Suriye üzerinden fitne yapmak istemeleri bilinmiyor değil.. Sorum şu, neden, bu özgürlük severler, Irak (Baası, Saddamın katliamları), Sudan, Mısır, Bahreyn, Katar vb. ülkelerdeki katliamlara bu kadar eğilmemişlerdir?
Yönetimin kendini ıslah ve imar edeceğine yönelik söz verdiği halde.. Suriye'ye yüklenilmesinin ve acele bir çıkarma yapılmak istenmesinin altında hangi sebeb yatıyor?
İsrail'e karşı sürekli siper olmuş Suriye'de bu kadar hassas olmalarının sebebi nedir? Neden, Türkiye ve Arap ülkeleri 70 yıldır Filistinlileri silahlandırmadılar da Suriye'deki rejim karşıtlarını silahlandırıyorlar?
Cevap ortada, kendilerine ehl-i sünnet adı veren ama sünnilikle alakası olmayan bu efendiler İsrail askerlerinin kanının dökülmesini haram biliyorlar, Müslümanlarınkini ise helal..
Allah tüm Müslümanları mezhepçilik fitnesinden korusun.. ve fitnenin kökü İsrail'i va'd ettiği üzere (ki va'di haktır) yok etsin.. Amin..
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
sevgılı kardeşim yazılarım yanlış anlaşılmasın lütfen
şimdi yazında 1. yanlışın ceferı lıderı demen bahsettığınız kısı sadece bır ımamdır cemaat ımamı sızın ımamlarınız gıbı bız onu lıder gormuyoruz sadece ordakı cemmat onun ve onunla beraber ımamlık yapan kulların namazına dahıl olup fetvalarını dınlıyorlar.
her hocanın fetvası o hocayı lıder kılmaz ehlı sunnettede şiadada
2. yanlıs mezhepçılık fıtnesi
sevgılı kardesım ben nasıl cahılıyeden gelen yalan yanlıs sozlere ınanmayıp şuan bıle hocaların veya burada olsun reel olsun dını konusmalar yapan ınsanların her soyledıgıne ınanmıyor ve her kaynaktan arastırma yapıyorsam sizde arastırın dar bır gorusle bakmayın baskalarının sözlerıne ınanmayın
siz şia alemını kafır olarak goruyorsunuz sız bu konuyu hangı hadıs kıtabınızda gordunuz pekı oyle bırsey varsa neden ehlı sunnet kıtaplarında şiaları öven yazılar var bir düşünün benım butun yazılarım ısımlerıyle ve kıtapların adlarıyla ıspatlı bır sekılde yazılmıstır bakın okuyun he buna karsılık sonradan donmusunuzdur dıyen oldu hayır bunun hıçbır suretle delili yoktur. bunuda arz etmıstım kaynaklarla delillerle şianın ismını kırletmek isteğenleri söylemiştim istediğiniz ehlibeğit şia kaynaklarına bakın hiçbir suretle diğer mezheplerı kotuleğen bır yazı bulamazssınız ve kafırlık dolu yazılar bulamazssınız ama hıç kımse arastırmadan habire gözünü kapatıp ağzını açıyor.
asıl gunah olan budur siz kıtaplarda arz eden yazıları ve hadıslerı bır okuyun ne korkunc hadısler var zaten ustekı yazımda belırttıgım gbı sizin tabırınızle lıder benım tabırımle o donemdekı bılgın ve muctehıtlerınız bırbırlerıne bu tur konusmalar yapmazdı.
bana kesınlıkle yanlıs bakmayın ben kımseyı kotulemıyorum sadece ehlı sunnı kıtaplarını aktarıyorum sızlere herzaman saklı kalmıs ve delılı saglam olan yazıları aktarıyorum şia hadıslerının hıcbırını aktarmadım ve ornek vermedım yazılarımı bastan okuyun ve yanlıslıkları duzeltın kulaktan duyma sozlere kanmayın ve her sorunun cevabını inşallah hakkın ortaya cıkması ıcın sızın kaynaklarınızdan delıller seklınde verırım inşallah ALLAH BUTUN MUSLUMANLARIN YARDIMCISI OLSUN VE ILMINI ACSIN İNŞALLAH.
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
İMAM ŞAFII EBU HANIFI HAKKINDA SOYLE ZIKREDIYOR MUSLUMNLAR ARASINDA EBU HANIFEDEN DAHA UGURSUZ BIRISI DUNYAYA GELMEMISTIR

Hey senin yalanina limon SIKAYIM emi. imam Safii yillarca ogrencilik yaptigi hocasina bu lafi soyliycek. Isde sia bu yalan dolan hadisleri degistirme, Ifitira. Ne olucak temelini yahudilerin kurdugu evden ne olur zamanla yikilir.


YINE BASKA BIR YERDE SOYLE SOYLUYOR EBU HANIFENIN ASHABINDAN OLAN SAHISLARIN KITAPLARINA BAKTIM VE ONLARIN ICERISINDE ALLAHIN KITABINA VE PEYGAMBER EFENDIMIZIN SUNNETINE AYKIRI 130 SAYFA GORDUM

Dikkat edin ha bunu Imam Safi hocasina yani Imam-i Azam Ebu Hanifiye soyluyor. Senin haberin yok galiba Imam Safinin onun ogrencisi oldugundan. Baya iyi salliyorsun sen he. Sorsan Ehli Sunnet kaynaklarinda bu var der.


Bunlar kıtaplarınızda mevcut bende kaynak ısım verebılırım

Pardon burda vermis

ehlibeğit şia kaynaklarına bakın hiçbir suretle diğer mezheplerı kotuleğen bır yazı bulamazssınız ve kafırlık dolu yazılar bulamazssınız ama hıç kımse arastırmadan habire gözünü kapatıp ağzını açıyor..

Dogru sizde diger mezheplere kufur kafir kotu soz yok. Siada sahabeye kufur kafir kotu soz var

dostum mezheb nereden 4 tanede kalmıstır soylermısınız. muslumanları usulde eşari veya mutezilliye füruda ise dört mezhepten bırıni takıp etmeğe mecbur ettınız malum değilmi. eşari yada mutezileyi akaidde ve dört mezhebden bırını de füruda takıp etmazse siz onu rafızı ve musrık olarak goruyorsunuz.
peygamber efendımızden ebul hasan eşarının veya ebul hanıfının malık ıbnı enesın muhammed b. idris şafinin ve ahmed b. hanbelinin takıp edılmesı gerektıgıne dair herhangı bır haber sıze ulasmamıstır.bu 4 mezhep hangı emel uzerıne kurulmustur ve bu 4 ımamın hangısı resulullah efendımızle gorusmustur

Simdi ben sana mezhepler tarihini anlatamam. Kisaca Muctehid olan 4 imamiz (amelde) Kuran ve hadislerden gerekli hukumleri cikarip mezhepleri kurmuslardir. Kurmuslardir ki muslumanlar nasil namaz kilinacagini nasil abdest alinacagini haccin nasil yapilacagini zekatin sartlarini yolculuk sartlari vesairi gibi milyonlarca hukmu kendilerinin bulmalarina gerek kalmamistir. Eger mezhepler olmasa idi her musluman yapacagi her ibadet icin kuran ve hadislerden hukum cikarmasi gerekirdi. Gunumuzde cogu musluman hayati boyunca bile 1 kitap okumadigini fazr edersen senin gorusun sacma kaciyor degil mi> kaldiki hukum cikarilmasi icin 4 ilmi cok cok iyi bilmesi gerekir ozellikle kelam ve hadis ilmini. sonra fikih ve akaid.

Gelelim itikatdeki mezheplere. Sen mutezileyi nerden buldun bilmiyorum ehli sunneti hic bilmiyorsun. Bizim kaynaklardan konusuyorsun ama insan once bizdeki mezhepleri dogru sayar. Hic bulamadin bari google dan bir arastir. Mutezilleyi nerden buldun. O sapik firkalardan biridir Dogrusu Maturidi olucak.

Peygamber efendimiz s.a.v zamaninda mezheplere gerek mi vardi. Orda bir buyuk imam peygamber s.a.v vardi zaten. ondan sonra Hz.EBubekir Hz.ALi r.a. Ebu Hureyre r.a. hz.Ayse r.a. bunlarin hepsi ilmi genis sahabeydi. SOnra gelen tabiin ve tebei tabiin de muslumanlarin hepsi mustehid gibilerdi. fakat sonra bu ilimler unutulmaya basladi ve sapik gorusler turedi. Bundan sonra da 4 imamiz mezhepleri kurarak bir nevi dini kurtarmislardir.

peki gelelim sana Hz.Omer r.a. Hz.Osman r.a. Hz.Ayse r.a. Hz.Ebu Hureyre r.a. Hz.Muaviye r.a. Hz.Vahsi r.a. nasil bilirsin?
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
sevgılı kardesım nneden bukadar sınırlenıyorsun ilk yazdıgın yazıya cevap olarak ben bu yazıyı ve dikkat et delıllerı sizin kaynaklarla verdım yine burda bır hurafelık yarattın şia ya laf soyledın sen benım yazılarımı ıyı oku ıyı oku ki anlaya bılesin kaynak verdım arastır bak neden delilsiz yazılar yazıyorsun anlamış deilim ben sana delılsız kaynaksız bır yazı yazdımmı ve dıkkatını çeksın dığede senın kendı hadıslerınden kıtaplarından yazdım
bana bu donemde sıradan bırının kendı yorumları ıle yazmıs oldukları kıtaplarla gelme bana senın ımamlarının ve dın adamlarının buyuk saygı duydugu ve hadıs kıtaplarını kullandıgı mumınlerın kıtabıyla gel
sevgılı dostum kaynakları ıncele sonra yorumlarda bulun bu konu ıle ılgılı senden ıstedıgım budur kolaylık olsun dığede kıtaplar ve kımlerın naklettıklerını yazdım.
ben sallamıyorum kardesım senın suan yaptıgın saf salatalıfgı yapmak olmadımı kendınce yorumlar yapmısın arastır kaynakları ıncele sonra yorum yaz

sahabeğe gelınce kardesım bana kaynak yaz kulaktan duyma seyler soyleme lütfen yazkı kaynagını kıtabın adını ben de ona gore aydınlatayım senı kıtaplarla ehlı sunnı kıtaplarıyla olurmu. bunu senden beklıyorum
kardesım asagıdakı en son yazınla ılgılı öncelıkle sana sorularım
1 4 mezhep hangı donemde cıktı
2 son dort mezhep hangı donemde halka zorunlu kılındı?
3 sen kendı kıtaplarından hadıslerınden haberdarmısın
4 nubuvvette hz alının kıdemı nedır?
5 şianın cıkısı sızın hadıslerde nasıl arz etmıs ? bunları ogren hadıslerden ama 3-4 ayrı yazılmıs mumınlerın hadıslerıne bakarak arastır.
sonra gel oyle konusalım sen bunları cevapla delıllerle hadısler oluyor bunlar cevapla gel bende sana aynı sekıl senın sorunu cevaplıyayım kardesım. ama bana kendı veya kulaktan duyma konusmaları nakledıp benım zamanımı alma lutfen kanıtlarla gel yaz benım yukarıda yazdıgım ehlı sunnet kıtaplalrınada bak lutfen rıca ederım ozaman kızmanda hıcbır mazeret olmaz
ve bu dort ımam namaz kılmayımı ogretecek ınsanlara 1 asır once zaten peygamber efendımız aracılıgı ıle herseyı ögrendı müsluman olduklarında
onuda gecelık peygamber efendımız buyuruyor ben bu dunyada ıkı onemlı şey bırakıyorum bırı kur-an diğerı ehlıbeyıtım onlara sarılın yanı bu nedemektır kurtulus bunlardadır e ozaman peygamberımızın ehlıbeyıtı olan 12 ımamın yolundan neden gıtmıyorsunuz madem oyle onları ve onların amellerını ılımlerını ornek alsaydınız zaten onlar ınsanları takı hz mehtı zuura cekıllene kadar bılgı ve hak yolu öğretmekle gorevlıydıler ımamet bambaska bırseydır ımamet ehlıbeyıte nazıl gorulmustur cemaat ımamı muctehıten karıstırmayın bunları ölu bır muctehıte biat edılmez ve zuhura geldıyı gune kadarda ölu ınsanlara bıat etmek mantıga sıgmaz ehlı sunnetın onlardan sonra cok bılgın alımlerıde oldu ama sız ustekı sorularımı cevaplayın ben sızlerın kıtaplarıyla delıllı kaynaklı ımametın ne oldugunu bu yazıların butun acıklamalarını yapıcam ehlıbyeıtın ne oldugunu hz alının mertebesını hepsını delıllerle acıklıcam ama yıne eksık okuyup şia mezhebının yalan hadıslerı demeğin sunnı kaynaklardan verıcem
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
okadar cahılsınkı kendı delıllerınızı bıle gormezden gelıyorsun şiaların kurucusu yahudı abdullah bın seba ısmını yamamıssın ben yazdım bu yahudı ste yazılarımın hepsını oku bunun ve dıyer kavımlerın ne oldugunu analarsın
sehabeler ve hadıslerınız delıllı sekılde onlarca kıtapta şianın peygamber efendımız zamanında cıktıgını soyluyor ozaman sız kafır oluyorsunuz kendı hukmunuzlle davranıyorsunuz yapmayın gunahtır once kendı kaynaklarınızdan haberdar olun ben kotu bırsey demıyorum kaynakları ınceleyın şianın cıkısı ve şiayı kullanarak adını kırleten kabılelerı goruceksınız
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
Sen beni issiz gucsuz zannettim sanirim. SOrdugun sorularin hepsinin kaynagi var merak etme fakat bunlarin cevaplari icin bu mesajlar yetmez. Sadece Imam Maturidinin ramimeullah Ehli Sunnet itikadi kac sayfa. Ben simdi butun bunlardan sen sordun diye cevap mi cikaricam. Benim o kadar vaktim olabilir mi sence? Bence olmaz.

Sia nin Peygamber Efendimiz s.a.v zamaninda oldugunu soyluyorsun Peygamber Efendimiz s.a.v namaz kilarken secde yaptigi yere kufeden getirttigi taslari koyuyormuydu?

Hem birlik olalim diyorsun hem Ehli Sunnete tas atiyorsun. Benim ismini verdigim sahabeler hakkinda gorusunuz nedir peki> Madem sizin araniza girmis baska gruplar var sia nin adini kotuye kullaniyorlar? Ama yalan yok dogruca yaz.
 

ibn Abdilvahhab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2011
Mesajlar
154
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
El kuleyni'nin Füruul Kafi ve Usulul kafi
El meclisi'nin Biharu-l Envar

Bu üç kitap Şianın mutaber hadis kitablarındandır...

Bunlardan delil getirerek sizin inancınızı anlatırım lakin önce aşağıdaki kitabı oku orda delilleri ile sizin başta Kur'anı Kerim hakkında sonra sahabelerim ve kendi imamlarınız hakkında görüşleriniz nedir ne değildir yazıyor.



Bizim hadis kitaplarımızda bilinir meşhur olanları Kütübü Sitte diye isimlendirilen 6 hadis kitabıdır..Bunların isimlerinin tek tek yazmaya gerek yok bilinirler..Bunlara ek olarak 3-4 daha rivayetlerin toplandığı kitap vardır. Bunlarıdan ikisinin(buhari ve muslim) rivayetlerinin hepsi sahih derecesindedir..Geri kalanlarda sahih hadisler olmakla beraber zayıf hadislerde vardır...Yani sen buhari ve muslim harici hadis kitaplarından bir rivayet getirsen bile önce o rivayetin sahih mi zayıf mı olduğuna bakılır.


Kendi kitaplarınızdan delil getirilerek yazılmış bir kitap var onun linki veriyorum indir ve oku...Okuduktan sonra gel konuşalım...

OKUMAK İÇİN TIKLA..İNDİRMEK İÇİN MAUSE İLE SAĞ TIKLA ''FARKLI KAYDET'' DE... PDF FORMATI
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
sevgılı kardesım sen hıc bırsey bılmıyorsun sen bana gonderdıgın lınkın once ıcerıgını ıyı oku sonra okudugun kotumelerı dıkkatlıce arastır ve kotuledıgınız konuları arastır. sen hıcbırsey bılmıyorsun
ımamıyetın nubuvvetın ehlıbeyıtın ve hz alının makamının ne oldugunu ıyı bılseydın bunu bana gondermezdın
ben sana kendı bazı hocalarınızın kotulemelerını bana gondermıssınız ben sana kendı hocalarınızın saglam hadıslerınden bırkac ısım verıcem cilt sayısına kadar daha once verdıgım delıller yetmıyorsa ben sana daha saglam delıller verıcem
sen sia hakkında hıcbırsey bılmıyorsun zaten buna yahudı demenızden anlamalıydım kendınızı bılgılı gosterıyosunuz kendı hocanızın yaptıgı suclamalarla gonderdıyın ekı dıkkatlıce ınceleğip sizinnnnnnnnn kaynaklarla cevabını verıcem bakalım ona ne mazerat bulucan
senın bu sorularını afganıstanda zamanında senın en buyuk hocalarında sordu senın gonderdığin şeylerı sordular onlarla kotuledıler ve neden sonradan şia mezhebıne gectıler en buyuk hocalarınız ve cemaatı bız okadar kör bır ınsan değilizki kendı kıtaplarımızdan size şianın ne oldugunu gosterelım akıl almıyomu hadıslerınızı hıcmı bakmadınız tek bır şahsın hadısını ınceleme sızın hadıslerden sonradan cıkma hadıslerde coktur bunada örnek verıcem ve sahabelerın şia hakkındakı ve hz alının makamının ne oldugunu anlatıcam adaklar dıyorsunuz kurbanlar dıyor onların ne oldugunu soylucem delıller halında işte kulaktan duyma baskalarıda kulaktan duyma şia nezaman kotulendı sebebı neydi bunu senın ımamların bılıyor ben sadece senle konusmuyorum ve buna ılıskın bana sonradan oldu dendı onunda delılını verınce sustu kaldı bu gonderdıgın yazıların hepsını emın ol cevapladım delıllerle sızden gelıcek cevapları ıyı bılırım bız ehlı sunnetı kotulemıyoruz sen ve senın gbıler kulaktan duyma seylerle kotuluyorlar.
ama sen yıne sagır ve kor olddugundan okaynaklarada sizinnn kendı kaynaklarınızada ınanmayacaksınız
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
Kardes tamam hadi biz kulakdan duymus olalimda sen bize anlat. vericem vericem diyorsun cevaplar bir turlu gelmiyor.

Birincisi namaz vakitleri 3 rekat mi degilmi?

Ikinci namazda secde yaptiginiz yere kufeden gelen tasi koyuyormusunuz koymuyormusunuz?

Ucuncusu ismini saydigin sahaber hakkinda Hz.EBubekir r.a. da dahil gercek sianin dusuncesi ne?

kisa olsun diye simdilik 3 madde saydim (gerci daha akaidi konularada girmedik ya neyse amelden gidelim simdilik)
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
NOT: Burada kısa bir şekilde SÜNNİ Kaynaklarından Şia ile ilgili ve Sahabeler ile ilgili hadisler var kısa bir şekilde yazdı. Bu sadece bir kitaptan yazılmamaktadır ismi geçen şahısların kitaplarını inceliğin ve ismini yazmadığım onlarcası da duruyor.
Bu yazıyı okurken tek yönlü ve kör bir şekil de okumayın tarafsız olun çünkü ben araştırmalarımı tarafsız yapıyorum maksadım mezhepleri kötülemek te değil. Bu konuları okurken ya kendi tarihçilerinizi ve hadis nakledenleri inkâr edin yâda Şia’yı tanımadan yanlış söz söylemeğin.
Daha birçok konuyu da nakletmedim inşallah onları da nakledeceğim sizde kendi kaynaklarınızdan inceliğin. Şia sizin kitapların dışında hiçbir şeyi demiyor emin olun ama buradaki ayetlerin hiç birtanesi bile başkasına söylenmemiştir. Hz Ali’ye nazil olunan bütün hadisler başkalarının isimleri kullanılarak söylenmiştir ama SÜNNİ imamlar bunu yalan hadis olduğunu yalanlamışlardır.

ŞİA’NIN MANASI

ŞİA Sözlükte takip etme ve taraftar manasındadır. ŞİAT’ÜR-RECÜL kişinin yardımcısı ve takipçisi anlamına gelmektedir.
EHLİ SÜNNİ Âlimlerinden olan FİRUZABADİ kendi lügatinde şöyle diyor.

“ Şu isimle Şia lafzı genellikle ALİ ve EHLİBEYTİ’Nİ sevenler adlandırılmıştır. Öyle ki artık bu, onlar için özel bir isme dönüşmüştür.”

Ama hadis ve tefsir ilminde yeterli birikime sahip olmayanlar ve geçmiştekilerin sözlerinin etkisinde kaldıklarından hiçbir delil olmaksızın ŞİA LAFZI onun ALİ ve EHLİBEYTİ’NİN takipçilerine verilmesi Halife OSMAN zamanında çıkmıştır ve bu ismi verende YAHUDİ ABDULLAH B. SEBADIR diyerek büyük bir yanlışlığa düşmüşlerdir. Oysaki tarihte böyle bir karakter yaşamamıştır. Şia’nın kötülenmesi amacı ile hayal peres bir insanı ortaya sürmüşlerdir. Böyle bir varlığın var olup olmaması Şia’nın Peygamber Efendimiz tarafından Hz. Ali’ye söylendiğini değiştirmez. Böyle bir saçmalığı Akli ve Nakli olan her Müslüman kabullenmelidir. Peygamber Efendimizin Ağzından çıkan her laf Vahiy Yoluyla naklolunmaktadır ve hiçbir suret ile bu hak kötülenemez ve yok sayılamaz.
SÜNNİ ve ŞİA Kaynaklarında Hadisler dikkatli bir şekilde incelendiğinde görülecektir ki ŞİA terimi Hz RESULULLAH’ın (s.a.a) kendi zamanında ALİ B. EBİ TALİP’in takipçilerine verilen isimdir, diye nakletmişlerdir.

ŞİA terimi Hz. RESULULLAH’ın vahiy sahibinin kendi dilinden cari olmuştur. O Peygamber ki Allah-u Teala onun hakkında şöyle buyurmuştur. “O heva ve hevesten (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz; söyledikleri yalnızca o’na vahyolunan şeyden başka bir şey değildir.”
İşte böyle bir PEYGAMBER’in kendisi Hz. Ali’nin taraftar ve taklitçilerini ŞİA, NACİ Kurtuluşa erenler olarak adlandırmıştır.
Yine BAKARA Suresinin 159. Ayetinde
“Şüphesiz apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem ALLAH lanet eder, hem de lanet ediciler lanet eder.”
Yine BAKARA Suresi’nin 174 Ayetinde
“ALLAH’IN indirdiği bir şey göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az bir karşılığı satın alanlar; onların karınlarına doldurdukları ateşten başka bir şey değildir. ALLAH da kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acıklı bir azap vardır.”
İlmi bilgisi az olan veya bildiği halde gün ışığına çıkarmayan bazı Müslümanlar buna şöyle cevap vermektedirler; böyle bir şey nerede var? Şimdiye kadar bu konuyu hiç görmedik demektedirler. Ama eğer bazı Müslüman kardeşlerimiz Hadislerini dikkatlice okusalardı böyle bir soru bile sormaktan aciz olurlardı. Bir kısmı da bunu bildiği halde kabullenmekte tereddüt ederek Şia’lar sonradan sapıklığa uğrayıp kâfir oldular demekteler. Hâlbuki bunun kesinlikle geniş bir delili yoktur.
Bu suçlamalara delil olarak getirdikleri konular insanları güldürecek tarzda olmaktan başka bir şey değildir. Hâlbuki bu hakkaniyet güneşten bile parlak bir şekilde kitaplara (hadislere) yansımıştır.

ŞİİLİK MAKAMININ İZAHI HAKKINDA HADİSLER, AYETLER VE RİVAYETLER

Aşağıda EHLİ SÜNNİ kaynaklarından örnekler verilmektedir.

Hafız EBU NUAYM-İ İSFAHANİ AHMED B. ABDULLAH (VEFEYAT’UL-A’YAN) bunu şöyle tarif ediyor. O en büyük güvenilir Hafızlardan ve en bilgili muhaddislerdendir.
SALAHUDDİN HALİL B. İPEK-İ SAFDİ (VAFİ Bİ’L –VEFEYAT) kitabında onun hakkında şöyle diyor; HAFIZ EBU NUAYM İlim, Zühd ve diyanette imamdır rivayetleri anlamakta, onları nakletmekte, hıfz ve dirayet gücünde yüce bir makama sahipti.
MUHAMMED B. ABDULLAH EL-HATİBİ (RİCAL-İ MİŞKAT’İL MESABİH’de Onu şöyle tarif ediyor: O Güvenilir Hadis Şeyhlerindendir; onun hadisleriyle amel edilmiş ve sözlerine de başvurulmuştur; o şanı yüce birisidir.

Hülasa alim, hafız, muhaddis olan ve alimleriniz inde onunla iftihar ettiği böyle bir kimse kendi senediyle HİLYETUL EVLİYA Kitabında İbn ABBAS’tan şöyle naklediyor: BEYYİNE Suresinin yedinci ayeti: “İnnellezine Amenu Ve Amil’us-Salihati Ulaike Hum Hayr’ul Beriyyeti Cezauhum.” Nazil olduğunda RESULULLAH (s.a.a) ALİ b. Ebu Talib’e şöyle buyurdu: “Ya Ali Hatr’ül berriye’den maksat sen ve senin şialarıdır. Kıyamet günü sen ve şiaların ALLAH’ın sizden sizinde ALLAH’TAN razı vr hoşnut olduğunuz halde gelirsiniz.”
Yine Ebu’l Müeyyid Muvaffak b. Ahmed-i Harezmi (MENAKIP) kitabının on yedinci bölümünde, Hakim Ebu’l Kasım Ubeydullah b. Abdullah’il Haskalani (ŞEVAHİD’UT-TENZİL FİKAVAİD’İT-TEFSİR kitabında, Muhammed b. Yusuf-i genci eş-şafii (kifayet’ut-talib) kitabında, Sibt b. Cevzi (Tezkiretu Havvas’il-Ümme Fimarifet’il-Eimme kitabında ve Münzir b. Muhammed b. Münzir, özellikle hâkim rivayet etmişler ki hâkim Ebu Abdullah Hafız, merfu bir senetle bize haber verdi ki Emir’ül-Müminin Ali b. Ebu Talib’in kâtibi Yazid b. Şerahil Hz Ali’nin şöyle buyurduğunu duydum dedi:
“Hatem’ul Enbiya (s.a.a) vefat ettiğinde mübarek sırtı göğsümün üzerinde idi, buyurdular ki ya Ali Allah-u Teala’nın; İman edip Salih amellerde bulunanlar, yaratılmış olanların en hayırlılarıdır. Buyurduğunu duymadın mı? İşte onlar senin şia larındır; benim ve sizin buluşma yeri Kevser havuzunun kenarıdır. Bütün ümmet hesap için toplandıklarında ğurr’ul-muhaccelin (el ve abdest azaları) nurlu olanlar diye çağrılırsınız.”
Yine iftihar edilen EHLİ SÜNNİ âlimlerinden celaluddin-i süyuti, ed-derr’ül-mensur fi kitabillahi bi’l me’sur tefsirin de büyük âlimlerinizin güvendiği kişilerden İbn Asakir-i Dimaşki İsmiyle Meşur olan Ebu’l-Kasım Ali b. Hasan’dan o da Hz. Peygamber’in (s.a.a) büyük ashabından olan Cabir b. Abdullah-i Ensari’den şöyle dediğini naklediyor:
“Hz. Resulullah’ın (s.a.a) huzurunda olduğumuz bir sırada Ali b. Ebi Talib içeri girdi, derken Hz. Peygamber şöyle buyurdular: “Canım Elinde olana andolsun ki, bu ( hz Aliye işaret) ve şiaları kıyamet günü kurtuluşa erenlerdir. Bu sırada mezkur ayet (innellezine amenu) nazil oldu.”
Yine aynı tefsiri İbn. Adi’den o da İbn-i Abbas’tan şöyle rivayet etmiştir: “Mezkûr Ayet nazil olduğunda Resul-ü Ekrem (s.a.a) Emir’ül müminin Ali’ye şöyle buyurdular: sen ve şiaların kıyamet günü, Allah sizden sizde Allah’tan razı olduğunuz halde gelirsiniz.”
Ve bu hadisle ilgili menakıb-ı Harezmi’nin dokuzuncu bölümünde Cabir b. Abdullah’tan, yine İbn Hacer Savaik’in on birinci babında Hafız Cemaluddin Muhammed b. Yusuf zerendi el-medeniden, mir seyyid ali hemedani eş-şafii meveddet’ül-kübra kitabında ve Mutaassıp İbn Hacer Es-Savaik’uk-Muhrika’da, Harezm katiplerinin en üstünü Muvaffak b. Ahmed (menakıb) kitabının on dokuzuncu bölümünde bir çok hadis nakil olunmuştur.
Hatem-İ Razi Ez-Zinnet Kitabında şöyle yazıyor; “İslam da Resulullah’ın kendi zamanın da ortaya çıkan ilk isim şia ismidir ve ashabdan dört kişi şia lakabıyla çağırılıyordu:”
Ebuzer-i Gıfari
Selman-i Farisi
Mikdad b. Esved-i kendi
Ammar b. Yasir.

Bu da demektir ki Şia mezhebi Halife Osman döneminde değil bizzat Peygamber efendimizin ağzıyla ortaya çıkmıştır.
Şia mezhebi sonradan sapıtmıştır, kâfir olmuş, Yahudi olmuş diyenlere ise akli ve nakli bir şekilde Resulullah’ın bizzat kendisinin söylediğini naklettik buna istinaden ŞİA âlemi nasıl olurda sapıta bilir yalan hadislerle nasıl kötülene bilir Resulullah’ın söylediği her şey Allah’ın söylediğidir.
Haydi diyelim ki ŞİA’lar sapıtmışlardır peki Resulullah’ın emriyle ortaya çıkan bu mezhebi neden siz yürütmediniz? Madem öyleydi ŞİA Mezhebini kabullenip önceki şiaları kötüleseydiniz. Veya iyi araştırmalar yapıp Şia’nın adını karalayanlara bakıp onlara şuan ki Şialara söylenen lafları söyleseydiniz. Bu daha hakikat olmaz mı? Akli ve nakli delili olmayan ve Peygamber efendimizden bir asır sonra ortaya çıkan dört mezhebi takip ettiniz. Bu Resullullah’ın sözlerini karalamak ve itaatsizlik yapmak değilmidir. Bütün hadis kaynaklarına bakın, kitaplarınıza bakın dört mezhebin delili varmı dır.
Şia’nın Resulullah (s.a.a) tarafından nakledildiği delillerle ispatlanmıştır.


ŞİANIN KARALANMASINA NEDEN OLANLAR

Şia Allah ve Peygamber’e İtaat Eden ve Resulullah’ın Emri Gereğince Risalet Ailesinin Takipçisi Olan Bir Fırkadır.

Ama bazı insanlar her şeyden habersiz cahilce Şia isminden su-i istifade etmişlerdir. Batıl inançları bu isim üzerinden insanlar arasında yaymışlardır. İşte bir takım cahil insanlar ilmi bilgiden muaf olan insanlar tarihte bunları gerçek şialar olarak yazmışlardır.
Onlar gerçekten 4 fırkaya ayrılmışlardır ve sadece iki tanesi kalmıştır. Bu fırkadan da çeşitli fırkalar ortaya çıkmıştır. Bu dört fırka şunlardan ibarettir. ZEYDİYYE, KİYSANİYYE, KADDAHİYYE, GULAT.

ZEYDİYYE İNANCI
Zeydiyye fırkası kendilerini Zeyd b. Ali b. Hüseyin’in takipçileri olarak gören kimselerdir. Zeyd’i İmam Zeynel Abidin den sonra imam kabul ederler. Şuan bile yemen civarında az sayıda bu inanca sahip kimseler yaşamaktadır.
Zeydiyye inancı hangi âlim zahit ve cesur olan Fatima alevi kılıçla kıyam edip halkı kendisine davet ederse o imamdır. Çünkü Hz Zeyd Emevi halifesi Hişam b. Abdulmelik’in hilafeti zamanın da Beni Ümeyye’nin baskı ve zulümleri neticesinde Kufe de kıyam etti ve şahadet şerbetini içti. Zeydiler onu imam kabul edip ona uymayı farz kıldılar. Oysaki Hz. Zeyd züht, ilim fazilet, din, vera, ibadet, şecaat ve cömertlikte kavminin seçkinlerindendi ve hiçbir zaman imamet iddia etmemiştir.
Kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen siyasetçiler şöyle bir kurala inanmışlardır:
“Evinde oturup perdesini aşağı salı veren kimse imam değildir. İmam, âlim, Salih ve görüş sahibi olan ve kılıçla kıyam eden her Fatimi kişiden ibarettir.”
Bu düşüncelere sahip birtakım siyasetçiler kendi hedefleri doğrultusunda bir teşkilat kurdular ve beş fırkaya ayrıldılar. MUĞAYRİYYE, CARUDİYYE, ZİKRİYYE, HABEŞİYYE ve HULKİYYE.

KİYSANİYYE İNANCI
Bu fırka Hz. Ali’nin azat etmiş kölesi olan Kisan’ın ashabından sayılıyorlardı. Onlar Hz. Ali Hansan ve Hüseyin’den sonra büyük oğlu olan Muhammed-i Hanefiyye’nin imametine inanıyorlardı. Ama Cenabı Muhammed’in kendisinin böyle bir iddiası yoktu. Aksine ona Seyyid’üt-Tabii diyorlardı. İlim, Züht, Vera, Takva ve Mevla’nın emrine itaat etmede meşhurdur.
Nitekim hadis ve tarih kitaplarında ayrıntılı bir şekilde Mescid’ül-Haram’da Hacer’ul-Esved karşısında hak sabit olduktan ve Hecer’ul-Esved Hz Seccad’ın imametini ikrar ettikten sonra onun imametine inananların önünde gelen Ebu Halid-i Kabuli, Muhammed-i Hanefiyye’ye uyarak İmam Seccad’ın imametini itiraf ettiler. Ama buna binaen Cenab-ı Muhammed tevazu göstermiştir, Beni Ümeyye karşısında siyaset öyle icap ediyormuş buna binaen Cenabı Muhammed’in İmam olması kesindir demişlerdir. Cenabı Muhammed ölmemiştir, o Medine yakınlarında Radva dağında saklanmıştır bir zaman gelip dünyayı adaletle dolduracaktır demektedirler.

KADDAHİYYE İNANCI
Bu fırkanın esas inancı zahirde Şii inancıdır, fakat batında küfürdür. Bu mezhebin temeli mısırda MEYMUN B. SALİM DİSAN VEYA KADDAH ismiyle meşhur olan Disan ve İsa Çehar Luhtan tarafından atılmıştır.
Kur’an-ı kerim ve hadislerde tevillere başvurarak kendi istekleri üzere hareket etmişlerdir. Şeriat için zahir ve batıl kalmışlardır. Bunlar zahiri itaat ve ibadet kaydının olmadığı inancındadırlar. Onlar mezhebi yedi temel üzerine kurdular, yedi peygambere, yedi imama inandılar ve yedinci imamı kayıp sayıp huzurunu beklemeye başladılar. Bunlar genel olarak iki fırkaya ayrılmışlardır.

NASIRİYYE
NASIRİYYE HUSROV Alevi’nin takipçileridir. Bunlar Şii ismiyle insanların çoğunu küfre saptırdılar ve Taberistan bölgesinde çok geliştiler.
SABAHİYYE
Sabahiyye, HASAN SABBAH’ın takipçileridir. Bunlar mısır kökenli olup İran’a gelmişlerdir ve Kavzin şehrinde çok üzücü ve elemli büyük Alamut Fitnesini çıkarmışlar ve bir çok insanın ölümüne sebep olmuşlardır.

GULAT İNANCI
Bunlar Şiilik ismiyle meşhur olan en aşağılık topluluktur. Bunların hepsi kâfir, necis, fasit ve müfsit insanlardır. Bunlar toplam yedi fıkraya ayrılmışlardır. SEBAİYYE, MANSURRİYYE, GARABİYYE, BUZEYĞİYYE, YAKUBİYYE, İSMAİLİYYE, EZDURİYYE.
Biz şia topluluğu ve hatta bütün dünya Müslümanları onlardan ve inançlardan uzağız ve onları her necisten daha necis ve her kâfirden daha dinsiz görüyoruz. Ama maalesef her inanç bunlar yüzünden bazı kitaplarda bilerek veya bilmeyerek, kasıtlı veya kasıtsız olarak kaydedilmiştir. Bu sözlerin çoğu kendilerini Ali’nin Şia’sı olarak gösteren bu söz konusu fırkalar tarafından ortaya atılmıştır.
Zaten şia kaynaklarını incelediğinizde bu fırkalar hakkında yazılan yazıları daha derin görebilirsiniz.

ON İKİ İMAM ŞİASI’NIN İNANCI (Gerçek Hak olan Şialar)

Hak olan on iki imam Şia’sı dır. Bunlar akla ve nakle uygun şeriatın özüne sahiptirler. Gerçek olan Şia’lar işte bunlardırlar. Bu şiaların topluluğu Allah-u Teala’nın varlığına, onun benzeri ve eşi olmadığına cisim, suret, cevher ve araz olmadığına ve bütün imkânı sıfatlardan uzak olduğuna inanmaktadırlar. Bütün araz ve cevherleri yaratan odur ve varlıkları yaratmada ve onlara feyiz vermede ortağı yoktur.
Ariflerden bazıları Allah-u Teala’da olmayan sıfatları şiirlerinde şöyle zikretmişlerdir.
“Ne mürekkebdir, ne cisim, ne cevherdir, nede araz / ortağı yoktur o’nun müstağni bil yaratıcıyı.”
Vacib’ul vücudun künhü kesinlikle görülmediğinden ve yaratıkları hidayet etmesi gerektiğinden dolayı, Allah, beşer türünden bazı elçiler seçmiş ve onların insanları hidayete yönlendirmesi için her dönemde halkının ihtiyaçları doğrultusunda onlara açık deliller, mucizeler ve emirler göndermiştir. Onların sayıları oldukça fazladır; hepsi Ulu’l Azm olan ve insanlara rehberlik eden Beş Peygamber’in yani Şeyh’ul Enbiya Nuh, Halil’ur-Rahman İbrahim, Kelimullah Musa, Ruhullah İsa ve Peygamberlerin sonuncusu Muhammed Mustafa’nın emirleri altındadırlar. Hz. Muhammed’in (s.a.a) ve şeriatı kıyamet gününe kadar baki kalacaktır.
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ŞİA’YI ŞİRK OLARAK SUÇLAMA
Yine ilmi bilgisi zayıf olan kişiler tarafından ŞİA âlemi ni Küfür ve Şirk ile suçlamaktadırlar. Bu suçlamaları da Allah’a teveccüh etmeksizin istek ve hacetlerinizi İmamlar dan istiyorsunuz demektedirler. Oysaki bunun böyle olmadığını herkesler çok iyi bilmektedir. Bu suçlama açıkça ölüye tapmak imamları İlah görmek suçlamasından başka hiç bir şey değildir.
Resulullah Efendimiz bir hadisinde şöyle söylemektedir:
“İlmiyle Amel Etmeyen Meyvesiz Bir Ağaç Gibidir”
Bunu mezhebi ne olursa olsun Allah’a onun peygamberlerine ve yüce KUR’AN’a inanan bir Müslüman nasıl olurda Allahtan başka birinden hacetlerini ister. Böyle bir saçmalık olmaz.
İmamların mezarlarına gidilir dualar okunur ve onları vesile kılarak Allah’tan hacetlerin kabul olmasını dilerler.

ŞİRK NEDİR?
KUR’AN’ın Ayetleri birçok âlimin derin araştırmaları sonucu açıklamaların da şirkin iki çeşit olduğunu ve şirkin öteki kısımları da bu ikisinin kapsamına girdiklerini söylemişlerdir.
1-) Açık Olan Şirk
a) Zatta Şirk
İnsan Allah’a zatında, sıfatlarında, fiillerinde veya ibadetlerinde ortak koşarsa bu açık şirktir.
Hıristiyanlar Allah’ın zatını Baba, Oğul ve Ruh’ul-Kudüs olmak üzere üç kısma ayırmışlardır. Bu üçü bir araya gelmezse Allah’ın Zatı da belirginleşmezmiş.
MAİDE Suresi’nin 73. Ayetinde: “Şüphe Yok ki, Allah, Üçün Üçüncüsüdür. Diyenler Küfre Sapmışlardır. Oysa Tek Bir İlahtan Başka İlah Yoktur.”

b) Sıfatlarda Şirk
“Allah-u Teala’nın ilim, hikmet, kudret, hayat vb. gibi sıfatlarını, kadim ve onun zatına zait (yani zatının dışında) bilmek sıfatlarda şirk anlamına gelmektedir.
c) Fiillerde Şirk
Hakikat ve manada Allah’ı bir kabul etmemek fiillerdeki şirktir.
Maide Suresinin 64. Ayetinde: “Yahudiler, Allah’ın eli bağlıdır (sıkıdır) dediler, elleri bağlandı ve söyledikleri söz yüzünden lanetlendiler.” En güzel örnek olmaktadır.
d) İbadette Şirk
İbadette şirk ise insan ibadet ettiği zaman dış görünüşünü ya da kalbindeki niyeti haktan başka yöne çevirirse ibadette şirk olur. Örneğin başkaları için namaz kılmak başkaları için adak adamak gibi niyete ait olan ibadetlerde niyeti Allahtan başkasına çeviren müşriktir. Namaz, oruç haç, humus, zekât, adak vb. gibi farz veya sünnet ibadetlerin zahiri Allah içindir.
Tabiî ki bu konuların hepsi Şia kaynaklarında daha kapsamlı anlatılmaktadır. Ama Şia ları en çok İbadette şirk ile suçlamaktadırlar ve bu suçlamaları İmamlara adak adamaktan dolayı yaptıklarını söylemektedirler. Oysaki bizim dua kitaplarına ve şia kitaplarına bu konu ile ilgili bakındıkları zaman olayın öğle gerçekleşmediğini anlamakta zorluk çekip bu suçlamaları yaparak günaha girmezdiler.
Adak adarken en çok neye dikkat edilir Niyete dikkat edilir. Yani niyet Allah için olmazsa o amel yapılmamış sayılır. İkinci olarak niyeti tamamlayıp onu basitleştirmek için adak adayan kimse adak adadığı zaman muhakkak adak akdini okuması gerekir. Allah adı olmazsa eyer akit gerçekleşmemiş olur.
Biri adak adadığı zaman şöyle demelidir LİLLAHİ ALEYYE EN ESUME( Allah için oruç tutmak benim üzerime gerekli olsun) veya içkiyi bırakacak kimse LİLLAHİ ALEYYE EN ETRUKE ŞÜRB’EL-HAMR (Allah için içkiyi terk etmek, benim üzerime gerekli olsun) demelidir. Bunlar sadece detaylı bir şekilde anlaşılması için örnekler ile belirtmek istedim.
Adak Allah için adanmalıdır. Şialarda Allah için Adak adayıp adaklarını farklı yerlerde kullanmaktadırlar bu EHLİ SÜNNİ içinde geçerli olan bir şeydir. Mesela adağı Allah için adayım onu evde, bir ibadet yerinde vb yerlerde keserse bunun sakıncası yoktur.
Yaşayan veya ölü olsun Peygamber veya İmam için olsun adanan adağın batıl olduğunu, bunu bilerek ve kasten yapanın da müşrik olduğunu söylemektedirler Şia kaynakları

2-) Gizli Olan Şirk
Gizli şirk ameller de, ibadet ve itaatlerde riya olarak kendini gösterir. Yani namaz kılarken eğer şeytanın aldatmasıyla, velayet makamı veya bir mürşit nazara alınırsa, kesinlikle bu amel batıldır ve şirkin özüdür. Gizli şirkin alanı çok geniştir bunlardan bir tanesi de SEBEPLERDE ŞİRK tir. Bunu da kısaca söylemek gerekirse sebeplerin tesirlerinin kendilerinden olduğuna inanırsa, güneşin birçok şey üzerinde tesiri vardır. Eğer bu tesiri güneşin kendinden olduğunu söyler ve onun yaratıcısından gaflet edilirse bu şirktir.
Şimdi bunları inceleyerek söyleyin bakalım bu yazılarda Şianın beyan ettiğimiz bu şirk çeşitlerinden hangisine girmiştir. Hangi âlim ve avam bir şia Allah-u Tebarek ve Teala’nın zat, sıfat ve fiillerinde şerik kabul ettiğini duydunuz ya da gördünüz. Acaba neye dayanarak Allah’a ibadet ederken başka bir mabuda taptığını söyleye biliyorsunuz. Bu şirk çeşitlerinden hangisini ŞİALAR’ın, usul, füru ve akait kitaplarında gördünüz okudunuz. Hangi imamlarından birinde rivayet görüp duydunuz. Bu şirk sadece Şiilere özgü değildir. ŞİA ve SÜNNİ lerin hepsi bu maddi âlemde tutsaktırlar.

Ve imamlara tevessül etmenin şirk olduğunu söylemekteler. Eğer yardım istemek, vesile kılmak şirkse Peygamberler insanlardan yardım istemezdiler. Kuran’ın ayetlerini daha iyi okusalardı bu suçlamayı ortadan kaldırırlardı.
Neml Suresi’nin 38 ayetinden de 40. ayetine kadar okumalarını tavsiye etmekteyiz. Allah-u Teala şöyle buyuruyor bu ayette (“Ey önde gelenler! Onlar, bana teslim olup gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir? Dedi. Cinlerden bir ifrit: sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphe yok ki ben, elbette güvenilecek bir kuvvete sahibim dedi. Kitaba ait bir bilgiye sahip olan dedi ki: ben gözünü yumup açmadan onu sana getire bilirim. Derken (Süleyman) tahtı yanında duru vaziyette görünce dedi ki: bu Rabbimin lütuf ve İhsanındandır.” Hz. Süleyman bu işin ilahi bir kudretin gerektirdiğini bildiği halde Allah’tan Tahtın getirilmesini istemedi. Aksine onu getirmek için aciz bir mahlûkattan yardım istedi.
Ve yine isteklerimizin ve dertlerimizin giderilmesi hususunda Allaha olan teveccühümüz yerindedir. Kur’an-ı Kerim Allah’ a vesileyle yönelmemizi ve vesileyle onun dergâhına gitmemizi emrediyor. Maide suresinin 35. ayetinde (“ ey insanlar, Allah’tan korkup –sakının ve sizi onu yaklaştıracak vesile arayın.” Tabiî ki burada Vesileden maksat Peygamberin Ehlibeyt’idir. Buna delilimiz;
Hafız Ebu Nuaym İsfahaninin Nüzul’ul Kur’an Fi Aliyyin adlı kitabında
Hafız Ebubekir Şirazi Ma Nezele Min’el-Kur’an Fi Aliyyin kitabında
İmam Ahmed Sa’lebi kendi yazdığı tefsirde
Söyledikleri şeyler Maide/35 Vesileden maksat Hz. Peygamber’in Ehlibeyt’idir. Bu konuda Resulullah’tan birçok hadis naklolunmuştur. Hz. Peygamber’in Ehlibeyt’ine tevessül edip onlara sarılmanın sağlam delillerinden biriside SEKALEYN HADİSİ dir. Bu hadisi bazı imamlar kabul etmemişlerdir ama İbn Hacer-i Mekki çok mutaassıp birisi bu hadisin sahih olduğunu itiraf etmiştir. Es-Savaik’ul Muhrika kitabının 89. ve 90. sayfalarında, 11. babdaki 4. ayetin aşağısında Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Taberani ve Müslim’den naklettikten sonra şöyle diyor: “Bil ki, Sekaleyn’e (Kur’an ve Ehlibeyt) sarılma hadisi birçok yollarla 20’den fazla sahabeden nakledilmiştir.”
Sakaleyn Hadisi ve Sefine Hadislerinin doğru olduğunu kanıtlayan deliller oldukça çoktur. Buradan çıkaracağımız sonuç şudur ki Kur’an ve Ehlibeyt eş değerdedir.
Peygamber efendimizin Ehlibeyt’ini vesile kılarak Allah’tan hacetleri istemek şirk midir? Biz şahıslar için ibadet etmeyiz ve adaklar adamayız. Sadece onları ziyaret ederek onlar aracılığıyla Allah’tan Hacetlerin kabul olunmasını istemektedir ŞİA’lar.

TEVESSÜL DUASI ( Ehlibeyt Mezarlarında Okunan Dualar.)

Allah-umme inni es eluke ve eteveccehu ileyke binebiyyike nebiyyir rahmeti Muhammedin sallallahu aleyhi ve alihi ya ebel-kasım, ya resulellah, ya imamer-rahmeti, ya seyyidena ve mevlena, inna teveccehna vesteşfana te tevesselna bike ilellahi ve kaddemnake beyne yedey hacatina ya vecihen indellah işfelena indellah.
Ya ebel-hasan, ya emirel muminin, ya aliyyebne ebi talibin, ya hüccetellahi ala halkihi, ya seyyidena ve Mevlana, inna teveccehna vesteşfena ve tevesselna bike ilellahi ve kaddemnake beyne yedey hacatina, ya vecihen indellah iş felena indellah.
Bu dua önce Hz. Resulullah sonra Hz. Ali ve Hz. Fatimayla başlayıp ve daha sonra On bir Masum evladına hitap ederek devam etmektedir. Ve ancak onlara hitap edilirken Ey Allah’ın Yaratıklara olan hücceti diye tek tek onların isimlerini zikrederek tevessül etmektedir. Bu dua da sadece Allah’ a yakarmak vardır. İsmi geçen Masumların hepsi vesile kılınmıştır.
Halife Ömer b. Hatam bile Ehlibeyit’i vesile kılarak hacetlerini Allah’tan istiyordu. Buna delil olarak İBN HACER-İ MEKKİ (SAVAİKTE ) 14. AYETTEN SONRA TARİHİ DİMAŞK’tan Halife Ömer b. Hattab yağmur duası için Ehlibeyt’i vesile kılarak Allaha el açtığını yazmaktadır. Detayları ismi verilen kitaplarda incelene bilir. Ve yine İbn Ebil Hadid Mutezilli Nehcül-Belağa’nın Şerhi Kitabında mevcuttur bunlar Ehli Sünni Kaynaklarıdır.

HZ. RESULULLAH’IN ZÜRRİYETİ
Peygamber efendimizin Ehlibeyt’i hakkında birçok zürriyet konuşmaları vasıl olmuştur. Yani EHLİBEYT’İ Peygamber Efendimizin Zürriyetinden saymamaktadırlar ve bu konuya ilişkin şöyle demektedirler: “Nasıl Biz Peygamber’in Zürriyetiyiz diyorsunuz, hâlbuki Peygamberin Halefi yoktu. Halef ancak erkek evlat içindir, kız evlat için değildir. Oysaki siz kızından olan evladısınız, Peygamber Efendimizin Halefi(Erkek Evladı) yoktur.
İMAM MUSA KAZIM bu konuya cevap olarak EN’AM SURESİNİN şu ayetini okudu: “ Onun Nuh’un ve İbrahim’in soyundan Davud’u Süleyman’ı Eyyüb’u Yusuf’u Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. Yine onun soyundan Zekeriyya’yı Yahya’yı İsa’yı ve İlyas’ı da hidayete eriştirdik. Onların hepsi Salihlerden di.
Ve daha sonra Ey müminlerin emiri! Hz. İsa’nın babası kimdir? İmam cevap olarak şöyle dedi: İsa’nın babası yoktur. İşte Allah-u Teala onu Meryem’in vasıtasıyla Peygamberlerin zürriyetine ilhak etmiştir. Bizide annemiz Fatıma tarafından Hz. Peygamberin Zürriyetine ilhak etmiştir.
Ebu Cafer Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Musa b. Babeveyh-i Kummi yani Şeyh Saduk güvenilir Uyun-u Ahbar’ir-Rıza kitabında ve Ebu Mensur Ahmed b. Ali b. Ebi Talib-i Tabersi İhticac kitabında bu konunun detayını açık bir şekilde izah etmiştir.
Bu konu ile ilgili Fahr-i Razi Tefsir-i Kebir’in dördüncü cildinde, İbn Ebil-Hadid-i Mutezili Şerhu Nehc’il Belağa kitabında, Ebu Bekir-i Razi kendi tefsirinde, Muhammed b. Yusuf-i Genci-i Şafii Kifayet’üt-Talib kitabında, ibn Hacer-i Mekki Es-Savaik’ul-Muhrika kitabında, Hatib-i Harezmi Menakıb kitabında ve birçok kitap da detaylı bir şekilde On İki imamın Resulullah Efendimizin Zürriyeti Olduğunu açıklamaktadır.

HZ. ALİ’NİN NÜBÜVVET MAKAMI VE DELİLLERİ
Hz Ali’nin Nübüvvet makamına ilk delili MENZİLET hadisidir. Bu hadis hem Ehli Sünni hem Şia kaynakların da birkaç kelime fark ile mütevatir olarak nakledilmiştir. Bu hadise Göre Peygamber Efendimiz defalarca çeşitli yerlerde Hz. Ali’ye şöyle buyurmuşlardır. “Acaba senin bana nispetinin Harun’un Musa’ya olan nispetinde olmasına razı değil misin? Ancak şu farkla ki benden sonra Peygamberlik yoktur.
Bu konuya ilişkin EHLİ SÜNNİ kaynaklarında bunun doğruluğunu yazmaktadırlar. Bunlardan bazıları şunlardır.
EBU ABDULLAH BUHARİ MEĞAZİ KİTABININ 54. SAYFASINDA BED’UL HALK KİTABININ 135. SAYFASINDA
MÜSLİM B. HACCAC SAHİHİNİN 2. CİLDİN DE 236-237. SAYFALARIN DA FAZL’ÜS-SAHABE KİTABININ FEZAİL-İ-ALİ BABIN DA
İMAM AHMED B. HANBEL MUSNED KİTABININ 1. CİLDİNDE 98, 118 VE 119. SAYFALARIN DA VECH TESMİYE-İ HASANEYN BÖLÜMÜN DE YİNE AYNI KITABIN 5. CÜZÜNÜN 31. SAYFASINDA
EBU ABDURRAHMAN NESAİ HASAİS’UL-ALEVİYYE KİTABININ 19. SAYFASINDA 18 HADIS NAKLETMİŞ
MUHAMMED B. SURET-İ TİRMİZİ CAMİ KİTABIN DA
İBNİ HACER-İ MEKKİ ES-ES-SAVAİK’UL-MUHRİKA’NIN 9. BABININ 30. VE 74. SAYFALARIN DA
CELALUDDİN SÜYUTİ TARİH-İ HULEFA KITABININ 65. SAYFASINDA, naklolunmuştur. Burada ismini yazmadığım onlarca hadis kitabı da mevcuttur.
Hu hadisler;
ÖMER B. HATTAM, SA’D EBİ VAKKAS, ABDULLAH B. ABBAS, ABDULLAH B. MESUD, CABİR B. ABDULLAH-İ ENSARİ, EBU HUREYRE, CABİR B. SEMURE, MALİK B. MUVEYRİS, BERA B. AZİB, ZEYD B. ERKAM, EBU RAFİ, MUAVİYE B. EBU SUFYAN, ESMA BİNT-İ UMEYS, ÜMMÜ SELEME, nakledilmektedir. Ve bu şekilde birçok sahabe ismi mevcuttur
Yine ÖMER B. HATTAB’dan hadis kitaplarına şöyle nakledilmiştir.
Ebubekir Muhammed b. Caferi el-mutayri ve Ebı’l-leysi Nasr b. Muhammed Semerkandi el-hanefi “Mecalis” kitabında Muhammed b. Abdurrahman-ı Zehebi “Riyaz’un-Nezre”de Mevla Ali Muttaki Kenz’ul-Ummal’da, İbn Sabbağ-i Maliki “el-fusul’ul-Muhimme’nim 125. sayfasında el-hasais’ten naklen, İmam’ul-harem “Zehair’ul Ukba’da Şeyh Süleyman Belhi el-hanefi yenabi’ul-mevedde’de, İbn Ebi’l-Hadid Nehc’ül-belağa Şerhi’nin 3. cildinin 258. sayfasında Nakz’ul-Osmaniyye’den ve Şeyh Ebu Cafer İskafi birkaç kelime farkıyla İbn Abbas’tan şöyle dediğini nakletmişlerdir:
Birgün Ömer B. Hattab şöyle dedi: Alinin adını (yani onun gıybetini etmeyi) bırakın. Çünkü ben Peygamber’den; Ali’de üç özellik vardır. Buyurduğunu duydum; eğer onlardan biri ben Ömer’de olsaydı, güneşin, üzerine doğduğu her şeyden benim için daha sevimliydi. Bu şekil Ömer B. Hattab’dan birçok hadis naklolunmuştur.
HZ. ALİ GADİR-İ HUM HADİSİ VE ONUN NİTALİĞİ
Şia ve Sünni Âlimlerinin ekseriyeti itiraf etmektedirler ki Hicri 10. yılda, Veda Haccı’da, Zilhiccet’ul-Haram’ın 18. gününde, Mekke’den dönerken Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Gadir-i Hum denen yerde bütün ashabını bir araya topladı. Peygamber Efendimizin emriyle önde gidenler geri döndürüldü ve geride kalanların da oraya yetişmesi sağlandı. Şii ve Sünni birçok alim ve tarihçilerin rivayet ettiklerine göre, 70.000 kişi, İmam Sa’lebi tefsirinde ve Sibt b. Cevzi’ye Tezkiretu Havass’il-Ümme fi marifet’il-Eimme’de göre ise Gadir-i Hum’da 120.000 sahabe hazır bulunmuştur.
Peygamber Efendimiz minbere çıkarak oldukça uzun bir hutbe okudu. Bu hutbenin çoğu yerinde Hz. Ali’yi övdü, Hz. Ali hakkında inen ayetleri okudu. Oradaki Müslümanların dikkatini Hz. Âlinin yüce makamına çekti ve şöyle buyurdu:
“Ey İnsanlar! Ben size kendi nefsinizden daha evla değil miyim?
Onlar; Evet, evlasın dediler.
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
“Ben kimin Mevlası isem Âlide onun Mevlasıdır.
Sonra ellerini kaldırarak şöyle dua etti:
Allah’ım! Onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol, ona yardım edene yardım et, onu yalnız bırakanı yalnız bırak.”
Sonra bir çadır kurmalarını emretti, Ali’ye de o Çadırda oturmasını söyledi. Orada hazır bulunan bütün ümmete şöyle buyurdu: “Gidin Ali’ye biat edin; zira ben Allah-u Teala tarafından sizden Ali için biat almakla görevlendim” O gün Ali’ye ilk biat eden, Ömer, Ebubekir, Osman, Talha ve Zübeyr idi. Orada tam üç gün Ali’ye biat ettiler.
Bu konu ile ilgili hadisleri rivayet eden muteber raviler.
İMAM FAHRUDDİN RAZİ “MEFATİH’UL-GAYB” Tefsirin de
İMAM AHMED SA’LEBİ, “KEŞ’UL-BEYAN” Tefsirinde
CELALUDDİN SÜYUTİ, “DURR’UL-MENSUR” Tefsirin de
EBU’L-HASAN ALİ B. AHMED-İ VAHİDİ EN-NİŞABURİ, “ESBAB’UN NUZUL” Kitabın da
MUHAMMED B. CERİR TABERİ, “TEFSİR-İ KEBİR” DE
HAFIZ EBU NUAYM İSFAHANİ, “MA NEZELE MİN’EL-KUR’ANİ Fİ ALİ” VE “HİLYET’ULEVLİYA” DA
MÜSLİM B. HACCAC NİŞABURİ, “SAHİH” C.2, S. 325 DE
Ve böyle yaklaşık 300 den fazla kişi GADİR-İ HUM Hadisini 100 den fazla Sahabeden rivayet etmişlerdir.

SAHABELER
Resulullah Efendimizi (s.a.a) gören herkesi saygın kabul etmek mümkün değildir. Şia’lar Sahabelere küfür etme nedeni ile suçlanmaktadır. Şia alemi sadece her sahabeyi saygın görmemektedir. Saygınlık Amellere ve davranışlara bağlıdır. Peygamber efendimiz açıkca buyurmuştur ki “ALİ İLE SAVAŞAN BENİMLE SAVAŞMIŞTIR” ve bütün EHLİ SÜNNET kaynaklarındada naklolunduğu gibi Peygamber efendimizin sözü ile Ali benim Halifemdir benden sonra Alinin yolundan ayrılmayın Ali’nin yolu hakyoludur demesi peki, her şeyi geçelim Peygamber Efendimiz (s.a.a) vefat ettikten sonra sahabelerin çoğunluğu dağılmadımı Hz. Ali’ye karşı savaşanlar olmadımı bu Ali’nin buyruğu değil her kaynakta da gördüğünüz gibi Peygamber Efendimizin (s.a.a) buyruğudur. Bu kendi EHLİ SÜNNİ Kaynaklarında açıkca yazılmaktadır ki “SAHABELER KENDİ ARALARIN DA İHTİLAF EDİYOR VE SAVAŞIYOR DU BUNDAN DA ANLAŞILMAKTADIR Kİ ONLARDAN SADECE BAZISI HAK YOLDAN SAPMIŞ, NEFSİNE UYMUŞ VE HATTA ZALİM VE FASIK OLMUŞTUR” Fazıl Taftazani’nin “Şerh-i Mekasid” kitabını incelemelerini öneririm

GAZALİ’NİN ASHABIN AHDİ BOZMALARI HAKKINDA SÖZLER
“Siz Hüccet’ül-İslam Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed Gazaliet-Tusi’nin Sırr’ul-Alemin kitabını inceleyecek olursanız, asla şiaları eleştirmezsiniz. Bu kitabın 4. makalesinden sadece bazı bölümleri nakledeceğim.
“Müslümanların çeşitli fırkaları Gadir-i Hum olayını ve o gün Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) okuduğu hutbeyi şeksiz şüphesis doğru kabul etmiştir. Dolayısıyla her türlü itiraz batıldır. Nitekim Peygamber (s.a.a) hutbesini bitirir bitirmez Ömer hemen Ali’yi tebrik etmiştir. Şüphesiz bu tebrik yeni bir emre teslimiyet ve Ali’nin hilafetine rıza göstermek için gerçekleşmiştir. Ne yazık ki büyük bir sevinçle tebrik ettikleri halde nefsi emare onlara galip geldi ve makam sevgisi onların insani özelliklerini ve duygularını yok etti. Şehvetlerine uyarak güç bayraklarını dalgalandırdılar ve ordulara hükmederek ülkeleri fethetmeye yönlendiler, böylece tarih sayfalarına adlarını kaydetmek istediler. Nefsanî havalarının kadehlerinden şarap içtiler, Kur’an-ı arkalarına attılar, Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) sünnetini alaya aldılar, dinlerini dünyalarına sattılar ve Allah-u Teala ile çok çirkin pazarlıkta bulundular.
Hakkı gizledikleri için ahrette hüsrana uğrayacaklardır. Eğer böyle olmasaydı Peygambar-i Ekrem (s.a.a) hasta yatağında kalem kâğıt isterken, “Şüphesiz bu adam hezeyana kapılmış” sözünü işitir miydi? O halde Ebubekir’in hilafeti batıldır. Eğer hilafeti kurmak için icma silahına sarılırsanız, buda asla doğru dağildir. Zira Abbas oğulları, Ali, onun eşi ve çocukları hiçbirisi bu icmaya katılmadılar, hatta Sakife’de olanlardan bazısı da bu icmaya muhalefet etmiş ve oradan ayrılmışlardır, ardından Ensar’da açıkça muhalefet etmiştir.”
Gördüğünüz gibi Şii’ler büyük ve insaflı âlimlerinizin söyledikleri dışında bir şey söylememektedir. Bize kötü baktığınızdan dolayı doğru sözleri de eleştiriyorsunuz.
Hakikati kabul etmek istemeyen ve doğruyu da ortaya çıkmaması için kendi büyük âlimlerinizin bu kitap Gazali’nin kitabıdır dedikleri halde bu olayı saptırmak için çoğu insanlar hayır bu kitap Gazeli’e ait değildir diyorlar. Eğer büyük âlimlerinizi takip etseydiniz o zaman hakkın ne olduğunu çok iyi şekil de anlarsınız.
Açık ve nettir ki Hz. Ali Peygamber efendimizin halifesiydi. Bunu SÜNNİ Kaynakları net bir şekilde nakletmiştir. Ama hak yolu bırakmış olanlar Halifeliye geçtiler. İlmi olarak ta Yönetici olarak ta hiç kimse Hz Aliden üstün değildir.

FEDEK’İN GASP EDİLMESİ
Hayber Kalesinin fethinden sonra Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) Cebrail şu ayeti nazil etti: “Yakınlarına, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Gereksiz yerde saçıp savurma.” Dedi.
PEYGAMBER-İ Ekrem (s.a.a) zev’il-kurba’nın (yakınlarının) kimler olduğunu ve haklarının ne olduğunu düşündüğü bir hal de Cebrail yeniden nazil oldu, “Allah-u Teala buyuruyor ki: Fedek’i Fatıma’ya ver diye arz etti. Hz peygamber (s.a.a) de Hz. Fatıma’yı çağırarak, Allah-u Teala, Fedek’i sana vermemi emretti diye buyurdular.” Bu yüzden o mecliste Fedek’i Fatıma’ya hediye etti.
Müfessirlerin imamı Ahmed Sa’lebi, Keşf’ul-Beyan tefsirin de Celaluddin Süyuti kendi tefsirinin 4. cildin de, Hafız b. Merduye Ahmed b. Musa, Ebi said Hudri ve Hakim Ebu’l Kasım Haskani’den naklen ve birçok büyük alimlerden nakletmişlerdir bu ayeti (Ve Ati Ze’l-Kurba Hakkahu Ayeti). Peygamber Efendimiz (s.a.a) yaşadığı müddetçe Fedek Fatıma’nın elindeydi, kendi kiraya veriyor ve kirasını üç taksitle alıyordu. Aldığı bu kiradan kendisine ve evlatlarına bir gecelik yetecek kadarını ayırıyor, bir bölümünü Haşimoğulları’nın fakirlerine dağıtıyor, geriye kalanları da diğer yoksullar arasında bölüştürüyordu.
Birçok insan peygamberler miras bırakmazlar demektedirler, oysa Fedek Hz. Fatıma’ya Miras değil Peygamber Efendimiz (s.a.a) Allah’ın emri ile hediye etmiştir. Biz peygamberler miras bırakmayız hadisinin reddedilmişliğine dair birçok delil vardır.
HZ FATIMA’NIN DELİLİ
Allah- Teala bir ayette şöyle buyuruyor: “Süleyman Davud’a varis oldu.”
Zekeriya olayında da şöyle buyurmaktadır: “Katından bana bir veli ver, ki o bana varis olsun, Yakup hanedanına da varis olsun.” Daha sonra Hz. Fatıma şöyle buyurdu: Ey İbn Ebu Kuhafe (Ebu Bekir)! Acaba Allah-u Teala’nın ayetinde mi var ki sen babandan miras alıyorsun da ben babam dan miras alamıyorum? Allah-u Teala’ya büyük bir iftirada bulunuyorsunuz. Ancak bildiğiniz halde kasten mi Allah-u Teala’nın kitabıyla amel etmiyorsunuz ve Kur’an’ı arkanıza atıyorsunuz. Acaba ben Hz. Peygamber’in (s.a.a) kızı değimliyim ki beni hakkımdan mahrum ediyorsunuz? O halde genelde bütün insanlar ve özel peygamberler hakkın da nazil olan bunca miras ayetleri nedir? Bugün kalbimi kırdınız hakkımı gaslettiniz. Ama kıyamette ilahi adalet mahkemesinde sizlerden hakkımı isteyeceğim.
Bu konuşmaların karşısında susarak hemen aynı saatte (Ebu Bekir) minbere çıkarak sadece Fatıma hakkında değil eşi, amcası oğlu, Allah-u Teala ve Resulü’nün (s.a.a) sevgilisi olan Hz. Ali’ye de hakaret etti. Bunu Şia kaynakları deil bütün Sünni kaynakları nakletmektedir. Oysaki Peygamber efendimiz bizzat Allah’ın emri ile Fedek’i Hz. Fatıma’ya vermiştir. Şuan bile bu olayın bey tul mal olduğunu söylüyorlar ve Ebu Bekir doğru yapmış diyorlar ama nedense sizler ilmi bilgisini aldığınız alimlerin hiçbiri sizin söylediğiniz gibi söylemiyor. Beklide hiç burada yazılanları okumamışsınız.
İbn Ebi’ Hadid’in kitabını okumanızı tavsiye ederim. Burada Ebu Bekir Ve Ömer’in sözlerine şaşırılacak sözler vardır ve sadece bu kitap da değil Sünni kitaplarının birçoğun da haksızlıkları ve hak yolu yazmaktadır. Ve sahabenin hatalarını nakletmektedirler.
Peygamber Efendimiz(s.a.a) her zaman buyurmuştur ki ve her kitapta da nazil olmuştur ki her zaman şöyle buyurmuştur: Ali’yi üzen beni üzer, beni üzen, Allah’ı üzer. Yine “size iki emanet bırakıyorum Kur’an ve Ehlibeyt’im ve yine Onları inciten beni incitmiştir; beni inciten ise Allah’ı incitmiştir., Ali’ye eziyet eden, bana eziyet etmiştir.

Ve Buhari Sahih’in c.2 s.118’inde, Müslim Vasiyet kitabının sonunda, Hamidi Cem’un Beyn’es-Sahihayn’de, İmam Ahmed b. Hanbel Müsned’in c.1 s.222’sin de, İbn Ebi’l Hadid Nehc’ül-belağa Şerhinin c.2 s.563’ünde, Kirmani Şerh-u Sahih-i Buhari’de, nevevi Şerh-u Sahihi Müslim’de, İbn Hacer Savaik’te, Kadı Ebu Ali, İmam Gazali ve bir çok Âlim şöyle nakletmektedir.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) Veda Haccından döndükten sonra hastalandı ve bir gurup sahabe Peygamber Efendimiz(s.a.a) ziyarete gidince Hz. Peygamber (s.a.a) “BANA KAĞIT KALEM GETİRİN, SİZE BENDEN SONRA ASLA SAPMAYACAĞINIZ ŞEYLER YAZAYIM.” Bazı rivayetlerde de “SİZ BENDEN SONRA İHTİLAFA DÜŞMEYECEĞİNİZ BİRŞEYLER YAZAYIM” Nakledilmektedir.
Ömer ise şöyle dedi: Bırakın bu adamı; şüphesiz o hezeyana kapılmıştır! Allah’ın kitabı bize yeter. Orada bulunan sahabeler ikiye bölündü; bazıları Ömer’i bazıları Peygamber Efendimiz’i savundu ve buda İslam da Peygamber Efendimiz (s.a.a) huzurunda çıkarılan ilk fitne oldu.
Oysaki ne olursa olsun Peygamber efendimizin ağzından çıkan her kelime vahiy yoluyla gelmektedir. Ama Ömer Peygamber Efendimizin vasiyetini engelledi ve Kur’an bize yeter dedi. Bu şu manaya gelmektedir; bizde tıp kitapları mevcuttur doktora gerek yoktur. Kur’an Anca peygamber efendimizle aydınlanır.
 

malikester

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2012
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allah nasip ederse bütün sorulara cevap vereceğim bunlar kısa kısa hazırlanmıştır geniş yazmaya kalksam 1 ayımı alır ama konu eksik tamamlıyorum yine tekrar söylüyorum bunu biz değil SÜNNİ alimleri nakletmiştir onları bende size naklediyorum. ve SÜNNİ DE olduğu gibi Şianında zayıf tek taraflı hadisleri mevcuttur eğer kaynak istiyorsanız ben size söylerim alır bakar incelersiniz ALLAHA EMANET OLUN
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt