lale&gül
Kayıtlı Kullanıcı
Rivayete göre Cafer-i Sâdık hazretlerinin bir kölesi vardı. Kendisinin yakın hizmetlerini görürdü. Bir gün köle, getirmiş olduğu içi çorba dolu kâseyi kazâra Ca’fer-i Sâdık hazretlerinin üzerine döktü.
Üstü başı çorbaya bulanan Ca’fer-i Sâdık hazretleri öfkeli bir şekilde kölenin yüzüne baktı.
Gönül ehli olduğu davranışlarından anlaşılan köle, Efendisine karşı çok mahcup oldu. Yaptığı hatadan büyük üzüntü duydu. Fakat olan olmuştu bir kere.
Köle derin bir üzüntü içerisinde iken Kuran-ı Kerim’den bir ayet-i celile aklına geldi. Efendisine bunu hatırlatarak onun sakinleşmesine vesile olabileceğini düşündü ve:
“- Efendim! Kur’an da öfkelerini yenenler övülüyor, takdir ediliyor” dedi.
Cafer-i Sâdık hazretleri bu hatırlatma karşısında gönül ferahlığı içerisinde:
“- Öfkemi yendim!” diye cevap verdi.
Bu sefer köle:
“- Kur’an’da aynı yerde insanların hatalarını bağışlayanlar da övülüyor” diyerek ayetin devamını okudu.
Cafer-i Sâdık hazretleri yine aynı engin gönüllülükle:
“- Haydi, bağışladım seni!” dedi.
Bu defa da köle ihsanın tamamlanmasını istercesine:
“- Efendim! Ayetin sonunda da, Allah iyilikte bulunan kimseleri sever buyuruluyor” dedi.
Bunun üzerine Cafer-i Sâdık hazretleri Allah Teâlâ’nın ihsanı karşısında sadakat ve teslimiyetini gösterircesine:
“- Haydi git, hürsün artık. Seni Allah için âzâd ettim!” diyerek kölesini hürriyetine kavuşturdu.[Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi 2009-Mayis, Sayı:279, Sayfa:059]
Üstü başı çorbaya bulanan Ca’fer-i Sâdık hazretleri öfkeli bir şekilde kölenin yüzüne baktı.
Gönül ehli olduğu davranışlarından anlaşılan köle, Efendisine karşı çok mahcup oldu. Yaptığı hatadan büyük üzüntü duydu. Fakat olan olmuştu bir kere.
Köle derin bir üzüntü içerisinde iken Kuran-ı Kerim’den bir ayet-i celile aklına geldi. Efendisine bunu hatırlatarak onun sakinleşmesine vesile olabileceğini düşündü ve:
“- Efendim! Kur’an da öfkelerini yenenler övülüyor, takdir ediliyor” dedi.
Cafer-i Sâdık hazretleri bu hatırlatma karşısında gönül ferahlığı içerisinde:
“- Öfkemi yendim!” diye cevap verdi.
Bu sefer köle:
“- Kur’an’da aynı yerde insanların hatalarını bağışlayanlar da övülüyor” diyerek ayetin devamını okudu.
Cafer-i Sâdık hazretleri yine aynı engin gönüllülükle:
“- Haydi, bağışladım seni!” dedi.
Bu defa da köle ihsanın tamamlanmasını istercesine:
“- Efendim! Ayetin sonunda da, Allah iyilikte bulunan kimseleri sever buyuruluyor” dedi.
Bunun üzerine Cafer-i Sâdık hazretleri Allah Teâlâ’nın ihsanı karşısında sadakat ve teslimiyetini gösterircesine:
“- Haydi git, hürsün artık. Seni Allah için âzâd ettim!” diyerek kölesini hürriyetine kavuşturdu.[Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi 2009-Mayis, Sayı:279, Sayfa:059]