Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

büyü ve vefk ilmi (1 Kullanıcı)

enese3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ocak 2010
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
selamünaleyküm günlerdir internetten büyü ve özellikle vefk ilmi ni araştırıyorum fakat bi türlü sonuca varamadım vefk ilmi ni örenmek ve yapmak günahmı bana mübarek bi kardeşimiz kaynaklarla yazarsa çok mutlu olucam ALLAHA EMANET OLUN HAYIRLI CUMALAR
 

muratdeu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
37
gerçekten bende bunun cevabını çok merak ediyorum
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Ve aleykum selam,

Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme, yahudilerden bir adam büyü yaptı Bu yüzden birkaç gün rahatsızlaştı Cebrail a.s ona gelip şöyle dedi:
"Sana yahudilerden bir adam büyü yaptı, düğümler bağlayıp falan kuyuya attı"
Hemen Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, bir adam gönderip onu oradan çıkarttı ve çözdü Ondan sonra, bağlardan kurtulmuş gibi, zinde bir vücutla dimdik ayağa kalktı Bu olayı o yahudiye anlatmadı, hatasını yüzüne vurmadı.
Zeyd radıyallahu anh ( Nesêî )

Ve bazı ayeti kerimelerde ALLAH TEALA Süleyman Peygambere a.s büyü/sihir ilmi verildiğini,hatta harut ve marut isimli kimi tefsircilere göre melek kimilerine göre bulunduğu yerlerin iş erbabı melekelere de büyü/sihir ilminin öğretildiğini ancak harut ve marutun sihri öğrenmek isteyenin küfre düşme tehlikesi kendilerine hatırlatmadan (söylemeden) kimseye öğretmediklerini biliyoruz,buraya kadar büyü yada sihrin varlığını ispat ettik.
Ancak ayeti kerimeden de anlaşıldığı gibi büyü aslında ALLAH-U TEALA tarafından aynı günümüz şeriatının haramlarından olan şirk-içki-faiz-zina gibi yaklaşılmaması gerekli olan bir ilimdir.

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim (sihir maksadıyla) bir düğüm vurur sonra da onu üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirke düşer. Kim birşey asarsa, o astığı şeye havale edilir." (Nesâî, Tahrîm 19, (7, 112)

Hadisi şerife dikkat edelim '' kim sihir yaparsa şirke düşer '' diyor,yani kötü büyü yada iyi büyü olarak bir ayrım görünmüyor...
Bu husus hakkında bazı alimler görüş ayrılığına düşmüşler kimisi ,Kendisine kötü büyü yapılan karşılık olarak büyü yaptırıcı arar hakkıdır demiştir,kimisi ise kötü büyüyü bozmak için iyi büyü yapmakta beis yoktur manası çıkarmıştır,ancak en güzel manayı şöyle versek daha güzel olurdu...
ALLAH-U TEALA Harut ve Marut un büyü/sihir öğrettiklerini haber veren ayeti kerimede bizlere buyurduğu gibi ;Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı! (BAKARA 102) Benim iznim olmadan hiç kimseye zarar veremezler buyurur,demekki büyü ve sihirden dolayı zarara uğrayan bir kişi dua ve yakarış ile üzerindeki büyünün etkisini etkiye izin veren ALLAH TEALA dan kaldırmasını dilemeli,bu onun için en doğru olanıdır...
Bu anlatılanlar vesilesi ile büyü/sihir gibi şeylerin kesinlikle hayır bile murad etsek peşine düşmeyin şeytan süslü bir ilimmiş gibi gösterir bize sonu ise farkına varmadan küfre düşmektir...
Bir hatırlatma yapmakta fayda var,bazı sitelerde bazı kendini bilmezler ilizyon yani göz aldatma veya göz boyama gibi el çabukluğu,sahnenin karanlık kısmını kullanma,bazı matematiksel formuller ile yapılan bir gösteriyi kendilerince sihir/büyü gibi göstermeye çalışarak insanları sihire teşvik etmektedirler,halbuki ilizyon bambaşka bir iş,sihir ise karanlık ,yani nasıl yapıldığı herkesce bilinmeyen bir ilimdir,buna da dikkat etmekte fayda vardır...
Kardeşlerim ne gerek var sihir/büyü gibi şeylerle uğraşmaya hakkındaki hadisi şerif yeterince açık değilmi,sihir yapmak iyi kötü ayırd edilmeden şirktir,bu sevdadan vazgeçmek lazım...
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
emeğine sağlık kardeşim bilgilerin için.
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü

burda bahsedilen büyüden kasıt peygamber (as) lara atılan sahir iftirasındaki sihirdir. yani arkasında karanlık bir güç yoktur. ALLAH(cc) vardır. nefsinize hoş gelen şeyi yapacak ve buna sihir demeyeceksiniz ama ALLAH(cc) ten gelince buna sihir diyeceksiniz. ALLAH(cc) kularının yaptıklarını yüzlerine vurmuştur.

karanlık ilim diye bir şey NUR(cc) ün katından gelmez. NUR(cc) ün olduğu yerde karanlık ilim olmaz o ALİM(cc) tür. kendisi hakkında kötü zanna sebebiyet verecek şeyi kullarına öğretmez. o ayetlerin tevili de biraz farklıdır bilginize sunarım.
biraz tevbe biraz duha biraz nafile kılarsanız o ayetlerin ALLAH(cc) ten başka kudret yoktur ve her işin sahibi odur ve kulunu hiçbir karanlık güce teslim etmemiştir ve o kitap ancak bir öğüttürün anlamını size kalben ilham ederler.

bunun için müçtehit olmanıza da gerek yok. salih bir kalp ile ben senin bize zarar vereceğine inanmıyorum kullar ancak nefsine zulmedicidir bana bilmediğimi öğret derseniz ALLAH(cc) kalbi ilhamlarla hakkı anlatır ve sen kamnak olma benim ilmim herşeyi kuşatmıştır denir.

bu bakımdan ilim olarak büyü ilmi yoktur. bunu yapmaya çalışıp bundan medet ummaya çalışanlar vardır ve ALLAH(cc) ün izni dediğimiz husus da buna kalben inananın kalbine korku salınması içindir. sen ALLAH(cc) ün kudretinin bir şey ile yenilebileceğine inanıyor musun hususu sorgulanır.

efendimiz(SAS) yapılan şeyler umum itibari ile büyü değildir iftiralardır ve o kuyu ve yapılan şey hz.yusuf(AS) ın kuyuya atılmasının telmihidir. bu açık seçik bunu mecaz olarak bildirir. kafaya göre yorum değil. kelamın müteşabihliğini kabul edenler onu yaşayanların da müteşabih yaşamasını kabul etmeli gördüğü her şeyi biraz da ilm-i ledunni denen içteki enfüsteki inkişaf ile görmeli.

yani ama ona bu oldu işte müteşabih ayet müteşabih sonuçlarını gösterdi denir. efendimiz(SAS) i yorumlarken hayatına anlam verirken anun ahkamı kelam ahkamıydı derken bahsettiğiniz kitabın bazı özelliklerine vakıf olmalısınız. ALLAH(cc) için imnanın rükünlerini gösteren hususlar müteşabih değildir aslidir direkt uygulanır. emir açık ve seçiktir. imtihana ve ondan başka ilah olduğuna(sihir büyü düşman şeytanın kahir gücü isyanı) dair ayetler müteşabihtir, başka peygamberlerin hallerininmüteşabih bir şekilde anlatılıp
peygamber silsile-i rabbanisindeki son peygamberin aslında inanalar için en güzel örnekler onda vardır ayetinin açıklaması gereği onda nevş-ü nema bulan onu görseler kalplerini keserlerdi diyen hz. ayşe (RA) validemizin sözünü hak ettirecek hz. yususf(AS) ameliyle müteşabih bir şekilde amellenme hali vardır. hakeza diğer peygamber halleri de mevcuttur. bu haller ve ALLAH(cc) ün birliğini kudretini itham eder gibi gözüken haller tamaen müteşabihtir. anlamak için kalp gözü dediğimiz hassanın sonuna kadar açık olması gerekir.

müçtehitliğin esası da budur. büyü ve vefk ilim değil kıtalın açıklayıcısı ve bu da ALLAH(cc) ün neleri ketmettiğinin göstergesidir. ALLAH(cc) ALİM(cc) tür ve kelama her türlü cehaleti açıkça reddeder. yani büyü diye gelen onun dilemesi ile kulların da zannıyla mucizedir ama bunu buna anlamayan kimse hem getirene sahir der, aslında peygamberi kabul eder(AS) böylece sahir hükmü kalkar hem de gelene inanıp peygamberin(AS) sözüne ve ameline ve mücizesine inanmaz ALLAH(cc) onun manen ve madden perişan eder. harut marut ve diğer ivarlıkların yaptığı şeyler özünde kelam ilmidir ve münkirleri ortaya çıkarır öğretilen ilim ALLAH(cc) ün ilmidir büyü falan değil ancak bunu almaya gelen kalbi karaların sonradan gelecek ümmetlere sihrin bu kısmına inanıp açık mucize olan ALLAH(cc) nimetlerin inkar ediyorsunuza muhatap kullarına olan bir hitabıdır.
büyük ekrandan bakılacak olursa ALLAH(cc) o kudreti ile en uygun adamı en uygun yere çeker ve bekelr. HAŞA ALLAH(cc) satranç oynamaz ama bu oyunun anavatanı denen yerde hem ayetleri ile atların kişnemesini nazara verirken hem de yaptığı eylemlerle bu oyunu bu kıtada en harikulade bir şekilde oynar. bu yarımadanın üzerini önceden yapılmış karelere çevirir. kelam sadece dili ile değil ilmi ile de bu yarımadada çıkma mantığını açıklar. 1. dünya savaşında o çizilen cetvellerle yapılan yer bu bölgeyi bir satranç tahtasına çevirirken ALLAH(cc) onların mekreini bozacak sözünü asırlar önce kader-i muazzama ile bozar.

ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
hado77;1245978]selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
Ve aleykum selam,
Kardeşim ben senin yazdıklarına cevap yazmaktan bıktım,senin artık durman gerekli, nedeni açık ve net, yazacaklarımla birkere daha sapkın fikir ve görüşlerini aşağıya sıralayacağım,sen ALLAH TEALA yı,Hz.Peygamberi s.a.v,Kur'anı kerimi ve hatta islam dinini Ehli sünnete göre değil kafana göre yorumluyorsun,geçenlerde yazdığın bir yazıda '' ALLAH c.c yarattığı gibi acıkır...'' diyerek bir sapkın görüşünü ve dahasını bizlere açıkca göstermiştin,bu yazında da tezat fikirlerini bir bir göstereyim,seni ben değil bizzat ayetler ve hadislerle ALLAH c.c ve Rasulu s.a.v yalanlasın...

burda bahsedilen büyüden kasıt peygamber (as) lara atılan sahir iftirasındaki sihirdir. yani arkasında karanlık bir güç yoktur . ALLAH(cc) vardır.Biz büyüden bahsederken ALLAH c.c den başkası hiçbir işe muktedir değildir,hayrıda şerride elbette O c.c yaratmıştır,biz sihrin bir kötülük aleti olduğunu ancak imtihan için var olduğunu anlatmaya çalıştık nefsinize hoş gelen şeyi yapacak ve buna sihir demeyeceksiniz ama ALLAH(cc) ten gelince buna sihir diyeceksiniz. ALLAH(cc) kularının yaptıklarını yüzlerine vurmuştur.Sen sanıyorsun ki ALLAH TEALA nın fiili ayrıdır,kulların fiili ayrıdır,uyan kardeşim uyan,ALLAH TEALA diyorki ;siz dilersiniz bende dilersem yaratırım,sonrada sizin dilediğiniz ve benim yarattığım kötü işlerinizi yüzünüze vururum,ancak senin anlama şeklinle ALLAH TEALA kullarının kendi nefsi arzularını kendileri ondan habersiz yapmış gibi ''Szi yaptınız ben açığa çıkardım'' manası taşıyor...

karanlık ilim diye bir şey NUR(cc) ün katından gelmez.Kardeş burası çok önemli herşey ALLAH'tan dır,herşeyin sahibi ve yaratıcısı odur,karanlık işlerde kötülüklerde onun ilminden gelmiştir,mesela adam öldürmek suçtur,kötülüktür,adam öldürmenin varlığını ve nasıl yapıldığını ilim olarak ALLAH TEALA kullarına öğretmiştir ve yanına da eklemiştir ''Öldürmeni yasaklıyorum öldürme işine yaklaşma işte bu senin imtihanındır'' işte bunun gibi hırsızlık yapmak,içki içmek,yalan söylemek,insanları kandırmak hepsi bir ilim gerektirir,bilmeden kimse birşey yapamaz bilmek ise her türlü ilmin sahibine hastır,bunlarıda bize ALLAH TEALA öğretmiştir,ama yasaklayarak ''işte kötü işleride size öğrettim iyi işleride size öğrettim şimdi neyi seçerseniz odur sizin ameliniz '' der.Sen burada kalkıpta kötülük yapmaya yarayan ilim ALLAH c.c. den değil dersen akıllara başka birisinden olması fehmini getirirsin.PEKİ BEN SANA SORUYORUM SENCE KÖTÜLÜK KİMİN İLMİNDEN ? NUR(cc) ün olduğu yerde karanlık ilim olmaz o ALİM(cc) tür.Arkadaş sen en kısa zamanda uyan uyanda aklındaki ALLAH TEALA tasvirini yık,görünen o ki aklına her ALLAH TEALA ismi geldiğin de Onu c.c bir yerlerde düşünüyorsun yanında şu var bu var gibi söylemlere kapılıyorsun,ilmin sahibi ALLAH c.c ise,ondan başka ilmin sahibi yoksa senin tabirinle verelim bütün iyilikleri ALLAH'a kalan kötülüklerin ilmini kimden aldık ACABA? bizlere kim öğretti kötülükleri,sence iyiliğin ve kötülüğün imtihanımızdaki yeri ne ? kendisi hakkında kötü zanna sebebiyet verecek şeyi kullarına öğretmez.Bazı ayeti kerimelerde ALLAH TEALA tekidleyerek buyurur ki, ''Ben sizi imtihan için yarattım ve benden başkada yaratıcı ve ilim sahibi ve imtihan edici yoktur,benden başka kudret sahibide yoktur,benden başkaları olsa idi aralarında savaş çıkardı...'' içki kötülüklerin başıdır,kumarda kötüdür,haksız adam öldürmede,ve bir sürü sayılabilecek işler var,adama diyorsun ki neden içiyorsun diyorki ,''ah keşke hiç bilmeseydim tanımasaydım ben bu içkiyi,bilsem bu kadar kötü olduğunu içermiydim,bu çok kötü bir illet'' diğer birisi diyor ki ''Yav madem bu kadar zararlı bir illet ALLAH c.c neden yaratmış...'' şimdi burada kulun aklında kötü bir fehim oluşmadımı ALLAH TEALA hakkında ama MEVLA TEALA '' Evet ben yarattım o içki yi ,nasıl üzümden veya herhangi bir meyveden içki yapacağınızı da ben öğrettim ama birde şart koydum,bu içki size dünya ahiret zarar verir O zaman sizde buna yaklaşmayın eğer öğrettiğime rağmen emrime itaat ederseniz işte O zaman cennet sizi bekliyor...'' Büyü/sihirde bunun gibidir ,bak ayeti kerimelere ne kadar açık varlığını inkar etmek küfürdür,kötülük içinde kullanıldığını inkar etmek küfürdür,kötülük vermediğini söylemek küfürdür,buna rağmen ALLAH TEALA biz harut ve maruta kötülük için kullabırsanız kafir olursunuz dedirtmeden bir şey öğretmemelerini buyurduk diye açık açık söylerken büyünün farazi olduğunu söylemek ise küllüm küfürdür,bütün bunlara rağmen birisi kalksada deseki (ve çokça insanda demiştir) '' madem bunca işler var kötü bunları ALLAH c.c niye yarattı '' sizin CEVABINIZ NE OLACAKTI ? o ayetlerin tevili de biraz farklıdır bilginize sunarım. Ayeti kerimeleri ehli sünnet alimleri gibi tevil etmezsen elbette farklı olur,bizde defalarca okuyoruz ama nedense senin okuyamıyoruz,acaba sorun sendemi ehli sünnet alimlerinde mi ?
biraz tevbe biraz duha biraz nafile kılarsanız o ayetlerin ALLAH(cc) ten başka kudret yoktur ve her işin sahibi odur ve kulunu hiçbir karanlık güce teslim etmemiştir ve o kitap ancak bir öğüttürün anlamını size kalben ilham ederler.Kardeş senin saçma tezatların burada da çıkıyor meydana daha yukarıda diyordun ki nurun yanında kötülüğün ilminin ne işi var burada da diyorsun ki herşey ALLAH c.c dan bize tavsiye ettiğin tevbeye asıl sen muhtaçsın bizce de sen bir güzel tevbe et,çünkü sanki biz büyü yada kötülüklerin başka bir varlıktan geldiğini anlatıyormuşuz gibi sayende ithamlanıyoruz,yukarıda ki yazımızı gözlerinizle okumaya gayret etseydiniz,büyüden kurtulmak iseyen kişinin büyünün tesirini gösteren ALLAH TEALA dan yardım istemesini dilememiz söylemini okurdun...

bunun için müçtehit olmanıza da gerek yok. salih bir kalp ile ben senin bize zarar vereceğine inanmıyorum kullar ancak nefsine zulmedicidir bana bilmediğimi öğret derseniz ALLAH(cc) kalbi ilhamlarla hakkı anlatır ve sen kamnak olma benim ilmim herşeyi kuşatmıştır denir.Konu ile ne alaksı var ,biz senin yazdığından anlıyoruz ki ALLAH TEALA kötü amellerin nasıl yapıldığını kullarına öğretmemiştir ??? Peki bizde diyoruz ki iyiliği ALLAH TEALA öğretti ise,iyilik ve kötülük ilimleri bir insanın cennet ve cehennemlik olduğunu ayırt ediyorsa O zaman bizi imtihan eden de ALLAH TEALA ise bize suç ilmini KİM ÖĞRETMİŞTİR ??? sen bunu cevapla ...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
bu bakımdan ilim olarak büyü ilmi yoktur.Büyü yapmak bir ilim gerektirir,ilim bilmek demektir,bilen kişiye alim denir,ALLAH RASULU s.a.v kim düğüme üfürür se büyü yapmıştır diye buyurur,ALLAH RASULU s.a.v düğüme üfürüldüğünde büyü yapıldığını bize bildirmese idi biz bilmeyenler nasıl öğrenecektik böyle bir büyünün varlığını ? Sen dersen büyü ilmi yoktur diye yazacağım ayeti kerime ve yazdığım hadisi şerif ile ALLAH VE RASULUNU yalanlamış olmuyormusun ? AYET:Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!Ayeti kerime ne kadar açık sihiri şeytanlar yapıyor,ayrıca harut ile marut isimli meleklerden de karı ile kocanın arasını açacak bir ilim öğreniyorlar,kimler ?İnsanlar.Ne yapıyorlar? öğreniyorlar,bu kelime bile öğrencinin ilim öğrenen kişiye denmesinden dolayı sihir karı ile kocanın arasını açan ilmin öğrenildiğini gösteriyor,göstermiyormu?

bunu yapmaya çalışıp bundan medet ummaya çalışanlar vardır ve ALLAH(cc) ün izni dediğimiz husus da buna kalben inananın kalbine korku salınması içindir. sen ALLAH(cc) ün kudretinin bir şey ile yenilebileceğine inanıyor musun hususu sorgulanır.

efendimiz(SAS) yapılan şeyler umum itibari ile büyü değildir iftiralardır ve o kuyu ve yapılan şey hz.yusuf(AS) ın kuyuya atılmasının telmihidir. bu açık seçik bunu mecaz olarak bildirir. kafaya göre yorum değil.Burayada bir hadisi şerif yazayım da senin kafana göre yaptığın yorum değişsin belki anlarsın:Hadis :
Hz. Peygamber (sav)`e (yahudiler tarafından) sihir yapıldı, öyle ki, Resulullah (sav) yapmadığı bir şeyi yaptım vehmine düşüyordu. Bir gün benim yanımda iken Allah`a dua etti, sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki: "Ey Aişe, hissettin mi, sorduğum hususta Allah bana fetva verdi?" "Hangi hususta Ey Allah`ın Resulü?" dedim. "İki kişi bana gelip, biri başucumda, diğeri de ayak tarafımda oturdu. Biri diğerine: "Bu zatın rahatsızlığı nedir?" dedi. öbürü: "Büyüdür!" dedi. Önceki tekrar sordu: "Kim büyüledi?" Diğeri: "Lebid İbnu`l`A`sam adındaki Beni Züreykli bir yahudi" diye cevap verdi. Öbürü: "Büyüyü neye yaptı?" dedi. Arkadaşı: "Bir tarakla saç döküntüsüne ve bir de erkek hurma tomurcuğunun içine" cevabını verdi. Diğeri: "Pekala, şimdi nerede?" diye sordu. Arkadaşı: "Zervan kuyusunda!" cevabını verdi." Bunun üzerine Resulullah (sav) Ashabından bir grupla birlikte (ra) kuyuya gitti, ona baktı, kuyunun üzerinde bir hurma vardı. Sonra benim yanıma dönüp: "Ey Aişe! Allah`a yemin olsun, kuyunun suyu sanki kına ıslatılmış gibi (bulanık) ve (o kuyu ile sulanan) hurma ağaçlarının başları da sanki Şeytanların başları gibiydi!" dedi. Ben: "Ey Allah`ın Resulü! Onu (kuyudan) çıkardın mı?" diye sordum. "Hayır!" dedi ve ilave etti: "Bana gelince, Allah bana afiyet lütfetti ve şifa verdi. Ben ondan halka bir şer gelmesine sebep olmaktan korktum!" Resulullah onun gömülmesini emretti ve yere gömüldü." bu hadis te olayın içeriği daha net açıklanmıştır,büyünün varlığı,nasıl yapıldığı,efendimiz s.a.v de tesirleri,büyünün kendinden gitmesi için ALLAH TEALA nın yardımı sonuç olarak nasıl deriz büyü yapılmadı da ifitira amaçlı bir iş yapıldı,hastalanan insanda görülen herşey gibi görülen hadiselerle bir yaşam örneği var,HALAMI BÜYÜ/SİHİR DİYE BİRŞEY YOKTUR ???HALAMI BEN KAFAMA GÖRE YORUMLUYORUM ???
kelamın müteşabihliğini kabul edenler onu yaşayanların da müteşabih yaşamasını kabul etmeli gördüğü her şeyi biraz da ilm-i ledunni denen içteki enfüsteki inkişaf ile görmeli. Vah kardeşim ilmi ledünni niz oldukça fazla öyleki hep öteleri görüyorsunuz daha önünüzdeki siyer hayatını okuyamıyorsunuz olmuş yaşanmış etkisi hatta tepkisi görülmüş sihirlenme denilen ve Peygamber efendimizin s.a.v başından geçen ve hatta hakkında büyü yapan kafir olur sözüne rağmen hem büyünün varlığını inkar edin hemde bizim düz okuyup anladığımız kelimelerde siz teşbih arayın nasıl bir ledün ilmi var ki sizde daha zahir ilmi öğrenmeden kazandınız bu ilmi ?Hem nasıl oluyor açık olan bir hadisi şerife ve ayeti kerimelere teşbih gözü ile bakıyorsunuz...

yani ama ona bu oldu işte müteşabih ayet müteşabih sonuçlarını gösterdi denir. efendimiz(SAS) i yorumlarken hayatına anlam verirken anun ahkamı kelam ahkamıydı derken bahsettiğiniz kitabın bazı özelliklerine vakıf olmalısınız. ALLAH(cc) için imnanın rükünlerini gösteren hususlar müteşabih değildir aslidir direkt uygulanır. emir açık ve seçiktir. imtihana ve ondan başka ilah olduğuna önce şurayı düzelt sen (sihir büyü düşman şeytanın kahir gücü isyanı) dair ayetler müteşabihtir, başka peygamberlerin hallerininmüteşabih bir şekilde anlatılıp
peygamber silsile-i rabbanisindeki son peygamberin aslında inanalar için en güzel örnekler onda vardır ayetinin açıklaması gereği onda nevş-ü nema bulan onu görseler kalplerini keserlerdi diyen hz. ayşe (RA) validemizin sözünü hak ettirecek hz. yususf(AS) ameliyle müteşabih bir şekilde amellenme hali vardır. hakeza diğer peygamber halleri de mevcuttur. bu haller ve ALLAH(cc) ün birliğini kudretini itham eder gibi gözüken haller tamaen müteşabihtir. anlamak için kalp gözü dediğimiz hassanın sonuna kadar açık olması gerekir.Sonra bukadar süslü püslü yazılar yazıp insanların kafasını bulandırma senin burada vermek istediğin teşbih bahsi üzerinde durmana lüzum yok bak yukarıda bir hadisi şerif var ALLAH RASULU s.a.v diyor ki beni rabbim kurtardı büyünün etkisinden daha evvelki yazımda ravisini söylediğim hadisi şerif sahih tir ,hadisi anlatan sahabe yaşanan olayı teşbihsiz ,siyasetsiz,yorumsuz,içine katmadan anlatmıştır,okusan araştırsan anlarsın...

müçtehitliğin esası da budur. büyü ve vefk ilim değil kıtalın açıklayıcısı ve bu da ALLAH(cc) ün neleri ketmettiğinin göstergesidir. ALLAH(cc) ALİM(cc) tür ve kelama her türlü cehaleti açıkça reddeder. yani büyü diye gelen onun dilemesi ile kulların da zannıyla mucizedir Bizde zannediyorduk mucizeleri sadece peygamberler gösteriyormuş demekki büyücülerde mucize gösterebiliyor,bu söylediğinle bir sapkınlığına daha gördük ve sağlaması ile söylerdek peygamberler büyü yapardı gibi birşey mi ???[/B]ama bunu buna anlamayan kimse hem getirene sahir der, aslında peygamberi kabul eder(AS) böylece sahir hükmü kalkar hem de gelene inanıp peygamberin(AS) sözüne ve ameline ve mücizesine inanmaz ALLAH(cc) onun manen ve madden perişan eder. harut marut ve diğer ivarlıkların yaptığı şeyler özünde kelam ilmidir ve münkirleri ortaya çıkarır öğretilen ilim ALLAH(cc) ün ilmidir büyü falan değil Biz de ilmin adına aynı LLAH TEALA nın bakara suresi 102. ayetinde buyurduğu gibi ''SİHRA'' yani sihir diğer bir adı ile büyü diyoruz dedik,sen ise önce büyü yoktur dedin sonra bu bir müşabihtir dedib sonra büyü ilmi yoktur dedin sonra büyü mucizedir dedin şimdi ise tam istediğimiz manasını bize söyleyerek vede bakara 102.ayeti teşbihsiz destekleyerek münkirleri ortaya çıkaran ALLAH imidir diyorsun ,şunuda eklersek büyü kötülük amaçlıda kullanıldığına göre ve ilmide ALLAH katında olduğuna göre hani ilk satırlarında kötülük nura karışmazdı hani kötü işler ALLAH TEALA yı kötü gösterir fehmi kafada oluşur diye ALLAH TEALA buna müsade etmez di Kardeşim zaten amaç imtihan değilmi bugün bütün ATEİSTLER ALLAH TEALA yı kötülemiyormu demiyormular ''Madem ALLAH kullarının kötü olmasını istemiyor bunca kötülüğü niye yaratıyor '' diye ??? ancak bunu almaya gelen kalbi karaların sonradan gelecek ümmetlere sihrin bu kısmına inanıp açık mucize olan ALLAH(cc) nimetlerin inkar ediyorsunuza muhatap kullarına olan bir hitabıdır.
büyük ekrandan bakılacak olursa ALLAH(cc) o kudreti ile en uygun adamı en uygun yere çeker ve bekelr. HAŞA ALLAH(cc) satranç oynamaz ama bu oyunun anavatanı denen yerde hem ayetleri ile atların kişnemesini nazara verirken hem de yaptığı eylemlerle bu oyunu bu kıtada en harikulade bir şekilde oynar. bu yarımadanın üzerini önceden yapılmış karelere çevirir. kelam sadece dili ile değil ilmi ile de bu yarımadada çıkma mantığını açıklar. 1. dünya savaşında o çizilen cetvellerle yapılan yer bu bölgeyi bir satranç tahtasına çevirirken ALLAH(cc) onların mekreini bozacak sözünü asırlar önce kader-i muazzama ile bozar.??? Büyünün varlığını ispat ile ve etkilerini ispat ile büyü yapmanın küfr olduğunu ispat ile bu son yazdığının ne anlatmak istediğini bilemedim ancak yeni birşey biliyorum ki sen hiç duymadığımızı bilmediğimizi bize anlattın sanırım sen kendine yeni bir AKAİD MEZHEBİ yapmışsın,anlattıklarını okuyanlar yorumlasın içindeki tutarsızlıklar ve saçmalıklar açıkça ortada dır.
SON OLARAK,biz hadisler ve ayetler ile büyünün varlığını etkisini,kötü olan büyünün dünyevi ve uhrevi zararlarından bahsettik arkadaşlarımızı din kardeşlerimizi uzak dursunlar diye uyardık,eğer senin yazdığın yazıyı okuyupta ki anlaşılması çok güç ama birkaç satırdan büyünün zararsız olduğunu çıkarırsalar, ve biz kesinlikle söylediklerimizde haklı olduğumuzu söylüyoruz,küfre düşerseler,sizin savunmanız nasıl olurdu ???

Şimdi sen bize de bakalım uzun uzadıya yazmadan,
Sihir/büyü varmıdır ?
İyiliği ALLAH yaratıyorsa peki Kötülüğü kim yaratır ? ve kim öğretir ?
Peygambere s.a.v gözle görülür zararlar veren bir sihir yapılmışmıdır?
Büyü aslında bir mucize ise harut ve Marut dan hatta şeytanlardan büyü ilmini öğrenenler de mucize göstermiş olmuyorlarmı?

Yada hiçbirşey yazma yazdıkça batıyorsun...


ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü

Allah’ın izni olmadıkça onlar (büyücüler) kimseye bir zarar veremezler.” (Bakara, 102)

ALLAH(cc) bir şeyi murat buyurmadıkça kimseye zarar verecekşey yoktur. ve ALLAH(cc) bir bela gönderirken büyüden yarar da umacak değildir.

iyilik ve kötülük ALLAH(cc) ün yaratması mahluk olması ile ilgilidir yani yaratılmaları şart-ı adidir bu yüzden ALLAH(cc) ün yaratması zorunludur. yalnız nefis kötü haliyle sorumlu tutulmuş kötülük sizden iyi haller de ALLAH(cc) ten gelir denmiştir.

hasılı cehennemi yaratan ALLAH(cc) kularına o amellerinizle oraya girmeyin der. yani kötülüğü üstüne almaz. üstüne almayan ALLAH(cc) olduğuna göre kim almaya cüret ederse kötülüğü de o öğretmiş olur.

husuf ve kusuf ile ile ilgili bir rivayet de güneş tutulunca efendimiz (SAS) in hani ben onların arasında iken onlara azap etmeyecektin dediği rivayet olunur 2. güneş tutulması dediğimiz hadise de evladı ibrahimin vefatına denk gelir. ve namazdan sonra şu şekilde hutbe verir.
Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4)

bu açıdan efendimiz(SAS) in sağduyusunu ALLAH(cc) ün kaderi tayiniyle bir tutmamak lazım gelir. en nihayetinde nafile namazlar da ALLAH(cc) ün emri değildir. bunların taktirleri insanlara bırakılmıştır. müçtehit doğru içtihadına 2 sevap alır yanlış içtihadında icma şartıyla 1 sevap alır denir.

ALLAH(cc) ün emriyle bunu uygulayacak kimselerin ona verdikleri ve sonradan değişecek ahvalleri bir tutmamak gerekir. içkiyi kesin yasakayan ayetler gelene kadar içki içilmesi bunu yapmayan efendimiz(SAS) in şahsi tutumu olduğu gibi yanlış veya doğru denmez, yukarıdaki halde bir afet hali gibi algılanmış olabilir. ama normalde güneş tutulmasının büyütülecek bir yönü yoktur sıradan bir seyirdir azap da değildir. kişisel algılayış her zaman bir nas olamaz. yani efendimiz(SAS) in sihir algılaması kelam çölçülerinde hz. musa(AS) ın önünde yapılan esaslı bir gösteridir. hadise değil ayete dayanır ve olayı ve sihri ve sahiri adam gibi açıklar.

büyü ilminin esaslı delili hz.musa (AS) ın karşısındaki sahirlerdi ve ALLAH(cc) onların attıklarını bir ejderhaya yahut yılana esasında bir asaya yedirdi. yani büyünün hükmü bu kadardır. bir asa gelir yalan olan sihri yine başkalaşarak yer. gücü bu kuvveti bu. onların attıkları yalandı ve sahir hiç bir yerde felah bulamaz denir.
ben bunun dışında büyü ne duydum ne de gördüm nasıl bir şey olduğunu bilen var mı? işte bunu öğrenmek istemeye kibir deniyor ve harut ve marutun uzak tutmaya çalıştığı şey buydu.


ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Kardeş kafamızı allak bullak ettin zaten anlaşılmayan bir yazım dilin var,onun yanına birde konuya muhatap olmayan güneş tutulması olayını,kader ile ilgili mevzuları yazdın...
Bak yukarıda şöyle yazmışsın hasılı cehennemi yaratan ALLAH(cc) kularına o amellerinizle oraya girmeyin der. yani kötülüğü üstüne almaz. üstüne almayan ALLAH(cc) olduğuna göre kim almaya cüret ederse kötülüğü de o öğretmiş olur. burada bana göre anlatım hatan var,dedim ya belki doğruyu söylüyorsun ama anlıtımından kaynaklanan hatan bize yanlış geliyor.Niyemi yukarıdaki konuda mevzumuz kötülüğün sahibinin kim olduğu idi ,senin yazdığını biz yorumlayacak olsak şöyle deriz '' Her ilmin sahibi ALLAH TEALA dır,ancak iyilik yapmamızı istediği için iyiliklerin muradı ondan kötülük yapmamızı istemediği için kötülük yapma muradı bizden gelir,eğer kötülük yapıyorsak yine O c.c bize nasıl yapılacağını öğretmiştir,eğer kendimiz kötülüğü icad etmiş olsa idik bizlerinde İcad sıfatı olması gerekmez miydi ? haşa bizler sıfat yüklenmek istemiyoruz,ama diyoruz ki kötülük amellerini yapan nasıl ki cehenneme gidiyorsa yani kötülük onun muradı ise iyilikte Onun muradıdır,ikisinide bizlere sunan ALLAH TEALA imtihanımız gereği seçim yapmamızı ister,seç ve gir gideceğin son eve...
Kötülüğü kul öğretmez,ilk öğretenden den alır ve başka taliplilere öğretilmesi için aracı olur,buda ispat ediyor ki kötülüklerde ilim gerektirir,ancak murad edilmeleri açısından ALLAH TEALA kendi zatına kötülük yapmayı yakıştırmaz...
Hz.Musanın a.s firavunun sihirbazları karşısında ne tür bir sihir ameline karşı uğraş verdiğini neye göre yorumluyorsun,sonuçta biz kötülük amaçlı kullanılan bir şeyden bahsediyoruz.Hadisi şerifte Aişe validemiz diyorki; ''ALLAH RASULUN de unutkanlık başladı (Bu birşey yapıldığının alameti dir ) sonra ALLAH RASULU bana neye ve nasıl büyü yapıldığını,kimin yaptığını,nereye attığını söyledi,gittik baktık ki kuyuda dediği halde bir tarak ve kıl parçaları var sonra ben korktum ümmetten bir kimseye zarar gelir diye toprağa gömdüm (Buradan da anlaşılıyor ki kimseye görünmeyenler ALLAH RASULUNE s.a.v görünüyor büyünün durumu anlatılıyor,zahir yani herkesin gördüğü alemde olanlar ise bunun gerçek olduğunu gösteriyor) derken ALLAH RASULU dua etti ve ALLAH TEALA büyünün sıkıntısını üzerinden kaldırdı.(Buradan da anlıyoruz ki büyü denilen şey bir etki yapmış,şimdi nasıl kalkıp büyünün bir teşbih olduğunu söyleyebiliriz ki !Yaşanmış bir olay var ortada )'' bütün bunların yanında büyünün etki ettiğini bakara suresi 102. ayetin içerisinde görebiliyoruz ''Harut ve maruttan öğrendikleri ile karı ve kocanın arasını açıyorlardı...'' nasıl bir göz aldatmacası iki insanın arasını açabilirki ? Şimdi günümüzde bile sihir yapıldığını iddia edenler ''Kocam benden soğudu,'' veya ''İşlerim ters gitmeye başladı '' yada '' Oğlum bize kötü davranmaya başladı '' gibi merak uyandıran sebeplerle büyü yapıldığı fikrinine varıyorlar...
Bu hadisi şerif ve ayeti kerimede ki kadın ve kocanın arasını açmak için öğrenilen şeyin hükmünü nasıl izah ediyorsunuz doğrusu öğrenmek istiyorum .Sen büyünün nasıl yapıldığını bilmiyorsun diye varlığını inkarmı ediyorsun,bizde dedikki inkar etme çünkü hadisler ve ayetler ışığında varlığı ispat edliyor,inkarın küfre sebep verir...
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü

ayetlerin esasını ve hükmünü ALLAH(cc) bilir bizim ilmimiz bu husuların şahidi değildir ve ALLAH(cc) de bu hususlara insanı şahit tutmamıştır. karı-koca arasını açanı öğretip en sevmediğim helal boşanma denmez.

orada anlatılan şey bir gazap halidir ve ALLAH(cc) ün bu ilim dedği gazap hali ile bunu elde etmek isteyenlerin ruh hali açığa çıkarılır. yani o öğrenilenlerle ilmin allamesi olsun bir halt yiyemez onu öğrenen.

karı-koca arasını açan şeyi öğreniyorlardı peki ya sonra ne oluyordu. karı-koca arasını mı açıyorlardı. şeytan insanı her yoldan çıkarmak istediğinde ona yardım eden ALLAH(cc) o kimselere de yardım etmiyor muydu?

en önemli husus ALLAH(cc) ün hidayet rehberinin kelamullah olduğu ve efendimiz(SAS) in bazı hususlarda hassa davranma nedenlerinin yahudi ırkıyla olan diyaloğundan kaynaklandığının bilinmesi gerekir. kendisinin zehirlenmek istendiği de bir rivayet olarak bilinir efendimiz(SAS) o eti yemez ama keramet icabı kendisine büyü yapılmasına izin verir.
bunlar tenakuzlardır. ve bu husulardaki ravilerin doğrusu ile gerçek hayatın doğrusu her dem bire bir oturmayabilir.

bu açıdan efendimiz(SAS) in hassasiyeti ALLAH(cc) ün buyurdukları ve kelamın tamamı bir arada düşünülürse ALLAH(cc) insanlar arasında bozgunculuk yapacak bir şeyin müsebbibi değil, her şeye kadir olanın şeytana verdiği o mühlet gibi anlaşılmalı ve onun kul üzerindeki hakimiyeti kadar büyünün de tesiri kabul edilmeli.

büyü/sihir dediğimiz hadisenin özü kelamullahtaki efendimize yapılan iftiradır. sahir dir denmişti diğer peygamber(AS) lar gibi. biz ayın ikiye bölünüp insanı iman ettiremeyeceğini kabul ediyoruz EN büyük deliller bile kafiri yola getiremez ama nasıl olacaksa ama ALLAH(cC) ün imanlı kulları her şeye rağmen gaybe iman edeen kulları ilmine de öğrenemeyeceği şeye karşı çaresiz kalacak. bu çaresizlik ALLAH(cc) ün haşa şanına karşı gibi.

bunlar ALLAH(cc) ün kullarının bir kısmına yapılması muhtel tezgahları anlatması ve uyanık olun demesidir. büyü/sihir ve bunlardan meta elde eden kimseler boş bir iş yapotıklarından kınanır.

a şahsı hakkında eşin senden boşanmak için veya başka bir şey için büyü yaptı dense o kişi büyü yapılmasa dahi huzursuz olacak ve nedenler niçinleri kovalayacak bir şey olmasa da sorun çıkacaktır.

büyü nifaktır ve nifak alameti içinde olanın nifağını turnosol kağıdı etkisiyle ortaya koyar. büyüye inanmasa da kişi deli olur. nişfak içinde yüzen gerçekte birbirini sevmeyen kimselerin arasını bozar. esasen bu büyü bize televizyonda resmedilir. evli olmayan çiftler evli gibi gösterilir ve aradaki fitne fesad bize gerçekmiş gibi anlatılır ve bunlar hakkında şu haklı bu haklı diye yorum yapılır. yani gerçek olmayan evlilikte yapılan gerçek olamayacak bir seneryayoya büyü denir ve ancak ahmak insanlar buna inanır ve bundan netice çıkarır.

efendimiz(SAS) büyüye bir değer atfetmişliği yoktur ama nifakın düşmanıdır ve hasetşi açıklarken korkunç bir halde böyle saçmalıklara başvuracak olan kimselerin de varlığını haber vermiş olabilir. ama etki mekanizması bakımından koyundaki zehri bilemnin büyüyü de daha başlangıçta bilmesi gerekir ki bu neviden hikayeler de anlatılmak istenen mümmine uyanık olun çağrısıdır.

21. yüzyıl teknik imkanları ile kelam ayetlerinin televizyonda gösterilmesi hali büyü dediğimiz şey vehndir. ve buna kkapılan kimseler dünya malını araya koyarak karı-kocayo ayırır. o dönemki kişiler bu ilimle para kazanmış ve elde edemeyeceği değereleri bu dönem gibi insanların önüne koymuş para yani değer kazanmayı herşeye hatta imana rağmen kabul etmiş ve bunu kabul edecek karı-koca arasını ayırmıştır.

paraya değişilen iman evlilik hayat gibi. bunula öğrenilen ilim daha başındfa bir çok müspet inasanı birbirine yaklaştırmadığı şu devirde ALLAH(cc) ne kadar karı-koca arasını ayırıyorsa o devirde de o kadar ayırıyordu. kimse imanlı adam değil paralı adam aramıyor mu tenzih ederek söyliyim. yani büyü vehn mevcuttur ve vardır ama kimi etkiler. ben ALLAH(cc) için seviyorum diyen alır demeyen yerinde durur.

efendimiz(SAS) in dikkate değer büyüsü vehn yani dünya sevgisidir. zira o büyüyü yapanlar o yaşadıkça bu dünyadan bir nasipleri olmayacağını biliyorlardı.

ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum;
Kardeş sana bu konu hakkında bir kaç kelime yazayım ondan sonra var sen git yoluna nasıl biliyorsan öyle inan...
Öncelikle ayetlerin manasını anlayamayacaksak sadece manalarını ALLAH TEALA biliyorsa niye Kur'an indi ? ALLAH TEALA Kur'anı kerimin ihtivasını bizlere gayet açık anlatmıştır,ancak Ali imran Suresi ilk sayfasında da buyurduğu gibi ''...Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir...'' anlarız...
Ehli sünnet alimlerinin büyünün varlığı hakkında elle tutulur lafızlar ettiklerinden ve büyünün ihitivası hakkında zararının dokunduğu bizzat ALLAH RASULU s.a.v tarafından tasdik edilirken,bütün bunlara rağmen kalkıpta büyü işi yalan demek olmaz,dersen senin sorunun bundan böyle beni ilgilendirmez...
Peygamber s.a.v bir yahudi tarafından zehirlenmek istendiğinde de zehirli kuzunun en sevdiği kısmı olan kolundan bir ısırık almış zehir dişlerine tesir ettiği anda ALLAH TEALA peygamberini uyarmıştır bundan sonra mübarek ağzındaki et parçasını tükürmek sureti ile zehri atmıştır hatta kendisi ile beraber o sofrada bulunan bir sahabi zehirden etkilenerek şehit olmuştur,istersen teferruatı ive kaynakları ile sana kıssayı getireyim...
Buradan da görülüyor ki zehrin ağza girmesi beklenmiş ondan sonra haber verilmiştir,hatta başka bair rivayette kuzu dile gelmiş ben zehirliyim yeme denmiştir,kendisine büyü yapıldığını ise yine ALLAH RASULU kendisi söylemiştir,mahiyeti hakkında konuşurkende kimsenin görmediği iki kişinin haber verdiğini bildirmiştir,bunlar melek olma ihtimali yüksek tir dolayısı ilede melekler hatadan müstağni yani ALLAH TEALA emri ile hareket eden nefissiz kullardır...
Ve eğer senin aklındaki tabir ile Peygamber efendimiz herşeyi bilebilecek durumda olsa idi ''Uhud savaşında başına alacağı kılıç darbesinide bilirdi ve sakınırdı ve yine bir çok sevdiği insanın başına zararlı işler gelmeden önceden haber verirdi'' ,demekki kendisine herşey haber verilmemiş bazısı haber verilerek bazısıda etkisi görülmesi açısından oluşması için yaratılmıştır...Peygamberler bütün insanlardan daha çok imtihan edilmiş ve en ağırlar musibetlerde onlara verilmiştir...
Kadın ve kocanın arasının açılması hususun da ayet açık değilmi kardeşim,bakınız ne diyor yüce mevla '' ...Onlar o iki melekten karı ile kocasının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı...'' demekki tesiri veren ALLAH TEALA ise de tesire sebep olan bir şey var,bu bir şeyinde bir mahiyeti var mahiyet ise ilim gerektirir,her ne kadar ayetin devamında ALLAH TEALA ''...Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler...'' diye buyursa da bizim buradan anladığımız büyü yapanların tesiri kendilerinin verdiğini sanması ikinci olarak ta ALLAH TEALA nın izin verdiği anda büyünün tesir edeceğidir...
Şimdi nasıl olurda tesir etmesi muhtemel birşey farazi olabilir,nasıl olurda tv de izlediğin bir filim ile alakalandırıpta oradaki sahte eşler gibi bize aşılanan şeye inanırsan budur büyü diyebilirsin...

Bu vakitten sonra seninle daha fazla cebelleşmek nefsani olabileceğinden yazmaya son veriyorum,gösterdiğim kaynak ayet ve hadisler ışığında bir daha düşünmeni senden diliyorum...

(FURKAN SURESİ / 63)

'Boş ve yararsız olan sözü' işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: "Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz" derler.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
esselamün aleyküm ve rahmeetüllahi ve berekatüh...

sevgili kardeşimiz güzel bir soru sormuş
ERZURUMLi kardeşimiz de çok açıklayıcı cevap ile bizleri aydınlattın nasiplendirdiniz.

Allah c.c. sizden razı olsun..
benim anladığım. büyü vardır.
ve yapılması şirk gibi günahtır.

selam ve dua ile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt