Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bursa'nın Gülü , Aksaray'ın Pi'ri SOMUNCU BABA ( Şeyh Hamidi Velî ) (1 Kullanıcı)

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,205
Tepki puanı
3,577
Puanları
163
Yaş
46
Somuncu Baba
Âlim ve veli bir zattır. Asıl ismi Hamid’dir. "Somuncu Baba" lakabıyla meşhurdur. 1349’da Kayseri'de doğdu. Şam'a gidip ilim öğrendi. Orada pek çok velinin sohbetlerine katıldı. Manevi yol ile Bayezid-i Bistami'den feyz aldı. Tebriz yakınlarında Hâce Alâeddin-i Erdebili’den ilim öğrendi. Tasavvufta üstün derecelere kavuştu. Hâce Erdebili, bir gün Hamid-i veli'ye; "Artık öğrendiğin ilmi, insanlara öğretmek üzere Anadolu'ya git" buyurup, ona izin verdi. Hâce, onu talebeleriyle birlikte, "Şemseddin-i Tebrizi Makâmı" denilen yere kadar uğurladı. Sonra onu haset edenlerin de bulunduğu topluluğa dönerek; "Hamid'in arkasından bakın. Eğer dönüp bizden tarafa bakarsa, Anadolu'da onun ilminden istifade ederler. Bakmazsa, onun ilminden hiç kimse istifade edemez" buyurdu. Oradakiler merakla Hamid'in arkasından bakmaya başladılar. Hamid-i veli, gözden kaybolmadan önce iki defa arkasına baktı. Onu haset edenler, yanlışlıklarını anladılar.

Kayseri'de talebeleri, ondan feyz almaya başladı. Talebelerinden Şücâ-i Karamâni'ye; "Ankara'da Numan isminde bir müderris var. Onu buraya davet et" buyurdu. O da Ankara'ya gitti. Müderris Numan; "Bu davete icabet lazım" diyerek, beraberce Kayseri'ye geldiler. Bayram günü buluştukları için, hocası ona "Bayram" lakabını verdi. Müderris, sohbetlerini dinleyince, onun büyük bir âlim ve veli olduğunu anladı. Hocasından zâhiri ve bâtıni ilimleri öğrenerek kısa zamanda büyük mesafeler aldı. Hacı Bayram, kendisini tasavvufa verdi ve bu yolda yüksek derecelere kavuştu.

Somuncu Baba, Tebriz'e ve oradan da Anadolu'ya gelip, Bursa'ya yerleşti. Hacı Bayram-ı veli, sık sık Bursa'ya gelip onu ziyaret ederdi. Bursa'da ilmini kimseye söylemedi. Halk içinde Hak ile olmaya gayret etti. Bir fırın yaptırdı. Fırınına merkebiyle dağdan odun getirir, onunla ekmek pişirirdi. Somun satarak geçimini sağlardı. Halk, buna "Somuncu Baba" der ve pişirdiği ekmeğin lezzetine doyamazdı. Fırını, Ali Paşa Çınarı civarında olup, iki gözlü idi. Fırının bitişiğinde de, ibadet ettiği bir odası vardı.

Yıldırım Bayezid han, Bursa'da Ulu Camiyi yaptırırken, çalışan işçilerin ekmek ihtiyacını Somuncu Baba temin etti. Caminin yapılması bittikten sonra, bir Cuma günü açılış merasimi yapıldı. O gün başta Yıldırım Bayezid han, damadı Seyyid Emir Sultan, Molla Fenari, ulemadan pek çok kimse Ulu Camiyi doldurdu. Padişah, caminin açılış hutbesini okumak üzere Emir Sultan'a vazife verdi. O da "Sultanım! Zamanın büyük âlimi burada iken, bizim hutbe okumamız uygun değil. Hutbeyi okumaya layık zât şudur" diyerek, Somuncu Baba'yı gösterdi.

Somuncu Baba, Padişahın emri üzerine minbere giderken Emir Sultan'ın yanına gelince; "Emir'im, niçin beni ele verdin?" dedi. O da; "Bu işe senden daha layık olanı yok" dedi. Bu konuşmaları dinleyen cemaat, Somuncu Baba'nın hutbesini merakla bekliyordu. Somuncu Baba, hutbede; "Bâzı âlimlerin, Fatiha-i şerifenin tefsirinde anlayamadığı kısımlar vardır. Onun için bu surenin tefsirini yapalım" buyurarak, Fatiha suresinin, yedi türlü tefsirini yaptı. Herkes şaşırıp kaldı. Molla Fenari hazretleri; "Somuncu Baba, önce bizim Fatiha suresindeki müşkülümüzü halletti. Onun büyüklüğüne, bu yedi çeşit tefsir kâfidir" dedi.

Namazdan sonra bütün cemaat, Somuncu Baba'nın elini öpmek istedi. Onların bu arzusunu kıramayıp, kapıda durdu. Caminin üç kapısından çıkan herkes; "Ben Somuncu Baba'nın elini öptüm." diyordu. Somuncu Baba, Allahü teâlânın izniyle her üç kapıda da aynı anda bulunarak herkese elini öptürmüştü. Molla Fenari'nin, ondan aldığı feyiz ile yazdığı tefsirini âlimler çok beğenmiş, muteber bir tefsir olduğunu söylemişlerdir.

Somuncu Baba, durumunun anlaşılması üzerine, bir sabah erkenden, birkaç talebe ile yola çıktı. Aksaray'a geldi. 1412’de, bir gün tanıdıkları ile helalleşti. İki rekat namaz kıldı. Uzun bir duadan sonra kelime-i şehadet getirerek vefat etti.


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Somuncu Baba, Padişahın emri üzerine minbere giderken Emir Sultan'ın yanına gelince; "Emir'im, niçin beni ele verdin?" dedi. O da; "Bu işe senden daha layık olanı yok" dedi. Bu konuşmaları dinleyen cemaat, Somuncu Baba'nın hutbesini merakla bekliyordu. Somuncu Baba, hutbede; "Bâzı âlimlerin, Fatiha-i şerifenin tefsirinde anlayamadığı kısımlar vardır. Onun için bu surenin tefsirini yapalım" buyurarak, Fatiha suresinin, yedi türlü tefsirini yaptı. Herkes şaşırıp kaldı. Molla Fenari hazretleri; "Somuncu Baba, önce bizim Fatiha suresindeki müşkülümüzü halletti. Onun büyüklüğüne, bu yedi çeşit tefsir kâfidir" dedi.

Allahcc razı olsun gönüldaş...SOMUNCU BABAmızı anlatmışsınız..Allahcc yar ve yardımcınız olsun....BESMELE...SELAM...DUA...SOMUNCU BABA HAZRETLERİ AKSARAYIN ALLAHCC VE RESUL YOLUNA ÇAĞIRAN MANEVİ MERKEZİDİR..
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,205
Tepki puanı
3,577
Puanları
163
Yaş
46
Somuncu Baba, Padişahın emri üzerine minbere giderken Emir Sultan'ın yanına gelince; "Emir'im, niçin beni ele verdin?" dedi. O da; "Bu işe senden daha layık olanı yok" dedi. Bu konuşmaları dinleyen cemaat, Somuncu Baba'nın hutbesini merakla bekliyordu. Somuncu Baba, hutbede; "Bâzı âlimlerin, Fatiha-i şerifenin tefsirinde anlayamadığı kısımlar vardır. Onun için bu surenin tefsirini yapalım" buyurarak, Fatiha suresinin, yedi türlü tefsirini yaptı. Herkes şaşırıp kaldı. Molla Fenari hazretleri; "Somuncu Baba, önce bizim Fatiha suresindeki müşkülümüzü halletti. Onun büyüklüğüne, bu yedi çeşit tefsir kâfidir" dedi.

Allahcc razı olsun gönüldaş...SOMUNCU BABAmızı anlatmışsınız..Allahcc yar ve yardımcınız olsun....BESMELE...SELAM...DUA...SOMUNCU BABA HAZRETLERİ AKSARAYIN ALLAHCC VE RESUL YOLUNA ÇAĞIRAN MANEVİ MERKEZİDİR..
Allah sizden de razı olsun gönüldaş abimiz.
amin inşallah.
Rabbim önde gidenlerin arkasından gitmeyi nasip etsin cümlemize.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Allah sizden de razı olsun gönüldaş abimiz.
amin inşallah.
Rabbim önde gidenlerin arkasından gitmeyi nasip etsin cümlemize.
TEVAFUKA BAK...DÜN ZİYARETİNDEYDİM...SOMUNCUBABA HAZRETLERİNİN..DERGAHINDA İKİNDİYİ KILDIM..
Allahcc hayırdualarınızı kabul buyursun kardeşimiz...
Allahcc yar ve yardımcınız olsun...
Dualarınızı beklerim...MAHZUN-MAZLUMLARIN DUASI KABUL OLURMUŞ...
BESMELE...SELAM...DUA..
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,205
Tepki puanı
3,577
Puanları
163
Yaş
46
TEVAFUKA BAK...DÜN ZİYARETİNDEYDİM...SOMUNCUBABA HAZRETLERİNİN..DERGAHINDA İKİNDİYİ KILDIM..
Allahcc hayırdualarınızı kabul buyursun kardeşimiz...
Allahcc yar ve yardımcınız olsun...
Dualarınızı beklerim...MAHZUN-MAZLUMLARIN DUASI KABUL OLURMUŞ...
BESMELE...SELAM...DUA..
Aleyküme selam.ne güzel maşallah.
amin inşallah abimiz.
dualarımız tüm Ümmeti Muhammed için.Rabbim yolundan ayırmasın.Allaha emanet olunuz.
 

ufuktuncay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2009
Mesajlar
533
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Somuncu Baba
Âlim ve veli bir zattır. Asıl ismi Hamid’dir. "Somuncu Baba" lakabıyla meşhurdur. 1349’da Kayseri'de doğdu. Şam'a gidip ilim öğrendi. Orada pek çok velinin sohbetlerine katıldı. Manevi yol ile Bayezid-i Bistami'den feyz aldı. Tebriz yakınlarında Hâce Alâeddin-i Erdebili’den ilim öğrendi. Tasavvufta üstün derecelere kavuştu. Hâce Erdebili, bir gün Hamid-i veli'ye; "Artık öğrendiğin ilmi, insanlara öğretmek üzere Anadolu'ya git" buyurup, ona izin verdi. Hâce, onu talebeleriyle birlikte, "Şemseddin-i Tebrizi Makâmı" denilen yere kadar uğurladı. Sonra onu haset edenlerin de bulunduğu topluluğa dönerek; "Hamid'in arkasından bakın. Eğer dönüp bizden tarafa bakarsa, Anadolu'da onun ilminden istifade ederler. Bakmazsa, onun ilminden hiç kimse istifade edemez" buyurdu. Oradakiler merakla Hamid'in arkasından bakmaya başladılar. Hamid-i veli, gözden kaybolmadan önce iki defa arkasına baktı. Onu haset edenler, yanlışlıklarını anladılar.

Kayseri'de talebeleri, ondan feyz almaya başladı. Talebelerinden Şücâ-i Karamâni'ye; "Ankara'da Numan isminde bir müderris var. Onu buraya davet et" buyurdu. O da Ankara'ya gitti. Müderris Numan; "Bu davete icabet lazım" diyerek, beraberce Kayseri'ye geldiler. Bayram günü buluştukları için, hocası ona "Bayram" lakabını verdi. Müderris, sohbetlerini dinleyince, onun büyük bir âlim ve veli olduğunu anladı. Hocasından zâhiri ve bâtıni ilimleri öğrenerek kısa zamanda büyük mesafeler aldı. Hacı Bayram, kendisini tasavvufa verdi ve bu yolda yüksek derecelere kavuştu.

Somuncu Baba, Tebriz'e ve oradan da Anadolu'ya gelip, Bursa'ya yerleşti. Hacı Bayram-ı veli, sık sık Bursa'ya gelip onu ziyaret ederdi. Bursa'da ilmini kimseye söylemedi. Halk içinde Hak ile olmaya gayret etti. Bir fırın yaptırdı. Fırınına merkebiyle dağdan odun getirir, onunla ekmek pişirirdi. Somun satarak geçimini sağlardı. Halk, buna "Somuncu Baba" der ve pişirdiği ekmeğin lezzetine doyamazdı. Fırını, Ali Paşa Çınarı civarında olup, iki gözlü idi. Fırının bitişiğinde de, ibadet ettiği bir odası vardı.

Yıldırım Bayezid han, Bursa'da Ulu Camiyi yaptırırken, çalışan işçilerin ekmek ihtiyacını Somuncu Baba temin etti. Caminin yapılması bittikten sonra, bir Cuma günü açılış merasimi yapıldı. O gün başta Yıldırım Bayezid han, damadı Seyyid Emir Sultan, Molla Fenari, ulemadan pek çok kimse Ulu Camiyi doldurdu. Padişah, caminin açılış hutbesini okumak üzere Emir Sultan'a vazife verdi. O da "Sultanım! Zamanın büyük âlimi burada iken, bizim hutbe okumamız uygun değil. Hutbeyi okumaya layık zât şudur" diyerek, Somuncu Baba'yı gösterdi.

Somuncu Baba, Padişahın emri üzerine minbere giderken Emir Sultan'ın yanına gelince; "Emir'im, niçin beni ele verdin?" dedi. O da; "Bu işe senden daha layık olanı yok" dedi. Bu konuşmaları dinleyen cemaat, Somuncu Baba'nın hutbesini merakla bekliyordu. Somuncu Baba, hutbede; "Bâzı âlimlerin, Fatiha-i şerifenin tefsirinde anlayamadığı kısımlar vardır. Onun için bu surenin tefsirini yapalım" buyurarak, Fatiha suresinin, yedi türlü tefsirini yaptı. Herkes şaşırıp kaldı. Molla Fenari hazretleri; "Somuncu Baba, önce bizim Fatiha suresindeki müşkülümüzü halletti. Onun büyüklüğüne, bu yedi çeşit tefsir kâfidir" dedi.

Namazdan sonra bütün cemaat, Somuncu Baba'nın elini öpmek istedi. Onların bu arzusunu kıramayıp, kapıda durdu. Caminin üç kapısından çıkan herkes; "Ben Somuncu Baba'nın elini öptüm." diyordu. Somuncu Baba, Allahü teâlânın izniyle her üç kapıda da aynı anda bulunarak herkese elini öptürmüştü. Molla Fenari'nin, ondan aldığı feyiz ile yazdığı tefsirini âlimler çok beğenmiş, muteber bir tefsir olduğunu söylemişlerdir.

Somuncu Baba, durumunun anlaşılması üzerine, bir sabah erkenden, birkaç talebe ile yola çıktı. Aksaray'a geldi. 1412’de, bir gün tanıdıkları ile helalleşti. İki rekat namaz kıldı. Uzun bir duadan sonra kelime-i şehadet getirerek vefat etti.





Allah sizden razı olsun sevgili kardeşim!
Çok güzel ve öz olarak o mubarek kişiyi tanıtmışsınız!
Aksaray'da ziyaretine gitmiştim.
İnşallah mahşerde bizleri tanırda helak olanlardan olmamamıza vesile olur!
Allah'a emanet olunuz!​
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,205
Tepki puanı
3,577
Puanları
163
Yaş
46
Allah sizden razı olsun sevgili kardeşim!​

Çok güzel ve öz olarak o mubarek kişiyi tanıtmışsınız!
Aksaray'da ziyaretine gitmiştim.
İnşallah mahşerde bizleri tanırda helak olanlardan olmamamıza vesile olur!

Allah'a emanet olunuz!
cümlemizden inşallah.
alıntıdır kardeşim kendi anlatmım değil ...
Bursamız evliyalar şehri hamd olsun.
duanıza içtenlikle amin.sizde Allaha emanet olunuz.
 

edam005

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
982
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Allah razı olsun kardeşim, hemen hemen her sene 2 veya 3 kez , nasip olur mübarek zatın dergahını görmek bize,,
rabbim dediğiniz gibi arkasından gidenlerden ,böyle güzel insanların şefaatine mazhar olanlardan eylesin bizleri RABBİM inşallah

emeğine yüreğine sağlık kardeşim..
 

*ayşe*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2008
Mesajlar
1,076
Tepki puanı
41
Puanları
48
ılk defa duyuyorum kardesım.Insallah ben de zıyeret edebılırım bu buyuk zatı.Allah razı olsun.

Selametle...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt