Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bülbüle özenen karga (1 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Bülbüle özenen karga

Kaybetmeden önce üç şeyin değerini bilmek çok önemlidir.

Bunlardan birincisi sağlıktır. Çünkü sağlık olmazsa hiçbir şeyiniz yok demektir.
İkincisi ömürdür, yani zamandır. Boşa geçirirseniz, geri dönüp yakalama şansınız yoktur.
Üçüncüsü maddi zenginliktir. Kaybettikten sonra değerini bilseniz de tekrar yakalamanız zordur,

Ancak bana göre önemli bir değer daha vardır. Bu da anne, baba, yani atalarımızdır. Sağlıklarında onlarında değerini bilmemiz öğütlerine kulak vermemiz ve hayır dualarını almamız dünya ve ahiret hayatında mutluluk ve huzuru yakalamak için önemlidir.

Rahmetli babam engin hayat tecrübesi ve ince tasavvuf bilgisi ile bize; vatana, millete ve tüm insanlığa yararlı olmamız için öğütler verirdi. Bu öğütleri kıssadan hisselerle süsler ve basite indirirdi. Bu şekilde verdiği öğütlerin akılda kalmasına ve beyinde iz bırakmasına imkân sağlardı.
Müsaadenizle bende bu yolu takip etmek istiyorum. Çünkü kıssadan hisseler ve atasözleri yıllarca yaşanmış, denenmiş ve bunun sonucunda karar kılınmış özlü hikâyeler ve sözlerdir. Bu sözleri dinleyen uygulayan kişi düğümleri çözer, başına bir musibet gelmeden ve kazaya uğramadan kendini kurtarabilir. Yoksa günümüzde olduğu gibi tarih, ders almayan milletlerin, toplulukların ve insanların aleyhlerine tekerrür eder durur.

Şimdi gelelim bugün ki kıssadan hissemize.
Olay “Kelile ve Dinme” masalarından alınmış olabilir. Ancak ben bulamadım.

Bundan yirmi ya da otuz sene önce bir Arap ilim adamı ile konuşmamız sırasında, bu Arap âlim dost acı söyler misali bana şunları söyledi:
“Siz Türkler insanlık tarihi içinde 5000 yıllık tarihi olan ve en az 2000 yıldır da dünya tarihine yön veren büyük bir milletsiniz. Selçuklu Türkleri olarak 200–300 yıl boyunca Anadolu ve Orta Doğuda haçlı seferlerine karşı büyük bir mücadele ortaya koyarak bütün Orta Doğunun Hıristiyanlaştırılmasını önlediniz. Ondan sonra Osmanlı Türkleri olarak 600–700 yıl süreyle bütün Orta Doğu, Balkanlar, Orta Avrupa, Kafkaslar ve Kuzey Afrika’ya adalet, şefkat ve hizmet götürdünüz.

Ancak Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile yüzünüzü tamamen Batıya döndünüz ve Doğuyu, yani mirasınızı unuttunuz. Şimdi kanunları yaşamı, giyimi ve kuşamı ile bozuk Batıyı örnek alıyorsunuz. Onlara benzemeye, onlar gibi olmaya çalışıyorsunuz. Atalarınızın güzel kültürünü, medeniyetini ve tarihini reddi miras yaptınız. Bütün Müslüman ve Türk dünyasının lider devleti olacağınıza Batının ucube son devleti olmaya çalışıyorsunuz” dedi ve bu olayı bülbüle özenen kargaya benzetti.

Bu masala göre, “Karga bir gün rengine ve sesine bakmış ve sesini beğenmemiş. Karşıdaki bülbüllere bakmış ve onların sesleri ve renklerini beğenmiş. Niçin bende onlar gibi olmayayım diye kendi kendine sormuş. Karga bülbüllerin güzelliğinin sırlarını öğrenmek üzere aralarına karışmış ve bu özelliklere nasıl sahip olduklarını sormuş. Bülbüller yumurtadan bu şekilde çıktıklarını ve bunların Allah vergisi olduğunu söylemişler, ama kargayı inandıramamışlar. En sonunda bu sorulardan bıkan bir bülbül gel sana bu işin sırrını öğreteyim demiş ve sözlerini söyle sürdürmüş.
“Biz sabahleyin kalktığımızda hiç bir şey yemeğiz ve otların üzerinde sabah biriken kırağıyı yeriz. Bu kırağı tüylerimizi renklendirir ve seslerimizi güzelleştirir” der.

Buna inanan karga sabahları kalkar ve otların üzerindeki kırağıları yemeğe başlar. Kırağılar olan sesini de yok eder ve beslenemediği için tüylerini döker. Karga bakar ki bırak bülbül olmayı kargalıktan da çıkıyor. Bunun üzerine karga bülbül olamayınca tekrar eski kargaların arasına dönmeyi ister, ancak kargalar bu yeni gelen canlının tüyleri ve sesi olmadığı için kendilerine benzetemezler ve aralarından kovarlar. İşte Türkiye’nin durumu kargaya benziyor dedi.

20–30 yıl önce söylenen bu kıssadan hisse masal, Avrupa Birliğine girmek isteyen Türkiye için acı bir gerçektir.

Şimdi bize Avrupa Birliğine giremeyeceğimizi bildikleri halde, kendilerine özenen Türkiye’ye dayattıkları Avrupa Birliği Uyum Yasaları adı altında dinimizi, dilimizi, ahlakımızı, örf ve adetlerimizi terk etmemizi, vatanımızı ve milletimizi bölmemizi istiyorlar. Bu sayede Avrupa Birliğine girebileceğimizi söylüyorlar. Bizi biz yapan özelliklerimizi yok ediyorlar. Bizi biz yapan özellikler kaybolduktan sonra yani bülbül olamadıktan sonra tekrar Müslüman ve Türk Dünyasına geri dönsek de kabul görmeyeceğiz.
Esasında bu masalın bana göre son bir bölümü daha var.

Bülbül olamadığı gibi sesini ve tüylerini kaybeden yalnız bir karganın yuvasına göz dikmiş akbaba ve kartalların bir anda hücumuna uğrayarak ortadan kaldırılması bile mümkün olacaktır.

İşte Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Birliği macerası ve karşılıksız aşkının hazin sonu budur.

Avrupa Birliği hayranlarına ve bizi ancak onlar adam eder diyenlere ibret olur inşallah...


motor1hr9.gif
kuranpf3.gif
atlxi8.gif



gif078tw8jw5.gif


Kedi, Aslangiller familyasındandır. Ama 40 tane Kedi bir araya gelse, bir tane Aslan etmez.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt