Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bütün Sia ve HizbulSeytan Taraftarlarina (hersey ortada) (1 Kullanıcı)

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Fethu'l İslam üstlendi, Hizbullah kınadı

Lübnan'ın güneyinden İsrail'e atılan füzeleri Fethu'l İslam örgütü yayımladığı bildiriyle üstlenirken, Hizbullah saldırıları kınadı

09 Ocak 2009


lebanon10cfatahalislam.jpg


Dün sabah saatlerinde Lübnan'ın güneyinden İsrail'e fırlatılan ve en az iki İsraillinin yaralandığı füzeli saldırılar El Kaide örgütüne yakınlığı ile bilin Fethu'l İslam militanlarınca üstlenildi.

Bildiride, "İzzettin el-Kassam Tugayları ve Ceyşu'l İslam'daki kardeşlerimizin sıkışmışlığı, bizim sıkışmışlığıdır. Onlar Gazze'de kahramanca fil ordularına karşı direnirken sessiz kalamayız. Saldırılarımız devam edecek" denildi.

Öte yandan Hizbullah liderlerinden Lübnan Çalışma Bakanı Muhammed Finiş, Güney Lübnan'dan İsrail'e atılan füzeleri kınayarak, Hizbullah'ın 1707 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına bağlı olduğunu söyledi.


Finiş, El-Arabiye kanalına yaptığı açıklamada Hizbullah'ın herhangi bir eylem gerçekleştirmesi halinde o eylemi cesurca sahipleneceğini ekledi.

Gönüllüleri Hamaney durdurdu




İran'ın dini lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, İranlı gönüllülerden İsrail topraklarında şehadet saldırıları düzenlememelerini istedi.

İran Devlet Televizyonu'nda yayınlanan habere göre, İranlı gönüllüleri eylem yapmak üzere İsrail'e gitmemeleri yönünde uyaran Hamaney, sınırdan geçmenin mümkün olmadığını ve İran'ın elinin kolunun bağlı olduğunu öne sürdü.

Hamaney, İran'ın Hamas'a başka yollardan yardım edeceğini söyledi.

Tahran'ın stratejik müttefikleri olan Suriye ve Hizbullah'ın İsrail ile geniş sınırları bulunuyor.

İsrail'in Gazze'ye saldırı başlatmasının ardından İran üniversitelerinde 70 bin öğrencinin İsrail ile savaşmak üzere gönüllü yazıldığı bildirilmiş ve kamuoyunda bu gönüllülerin Suriye veya Güney Lübnan üzerinden İsrail'e gönderileceği beklentisi doğmuştu.


Öte yandan Hizbullah liderlerinden Lübnan Çalışma Bakanı Muhammed Finiş, Güney Lübnan'dan İsrail'e atılan füzeleri kınayarak, Hizbullah'ın 1707 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına bağlı olduğunu söyledi.

Finiş, El-Arabiye kanalına yaptığı açıklamada Hizbullah'ın herhangi bir eylem gerçekleştirmesi halinde o eylemi cesurca sahipleneceğini ekledi.


SÜTUN HABER


ABD İran'ı müttefik ilan etti

Petraeus, Washington'da Obama yönetimini dış politikada bekleyen zorluklarla ilgili düzenlenen bir konferansta gazetecilere yaptığı açıklamada, Afganistan'da istikrarı sağlamanın, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkeleri dahil olmak üzere bölgesel bir yaklaşım gerektireceğini söyledi.

General Petraeus, ABD Barış Enstitüsünün organize ettiği konferansta, "Afganistan, koalisyon gücü ve İran arasında bile ortak çıkarlar var, öte yandan ters düşen büyük çıkarların mevcut olduğunu söylemeye gerek yok" derken, Şiilerin çoğunlukta olduğu İran'ın, Afganistan'da Sünni Taliban'ın yeniden yönetimi ele geçirmesini istemediğini kaydetti.

İranlılar için, "Afganistan'ı, Sünni güçlerin elinde görmek istemiyorlar" ifadesini kullanan Petraeus, "Uyuşturucu sorununun da kötüye gitmesini istemiyorlar. Bu, İran'da büyük bir mesele" yorumunu yaptı.

Petraeus ayrıca, bazı İranlıların Afganistan ile ticareti artırmak istediğini sözlerine ekledi.

http://www.sutunhaber.com/haber11626...ilan-etti.html

ran Filistin'e destek mitingini dağıttı


İran güvenlik güçleri Ahvaz kentinde Filistin'e destek ve İsrail'i protesto için gösteri yapmak isteyen Arap asıllı vatandaşlarına izin vermedi.

Filistin davasına en büyük desteği verdiğini öne süren Tahran yönetimi, Ahvaz bölgesinde yaşayan Arapların Gazze'de yaşanan katliamı protesto etmelerini zorla engelledi.

Filistin bayraklarıyla cadde ve sokakları dolduran kalabalığı şiddet kullanarak dağıtan İran polisi, göstericilerden 40 kişiyi de gözaltına aldı.

Şii Fars Devleti tarafından 1925'te ele geçirildiğinden beri baskı ve zulüm altında yaşayan Arap yoğunluklu "Arabistan" bölgesi halkı, Ahvaz İslami Hareketi öncülüğünde özgürlük mücadelesi veriyor.

Ahvaz Sünni İslam Teşkilatı Genel Sekreteri ve Operasyonlar Sorumlusu Ömer Osman El-Hayavi, İslamonline sitesinde kendisiyle yapılan bir röportajda, "Ahvaz sorunu için gerçek İslam sancağının dalgalanmasından başka köklü bir çözüm yoktur" şeklinde konuşmuştu.


SÜTUN HABER

Rafızilerden Siyonistlere lojistik destek

Özet:

Siyonist Yahudilerin Kudüs ve Mescid-i Aksâ ile ilgili en tehlikeli planlarından biri de, bu kutsal kenti ve mescidi Müslümanların gözünde değersizleştirme çabalarıdır. Tüm Müslümanlara ait olan Filistin davasını önceleri sadece Arapların, daha sonra sadece Filistinlilerin ve en sonunda da sadece Hamas'ın davasıymış gibi gösterme planını uygulayan Siyonistler, diğer taraftan da Kudüs'ün ve Mescid-i Aksâ'nın kutsallığı etrafında şüphe uyandırmaya çalışmaktadırlar. Siyonistlere göre Müslümanlar Mescid-i Aksâ'nın ve Kudüs'ün kutsallığında şüpheye düşerlerse Kudüs'ün ve Mescid-i Aksâ'nın özgürlüğü tüm Müslümanları ilgilendiren global bir İslam davası olmaktan çıkacak ve Kudüs Müslümanların gözünde İslam coğrafyasındaki herhangi bir kente, Mescid-i Aksâ'da bu coğrafyada yer alan sıradan bir camiye dönüşecektir.

Siyonist Yahudilerin Kudüs ve Mescid-i Aksâ ile ilgili bu oldukça tehlikeli ve sinsi planına en büyük ve en güçlü destek İslam Dünyası'nın içerden kemiren ve tarih boyunca Müslümanları daima sırtından hançerleyen Şii Rafızilerden gelmektedir.


Rafızilerden Siyonistlere lojistik destek

Mescid-i Aksâ'nın fazileti ve kutsallığı Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'deki apaçık ifadesiyle ve Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in sahih hadisiyle sabittir. İslam Ümmeti de Mescid-i Aksâ'nın fazileti üzerinde icma etmiştir/görüş birliğindedir. İslam Ümmeti'nin geneline Kur'an ve Sünnet dahil neredeyse herşeyde muhalefet eden Şii Rafıziler Mescid-i Aksâ konusunda da ümmetin bu görüş birliğine muhalefet etmiştir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in Mekke'den Kudüs'e yürütülmediğini, bilakis Mekke'den doğruca gökyüzüne yükseltildiğini öne süren Şiiler, Filistin'in Kudüs kentindeki Mescid-i Aksâ'nın da ayet-i kerimede belirtilen mescid olmadığına, bilakis sıradan bir mescid olduğuna ve hiçbir kutsallığının bulunmadığına inanmaktadırlar.

Mevcut haliyle Mesid-i Aksâ'nın hiçbir faziletinin olmadığını, bilkakis Mescid-i Aksâ'nın gökyüzünde bir mescid olduğunu söyleyen Rafıziler, âvâm halkın Mescid-i Aksâ'yı Kudüs'teki mescid zannettiğini öne sürmektedirler.

Mescid-i Aksâ'nın konumu ve fazileti hakkında şüphe uyandırmak isteyen Yahudiler ve Oryantalistler asılsız iddialarına Şia kaynaklarında yer alan bu iddiaları ve uydurma rivayetleri deliller getirmektedirler. İslam Ümmeti'nin sabit değerlerine ve inancına darbe vurmak ve Mescid-i Aksâ'nın Müslümanların kalbindeki yerini sarsmak için kullanmaktadırlar. Şii Rafıziler, bu şekilde Kudüs'ü ebedi başkentleri olarak ilan etme ve Mescid-i Aksâ'yı yıkıp yerine sözde Süleyman Mabedi'ni yapma hayalinden asla vazgeçmeyen Siyonist Yahudilere büyük bir lojistik destek sağlamakta ve Kudüs'ü ve Mescid-i Aksâ'yı adeta onlara altın bir tepsi içinde hediye etmektedir.


Şia kaynaklarında Mescid-i Aksâ



Es-Sâfi Tefsiri:

El-Feyz El-Kâşâni'nin Es-Sâfi isimli tefsirinde, Allah Teâlâ'nın (Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, hakkıyla işitendir ve görendir) ayetinin açıklaması yapılırken şöyle denilmektedir: "Yani, rivayetlerden anlaşıldığına göre, gökyüzündeki Mescid-i Aksâ'nın ruhlar ve melekler alemine."[ii]

Sonra şu rivayeti nakleder: "El-Kummi, El-Bâkır aleyhisselam'dan rivayet eder ki, El-Bâkır aleyhisselam Mescid-i Haram'da oturuyordu. Bir kez gökyüzüne baktı, bir kez de Kâbe'ye baktı ve (Bir gece, kulunu Mescid-i Haram'dan, Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir) dedi. Bunu üç kez tekrarladı. Sonra İsmail El-Cu'fi'ye döndü ve "Ey Iraklı! Irak ehli bu ayet hakkında ne diyor?" dedi. O da, "Geceleyin Mescid-i Haram'dan Kudüs'e yürütüldü, diyorlar" şeklinde cevapladı. El-Bâkır aleyhisselam, "Dedikleri gibi değil. Bilakis o, buradan oraya yürütüldü" dedi ve eliyle gökyüzünü işaret etti. Sonra, "O ikisinin (Mescid-i Haram ile gökyüzünün) arası haram bölgedir" dedi.[iii]


Nûru's-Sekaleyn Tefsiri:

El-Huveyzi[iv], Nûru's-Sekaleyn isimli tefsirinde, İsrâ Suresi'nin tefsirine savunduğu görüşü vurgulamak için daha önce bahsi geçen rivayetleri zikrederek başlar: Salim El-Hannât bir adamdan şunu nakleder: Ebu Abdullah aleyhisselam'a fazileti olan mescidleri sordum. "Mescid-i Haram ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in mescidi" dedi. "Kurbanın olayım, ya Mescid-i Aksâ?" dedim. "O semâdadır; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem oraya yürütüldü" dedi. "İnsanlar onun Kudüs'teki mescid olduğunu söylüyor" dedim. "Kûfe Mescidi ondan daha faziletlidir"!! dedi."[v]


El-Ayyâşi Tefsiri:

El-Ayyâşi, İsrâ Suresi'nin ilk ayetinin tefsirinde Mescid-i Aksâ'nın gökyüzünde olduğunu söyleyen şu rivayeti aktarır: "Salim El-Hannât bir adamdan şunu nakleder: Ebu Abdullah aleyhisselam'a fazileti olan mescidleri sordum. "Mescid-i Haram ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in mescidi" dedi. "Kurbanın olayım, ya Mescid-i Aksâ?" dedim. "O semâdadır; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem oraya yürütüldü" dedi. "İnsanlar onun Kudüs'teki mescid olduğunu söylüyor" dedim. "Kûfe Mescidi ondan daha faziletlidir"!! dedi."[vi]


El-Burhân fi Tefsiri'l-Kur'ân:

El-Bahrâni, "El-Burhân fi Tefsiri'l-Kur'ân"da Şia tefsirlerinin neredeyse hepsinde tekrarlanan rivayeti zikreder. Mescid-i Aksâ'nın gökyüzünde bir mescid olduğunu söyleyen aynı rivayeti, Et-Tabatabâi de Tefsiru'l-Mîzân'da nakleder.[vii]

Şia tefsirlerinin bir çoğundaki görüşler, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in götürüldüğü mescidin gökyüzünde ve Beytu'l-Mamur'da bir mescid olduğu, isminin Mescid-i Aksâ olduğu ve Kudüs'teki mescide benzediği görüşü etrafında dönmektedir. Şia'nın diğer mutaber kaynaklarında da durum bundan farklı değildir.


Bihâru'l-Envâr:

El-Meclisi, şu rivayeti nakleder: "Ebu Abdullah aleyhisselam'dan şöyle dediği rivayet edilir: Ona (Ebu Abdullah aleyhisselam'a) fazileti olan mescidleri sordum. "Mescid-i Haram ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in mescidi" dedi. "Kurbanın olayım, ya Mescid-i Aksâ?" dedim. "O semâdadır; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem oraya yürütüldü" dedi. "İnsanlar onun Kudüs'teki mescid olduğunu söylüyor" dedim. "Kûfe Mescidi ondan daha faziletlidir"!! dedi."[viii]


Muntehe'l-Âmâl:

Abbas El-Kummi'nin "Muntehe'l-Âmâl" isimli eserinde şöyle denilmektedir: "Meşhur olan, Mescid-i Aksâ'nın Kudüs'te olduğudur. Fakat birçok hadisten anlaşıldığına göre, Mescid-i Aksâ ile kastedilen, dördüncü semâdaki Beytu'l-Ma'mûr'dur ve o mescitlerin en uzak olanıdır."[ix]


Kâmilu'z-Ziyârât:

İbni Kuluveyh, "Kâmilu'z-Ziyârât" adlı kitabında Ebu Abdillah Es-Sadık aleyhisselam'dan şunu nakleder: Emiru'l-Mü'minin aleyhisselam Kûfe Mescidi'ndeyken yanına bir adam geldi ve "Esselamu aleyke ey Emiru'l-Mü'minin ve rahmetullahi ve berekâtuhu" diyerek selam verdi. Emiru'l-Mü'minin aleyhisselam adamın selamını aldı. Adam, "Kurbanın olayım; Mescid-i Aksâ'ya gitmeye karar verdim, sana selam vermek ve seninle vedalaşmak istedim" dedi. Emiru'l-Mü'minin aleyhisselam, "Bununla ne elde etmek istiyorsun?" dedi. Adam da, "Fazilet (elde etmek istiyorum), kurban olduğum" diye cevap verdi. Emiru'l-Mü'minin aleyhisselam bunun üzerine adama şöyle dedi: "Bineğini sat, azığını ye ve bu mescitte namaz kıl. Çünkü bu mescitte kılınan her farz namaza kabul olunmuş bir hac sevabı ve nafile namaza kabul olunmuş bir umre sevabı vardır. Oniki mile kadar çevresi bereketli kılınmıştır. Sağında uğur ve solunda hile vardır. Ortasında yağdan bir pınar, sütten bir pınar ve mü'minlerlerin içeceği sudan bir pınar vardır. Mü'minleri temizleyen bir pınar vardır. Nuh'un gemisi buradan yürümüştür. Nesr, Yeğûs ve Yeûg buradaydı. Burada yetmiş peygamber ve yetmiş vasiy namaz kıldı." Elini göğsüne götürerek şöyle der: "Ben de onlardan biriyim. Burada dua edip bir ihtiyacını dile getiren her dertli insanın Allah mutlaka duasını kabul eder ve sıkıntısını giderir."[x]


Es-Sahih min Siyreti'n-Nebiyyi'l-A'zam:

Cafer El-Âmili, "Es-Sahih min Siyreti'n-Nebiyyi'l-A'zam" (En Yüce Nebi'nin Sahih Siyeri) isimli kitabında Mescid-i Aksâ'nın gökyüzünde bir mescid olduğunu öne sürer. Görüşünü desteklemek için de hem senet ve hem de metin yönünden sahih olmayan şu uydurma hadisi Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e dayandırır: "Gökyüzüne yürütüldüğümde (lemma usriye biy ile'ssemâ), bir de ne göreyim, Arş'ın üzerinde "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed O'nun elçisidir, O'nu Ali aleyhisselam ile destekledim" (Lâ ilahe illallah, Muhammedu'r-Rasulullah, eyyedtuhu bi Aliyyin aleyhisselam) yazıyor."[xi]

"Mescid-i Aksâ nerede?" isimli kitabında ise görüşünü şu şekilde savunur: "Dil yönünden en basitinden "aksâ"nın uzaklık ifade ettiği bilinir. Kur'an-ı Kerim'in belağatı şu ayet ile buna en iyi delildir: (Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, hakkıyla işitendir ve görendir.) İsrâ, geceleyin yatay veya dikey yürümektir. Kudüs'teki mescidin Mescid-i Aksâ olduğu farzedilse, o mescid Hicaz ehline uzaktır fakat Şam ehline yakındır.. Bu nedenle, Mescid-i Aksâ'nın herkese aynı şekilde uzak olması gerekmektedir. Daha önce naklettiğimiz rivayetler bize Mescid-i Aksâ'nın dördüncü kat semâda, Beytu'l-Ma'mur'da olduğunu kesin olarak göstermektedir."!![xii]

Cuma: Mescid-i Aksâ'nın sıradan bir mescid olduğunu öne süren Şii yazara İran'dan büyük ödül!



--------------------------------------------------------------------------------



17/El-İsrâ/1
[ii] Tefsiru's-Sâfi, El-Feyz El-Kâşâni; 3/166. Muessesetu'l-A'lemi li'l-Matbûât
[iii] Age. 3/166
[iv] Abdu Ali bin Cum'a El-Arûsi El-Huveyzi. Hicri 1112 yılında vefat etti.
[v] Tefsiru Nûru's-Sekaleyn, Abdu Ali El-Huveyzi, Tashih ve talik: Haşim El-Mahallati; 3/97. Birinci baskı. 1424h. Dâru't-Tefsir, Kum (İran)
[vi] Tefsiru'l-Ayyâşi, Muhammed bin Ayyâş Es-Sülemi Es-Semerkandi. Tahkik: Haşim El-Mahallati; 2/302. Birinci baskı. 1411h – 1991m. Muessesetu'l-A'lemi li'l-Matbûât
[vii] El-Burhân fi Tefsiri'l-Kur'ân, Haşim El-Bahrani. 4/522. Birinci baskı. 1419h – 1999m. Muessesetu'l-A'lemi li'l-Matbûât
[viii] Bihâru'l-Envâr, Muhammed Bâkır El-Meclisi; 97/405. Üçüncü baskı. 1403h-1983m. Dâru İhyâi't-Turâsi'l-Arabi.
[ix] Muntehe'l-Âmâl, Abbas El-Kummi; sf. 70
[x] Kâmilu'z-Ziyârât; sf 80, Bihâru'l-Envâr; 97/404, El-Vesâil; 3/529, Furûu'l-Kâfi, Ebu Cafer El-Kuleyni; 3/491
[xi] Es-Sahih min Siyreti'n-Nebiyyi'l-A'zam; 3/101
[xii] Es-Sahih min Siyreti'n-Nebiyyi'l-A'zam; 3/101

SÜTUN HABER
 

osman gazi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
716
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
İşte biz bu kahpeliklere karşıyız..BÜTÜN HAİNLİKLERİ YAP..HAÇLI VE SİYONİSLERE YALAKALAN...EHLİ SÜNNET VEL CEMAATE ÇAT ..ONDAN SONRADA ÜMMETİN BİRLİĞİ DE...ULAN ÜMMETİN BİRLİĞİNİ BOZAN SİZLERSİNİZ ..BÜTÜN İHANETİNİZ CEZALANDIRILACAK..YOL YAKINKEN DÖNÜN BU HAİN İŞLERDEN..YOKSA ÇOK GEÇ OLACAK..O ZAMAN SİYONİST ABDLİ VE İRAN AYIRMAYIZ..HABERİNİZ OLSUN..
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
İşte Bu Hainlerin Sahabelerimize Attıkları Çirkin İftiralar...

[YOUTUBE]http://www.youtube.com/watch?v=a8RpfvRaTCQ&eurl=http://forum.tak-va.com/showthread.php?t=8635[/YOUTUBE]
 

alisay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
277
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Kardeşim ALLAH-U TEALA senden ve senin gibi düşünenlerden gani gani razı olsun.
bir konu ancak bu kadar anlaşılır dilde ifade edilir. eğer bunları görüpte hala şiayı savunanlar olursa yazıklar olsun o kimseye ki cehenneme girmek için sebat ediyor.
 

islamiharekat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
16
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
wallahi ben sizi ap açık bir sapıklık içerisinde görüyorum siz nasıl olurda iran gibi bir müslüman devleti hain olarak görüyorsunuz yoksa sizin elinizde kesin delillermi var? o halde gösterin o zaman
 

osman gazi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
716
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
2009-01-19
Dr. Ebubekir Sifil
mail@ebubekirsifil.com

Böyle günde 'mezhepçilik'?!


Hamas Gazze'de Ümmet'in onurunu muhafaza ederken, siyonist korkaklar tarafından zırhların, bombaların arkasına saklanarak işgal edilmeye çalışılan İslam toprağını canını dişine takarak büyük bir muzafferiyetle müdafaa ederken bize ne oluyor?

Tam da bu hengâmda Hizbullah'ın Lübnan'daki direnişi konusunda Sünnî yazarlarda bir "hazımsızlık" varmış havası yayılmaya çalışmanın ne anlamı var?. Bu son derece yanlış ve zararlı bir tutum. Sünnî kesimden Hizbullah'ın o şanlı direnişini karalayan, görmezden gelen oldu mu bilmiyorum. Hatta Gazze'nin uğradığı işgal ve katliam karşısında Ümmet fertlerinde Hizbullah'ın hemen harekete geçeği şeklinde bir beklentinin kendiliğinden oluşmasının sebebi de budur.

ABD'nin Irak işgali karşısında İran'ın izlediği "reelpolitik" tutumun izah edilemezliğini "zamana yayarak işgalden kurtulma politikası" olarak görmemizi isteyenler, tam da bu günlerde niçin bu kadar keskin?

Hizbullah'tan beklentilerin boşa çıkmış olması ve İşgal öncesi sıklıkla "İsrail haritadan silinmelidir" diyen İran'ın, şimdi bir an önce ateşkes sağlanması için uğraşan "ılımlı" ülkelerden farklı bir tutum izlememesi elbette bir takım soru işaretlerine yol açıyor. Esasında -yukarıda da söylediğim gibi- gerek İran'ın, gerekse Hizbullah'ın tutumunun Ümmet'te ve tabii ki Sünnî kesimlerde yol açtığı sukut-u hayalin, boşa çıkan o "beklenti"nin ürünü olduğunu göz ardı etmemeli. Tek başına bu durum bile İran ve Hizbullah konusunda Sünnî kesimin ne düşündüğünü alabildiğine net ifade ediyor.

Bu psikolojinin arkasında bu iki gücün bu zulüm karşısında etkin bir tutum içine gireceği beklentisi vardır şüphesiz. Bu durumun izah edilemiyor oluşunun etkisiyle midir, başka sebepten midir, Sünnî kesime mevhum bir "Şiileri kıskanma" psikolojisi izafe edip, arkasından bir takım yorumlara girişmenin anlamı da, faydası da yoktur...

Gazze işgalinden kısa bir süre önce Yusuf el-Karadâvî'nin Şia konusundaki çıkışı hatırlardadır. el-Karadâvî gibi bugüne kadar "mezhep taassubu" ile herhangi bir şekilde yaftalanmamış bir ismi isyan ettiren şeyin ne olduğunu "mezhep taassubu/mezhepçilik" söylemini başarılı bir şekilde kullananlar da biliyor olmalı...

Hasılı, ortada hiçbir şey yokmuş gibi davranmak gerçekçi değil. Evet, şu anda bu ihtilafları gündem edip konuşmanın hiç sırası değil. Gazze'de oluk oluk kan karken sen-ben kavgasına düşmek zilletten başka bir şey değildir. Bu doğru; ama bir başka doğru daha var: Şii Müslümanların bir kısmının emperyalist işgallere karşı direnişini, "Şiiler direnir, Sünnîler işbirliği yapar" gibi takdim etmek ve buradan örtülü bir Şia propagandası yapma hevesinde olanlar varsa, onlar da yapmaya çalıştıkları şeyin İslam'a ve Ümmet'e hizmet etmeyeceğini bilmelidir.

Gün dayanışma günüdür ve böyle bir günde hangi türden olursa olsun ihtilaf olgusu üzerine abanmak em yakışıksız, hem tehlikeli, hem de zararlıdır. Bu tutum bölünmeden, ayrışmadan, zafiyetten başka bir şey getirmez. Bunun ise işgalcilerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir anlamı yoktur.

Gün, Gazze için gerçekten işe yarar bir şeyler yapma günüdür. Orada direnen insanlara hiçbir işe yarar katkı sağlayamıyorsak, bari "topyekün arkanızdayız" mesajını vermeli. Onların, "Şii ya da Sünni, gölge etmeyin, başka bir şey istemeyiz" demesi çok mu hoşumuza giderdi?!..

Milli Gazete
 

acem_kizi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
891
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
Azerbaycan
Ne zaman biticek ya şu Şii Sünni konusu.Ben şu olayı hala anlamış değilim ya.Nedir bu bela sarmış başını gidiyor :S
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Fethu'l İslam üstlendi, Hizbullah kınadı

Lübnan'ın güneyinden İsrail'e atılan füzeleri Fethu'l İslam örgütü yayımladığı bildiriyle üstlenirken, Hizbullah saldırıları kınadı

09 Ocak 2009



Dün sabah saatlerinde Lübnan'ın güneyinden İsrail'e fırlatılan ve en az iki İsraillinin yaralandığı füzeli saldırılar El Kaide örgütüne yakınlığı ile bilin Fethu'l İslam militanlarınca üstlenildi.

Bildiride, "İzzettin el-Kassam Tugayları ve Ceyşu'l İslam'daki kardeşlerimizin sıkışmışlığı, bizim sıkışmışlığıdır. Onlar Gazze'de kahramanca fil ordularına karşı direnirken sessiz kalamayız. Saldırılarımız devam edecek" denildi.

Öte yandan Hizbullah liderlerinden Lübnan Çalışma Bakanı Muhammed Finiş, Güney Lübnan'dan İsrail'e atılan füzeleri kınayarak, Hizbullah'ın 1707 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına bağlı olduğunu söyledi.


Finiş, El-Arabiye kanalına yaptığı açıklamada Hizbullah'ın herhangi bir eylem gerçekleştirmesi halinde o eylemi cesurca sahipleneceğini ekledi.

Gönüllüleri Hamaney durdurdu




İran'ın dini lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, İranlı gönüllülerden İsrail topraklarında şehadet saldırıları düzenlememelerini istedi.

İran Devlet Televizyonu'nda yayınlanan habere göre, İranlı gönüllüleri eylem yapmak üzere İsrail'e gitmemeleri yönünde uyaran Hamaney, sınırdan geçmenin mümkün olmadığını ve İran'ın elinin kolunun bağlı olduğunu öne sürdü.

Hamaney, İran'ın Hamas'a başka yollardan yardım edeceğini söyledi.

Tahran'ın stratejik müttefikleri olan Suriye ve Hizbullah'ın İsrail ile geniş sınırları bulunuyor.

İsrail'in Gazze'ye saldırı başlatmasının ardından İran üniversitelerinde 70 bin öğrencinin İsrail ile savaşmak üzere gönüllü yazıldığı bildirilmiş ve kamuoyunda bu gönüllülerin Suriye veya Güney Lübnan üzerinden İsrail'e gönderileceği beklentisi doğmuştu.


Öte yandan Hizbullah liderlerinden Lübnan Çalışma Bakanı Muhammed Finiş, Güney Lübnan'dan İsrail'e atılan füzeleri kınayarak, Hizbullah'ın 1707 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına bağlı olduğunu söyledi.

Finiş, El-Arabiye kanalına yaptığı açıklamada Hizbullah'ın herhangi bir eylem gerçekleştirmesi halinde o eylemi cesurca sahipleneceğini ekledi.


SÜTUN HABER


ABD İran'ı müttefik ilan etti

Petraeus, Washington'da Obama yönetimini dış politikada bekleyen zorluklarla ilgili düzenlenen bir konferansta gazetecilere yaptığı açıklamada, Afganistan'da istikrarı sağlamanın, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkeleri dahil olmak üzere bölgesel bir yaklaşım gerektireceğini söyledi.

General Petraeus, ABD Barış Enstitüsünün organize ettiği konferansta, "Afganistan, koalisyon gücü ve İran arasında bile ortak çıkarlar var, öte yandan ters düşen büyük çıkarların mevcut olduğunu söylemeye gerek yok" derken, Şiilerin çoğunlukta olduğu İran'ın, Afganistan'da Sünni Taliban'ın yeniden yönetimi ele geçirmesini istemediğini kaydetti.

İranlılar için, "Afganistan'ı, Sünni güçlerin elinde görmek istemiyorlar" ifadesini kullanan Petraeus, "Uyuşturucu sorununun da kötüye gitmesini istemiyorlar. Bu, İran'da büyük bir mesele" yorumunu yaptı.

Petraeus ayrıca, bazı İranlıların Afganistan ile ticareti artırmak istediğini sözlerine ekledi.

http://www.sutunhaber.com/haber11626...ilan-etti.html

ran Filistin'e destek mitingini dağıttı


İran güvenlik güçleri Ahvaz kentinde Filistin'e destek ve İsrail'i protesto için gösteri yapmak isteyen Arap asıllı vatandaşlarına izin vermedi.

Filistin davasına en büyük desteği verdiğini öne süren Tahran yönetimi, Ahvaz bölgesinde yaşayan Arapların Gazze'de yaşanan katliamı protesto etmelerini zorla engelledi.

Filistin bayraklarıyla cadde ve sokakları dolduran kalabalığı şiddet kullanarak dağıtan İran polisi, göstericilerden 40 kişiyi de gözaltına aldı.

Şii Fars Devleti tarafından 1925'te ele geçirildiğinden beri baskı ve zulüm altında yaşayan Arap yoğunluklu "Arabistan" bölgesi halkı, Ahvaz İslami Hareketi öncülüğünde özgürlük mücadelesi veriyor.

Ahvaz Sünni İslam Teşkilatı Genel Sekreteri ve Operasyonlar Sorumlusu Ömer Osman El-Hayavi, İslamonline sitesinde kendisiyle yapılan bir röportajda, "Ahvaz sorunu için gerçek İslam sancağının dalgalanmasından başka köklü bir çözüm yoktur" şeklinde konuşmuştu.



SÜTUN HABER
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
İster Sünni, ister Şii olsun katı MEZHEPÇİ anlayışlara şiddetle karşıyım...
Karşımızda Siyonizm denen azgın canavar varken kaynakları farklı, yorumları farklı, ibadetleri farklı gibi gereksiz ve yetersiz bahanelerle diğer müslümanları tekfir eden, dışlayan ya da insafsızca eleştiren kim olursa olsun kardeşim demekte zorlanıyorum...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
İster Sünni, ister Şii olsun katı MEZHEPÇİ anlayışlara şiddetle karşıyım...
Karşımızda Siyonizm denen azgın canavar varken kaynakları farklı, yorumları farklı, ibadetleri farklı gibi gereksiz ve yetersiz bahanelerle diğer müslümanları tekfir eden, dışlayan ya da insafsızca eleştiren kim olursa olsun kardeşim demekte zorlanıyorum...
Şu katı mezhepçi anlayışı bir anlatta bizde bilelim...
HZ EBUBEKİR RA VE HZ ÖMER RA YA KÜFREDİLMESİNE SESSİZMİ KALALIM..
SAHABELERİMİZE KÜFREDEN NİFAK EHLİ SİYONİZM KADAR-EN AZ- TEHLİKELİDİR..
EHLİ SÜNNETE ÇATMASINLAR...
SAHABELERİMİZE ÇATMASINLAR...
HZ ÖMER RA EFENDİMİZİN KATİLİ KAFİR EBU LULİNİN TÜRBESİNİ YIKSINLAR...GİDİP ORDA İBADET ETMESİN BU ŞİALAR..
ONDAN SONRA KARDEŞLİKTEN BAHSETSİNLER...
Vesselam...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
İRAN'A MÜSLÜMANLARDAN ÇAĞRI EBU LÜ'LÜE TÜRBESİNİ YIK!



[URL="http://4.bp.blogspot.com/_JMVLPtw7BME/STUCAKQYlFI/AAAAAAAAKNY/C3oCDpZ7gWk/s400/18b431c103714f800065bb3475c007b9.jpg"] [/URL] İslam tarihinin adeletiyle ünlü halifesi Hz. Ömer'in şehadet yıldönümü yaklaşırken, Hz. Ömer'in katili Ebu Lü'lüe El-Mecusi adına İran'ın Keşan kentinde inşa edilen türbenin yıkılması yönünde yapılan çağrılar çoğalıyor

Hz. Ömer, daima Medine'de ölmek için dua ederdi. Duasında "ALLAH'ım! Beni senin yolunda şehit eyle ve benim ölümümü Rasulünün şehrinde kıl" derdi.

ALLAH Teâlâ onun bu duasını kabul etti ve Peygamber Efendimiz'in Mescidi'nde mihrabda sabah namazı kılarken Mecusi Ebu Lü'lüe'nin hançer darbeleri ile şehit oldu.

Olay Hicri 23. senenin Zilhicce ayının 23. günü meydana geldi. İki tarafı keskin ve zehirli bir hancerle darbelenen Hz. Ömer olduğu yere yıkıldı. Ve vücudundan kanlar akarak evine götürüldü. Zaman zaman ayılıyor daha sonra bayılıyordu.

Namaz vakti geldi denince ayılıyor ve Müslümanların durumunu soruyordu. Namazlarını vaktinde kılıyordu. Kendisini hançerleyenin Mecusi Ebu Lülüe olduğunu öğrenince "Elhamdulillah, ölümüme bir Müslüman sebep olmamış" diye ALLAH'a şükrediyordu.

Hz. Ömer, Ebu Lü'lüe El-Mecusi tarafından hançerlendikten sonra üç gün daha yaşadı ve Zilhicce ayının bitimine 4 gün kala Çarşamba günü ruhunu teslim etti.



 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Şu katı mezhepçi anlayışı bir anlatta bizde bilelim...
HZ EBUBEKİR RA VE HZ ÖMER RA YA KÜFREDİLMESİNE SESSİZMİ KALALIM..
SAHABELERİMİZE KÜFREDEN NİFAK EHLİ SİYONİZM KADAR-EN AZ- TEHLİKELİDİR..
EHLİ SÜNNETE ÇATMASINLAR...
SAHABELERİMİZE ÇATMASINLAR...
HZ ÖMER RA EFENDİMİZİN KATİLİ KAFİR EBU LULİNİN TÜRBESİNİ YIKSINLAR...GİDİP ORDA İBADET ETMESİN BU ŞİALAR..
ONDAN SONRA KARDEŞLİKTEN BAHSETSİNLER...
Vesselam...

Katı Mezhepçi derken cahilce davranan, mezhepleri din zanneden, kendi mezhebi dışındaki herkesi kafir ilan etme cüretini gösterenleri kastetiğimi anlayabileceğini umuyordum...

Ayrıca şu ropörtajı da okumanı isterim...
Burada neleri nasıl yanlış anladığınız örnekleri ile var, özellikle şu mezar türbe meselesi...

VELFECR
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt