´´GüLiѕтaи´´
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 19 May 2009
- Mesajlar
- 1,209
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 31
Bizim dinimiz sevgi dinidir..
İnsanların birbirine duyduğu sevgi ve samimiyet bir taraftan onları
güzelleştirip olgunlaşirkenbir taraftan da toplumda nice güzel gelişmelerin
anahtarı olur..
İnsani bağlar pekişirtoplumun çesitli kesimlerin arasında diyalog kapıların
açılır…
Sevgi ve samimiyet öylesine güçlü bir barış ve huzur kaynağıdır kiyaygın
olduğu toplumlarda çoğu sıkıntılar kendiliğinden yok olur…
Sevgiyi bu kadar sihirli yapan şey onun kalbe inşirah denilen ferahlık ve
iç huzurunu getirmesidir..
İnsanların birbirlerinden sevgisini ve saygısını esirgediği
toplumlardainsani meziyetler aramak boşunadır..
Çünkükardeşlikyardımlaşmabaşkasını kendine tercih etme gibi erdemlerin
manevi mimarı ve anahtarı sevgidir…
O öyle bir anahtarıdır kinice iyilik ve güzelliklerin kapısını kolayca
açar…
Yunus’un “ Yaratılanı sevelimYaratandan ötürü “deyişini bilirsiniz…
Bu söz kalbimize gönlümüze nakşolması gereken bir mana taşır..
İnsanların ve hatta bütün yaratılmışların Yüce Yaratıcı’nın hatırına
sevmekasla kaba ve yıkıcı olmamakolgun mü’minler halidir…
Sevgimü’min için bir okyanus gibidiroradan herkes nasibi kadarını alır…
Hünerdaha çok almayaher an almayaböylece sevgi hazinesini çoğaltmaya
gayret etmektir..
Elbette bunu yapabilmek irade ve azim işidir..
Çapa ister..
Çünküvarlıklara sevginin temeli muhabbetullahyani Allah’a olan sevgidir..
Şüphesiz mü’minler bilgileri ve nasipleri nisbetinde Allah’ı severler..
İnsanların her vesileyle sevgiden söz ettiğiama hiçbir devirde görülmediği
kadar bundan mahrum kaldığı bu çağdabizler sevgi tohumları saçmayı en
önemli vazifelerimizden biri olarak görmek zorundayız…
O tohumlar büyüyüp serpildikçebir Nur halesi olarak hepimizi saracaktır..
Saadet Asrı’na ve o kutlu çağın sonraki devirlerdeki yansımalarına
baktığımızdagöreceğimiz şey işte o muhabbet halesidir..
Hazret Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) ın ve O’nun varisi
evliyaullahın rehberliğinde yürüyen herkeşinsanlara şefkat ve muhabbette
yaklaşmayı alışkanlık haline getirmekle mükelleftir..
Önce bütün mü’minleresonra dünya görüşü ve toplumdaki yeri ne olursa
olsunbütün insanlara kalbindeki engin şefkat ve merhametten bir pay
ulaştırmak zorundadır…
Biz dünyaya düşman kazanmak için değildost kazanmak ve kardeşliği
pekiştirmek için geldik…
Bu hakikat herkeş tarafından açıkça bilinmeli ve gereği yapilmalıdır..
İnsanların birbirine duyduğu sevgi ve samimiyet bir taraftan onları
güzelleştirip olgunlaşirkenbir taraftan da toplumda nice güzel gelişmelerin
anahtarı olur..
İnsani bağlar pekişirtoplumun çesitli kesimlerin arasında diyalog kapıların
açılır…
Sevgi ve samimiyet öylesine güçlü bir barış ve huzur kaynağıdır kiyaygın
olduğu toplumlarda çoğu sıkıntılar kendiliğinden yok olur…
Sevgiyi bu kadar sihirli yapan şey onun kalbe inşirah denilen ferahlık ve
iç huzurunu getirmesidir..
İnsanların birbirlerinden sevgisini ve saygısını esirgediği
toplumlardainsani meziyetler aramak boşunadır..
Çünkükardeşlikyardımlaşmabaşkasını kendine tercih etme gibi erdemlerin
manevi mimarı ve anahtarı sevgidir…
O öyle bir anahtarıdır kinice iyilik ve güzelliklerin kapısını kolayca
açar…
Yunus’un “ Yaratılanı sevelimYaratandan ötürü “deyişini bilirsiniz…
Bu söz kalbimize gönlümüze nakşolması gereken bir mana taşır..
İnsanların ve hatta bütün yaratılmışların Yüce Yaratıcı’nın hatırına
sevmekasla kaba ve yıkıcı olmamakolgun mü’minler halidir…
Sevgimü’min için bir okyanus gibidiroradan herkes nasibi kadarını alır…
Hünerdaha çok almayaher an almayaböylece sevgi hazinesini çoğaltmaya
gayret etmektir..
Elbette bunu yapabilmek irade ve azim işidir..
Çapa ister..
Çünküvarlıklara sevginin temeli muhabbetullahyani Allah’a olan sevgidir..
Şüphesiz mü’minler bilgileri ve nasipleri nisbetinde Allah’ı severler..
İnsanların her vesileyle sevgiden söz ettiğiama hiçbir devirde görülmediği
kadar bundan mahrum kaldığı bu çağdabizler sevgi tohumları saçmayı en
önemli vazifelerimizden biri olarak görmek zorundayız…
O tohumlar büyüyüp serpildikçebir Nur halesi olarak hepimizi saracaktır..
Saadet Asrı’na ve o kutlu çağın sonraki devirlerdeki yansımalarına
baktığımızdagöreceğimiz şey işte o muhabbet halesidir..
Hazret Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) ın ve O’nun varisi
evliyaullahın rehberliğinde yürüyen herkeşinsanlara şefkat ve muhabbette
yaklaşmayı alışkanlık haline getirmekle mükelleftir..
Önce bütün mü’minleresonra dünya görüşü ve toplumdaki yeri ne olursa
olsunbütün insanlara kalbindeki engin şefkat ve merhametten bir pay
ulaştırmak zorundadır…
Biz dünyaya düşman kazanmak için değildost kazanmak ve kardeşliği
pekiştirmek için geldik…
Bu hakikat herkeş tarafından açıkça bilinmeli ve gereği yapilmalıdır..