İMAN "Bunca Nimetlere Rağmen Nasıl Yalanlarsınız"
İman çerçevesi:
"Ey iman edenler! Allah'a, peygamberine, indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin.
Kim Allah'ı, meleklerini kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, şüphesiz ki o,
derin bir sapıklığa düşmüştür.
"İman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenleri
Allah ne bağışlayacak, ne de doğru yola eriştirecektir." (Nisa, 136-137)
HER ŞEYE KAADİR OLAN ALLAH'TIR
"Senden önceki peygamberler ile de alay edilmişti. Onlarla alay edenleri, alay konusu ettikleri şey
çepeçevre kuşatıverdi.
"De ki: "Yeryüzünde dolaşın. Sonra da yalanlayanların âkibeti nasıl olurmuşbir görün."
"De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır" O, merhamet etmeyi üzerine almıştır.
Muhakkak ki O, sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır.
Hüsrana düşenler, inanmayanlardır.
"Gece ve gündüzde barınan her şey O'na aittir. O, "Semi'dir, Alim'dir."
"Ey Muhammed! De ki: "Gökleri ve yeri yaratan, rızıklandıran fakat rızka ihtiyacı olmayan Allah'tan
başkasını mı dost edineyim?" ve de ki: "Şüphesiz ben, müslüman olanların ilki olmakla emrolundum."
Asla ortak koşanlardan olma.
"De ki: "Rabbime karşı gelirsem büyük bir günün azabından korkarım."
"O gün kimden azap giderilirse, şüphesiz ki Allah, ona merhamet etmiştir. İşte apaçık kurtuluş budur.
"Allah, sana bir zarar isabet ettirecek olsa, o zararı O'ndan başka hiç bir kimse kaldıramaz.
Sana bir hayır isabet ettirecek olursa, O, her şeye kadirdir."
"O, kullarının üstünde kahredici güce sahiptir. Ve O, "Hakim'dir, Habir'dir Hüküm ve hikmet sahibidir.
Her şeyden haberdardır."
"De ki: "Şahitlik yönünden hangi şey daha yücedir?" De ki: "Allah'tır. O, benimle sizin aranızda şahittir.
Bu Kur'an, sizi ve haberi kendilerineulaşanları uyarmam için bana vahyolunmuştur. Allah ile beraber
başka ilâhlar bulunduğuna siz mi şahitlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şahitlik etmiyorum. O, ancak bir olan
ilâhtır." De ki: "Ben sizin ortak koştuklarınızdan beriyim." (En'am, 10-19
İman çerçevesi:
"Ey iman edenler! Allah'a, peygamberine, indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin.
Kim Allah'ı, meleklerini kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, şüphesiz ki o,
derin bir sapıklığa düşmüştür.
"İman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenleri
Allah ne bağışlayacak, ne de doğru yola eriştirecektir." (Nisa, 136-137)
HER ŞEYE KAADİR OLAN ALLAH'TIR
"Senden önceki peygamberler ile de alay edilmişti. Onlarla alay edenleri, alay konusu ettikleri şey
çepeçevre kuşatıverdi.
"De ki: "Yeryüzünde dolaşın. Sonra da yalanlayanların âkibeti nasıl olurmuşbir görün."
"De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır" O, merhamet etmeyi üzerine almıştır.
Muhakkak ki O, sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır.
Hüsrana düşenler, inanmayanlardır.
"Gece ve gündüzde barınan her şey O'na aittir. O, "Semi'dir, Alim'dir."
"Ey Muhammed! De ki: "Gökleri ve yeri yaratan, rızıklandıran fakat rızka ihtiyacı olmayan Allah'tan
başkasını mı dost edineyim?" ve de ki: "Şüphesiz ben, müslüman olanların ilki olmakla emrolundum."
Asla ortak koşanlardan olma.
"De ki: "Rabbime karşı gelirsem büyük bir günün azabından korkarım."
"O gün kimden azap giderilirse, şüphesiz ki Allah, ona merhamet etmiştir. İşte apaçık kurtuluş budur.
"Allah, sana bir zarar isabet ettirecek olsa, o zararı O'ndan başka hiç bir kimse kaldıramaz.
Sana bir hayır isabet ettirecek olursa, O, her şeye kadirdir."
"O, kullarının üstünde kahredici güce sahiptir. Ve O, "Hakim'dir, Habir'dir Hüküm ve hikmet sahibidir.
Her şeyden haberdardır."
"De ki: "Şahitlik yönünden hangi şey daha yücedir?" De ki: "Allah'tır. O, benimle sizin aranızda şahittir.
Bu Kur'an, sizi ve haberi kendilerineulaşanları uyarmam için bana vahyolunmuştur. Allah ile beraber
başka ilâhlar bulunduğuna siz mi şahitlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şahitlik etmiyorum. O, ancak bir olan
ilâhtır." De ki: "Ben sizin ortak koştuklarınızdan beriyim." (En'am, 10-19