) Onun nazarında övgülerle yergilerin yeri birdir. Övgülere sevinmez, yergilere yerinmez. Övgüler doğru da olsa hoşlanmaz, yergiler yanlış da olsa kızıp köpürmez.
(2) Nefs şeytanını azdıran övgüleri, tenkid ve kötülemelerden daha tehlikeli görür.
(3) Halik için yaptığı ibadetlerin, hizmetlerin, cihadların, faaliyetlerin ücretini ve mükâfatını mahlûkattan talep etmez, kendisi istemediği halde mahlûkat ona ücret ve mükâfat vermek isterse kabul etmez.
(4) Yaratanla olan işlerinde ihlâsı, yaratıklarla olan işlerinde adalet ve ihsanı esas alır.
(5) Kesinlikle kin tutmaz. Kini olanın dini yoktur hikmeti vicdanında yer etmiştir.
(6) Dünya mallarıyla, zenginlikleriyle, meşguliyetleriyle, tantana ve debdebesiyle arası hoş değildir. Zâhiddir, yani dünyaya sırt çevirmiştir, ahirete yöneliktir.
(7) Kendisine kötülük yapan Müslümanları affeder. Dostlarına karşı mürüvvetlidir, düşmanlarına karşı müdaralı.
(8) Kesinlikle yalan söylemez ve halkı aldatmaz. Peygamberin Bizi aldatan bizden değildir hikmetli sözünü bir an bile hatırından çıkartmaz.
(9) Firasetli, hikmetli, basiretlidir. Bir delikten çıkan tarafından ikinci defa sokulmaz.
(10) Bulursa dağıtır, bulamazsa şükreder.
(11) Belânın en şiddetlisi Allah elçilerinin ve habercilerinin başına gelir, sonra derece derece. hadisinin ne mânâya geldiğini iyi bilir. Resûlullah Efendimize olan imanı, bağlılığı, biatı O’nun Şeriatı ve Sünneti için çalışması dolayısıyla başına gelen sıkıntıları bir mükâfat olarak görür. Bunlardan dolayı şikâyet etmez.
(12) Beddua etmez. Kendisine ve dine zarar verenlerin ıslahına ve hidayetine dua eder.
(13) Allah ile ezelde yapmış olduğu ahd ü misakın, Resûlullah’a olan biatinin şuuruna sahiptir.
(14) Şöhretin âfet olduğunu bilir ve kesinlikle şöhrete talip olmaz.
(15) Riyasetin ateşten bir gömlek olduğunun çok iyi farkındadır. Riyasete talip olmaz, matlup olduğu takdirde zaruret yoksa kabul etmez.
(16) “Eddünya cîfetün ve talibüha kilâbün” (Dünya bir leştir, talipleri köpektir)hikmetini kendisine düstur ittihaz etmiştir.
(17) Kendisinden, elinde olmayarak keşif ve keramet zuhur ederse bundan dolayı sıkılır, mahcup olur. İyiliklerini, kerametlerini gizler. Bir adam ki, salâhı ve iyiliği ile tafra satıp övünüyor, bilin ki o salihlerden değildir.
(18) Hizmeti kullaradır, ücreti Allaha aittir.
(19) Din işleri, dinî hizmet ve faaliyetler, ibadetler ile dünyanın gelip geçici işlerini, tantanalarını, aldatmacalarını, oyunlarını asla bir tutmaz. Çok önemli gibi görünen dünya işlerinin iki rekât nafile namaz kadar değeri olmadığını bilir.
(20) Olgun bir Müslüman olduğunu bilmez, kabul etmez, zannetmez.Büyük ve olgun bir Müslüman olduğunu sanan, buna inanan, böyle bilen bir kişi olgun değildir. Olgunluğun kemali hiçliktir.
Dolmaları Yutmayın, Tuzaklara Düşmeyin
HADİSE olur olmaz, işi Müslümanların üzerine yıkmak istediler, zaten senaryoları önceden hazırlanmıştı. Lâkin evdeki hesaplar çarşıya uymadı... İşi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Senaryo başarısızlığa uğrayınca afalladılar, şaşırdılar, ne yapacaklarını bilemediler, bir müddet ses çıkartmadılar.
Sonra yeniden harekete geçtiler ve Müslümanları bu işe bulaştırmak için dolaplar çevirmeye başladılar.
Bundan elli sene önce, kırk sene önce, hatta on sene önce oynanan oyunlar başarılı olmuştur ama artık bugün olmaz. Neden?
1. Artık internet vardır. Konvansiyonel medyada yazılıp söylenemeyenler internette açıklanabilir. Elbette ki, internetteki her bilgi doğru değildir, orada da dezenformasyon yapılabilir. Lâkin kaynağı belli bilgiler, belgeler, haberler, yorumlar pekâlâ, biraz dikkat ve firaset ile sahtelerinden ayırt edilebilir.
2. Ülkemizdeki üniversitelerin eğitim kalitesi yüksek değildir ama oralarda yine de insanlara sorgulama, araştırma, düşünme aşılanmaktadır.Milyonlarca üniversite mezunu artık öyle her dolmayı yutmuyor, her tuzağa düşmüyor.
3. Dolap çevirenler son hadisede, son derece aptalca ve densizce hareket etmişlerdir. Bu adamlar âlemi kör, herkesi sersem zannediyorlar galiba. Saçma sapan senaryolar yazıyorlar ve sonra on milyonlarca vatandaşın bunlara kolayca inanıvereceklerini zannediyorlar.
Bu adamlardan her şey beklenir. Birtakım aktörleri, konuşmamaları için öldürebilirler Tehdit ederek, yıldırarak “Şöyle şöyle söyleyeceksiniz...böyle böyle diyeceksiniz.baskısını yapabilirler. Lâkin vatandaşların çok büyük bir kısmı artık son derece sorgulayıcı, son derece şüpheci bir zihin yapısına sahiptir. Yutturamayacaklardır.
Peki, bu işin sonunda ne olacaktır? Ne olacağını bilemem ama onların istediklerinin olmayacağını biliyorum
Dolma haberlere iltifat etmeyiniz. Düzmece senaryoları reddediniz. Tuzaklara düşmeyiniz.Sorgulayınız.Açık taraflara dikkat ediniz. İslâm düşmanlarının söylediklerinin gerçekleri aksettirmediğini çok iyi biliniz..Genellikle onların ak dedikleri ak değildir, kara dedikleri de kara değildir. Ak dediklerinin kara olması büyük ihtimal dahilindedir. Kara dediklerinin de ak olması.YAZAR:Mehmet Şevket Eygi
(2) Nefs şeytanını azdıran övgüleri, tenkid ve kötülemelerden daha tehlikeli görür.
(3) Halik için yaptığı ibadetlerin, hizmetlerin, cihadların, faaliyetlerin ücretini ve mükâfatını mahlûkattan talep etmez, kendisi istemediği halde mahlûkat ona ücret ve mükâfat vermek isterse kabul etmez.
(4) Yaratanla olan işlerinde ihlâsı, yaratıklarla olan işlerinde adalet ve ihsanı esas alır.
(5) Kesinlikle kin tutmaz. Kini olanın dini yoktur hikmeti vicdanında yer etmiştir.
(6) Dünya mallarıyla, zenginlikleriyle, meşguliyetleriyle, tantana ve debdebesiyle arası hoş değildir. Zâhiddir, yani dünyaya sırt çevirmiştir, ahirete yöneliktir.
(7) Kendisine kötülük yapan Müslümanları affeder. Dostlarına karşı mürüvvetlidir, düşmanlarına karşı müdaralı.
(8) Kesinlikle yalan söylemez ve halkı aldatmaz. Peygamberin Bizi aldatan bizden değildir hikmetli sözünü bir an bile hatırından çıkartmaz.
(9) Firasetli, hikmetli, basiretlidir. Bir delikten çıkan tarafından ikinci defa sokulmaz.
(10) Bulursa dağıtır, bulamazsa şükreder.
(11) Belânın en şiddetlisi Allah elçilerinin ve habercilerinin başına gelir, sonra derece derece. hadisinin ne mânâya geldiğini iyi bilir. Resûlullah Efendimize olan imanı, bağlılığı, biatı O’nun Şeriatı ve Sünneti için çalışması dolayısıyla başına gelen sıkıntıları bir mükâfat olarak görür. Bunlardan dolayı şikâyet etmez.
(12) Beddua etmez. Kendisine ve dine zarar verenlerin ıslahına ve hidayetine dua eder.
(13) Allah ile ezelde yapmış olduğu ahd ü misakın, Resûlullah’a olan biatinin şuuruna sahiptir.
(14) Şöhretin âfet olduğunu bilir ve kesinlikle şöhrete talip olmaz.
(15) Riyasetin ateşten bir gömlek olduğunun çok iyi farkındadır. Riyasete talip olmaz, matlup olduğu takdirde zaruret yoksa kabul etmez.
(16) “Eddünya cîfetün ve talibüha kilâbün” (Dünya bir leştir, talipleri köpektir)hikmetini kendisine düstur ittihaz etmiştir.
(17) Kendisinden, elinde olmayarak keşif ve keramet zuhur ederse bundan dolayı sıkılır, mahcup olur. İyiliklerini, kerametlerini gizler. Bir adam ki, salâhı ve iyiliği ile tafra satıp övünüyor, bilin ki o salihlerden değildir.
(18) Hizmeti kullaradır, ücreti Allaha aittir.
(19) Din işleri, dinî hizmet ve faaliyetler, ibadetler ile dünyanın gelip geçici işlerini, tantanalarını, aldatmacalarını, oyunlarını asla bir tutmaz. Çok önemli gibi görünen dünya işlerinin iki rekât nafile namaz kadar değeri olmadığını bilir.
(20) Olgun bir Müslüman olduğunu bilmez, kabul etmez, zannetmez.Büyük ve olgun bir Müslüman olduğunu sanan, buna inanan, böyle bilen bir kişi olgun değildir. Olgunluğun kemali hiçliktir.
Dolmaları Yutmayın, Tuzaklara Düşmeyin
HADİSE olur olmaz, işi Müslümanların üzerine yıkmak istediler, zaten senaryoları önceden hazırlanmıştı. Lâkin evdeki hesaplar çarşıya uymadı... İşi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Senaryo başarısızlığa uğrayınca afalladılar, şaşırdılar, ne yapacaklarını bilemediler, bir müddet ses çıkartmadılar.
Sonra yeniden harekete geçtiler ve Müslümanları bu işe bulaştırmak için dolaplar çevirmeye başladılar.
Bundan elli sene önce, kırk sene önce, hatta on sene önce oynanan oyunlar başarılı olmuştur ama artık bugün olmaz. Neden?
1. Artık internet vardır. Konvansiyonel medyada yazılıp söylenemeyenler internette açıklanabilir. Elbette ki, internetteki her bilgi doğru değildir, orada da dezenformasyon yapılabilir. Lâkin kaynağı belli bilgiler, belgeler, haberler, yorumlar pekâlâ, biraz dikkat ve firaset ile sahtelerinden ayırt edilebilir.
2. Ülkemizdeki üniversitelerin eğitim kalitesi yüksek değildir ama oralarda yine de insanlara sorgulama, araştırma, düşünme aşılanmaktadır.Milyonlarca üniversite mezunu artık öyle her dolmayı yutmuyor, her tuzağa düşmüyor.
3. Dolap çevirenler son hadisede, son derece aptalca ve densizce hareket etmişlerdir. Bu adamlar âlemi kör, herkesi sersem zannediyorlar galiba. Saçma sapan senaryolar yazıyorlar ve sonra on milyonlarca vatandaşın bunlara kolayca inanıvereceklerini zannediyorlar.
Bu adamlardan her şey beklenir. Birtakım aktörleri, konuşmamaları için öldürebilirler Tehdit ederek, yıldırarak “Şöyle şöyle söyleyeceksiniz...böyle böyle diyeceksiniz.baskısını yapabilirler. Lâkin vatandaşların çok büyük bir kısmı artık son derece sorgulayıcı, son derece şüpheci bir zihin yapısına sahiptir. Yutturamayacaklardır.
Peki, bu işin sonunda ne olacaktır? Ne olacağını bilemem ama onların istediklerinin olmayacağını biliyorum
Dolma haberlere iltifat etmeyiniz. Düzmece senaryoları reddediniz. Tuzaklara düşmeyiniz.Sorgulayınız.Açık taraflara dikkat ediniz. İslâm düşmanlarının söylediklerinin gerçekleri aksettirmediğini çok iyi biliniz..Genellikle onların ak dedikleri ak değildir, kara dedikleri de kara değildir. Ak dediklerinin kara olması büyük ihtimal dahilindedir. Kara dediklerinin de ak olması.YAZAR:Mehmet Şevket Eygi