Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

[ BİZE YETİŞİR ÖLÜM (1 Kullanıcı)

ismail fakihullah

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
280
Tepki puanı
0
Puanları
0
440120_75700_o.jpg

BİZE YETİŞİR ÖLÜM
O benim arkadaşımdı,
O benim sırdaşımdı,
Yegane tek yoldaşımdı,
Çocukluğumun en tatlı yanıydı,
İnanın onunla tanışmamız çok farklıydı.

15 Ağustos 2006 saat 09.30 civarıydı ve kardeşim diye adlandırdığım arkadaşımın Çorum Osmancık'ta hayata gözlerini son kez kapadığı bir andı.

Ölüm haberiyle göz nurumun ışıltısı söndü ve uğultular yankılandı her bir yandan anlam veremediğim bir şekilde... Kendimi uçurumun kenarında buldum ve boşluğa doğru kendimi ittiğimde yer çekimi kanunu yok saymışçasına boşlukta geziniyordum yere çakılmadan öylece... Yere çakılmıyordum çünkü inanamıyordum öldüğüne, o ölmemeliydi, ölemezdi çünkü o benim arkadaşımdı bana göre... Ama ölmüştü, ölüm herkese yetiştiği gibi ona da yetişmişti ve benim arkadaşım olmasının da hiç bir avantajı yoktu. Tarif edilemez acı içinde içten içe kıvranıyordum, kimseye üzgünlüğümü, yılgınlığımı göstermek istemiyordum. Hele gözyaşlarını dışa akıtamamak varya işte o insana en acı veren bir durum. Gözyaşlarım içime akıyordu ve bu da içimde yaralar açıyordu. Hani yerçekimini yoksaymışçasına yere çakılmadan boşlukta geziniyordum ya ben, onun evine baş sağlığı dilemek için gittiğimde evdeki matem atmosferini görmemle yere çakılmam bir oldu. Evin her bölümünde, her köşesinde anılarımız bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Şakalaşmalarımız, kah ağlayıp, kah gülmelerimiz, sırlarımız, küslüklerimiz, aşklarımız, heyecanlarımız, sevin ve kederlerimiz yani hayata dair paylamaya ne arsa yaşadım o anda. Kendi kendime resmine bakıp " o ölmemeliydi, bizi böyle yarım bırakamazdı, hayallerimiz vardı, biz daha teyze olacaktık karşılıklı, o daha 21 yaşındaydı ve evliliğin en güzel aylarındaydı" diye iç geçirerek söyledim durdum. Eşiyle Giresun'a tatile çıkmak için gitmişlerdi, geri dönerken Çorum Osmancık'ta TIR’a çarpmasıyla hayatla olan son sözleşmesini eşi, kendisi, eltisi, eltisinin eşi ve çocuğu imzalamışlardı. Hepsi de son yolculuğuna giderken sevdiklerine eda edemeden, helalleşemeden imzalamakla yükümlü kılınmışlardı. Arkadaşım aldığı gazetede görmüş onlara ayrılan sayfayı, getirdiğinde şoka uğramıştık. Araba kağıt gibi olmuş resmen ve içinden sağ da çıkması mümkün olmazmış zaten. Gazete aynen şunlar yazıyordu : " Çorum Osmancık'ta bir otomobil, park halindeki TIR'ın dorsesine arkadan çarptı. Otomobilde bulunan 5 kişi olay yerinde hayatını kaybetti. Ölenlerin kimlikleri belirlenemedi. Kazayla ilgili soruşturma çok yönlü sürüyor". Belki dışardan okuyanın içine oturmaz ama bizim içimize öyle bir oturdu ki anlatamam, kor gibi içimizi yaktı kavurdu. Beni yıkan açıkçası ölmesi değildi, canım arkadaşımın nasıl bir amel defteri olduğunu bilemememdi. Öldü diye isyan etmek Rabbime şirk koşmaktır resmen... Ölüm öyle ya da böyle bize yetişir, hem Rabbim onu bizden daha çok sevmiş ki bu genç yaşında yanına aldı. Onlar için ne ağlamaya ne de diz dövmeye zaman var şimdi. Zaman Kuran-ı Kerimi okuma zamanıdır, zaman namaz kılıp dua etme zamanıdır. Hem ağladığım zaman biliyordum Serpil'im orda ızdırap çekecekti ve ben yine biliyordum ki namazda dua ettiğimde ve Kuran-ı Kerimi okuyup onlara bağış ettiğimde ruhları huzura erecek. Öldüğünün ertesi günü yatsı namazına niyetlendim ve namaza başladığım dakika kendimi kaybettim. Kendim de değildim resmen sanki başka alemlerdeydim ve işin tuhafı da ağlıyordum her akan gözyaşımda da huzura eriyordum, içim bir nebze de olsa rahatlıyordu. Defalarca gözyaşlarımı içime akıtıp tutmama rağmen namaz da tutamamıştım. İnanın arkadaşım öldüğüne değil kabir azabı çeker diye üzülüyorum. Onu yine Rabbimden iyi bilen olmaz ama yine de korkuyorum işte. Ve şükür ediyorum Allah'a " hala hayattayım, nefes alıyorum ve ibadetlerini yerine getirmeye çalışıyorum. Bana bu şansı verdiğin için sana binlerce kez şükürler olsun. Ya ben de namazıma başlamadan, sana olan inancıma kavuşamadan, kabirde susamamam için başımda Yasin-i Şerif okuyamasalardı ani ölümden dolayı, ya Kelime-i Şahadet getiremeden ölseydim, aman Ya Rabbi ne korkunç, düşünmek bile içimi ürpertiyor" dedim ve tekrar devam ettim sözlerime " Ya Rabbi sana şükürler olsun ki namazı kılmayı nasip eyledin, senden dileğim şudur ki, bana secde ölümünü nasip eylersin. Rabbim yine sana şükürler olsun ki Kuran-ı Kerimi elimden geldiğince ve sana laikliğiyle okumamı nasip eyledin, senden yine dilerim ki Kuran ayetleriyle sureleriyle senin yanına geleyim. Tüm Müslüman alemini ve beni Salih amellerinden kıl ve bizi senin o subiti sıfatını göstermekten mahrum etme ve Peygamber efendimizle cennet bahçesinde buluşmamızı nasip et " dedim ve gözyaşlarımı silerek namazımı bitirdim.

Ölümden kim kaçmış ki, sen kaçasın.
Rabbimden dilerim ki ona kulluk yapasın,
H.z. M. Mustafa (sav) efendimize melekler secde etmişken
Ey aciz kul senin meleklerden ne fazlan varda
Başını secde de görmek mümkün değil.

Belki 60' a yakın yazılarım oldu ama inanın yazarken ilk defa kalemim sayfalar üzerinde gezinirken bu kadar zorlandı. Aslında bu yazıyı yazmamın sebebi ise herkes ve her şey için yazmıştım ve kardeşim gibi gördüğüm arkadaşım için de yazmalıydım. Ne de olsa senelerin birikintisi var içimde ve anılarda, bunu o çoktan hak etmişti. Şimdi bu yazıyı okuyanlardan bir isteğim olacak. Kim ki bu yazıyı okursa ölenlerin ruhlarına içinden ne geliyorsa okusun ve bağışlasın. Belki bana düşmez ama " ey peygamber efendimizin soyundan gelen yoldaşlarım İslam’ımızın direği olan namazı elimizden geldiğince kılmaya çalışalım ve en büyük ve en güzel aşkın Allah aşkı olduğunu bilelim. Allah aşkını tadan sanmıyorum ki diğer aşklara doysun. Biz ki Alla hu Tela’dan geldik ve yine ona gideceğiz. Belki ufak olarak görüp yaptığımız bir iyilik bizi cennet bahçesine götürecek. Dedim ya ölüm bize yetişir ölüm, bu yüzden her daim olmasa da elimizden geldiğimizce ibadet edelim, şeytanın bacağını kıralım. Rabbim tüm bu yazıyı okuyanların ve okumayanların yar ve yardımcısı olsun. Kalp gözünüzün açılması dileğiyle"...

Artık ne yerdeyim, ne de semada
Laleler kokar her bir yanda
Lal olmuş diller açılır Rabbim karşısında
Allah dedikçe yer, gök titrer her defa da
H.z. M. Mustafa (s.a.v) efendimizi göstermeyi nasip et, sen bu kuluna.


YAZAN: HURİYE ÖZDEMİR
not: arkadaşlar bu olay gerçektir. gerçekten arkadaşımızı toprağa vedik ve o resimdegörülen cenazonlarındır. dualarınızı bekliyoruz.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt