Çocuğun mizacı, düşünce yapısı, tutum ve davranışları çocuklukta şekillenir.
Aile, sosyal çevre, okul, televizyon, arkadaşlar, internet gibi bir takım unsurlar çocuğun maddî, manevî eğitimini belirleyen en önemli etkenlerdir. Burada gördükleriyle kendine bir hayat anlayışı biçen çocuklar, hayat çizgilerini çizmeye başlarlar. Bu çizgi bazen düz gitmeyebilir.
Sınırlarda sapmaların olmaması için aileler çocuklarını eğitirken dikkatli, bilinçli olmalıdır. Çocuğun ihtiyacı olan, ruhunu doyuracak bilgiler için kendini eğitmelidir her şeyden önce. Eğer kendisi bu bilgilerden yoksun ise çocuğuna verebileceği hiçbir şey olmaz.
Eğer çocuklarımızı mânen, ruhen doyuramazsak aç canavara dönüşürler.
Hz. Ali (ra) “Çocuklarınızı yaşayacakları zamana göre yetiştirin” derken, çok önemli bir noktayı nazara verir. Zaman hızla geçiyor, değişiyor. Hele son yıllarda yaşanan teknolojik ve bilişsel gelişmeler sosyal hayatımızı direkt etkilemektedir. Nesil farkı ibaresini bilmeyenimiz yoktur. Yetişen her yeni nesille beraber bir önceki nesil arasında dağlar kadar fark vardır. İşte ilmin kapısı Hz. Ali (ra), nesil farkının doğuracağı sıkıntıları tahmin ederek bu tavsiyede bulunmuştur.
Çocuk eğitiminde manevî değerler önemlidir. Allah inancı, ibadet algısı ve ahlâkî hasletler çocuğa şiddet ve zorlama ile değil yumuşaklıkla kazandırılmalıdır. Tatlı bir üslûp ile verilen her bilgiyi çocuk adeta içecektir. Baskı ile öğretilmeye çalışılan her ne olursa olsun bir kulağından girip diğerinden çıkacaktır.
Bilhassa 4-5 yaşlarında zihnen işlenmeye hazır olan çocuklarımızı bir san'at eserini süsler gibi itinayla, özenle süsleyelim.
“Merak ilmin hocasıdır” der Bediüzzaman. Merak, çocukluk döneminde zirvededir. Her şeyi merak eder ve sorar. Sorularını sabırla cevaplayalım, duymamazlık hastalığına kapılmayalım.
Çocuklar terbiye edilmeli, rencide değil. Eğer sözümüzü dinlemiyor, sürekli yaramazlık peşinde koşuyor, hatalı davranıyorlarsa, önce kendimize bir bakalım. Hesaba çekelim nefsimizi. Tavsiye ettiklerimizi yaşamıyorsak, çocuğumuz için söylediğimiz onca güzel sözün işlevi, değeri yoktur. Biz tatbik etmediğimiz sürece gerçekçi olmaz dudaklarımızdan çıkan tavsiyeler.
Unutmayalım ki, sadece güzel, hayırlı bir evlât yetiştirmekle kalmıyoruz. Aynı zamanda iyi bir insan, iyi bir eş ve her şeyden önemlisi iyi, hayırlı bir kul yetiştirme gayemiz var.
Çocuklarımıza şu vecizeyi ezberletebiliriz: Gerçek aydınlık, güneşin şafakta değil, İslâm güneşi kalbinde doğduğunda başlar
Alıntı