Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bu bir izdivaç teklifidir (1 Kullanıcı)

KÖRDÜĞÜM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 May 2009
Mesajlar
829
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Bu Bir İzdivaç Teklifidir

Selamun Aleykum bekâr kızlarımıza ve bekâr erkeklerimize...
Ömrümün en ihtiyar yanıyla koşuyorum nereye gitmem gerektiğini bilemeden...
Soğuk kış geceleri belki sebeptir yalnızlığımın ya da ayaza çalmış yanı hayatın oysaki her an ayaz değimli yalnızlık.


Bekâr kızlarız neresi yurdumuz neresi yüreğimiz olduğunu bilemeden doğduğumuz ilk anda ezan okudular kulağımıza sonra babalarımız fısıldadı “emanetsin kızım bana seni eşine tertemiz saklamaya and içtim seni bir ona saklayacağım vermeye kıyamadan hem de”...
Seni gelin edeceğim bak bu üzerine sarılan bembeyaz tertemiz kuşak senin gelinliğinin resmi kızım...
İşte bu nidalar çınladı yıllar yılı kulaklarımızda biz senin için varız yarim babamız da öyle demedi mi? Her şey darmadağınık her şey ortada kitaplarım kıyafetlerim odam bile dağınık yeri değil baba ocağı onların yeri yar ocağı...​
Hazır mı? Odam Hazır mısın? Almaya yoksa daha ne beklersin ah bir bilsem sensin dinimi tamamlayacak abilsem ki sensin süslü seccadeleri serip sonra arkasında namaz kılacağım arayıp bulmam mı seni koşmam mı naif sinene demem mi ey bey oğlu kaderimsin kaderini ister misin?...
Ey Beyoğlu bana seni öğrettiler annem yetim annem öksüz annem hep bana seni anlattı dedi “ey kızım bey kızım eşine itaat et onu mutlu et damadımın rızalığını almadan adım atma her adımın her adımın beyin olsun de bey babanın bey kızı; unutma kadının dini kocasının göğsündedir”...

Sonra kitaplar tutuşturdular daha küçücük ellerime “oku” dediler dedim romandır annem. Dedi “evet romandır ama evlilik romanı aşk romanı” aldım bir solukta okumak için...
Ey Rabbim bu ne güzel sözlerdir benim sevdamın sözleridir Hz. Emir (r.a ) sözüdür oysaki ben yıllar yılı Ali gibi yiğit aramadım mı Fatima olamadan hem de...
Bu ne ızdıraptır ne utançtır ki Fatima gibi bir iffet abidesi yiğit kadın sadık eş babasına anne olan bir evlat olamadan Ali gibi yiğit peşinde koştum...​
Ama anlıyorum ki beni Fatima yapması için Ali aradım...​
Buyurdu yiğidim. "Kadının boynunda en büyük hak sahibi olan kocasıdır; erkeğin boynunda en büyük hak sahibi olan da annesidir." Şaşırmadım okuduğuma hemen itaat ettim...Sonra her satıra devam ettim "Yazıklar olsun o kadın’a ki kocasını öfkelendirsin ve ne mutlu o kadına ki kocası ondan razı olsun." Tüylerim diken diken oldu yemin ettim razı edecektim sevdiceğimi...
“İmanı en kâmil olan mu'min ahlaki en güzel olan ve ailesine en yumuşak davranandır; sizin en iyiniz hanımlarına karşı en iyi olanlarınızdır." Bu satırlarda ilişti annemin emanet sözlerine ve şükrettim sen mükemmelsin Rabbim senin adaletine sual olmaz en adil olan sensin...
"Bir kimsenin bir hanimi olur da onunla anlaşmazALLAH 'ın verdiği rızka kani olmaz ve kocasına zorluk çıkararak onu güç yetiremediği bir şeye mecbur ederse o kadının kendisini cehennem azabından koruyacağı hiçbir iyi amelini kabul etmez ve bu huyuna devam ettiği müddetçe ona gazap eder." Buda ziynet oldu kulağıma...
Ve bir yemin daha oldu dudaklarımda alcığına sabredip varlığına kanaatkâr olacağıma yemin olsun sana yarim her ne verirsen ver şükredeceğim ve seni bir ömür seveceğim...



Ey Bey kızı bu sana cevabım olsun ben bey oğlan... Sana eş adayı...
Okudum gördüm itaat ettim sana. Yeminine yemin oldum sana sevda oldum ve bende sana karşılık yemin ederim ki tertemiz evlatlarımın annesi döşeğimin süslü seccadesi Ali gibi yiğit değilim ama olmaya gayret göstereceğim bana bu yolda Hakka ulaşma yolunda bir basamak olursan o vakittir suya bakmak gibi sana bakacağım.​
Namusunu ve iffetini koruyacağım seni haram gözlerin şehvet bakışlarından koruyacağım ve seni kendime eş yapacağım...
"Kadınlara ancak değerli kimse saygı gösterir ve onları ancak adî kimseler aşağılar."​
Babandan aldım seni artık emanet sahibine ulaşmıştır sana ve senden gelen her şey yerim hazır her daim odanda kütüphanende başköşede. Bende seni yıllar yılı aradım zaman zaman kaderim olmayanlarda aradım seni deli divaneydim yanlıştım ama sendin Leyla yapan beni...
Süresi ötekilerden kısa bir ömrü üzerine sana benzemeye çalışan her şeye baktım ama bulamadım seni lakin şimdi sen benim çiçeğim kara sevdam tertemizim mısraları içimi acıtan şiirim...
Sana varmak için di bütün hora sancılar bütün stabilize yollar daha hızlı gelebilmek için koştum.

İmam Hüseyin (r.a ) şahadetinden beri yiğitlik ziynet oldu yarenlerine dinine laf uzatırsa kimse vazgeçebilesin canından. Evine sahip çıkmalısın çölde kavrulsa da zayıf bedenin...
Onlar sana ın emanetidir ve emanete ihanet edilmez.​
Cennet önce annenin ayakları altındadır sonra özlersin her bastığı yere cenneti getirecek bir eşi.
İlahı sırra erdirecektir yar dediğinde arşa yükseltecektir bilirsin bunu onu ararsın gözüne uyku girmeden...
Kimi zaman çöle düşersin kimi zaman dağı delersin kimi zaman da ateşten denizi aşarsın yanağındaki gonca uğruna candan geçersin...
Evet biz de Ali (r.a ) değiliz ne haddimize Fatima’yı (r.a ) aramak belkide Ali (r.a ) olabilmek için aramak Fatima’yı (r.a ) Bir ömür seyredebileceğin bir yarın peşinden sürüklenmek. Eteğine yapışıp taşımalı seni anne gibi yar gibi arkadaş gibi...​
Ve gerektiğinde şahadet vakti gelince evden tebessüm edip uğurlayacak Zeynep gibi
 

__henza__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Mar 2010
Mesajlar
182
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
harika bir yazı akşam uzun uzun yorum yazaağım:)
 

KÖRDÜĞÜM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 May 2009
Mesajlar
829
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36

__henza__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Mar 2010
Mesajlar
182
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
TAMAM Allah izin verirse gelirim özel mesajdan linki atarsan sevinirim
 

gncl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Şub 2010
Mesajlar
471
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Web Sitesi
www.gencallarinsaat.com
Cennet önce annenin ayakları altındadır sonra özlersin her bastığı yere cenneti getirecek bir eşi.


yarinin anneleri kizlarimiz değilmi .. ozaman onlara gozlerımız gıbı bakmamiz lazım değılmı ...onlar evlatlarımıza ve bıze cennetı sunmayacaklarmi...


ellerine sağlik kardeşim allah sendne razi olsun gonlundekı gıbı bır aile hayati sunsun ... aminn
 

KÖRDÜĞÜM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 May 2009
Mesajlar
829
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Cennet önce annenin ayakları altındadır sonra özlersin her bastığı yere cenneti getirecek bir eşi.


yarinin anneleri kizlarimiz değilmi .. ozaman onlara gozlerımız gıbı bakmamiz lazım değılmı ...onlar evlatlarımıza ve bıze cennetı sunmayacaklarmi...


ellerine sağlik kardeşim allah sendne razi olsun gonlundekı gıbı bır aile hayati sunsun ... aminn

hay maşALLAH milyonkere amiiiiiiiiiiinnnnnnn.RABBİM inşALLAH sana da gönlündekinden çok daha güzel saliha bir zevce verir.el ele hayra doğru koşarsınız.mal hırsı olmayan bi eşin olur inşALLAH.
 

__henza__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Mar 2010
Mesajlar
182
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
İslâm’da evliliğin en başta gelen gâyesi îmânlı bir neslin yetiştirilmesi ve İslâm ümmetinin sayısının çoğaltılmasıdır. Bu hususda Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Evlenin ve çoğalın! Çünkü ben (kıyâmet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar edeceğim!” (108) buyurmuşlardır.
Evliliğin amacı nedir, islamda evlilik, niçin evlenilir, islamda evlenme usulü Peygamber (s.a.v.) Efendimiz evliliğin gözü haramdan koruduğuna ve namuslu yaşamaya vesile olduğuna işaretle şöyle buyurur:
“Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin! Çünkü bu gözü (haramdan) koruyan namuslu kalmaya yardımcı olan çaredir. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse (farz oruçlarından başka nafile) oruca (da) sarılsın. Çünkü o (oruç) kendisinin şehvetine ve nefsine hâkim olmasını sağlar.” (109)
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz evleneceklerin dindarlığı ve ahlâk güzelliğini diğer meziyetlere tercih etmelerini tavsiye etmişlerdir:
“Kadınları yalnız güzellikleri için nikah etmeyin!. Muhtemeldir ki güzellikleri onları ahlâken alçaltır. Onlarla mallarının hatırı için de evlenmeyin! Belki malları kendilerini azdırır. Kadınlarla dindarlıkları yüzünden evlenin! Muhakkak ki yırtık elbiseli siyah fakat dindar bir kadın daha kıymetlidir.” (110)
İslâm Dîni evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçimi yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur uyum mutluluk ve karşılıklı güveni sağlayacak sağlam bir temel üzerine binâ edilmesi gerekmektedir. Bu temel dîn ve ahlâktır. Dindarlık yaşlandıkça daha da artar. Ahlâk zaman ve tecrübelerle daha olgunlaşır. Ahlâk güzelliği insan için en kıymetli servettir. Asıl güzellik ahlâk güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan her yaşta güzeldir.
Zenginlik güzellik soy-sop gibi insanların çoğunun peşinde koştuğu şeyler geçici olup evlilik bağının devamını sağlamaz. Üstelik bu özellikler kibri ucbu (kendini beğenmeyi) övünmeyi ve ilgi çekmeyi getirmektedir. (111)
İşte bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
“Kadın dört şey için nikâh edilir; malı güzelliği soyu ve dindarlığı… Sen bunlardan dindar olanını araştır bul. Mes’ûd olursun..” (112) buyurmuşlardır. Zîrâ erkekler evlenirken umûmiyetle bu dört hususu gözönünde bulundururlar dindârlığı ise en sona bırakırlar.
Evlilikte Denklik (Küfüv):
Kelime olarak küfüv denklik ve eşi olmak demektir.
Fıkıhda ise evlenecek olan çiftlerin birbirlerine bazı konularda denk olmaları demektir.
Evlenmede denklik kadınlar için erkekte aranır. Yâni bir erkeğin evleneceği kadına müslümanlık neseb hür olma meslek ve zenginlik gibi niteliklerde denk durumda bulunması özellikle kadını korumak için öngörülmüştür.
Mezhepler evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir. Bunun yanında Hanefîler erkeğin soy bakımından kadından daha aşağı olmaması gerektiğini söylemişlerdir. (113)
İslâm hukûkunda denklikten maksad evlenecek eşler arasında dînî ekonomik ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik bulunmasıdır. Bu denkliğin hem çiftler arasında hem de hısımları arasında seâdet huzûr ve sevgiye vesîle olacağı düşünülmüştür.
Evlilikte denklik bir sıhhat şartı değil bağlayıcılık şartıdır. Yâni denklik evlilik için mecbûrî bir şart olmayıp ancak âile seâdetinin te’mîni içindir. Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz Hz. Ali (r.a.)’a hitâben şöyle buyurmuşlardır:
“Üç şeyi geciktirme:
Vakti gelince namazı; hazır olduğunda cenâzeyi; dengini bulunca evlenecek kızı…” (114)
Ayrıca başka bir hadîs-i şerîfde:
“Kadınları denkleriyle evlendirin onları velîleri evlendirsin.. On dirhemden az mehir yoktur.” (115) buyurulur.
Hanefîler’e göre denklik (kefâet) altı yerde aranır. Bunlar: Dindârlık İslâm hürriyet neseb mal ve meslektir.
1. Dindârlık: Dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir erkek iffetli ve fazîletli bir kadına denk sayılmaz. Aynı şekilde dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir kadın da iffetli ve fazîletli bir erkeğe denk sayılmaz.
2. İslâm: Burada denklikten maksad kocanın müslüman olması değildir. Zîrâ kocanın müslüman olması evliliğin sıhhat şartıdır. Müslüman olmada denklik kocanın babası veya büyükbabası bakımından aranır.
3. Hürriyet: Çoğunluğa göre köle hür olana denk değildir.
4. Neseb: Bu konudaki denklik Araplar arasında geçerli sayılmıştır.
5. Mal: Eşlerin aynı derecede mal ve servet sahibi olması da evlilikte önemli bir unsurdur.
6. Meslek: Evlenecek erkek ve kadının velîlerinin iş ve meslekleri arasında bir denkliğin bulunması gerekir. (116)
Ayrıca çiftler arasında boy ve güzellik gibi fizîkî ölçülere de dikkat edilmesi eşlerin anlaşabilmeleri ve birbirleriyle uyum sağlayabilmeleri açısından önemli bir husustur.
Netice olarak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu nikâhın mûteber olmasında kocanın kadına denk olmasının şart olduğunda müttefiktirler. Denkliğin mutlakâ dindârlık ve güzel ahlâkda aranması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmışlardır. Asr-ı seâdetteki tatbîkâta bakıldığında da denkliğin en başta dindârlık ve güzel ahlâkda arandığı açıkça görülür. Ashâb-ı kirâmdan Sehl b. Sa’d es-Sâidî (r.a.) anlatıyor:
“Birgün Rasûlullâh (s.a.v.)’in huzûrundan bir adam geçti. Hz. Peygamber (s.a.v.) yanında oturanlardan birine;
“Şu geçen hakkında ne dersin?” buyurdu.
O da:
“Eşrâfdan biridir. Vallâhi kız istese kendisine verilmesine bir şey hakkında konuşsa sözünün dinlenmesine çok lâyıktır.” cevâbını verdi.
Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz sustular. Bir müddet sonra bir başkası geçti. Bu sefer yine:
“Ya bunun hakkında ne dersin?” buyurdu.
Adam cevap verdi:
“Yâ Rasûlallâh bu müslümanların fakirlerinden biridir. Kız istese reddedilmeye bir şey hakkında şefâat etse kabul olunmamaya ve konuştuğu vakit sözü dinlenmemeye lâyıktır.”
Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
“(Hayır) bu (adam) yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır.” (117)
Evlenecek eşler güzellik ve zenginlik câzibesine kapılarak ahlâkı ve dîni zayıf kadınlarla evlenmemelidirler. Böyle evlilikler çoğu zaman hüsranla neticelenmektedir. Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz dâimâ dindâr olan kadınların tercih edilmesini tavsiye buyurmuşlardır.
Hakîkatte denklik; erkeğin değil kadının menfaatine yönelik bir haktır. Eşlerin gönül ve görüş birliğine sâhip olmaları da zarûrîdir. Zîrâ bu yönlerden anlaşamayan çiftler mutlu bir hayât yaşayamazlar.
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Selamun aleyküm kördüğüm kardeşim.
Ne kadar güzel bir yazı bu böyle.. Rabbim razı olsn
Çok etkilendim. Daha devamını okumadan teşekkür etmek istedim:)
Devamını okuyacağım şimdi..
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Bir kimsenin bir hanimi olur da onunla anlaşmaz ALLAH 'ın verdiği rızka kani olmaz ve kocasına zorluk çıkararak onu güç yetiremediği bir şeye mecbur ederse o kadının kendisini cehennem azabından koruyacağı hiçbir iyi amelini kabul etmez ve bu huyuna devam ettiği müddetçe ona gazap eder." Buda ziynet oldu kulağıma...
 

Nazar57

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
1,308
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Evet biz de Ali (r.a ) değiliz ne haddimize Fatima’yı (r.a ) aramak belkide Ali (r.a ) olabilmek için aramak Fatima’yı (r.a ) Bir ömür seyredebileceğin bir yarın peşinden sürüklenmek. Eteğine yapışıp taşımalı seni anne gibi yar gibi arkadaş gibi...

Evlilik mertebesini en güzel şekilde örneklendirip , betimlemişsiniz kardeşim..
Hep duamdır ;
Hz Fatıma annemizle Hz Ali efendimizin evliliği gibi bir evlilik nasip olması bana ve tüm degerli mümin ve mümine kadeşlerime..
Rabbim kabul buyursun inşaAllah..
 

KÖRDÜĞÜM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 May 2009
Mesajlar
829
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
amin amin bizleride kat o duana nazar.RABBİM KENDİ rızası doğrultusunda yaşanan yuvalara yerleştirsin bizleri inşALLAH.
 

KÖRDÜĞÜM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 May 2009
Mesajlar
829
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Selamun aleyküm kördüğüm kardeşim.
Ne kadar güzel bir yazı bu böyle.. Rabbim razı olsn
Çok etkilendim. Daha devamını okumadan teşekkür etmek istedim:)
Devamını okuyacağım şimdi..

evet çok çok güzel bi yazı inşALLAH bizlerede nasp olur bizi HZ FATIMA yapacak gibi eşler :a14:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt