sivetok
Kayıtlı Kullanıcı
Rasulullah A.S. şöyle buyurur: “Bir kadının güzelliğine bakmak şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim bundan kaçınırsa, Allah ibadetin zevkini onu sevindirecek şekilde ona tattırır.” (Ebu Davud, Ahmed).
İbadetin tadını ve kulluğun zevkini tatmak elbette şerefli bir mertebedir. Bakışları koruyarak bu mertebenin elde edildiği tecrübeyle sabit olan bir hakikattir. Efendimiz A.S.’ın bu haberine göre hareket eden kişiler, mutlaka vaadedilen sonucu elde ederler. İnsan kendini ilgilendirmeyen şeylerden bakışını çevirirse, ibadetin lezzetini ve tadını alır. Kalbinde daha önce hissetmediği bir lezzet, saflık ve duruluk meydana gelir.
Bütün organlarımıza şöyle bir bakalım ve ne için yaratılmış olduklarını düşünelim. Bir sonuca varınca da bu organların her biri ne için yaratılmış ise, yerinde kullanmak üzere koruyalım ve muhafaza edelim.
Bir müminin kendi azalarının yaradılış gayesini düşünürken varacağı nihai sonuç şudur: Ayaklar cennet bahçelerinde ve saraylarında gezinmek; eller cennette şerbet kadehlerini tutmak ve meyvelerini toplamak; gözler alemlerin Rabbi’ne nazar kılmak için yaratılmıştır. Ve elbette bütün bunlara erişmek için dünya hayatında iyiliklere, güzelliklere aracı olmak için... Dünya ve ahirette bundan daha değerli ve daha büyük bir nimet olabilir mi?
Böylesine değerli ve yüce bir gaye için yaratılmış gözlerimizin üzerimizdeki hakkı, yaradılış sebebine uygun olarak büyük bir özenle korunması, haram bakışlarla onların kirletilmemesidir.
semerkand..
İbadetin tadını ve kulluğun zevkini tatmak elbette şerefli bir mertebedir. Bakışları koruyarak bu mertebenin elde edildiği tecrübeyle sabit olan bir hakikattir. Efendimiz A.S.’ın bu haberine göre hareket eden kişiler, mutlaka vaadedilen sonucu elde ederler. İnsan kendini ilgilendirmeyen şeylerden bakışını çevirirse, ibadetin lezzetini ve tadını alır. Kalbinde daha önce hissetmediği bir lezzet, saflık ve duruluk meydana gelir.
Bütün organlarımıza şöyle bir bakalım ve ne için yaratılmış olduklarını düşünelim. Bir sonuca varınca da bu organların her biri ne için yaratılmış ise, yerinde kullanmak üzere koruyalım ve muhafaza edelim.
Bir müminin kendi azalarının yaradılış gayesini düşünürken varacağı nihai sonuç şudur: Ayaklar cennet bahçelerinde ve saraylarında gezinmek; eller cennette şerbet kadehlerini tutmak ve meyvelerini toplamak; gözler alemlerin Rabbi’ne nazar kılmak için yaratılmıştır. Ve elbette bütün bunlara erişmek için dünya hayatında iyiliklere, güzelliklere aracı olmak için... Dünya ve ahirette bundan daha değerli ve daha büyük bir nimet olabilir mi?
Böylesine değerli ve yüce bir gaye için yaratılmış gözlerimizin üzerimizdeki hakkı, yaradılış sebebine uygun olarak büyük bir özenle korunması, haram bakışlarla onların kirletilmemesidir.
semerkand..