Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bursa'da Ulu Bir Çınar Vardı (2 Kullanıcı)

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
Yazan Nuri Celepçi
ulucinar.jpg
Yaz aylarının insanı bunaltan sıcak günlerinde; serinliği ile bedenimizi rahatlattır, manevi atmosferiyle yüreğimizi ferahlatır, ruhumuzu huzurla doldurur serin camileriyle Bursa.
Allah diye çınlayan kubbeleriyle; ilahi aşkla bükülen kemerleriyle, sevgi ve sabırla büyüyen çınarlarıyla, Uludağ ın zirvelerinden Bursalıları serinletmek için kopup gelen ve tesbihin taneleri gibi otuz üç oluktan suyunu akıtan şadırvanlarıyla nihayet kimi zaman ihtişamlı kimi zaman çileli ve acıklı, kimi zaman da gurbet ellerinde vatan hasretiyle yanıp tutuşarak geçen ömürlerin son durağı olan türbeleriyle meşhur olan güzel ve yeşil Bursa'mız...
Gidip de göremeyenler için, görüp de anlamayanlar için ve hiç bilmeyenler için söylüyorum, bir ulu çınar vardı bu güzel Bursa mızın Lahuti semti olan Muradiye de.

Ey Ulu Çınar!
Bize II. Murat'ın emanetiydin. Genceciktin. Umut doluydun. Sabır ve merhamet örneği idin. Belli ki muradın vardı. Murat gibi.

Bilinmez ki, kim dikti seni Muradiye nin bağrına. Ama bilinen bir şey var ki, toprağın vefa suyu ile yıkanmış senin. Öyle olmasaydı tarihin sır dolu zamanlarını aşarak günümüze kadar gele bilir miydi yaşlı bedenin?

Hatırladın mı? Ağabeyin vardı .Sen ikinci Murat, o, birinci Murat zamanında toprağa düşmüştü. Birinci Murat ın doğum gününde babası Orhan Gazi ye hediye olsun diye dikmişti yaşlı bir nine onu.
ulucinar.jpg
Somuncu Baba nın Bursa dan ayrılırken Bursa ya karşı dönerek altında dua etti çınardı ağabeyin dua çınarı.

Sahi neler dinledin Dua Çınarı ağabeyinden? Enteresan değil mi? İkinizin sahibinin ismi de Murat idi. Bilmem kaç kez dinlemişsindir birinci Murat ın I. Kosova da şehit düşmesini. Zalim Sırp kralı nın damadı Miloş Obilich in kanlı hançeriyle Kosova meydanında Hakka yürüdüğünü. Sabır suyu ile sulanmasaydı toprağın, tahammül edebilir miydin? Kalbi şefkat ve merhamet dolu Murat ımın şehadetine.

Sabır suyu ile sulanmasaydı toprağın, dayana bilir miydin; adı gibi yiğit mi yiğit, hızlı mı hızlı, öfkeli mi öfkeli, şefkatli mi şefkatli olan Yıldırım Bayezıt ın zalim Timur un eline düştüğünde çektiği acılara?

Sabır suyu ile sulanmasaydı toprağın, tahammül edebilir miydin Çelebi Memet in Nuh Peygamber misali, Timur tufanından Osmanlı yı kurtarırkenki çektiği sıkıntılara? O gencecik (otuz iki) yaşında hakka vasıl olmasına.

Belki de Dua Çınarının duası idin sen. Böyle olmasaydı nasıl katlanırdın tüm bu acı ve sıkıntılara? Nasıl siper ederdin o yaşlı bedenini tarihin bu cilveli fırtınalarına?

Evet burası Muradiye. Muradiye ye gitmeyen II. Murad ı nereden bilsin. II.Murad ı tanımayan atasını nereden bilsin.

Muradiye Ruhaniyetli şehrin gizemli semti! Osmanlı nın kuruluş döneminin son halkası. Bursa da yaşayan Osmanlı hanedanlarının son durağı. İşte bu son durakta asırlara şahitlik yaptıktan sonra günümüz ziyaretçilerini sessiz sedasız bekleyen bir Ulu Çınar...


Onu gören her meraklı ziyaretçini yüreğinin ta derinliklerin den kopup gelen merakla karışık şaşkınlık ifade eden şu sözü çıkıveriyor bir çırpıda ağzından : aaaaa ne oldu bu Ulu Çınara!

Ulu Çınarımız ise, bütün bu acıma dolu haykırışlara ve hüzünlü bakışlara Milli şairimizin şu mısrasıyla cevap verir gibi.

Gitme ey yolcu oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil paylaşalım.


Paylaşmak istiyordu altı asra yakın tüm gördüklerini, duyduklarını ve hissettiklerini.
Paylaşmak istiyor II.Muarat ın dünya sultanlığının vebali kendisine ağır geldiği için ihtirastan uzak bir yaşam sürmek istediğini. Bunun için de Osmanlı gibi dünyayı yöneten bir devletin padişahlığından vazgeçmek istediğini.

İşte bu Ulu Çınar gizli bir endişe taşır yaralı yüreğinde: Murat ın kabrini ziyarete gelenlere acaba birisi II.Murat ın

Bırakın zikreyleyelim üç beş gün mevlayı
Bize ısmarlamadılar yalancı dünyayı


Diyerek dünya saltanatlığını ahiret gedalığına tercih ettiğini söyleyecek mi? Diye.

Paylaşmak istiyordu yolu oraya düşen her ziyaretçiyle Fatih in bu sokaklarda nasıl koşturduğunu, hocalarını nasılda uğraştırdığını. Bilmem daha neler neler anlatmak ister bu Ulu Çınar.

Kim bilir doyasıya anlatmak istiyor Muradiye nin bağrında on iki türbede yatan gizemli hayatları. Bir kahramanın boynunda asılı duran şeref madalyası gibi. Dökmek istiyor yüzyıllar ötesinden getirdiği sırlarını. Ne var ki, bütün bunları yapması artık mümkün görünmüyor. Bütün bu hissettiklerini anlatacak dermanı da kalmamış. Bir gün güçlü bir Bursa lodosu yıkıvermiş tüm hayallerini de kendisiyle birlikte oracığa. Dayanamamış daha fazla ihtiyar bedeni o lodosa. Uzanıvermiş oracığa anlının üzerine secde edercesine.

Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem.
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.

Diye de seslenir ziyaretçilerine sessizce ve dahi ağlamaklı!

Halbuki söyleyecek daha çok sözü vardı. Bitmeden sözü, bitiverdi ömrü. Çelebi Mehmet misali, Yıldırım misali.

Ey ulu çınar! Söyleye bilseydin anlatır mıydın bize şehzadelerin şanlı ve bir o kadar da fırtınalı hayatlarını? Anlatır mıydın vatan hasretiyle Roma diyarlarında, insafsız Papa nın ellerinde sel sefil bir ömür geçiren bağrı yanık Cem Sultan ı? Ya da kardeş hasretiyle yüreği parçalı II. Bayezıt ı?

Kim bilir bekli de Fatih Sultan Mehmet Han ın annesi Huma Hatun dan bahsedecekti bu Ulu Çınar. Huma Hatun un Huma sının Huma Kuşu ndan geldiğinden dem vuracaktı. Huma Kuşu nun yavrularına en merhametli kuş olduğundan söz edecekti. Osmanlı nın da tüm insanlara böyle merhametle davrandığını, Osmanlı medeniyetinin bir merhamet medeniyeti olduğunu haykıracaktı medeniyetsiz dünyaya


Olmadı olmadı. Vakitsiz esen bir lodos yıkıverdi onu oracığa. Kosova da ki Murat Hüdavendigar gibi.
Benim şehadetime bağlıydı Peygamber askerinin zaferi üzülmeyin. Zafer İslam ın oldu ya bu bana yeter! Demişti I. Murat.

Ulu Çınarımız da: bırakın sessiz sedasız uzanı vereyim şuracığa, kaldırmayın beni buradan sessizce dinliyorum, hissediyorum Muratları, Şehzadeleri. Üzülmeyin düştüğüm yerden kalkı verdi şimdiden gencecik bir çınar, TÜRKİYE misali&.


Nuri CELEPÇİ
Selam ve dua ile&.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt