Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bunları biliyor muydunuz? (1 Kullanıcı)

meryem-hanne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2007
Mesajlar
105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
bunları biliyor muydunuz?
BEYAN ARAŞTIRMA



BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?



İDARECİ HER HAREKETİNDE ADİL
OLMASI GEREKTİĞİNİ
İslam dini idarecilere şunu vaaz eder. “Elinizin altındakilere muamele ederken, adaletli davranın, ayırım yapmayın. Toplumdaki konumu ne olursa olsun, herkese eşit muamelede bulunun.” Halife Ömer, hakim olarak görevlendirdiği Ebu el–Eş'ari'ye bir mektup yazar ve uyarıda bulunur:
"Onlara yüzünü çevirirken, huzurunda otururken ve aralarında hüküm verirken insanlar arasında eşitliği sağla! Bunu yap ki, şerefli bir kimse kendisine meyledip, onu kollayacağını ü-mit etmesin, zayıf kimsede adaletinden ümit kesmesin."

ÇOCUKLARA MAAŞ BAĞLANDIĞINI
Bir gece Hazreti Ömer'in yolu Medine'nin kenar mahallelerinden birine düşer. Yolda yürürken, bir çocuğun ağladığını işitir. Önce önemsemez, sıradan bir ağlama diye düşünür. Fakat çocuğun ağlaması duracak gibi değildir. Ömer'in dikkatini çeker. Sesin geldiği hanenin yanına varıp, içeri girmek için izin ister. Haneye giren Ömer kucağında çocuk olan kadınla tartışır. Kadın karşısındakinin Halife Ömer olduğunu bilmez. Ömer, çocuğu ağlattığı için kadına sitem eder. Kadın der ki:
–Sütüm kesildi, çocuğumu emziremiyorum. Halife'nin süt emen çocuklara maaş bağladığını duymuştum. Kimse bana yardım etmedi. Çok fakirim, elimden de bir şey gelmiyor...
Hazreti Ömer, kadının yanından hemen uzaklaşır.
Evine gelen Ömer perişandır. Sabah namazına mescide çıkar, namaz sonrası dostlarına döner, yaşlı gözlerle şunları söyler:
–Vah Ömer'in zavallı haline... Bu güne kadar kaç Müslüman'ın çocuğunun ölümüne sebep oldu acaba?
Aynı gün Medine ve çevresine çıkan tellal halka şu bildiriyi duyurur:
"Çocuklarınızı sütten kesmek için acele etmeyin. Beytülmalden her bebeğe maaş bağlanacaktır."



FAKİR VE DÜŞKÜN GAYRİMÜSLİMLERE
YARDIM EDİLDİĞİNİ
Hazreti Ömer yine bir gün Medine'nin kenar mahallelerinden birinden geçmektedir. Yaşlı, âmâ bir dilenci ile karşılaşır. Dilencinin Yahudi olduğunu öğrenen Ömer ona sorar:
–Seni bu duruma düşüren sebep nedir? Âmâ Yahudi:
–Cizye verdik, zamanla muhtaç duruma düşmeye başladım, yine cizyemi verdim. Sonra yaşlılık geldi ve bu duruma düştüm.
Hazreti Ömer can evinden vuruldu. Âmâ Yahudi'nin elinden tutarak, onu evine getirdi. Önce karnını doyurdu, sonra ona yetecek kadar yardımda bulundu. Beytülmal sorumlusunu çağırarak ona şu talimatı verdi:
"Bu ve bunun gibi olanlara dikkat edin. Allah'a yemin ederim, eğer biz onun gençliğinin verimini aldıktan sonra kocayıp yaşlanınca böyle sefil bırakırsak, ona karşı insaflı hareket etmiş olmayız. Zekât fakirlere ve miskinleredir. Buda kitap ehlinin yoksullarındandır."

GAYRİ MÜSLİM HALKIN İSLAM'IN
HİMAYESİNDE OLDUĞUNU...
Irak yeni fethedilmişti. Halkın önemli bir kısmı İslam'ı kabul etmiş, eski dinleri üzerine kalanlarda olmuştu. Bunların arasında Hîre halkı vardı. Irak fatihi Halid bin Velid Hîre halkı ile bir anlaşma yaptı.
Hazreti Halid; anlaşma metninde şunları yazdı:
"Bütün Hîre halkı cizye verecek. Ancak! Çalışamayacak kadar yaşlı, herhangi bir hastalığa müptela olmuş yâda durumu iyiyken fakir düşmüş, kendi dindaşları sadaka vermeye başladığı kimselerden cizye alınmayacak. Beytülmalden onlara ve ailelerine yardım yapılacak. Ta ki fakir ve miskinler İslam yurdunda kaldıkları sürece, onların ihtiyaçları karşılanacaktır. İslam yurdundan ayrılıp, başka yere giderlerse bizim onlara karşı olan yükümlülüğümüz son bulacak."

DİLENCİ GAYRİ MÜSLİMLERE
MAAŞ BAĞLADIĞINI...
Hazreti Ömer, yine bir gün yaşlı bir dilenci ile karşılaşır. Dilencinin gayrimüslim olduğunu öğrenir. Gayrimüslim dilenciye:
–Gençliğinde senden cizye alıp yaşlanınca seni bu halde bırakırsak, biz sana karşı insaflı davranmış olmayız, dedikten sonra beytülmal görevlisine şu talimatı verdi:
–Bu adamın hâlını düzeltecek kadar maaş bağlayın.



GAYRİ MÜSLİMİ ÖLDÜRENİN
CENNET KOKUSUNU ALAMIYACAĞINI

Anatacağımız hadise Mısır'da kurulan "Tolun" devleti zamanında meydana geldi. Tolun devleti, İlk Müslüman Türk devletidir. Kurucu hükümdarından başka içinde Türk yoktu. Mısır'da yaşayan Hıristiyan rahiplerden biri, Tolun ordusunun komutanlarından biri tarafından gasp edildiğini söyleyerek, hükümdar Ahmet bin Tolun'a arz edip, şikâyette bulundu.
Ahmet bin Tolun, adı geçen komutanını çağırıp, onu şiddetle azarladı. Rahipten aldığı malı geri verdirdikten sonra:
"Rahip eğer iddia ettiğin malın kat kat fazlasını dahi söylemiş olsaydı, o miktarı sana geri ödemeni söyler, seni buna mecbur ederdim." dedi.



İSLAM DEVLETİNİN ZENGİNDEN ALIP
FAKİRLERE VERDİĞİNİ...
İslam devleti; fakir, yoksul ve miskinlerin ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Gün olurda devletin beytülmali (hazinesi) ihtiyaca cevap vermeyecek duruma düşebilir. Fakir, garip ve miskinler bu durumda ne yapacak? İşte İslam devleti bunun çözümünü şöyle açıklamaktadır.
“Devlet zenginlerin mallarından, fakir, garip ve miskinlerin ihtiyaçlarını karşılayacak kadarını alabilir. Zenginler devletin verdiği bu karara uymaya mecburdur.”

HALİFENİN HESAP VEREMEME
KORKUSUNDAN AĞLADIĞINI...
Ömer bin Abdülaziz öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, yönetimi altındaki her ferdin derdi ile dertlenir, sıkıntısına ortak olurdu. Bir gün evinde kıldığı namazın ardından, namazgâhından kalkmadı. Elini yanağına koyarak, ağlamaya başladı. Durumu gören hanımı yanına gelip:
–Niçin ağlıyorsun, diye sordu?
Ömer bin Abdülaziz:
–Yazık sana ey Fatima! Ben ümmetin bütün işlerini üzerime almış bulunuyorum. Bu işlerin içinde aç kalan fakir, bakımsız hasta, çaresiz çıplak, gönlü kırık yetim, dul kadın, kahretmiş mazlum, esir alınmış yabancı, malı az olup bakmakla yükümlü çocuğu çok olan, bunların her birini düşünmek zorundayım. Aziz ve Celil olan Rabbim kıyamet gününde bunların halinden beni soracak ve beni bunların hâllerinden sorumlu tutacak. Peygamberimiz bunlar için benimle davalaşacak. Rabbimin sorumlu tutmasına, peygamberimin davalaşmasına karşı hiçbir delilimin, dayanağımın olmayacağından korkuyorum. Namazdan sonra bunlar aklıma geldi de ağladım.

KİMSENİN HAKKININ
KİMSENİN YANINDA KALMADIĞINI
İslam Halifesi Hazreti Ömer... Mısır'dayız... Amr İbnu'l–As Mısır valisidir. Amr'ın oğlunun da katıldığı bir yarış yapıldı. At yarışını, bir Kıpti kazandı. Bu durum Amr'ın oğlunu öfkelendirdi. Bir Kıpti koskoca valinin oğlunu nasıl geride bırakır? Amr'ın oğlu Kıpti'yi kırbaçlar...
Kırbaçlanan Kıpti hakkını almak için Medine'nin yolunu tutar. Başına gelenleri Medine'de Halife Hazreti Ömer'e arz edip şikâyette bulunur. Hazreti Ömer, Kıpti'ye beklemesini söyler. Mısır'a da haber göndererek Valinin oğlunun derhal Medine'ye gelmesini emreder. Amr İbnu'l–As'da oğlu ile birlikte Medine'ye gelir. Davalı davacı karşı karşıyadır. Hazreti Ömer elindeki kırbacı Kıpti'ye verir:
–Sana kaç kırbaç vurduysa, sende o kadarını şu soylunun oğluna vur.
Kıpti, kırbacı vurup bitirince, Hazreti Ömer:
–Şimdi şu kırbacı Amr'ın çıplak alnına vur. Oğlu, babasının valilik makamından güç almasaydı sana kırbaç vuramazdı, der. Kıpti Valiye vurmaktan imtina eder:
–Ben bana vurana vurdum, bu kadarı benim için yeterlidir, der. Bunun üzerine Hazreti Ömer Amr İbnu'l–As’a döner ve şu çağları aşan sözünü söyler:
–Ey Amr! Annelerin hür olarak doğurduğu insanları ne zamandan beri köleleştirdiniz.
İslami yönetim altında bulunan fertler özgürlüklerini alabildiğine yaşar. İnsan hiçbir beşeri rejimde olmayacak kadar özgürdür. Ulaşım imkânlarının son derece kısıtlı olduğu bir devirde, kendine haksızlık yapan valinin oğlundan hakkını almak için Mısır'dan Medine'ye gitmek göze alınıyordu. İnsanlar biliyordu ki; İslam, kimsenin hakkını, kimsenin yanında bırakmaz.



İSLÂM DİNİNİN TEKELLEŞMEYE
KARŞI OLDUĞUNU

Resulullah'ın "Benden sonra peygamber gelecek olsaydı, Hattab'ın oğlu Ömer olurdu" buyurduğu, İslam tarihinin gözbebeği Hazreti Ömer'in halifelik devrindeyiz. Fetihler yapılıyor, İslam her geçen gün daha çok yayılıyordu. Bununla beraber, Müslümanların imkânları genişliyor, refah seviyesi yükseliyordu. Kureyş'in ileri gelen eşrafı ticarete ağılık vermeye başladı. Servetlerini çoğalttıkça çoğalttılar. Öyle bir duruma gelindi ki; Kureyş'liler devrin en büyük zenginleri oldu. Halife Ömer bu gelişmeyi endişe içinde yakından takip etmektedir. Bir gün Hazret Ömer Kureyş'ın zenginlerini toplar ve onlara şu tarihi uyarıyı yapar:
–Ey Kureşliler! Siz Allah'ın malını kendi aranızda dönüp dolaştırıp bir güç haline gelmek istiyorsunuz. Şunu bilin ki; Hattab'ın oğlu Ömer hayatta kaldıkça bunu size yaptırmayacaktır. Şunu bilin ki; ben sizi Medine taşlığında durup bekleyeceğim, sizi cehenneme götürmesinler diye kuşaklarınızdan tutup çekeceğim.
İslam sermayenin birkaç kişinin tekelinde toplanmasına karşıdır. Ticaret birkaç kişi ve gurubun arasında tekelleşirse, insanların arasına kin duyguları girerek cemiyet sınıflara bölünür. Sömürü düzeni kurulur, zulüm artar. İnsanlığın 21. yüzyılda ancak akledebildiği bir hususu Hazreti Ömer bin dört yüz yıl önce uyguladı
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Selamün aleyküm..Paylaşımınız içinAllah(c.c) razı olsun inşallah..
Hayırlı günler..
 

faruk yavuz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Kas 2007
Mesajlar
42
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Selamün aleyküm paylaşımınız çok güzel ibret verici herkes okusun inşaallah hayırlı akşamlar selam ve dua ile:B
 

meryem-hanne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2007
Mesajlar
105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Allah razı olsun onlar yıldızlarımız (sahabeyi kiram) İnşaallah istifade edriz.
 

pbilgili

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eki 2007
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Hazreti Ömer hakkında bi şeyler okuduğum için çok sevindim. Allah Ondanda Sizden de razı olsun. Ben Hazreti Ömeri çok seviyorum.
 

meryem-hanne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2007
Mesajlar
105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Kişi sevdiği ile beraberdir buyuruyor Resülümüz
İnşallah hakıyla sevenlerdenizdir selam ve dua ile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt