Salihlerden bir zat ise şöyle anlatmıştır: “Allah yolundaki bir dostumu öldükten sonra rüyada gördüm. Hal hatır sorunca ben: ‘Elhamdülillah’ dedim. Ölmüş dostum: ‘Şimdi ben senin söylediğin bu sözü dünyada diyebilmek için bütün dünyayı verirdim.’ Dedi.”
Kabir, yılanların ve böceklerin evidir. Orada bunlardan kendimizi muhafaza etmek için bir şeyler hazırlamak lazımdır. Bunun hazırlanması da, Allah korkusundan ağlamaktır. Allah korkusundan ağlayan kimseye, kabirde yılan ve akrepler yaklaşmaz.
Şöyle anlatılmıştır: Bir adamın, küçük bir çocuğu vardı; yatakta kendisi ile birlikte yatardı. Gecelerin birinde titremeye başladı; uyuyamadı. Babası ona şöyle sordu:
- Yavrucuğum, bir yerin mi sancıyor? Çocuk şöyle dedi:
- Hayır babacığım, bir yerim ağrımıyor. Yarın perşembe, çalıştığım dersleri sunacağım, öğretmenim benden öğrendiklerimi dinleyecek. Öğretmenimin, bende hata bulmasından korkuyorum. Bana darılıp dövebilir.
Çocuğundan bu sözleri dinleyen adam, bağırmaya, başına toprak saçmaya başladı, ağladı. Kendi kendine şöyle dedi: "Oğlum bir kul olan hocasından bu kadar korkuyor, ben bu kadar günahlarımla niçin Rahman Allah'a arz edileceğim günü düşünerek, kudret ve azamet sahibi olan Allah'tan korkmuyorum.”
Ubeyd bin Umeyr şöyle demiştir: "Her ölüye mezarı şöyle seslenir: ‘Ben karanlık ve yalnızlık yeriyim. Şayet hayatında Allah'a itaat ettinse, bugün ben sana rahmet yeri olurum. Eğer asi isen, ben sana azap yeri olurum. Ben öyle bir yerim ki, itaat ettiği halde bana gelmiş olan sevinmiş olarak benden çıkar. İsyankâr olarak bana giren de helak olarak çıkar.’ Der.”
Kabir, yılanların ve böceklerin evidir. Orada bunlardan kendimizi muhafaza etmek için bir şeyler hazırlamak lazımdır. Bunun hazırlanması da, Allah korkusundan ağlamaktır. Allah korkusundan ağlayan kimseye, kabirde yılan ve akrepler yaklaşmaz.
Şöyle anlatılmıştır: Bir adamın, küçük bir çocuğu vardı; yatakta kendisi ile birlikte yatardı. Gecelerin birinde titremeye başladı; uyuyamadı. Babası ona şöyle sordu:
- Yavrucuğum, bir yerin mi sancıyor? Çocuk şöyle dedi:
- Hayır babacığım, bir yerim ağrımıyor. Yarın perşembe, çalıştığım dersleri sunacağım, öğretmenim benden öğrendiklerimi dinleyecek. Öğretmenimin, bende hata bulmasından korkuyorum. Bana darılıp dövebilir.
Çocuğundan bu sözleri dinleyen adam, bağırmaya, başına toprak saçmaya başladı, ağladı. Kendi kendine şöyle dedi: "Oğlum bir kul olan hocasından bu kadar korkuyor, ben bu kadar günahlarımla niçin Rahman Allah'a arz edileceğim günü düşünerek, kudret ve azamet sahibi olan Allah'tan korkmuyorum.”
Ubeyd bin Umeyr şöyle demiştir: "Her ölüye mezarı şöyle seslenir: ‘Ben karanlık ve yalnızlık yeriyim. Şayet hayatında Allah'a itaat ettinse, bugün ben sana rahmet yeri olurum. Eğer asi isen, ben sana azap yeri olurum. Ben öyle bir yerim ki, itaat ettiği halde bana gelmiş olan sevinmiş olarak benden çıkar. İsyankâr olarak bana giren de helak olarak çıkar.’ Der.”