Hz. Ebûbekir (ra) yanına Bilâl ve Selmân'ı da alarak doğruca Medine çarşısına çıktı. Hz Ali'yle (ra) nikahı kıyılan Hz. Fâtıma (ra) validemizin çeyiz eşyasını alacak, birlikte Hz. Ali'nin evine bırakacaklardı. Cennet hanımlarının baş tacı Fâtıma validemizin ömrü boyunca kullanacağı ev eşyası da bundan ibaret olacaktı. Bu çeyiz eşyasın......ın parasını müstakbel eşi Hz. Ali vermişti. Bunun İslam'daki adı "mehir" di. Bakalım Hz. Ali'nin verdiği (400 dirhemlik) mehirle Rasûlullah'ın (sav) muazzez kerîmesi Fâtıma validemize nasıl bir çeyiz alınacak; cennet hanımlara örnek olan saadethanesini nasıl bir çeyiz eşyasıyla süsleyecekti? Nihayet Hz. Ali'nin evinin kapısına bir deve yükü olarak getirilen çeyiz (doğru adıyla cihaz) eşyası indirilmeye başlandı. Ashabın her biri bir hizmetin içindeydiler. Bu mutlu günün sevinç ve huzuru her birinin mütebessim yüzlerinden okunuyordu. Hz. Ebûbekir'in seçip Bilâl-i Habeşî ile Selmân-ı Farisi'nin yardım ederek getirdikleri çeyiz eşyasına bir göz atalım. Bunlar nelerdi?
1- Üzerinde namaz kılınacak güzel bir seccade.
2- Üç adet minder.
3- İçi hurma kabuğu lifleriyle doldurulmuş yastık.
4- Buğday öğütecek el değirmeniyle su tulumu, su testisi, su bardağı.
5- Değirmende öğütülmüş buğdayın kepeğini ayırmaya yarayan yeni geliştirilmiş elek.
6- Elle vrülmüş battaniye, havlu, üzeri yünlü deri, pösteki
7- Sedir, yani divan.
8- Kadife yorgan.
9-Geliştirilmiş deriden mâmûl, yere seriliecek sofra.
Hz. Fâtıma(ra) validemizin bu cihaz eşyası Hz. Ali'nin evine indirilip içeri alınırken durumu seyreden Allah'ın Rasûlü (sav) bumu onların çok göreceklerini, fazla bulacaklarını düşünmüş; ellerini kaldırıp pırıl pırıl gözyaşı dökerek şöyle dua etmişti: "Yâ Rab! Senin sevmediğin israftan çekinen bu insanlara bu eşyayı hayırlı eyle!"
İşte cennet hanımlarının seyyidesi olduğu hadislerle sabit olan Fâtıma validemizin çeyizi buydu. O bunlarla mutlu oldu. Bu eşyalarla ömrünü tamamladı. Bunlarla huzur bulup rahat etti. Günümüzde nice ana- babalar, nice kız ve delikanlılar var ki; çeyiz için karşı tarafı kasıp kavurur, soyup soğana çevirir; huzuru, saadeti mobilyada, koltukta, ev eşyasında, sandıkta ararlar.
Halbuki bunların hiç biri huzurun tek şartı, esas unsuru olamaz. Saadet odun parçası, çaput yüküyle vücut bulmaz. Evlilikte huzurun ilk şartı, ana unsuru fikirde birlik, değer ölçülerinde ortaklık, hayat anlayışında müşterekliktir. Çevrenin kötü telkinine boyun eğmeyecek şahsiyete sahip olmaktadır. Bu şuurdakiler ayaklarını yorganlarına göre uzatırlar, ne iyiden iyiye temel ihtiyaçlarını iptal ederler ne de işi çığırından çıkartıp karşı tarafı yıkmaya yönelir, ihtiyaç dışı isteklerde ısrar ederler.Belki zararlı arzularını durdurur, fuzulî isteklerini terk eder; gönüllerdeki birliği, muhabbeti en büyük çeyiz olarak görürler.
1- Üzerinde namaz kılınacak güzel bir seccade.
2- Üç adet minder.
3- İçi hurma kabuğu lifleriyle doldurulmuş yastık.
4- Buğday öğütecek el değirmeniyle su tulumu, su testisi, su bardağı.
5- Değirmende öğütülmüş buğdayın kepeğini ayırmaya yarayan yeni geliştirilmiş elek.
6- Elle vrülmüş battaniye, havlu, üzeri yünlü deri, pösteki
7- Sedir, yani divan.
8- Kadife yorgan.
9-Geliştirilmiş deriden mâmûl, yere seriliecek sofra.
Hz. Fâtıma(ra) validemizin bu cihaz eşyası Hz. Ali'nin evine indirilip içeri alınırken durumu seyreden Allah'ın Rasûlü (sav) bumu onların çok göreceklerini, fazla bulacaklarını düşünmüş; ellerini kaldırıp pırıl pırıl gözyaşı dökerek şöyle dua etmişti: "Yâ Rab! Senin sevmediğin israftan çekinen bu insanlara bu eşyayı hayırlı eyle!"
İşte cennet hanımlarının seyyidesi olduğu hadislerle sabit olan Fâtıma validemizin çeyizi buydu. O bunlarla mutlu oldu. Bu eşyalarla ömrünü tamamladı. Bunlarla huzur bulup rahat etti. Günümüzde nice ana- babalar, nice kız ve delikanlılar var ki; çeyiz için karşı tarafı kasıp kavurur, soyup soğana çevirir; huzuru, saadeti mobilyada, koltukta, ev eşyasında, sandıkta ararlar.
Halbuki bunların hiç biri huzurun tek şartı, esas unsuru olamaz. Saadet odun parçası, çaput yüküyle vücut bulmaz. Evlilikte huzurun ilk şartı, ana unsuru fikirde birlik, değer ölçülerinde ortaklık, hayat anlayışında müşterekliktir. Çevrenin kötü telkinine boyun eğmeyecek şahsiyete sahip olmaktadır. Bu şuurdakiler ayaklarını yorganlarına göre uzatırlar, ne iyiden iyiye temel ihtiyaçlarını iptal ederler ne de işi çığırından çıkartıp karşı tarafı yıkmaya yönelir, ihtiyaç dışı isteklerde ısrar ederler.Belki zararlı arzularını durdurur, fuzulî isteklerini terk eder; gönüllerdeki birliği, muhabbeti en büyük çeyiz olarak görürler.