yaralı kalp
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 23 Mar 2008
- Mesajlar
- 105
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 46
BİR PAŞA NUMUNESİ
Bizler Hz Muhammed (S.A.V.) ‘in Ümmetiyiz.Müslümanız elhamdulillah. Müslümanlığımız
Peygamberimiz Efendimize karşı edepli olmamızı gerektirir. Edeb ve sevgide bizler için ders olur düşüncesiyle tarihi bir olayı nakledeceğim .Peygamber sevgisi ve aşkı insanı insan yapan önemli bir unsurdur . Buna yaşanmış bir olay olan şu hadiseyi örnek vere biliriz.
Müslümanların yetiştirdiği meşhur şairlerden biri de Nabi’dir.Nabi, zamanın paşalarından biri ile hacc’a gitmek üzere yola çıkmışlar. Hz. Muhammed (S.A.V.)’in aşkı ile yana yana Medine şehrine doğru revan olmuşlar .Şehre yaklaştıklarında Hz Peygamber’in Ravzasının yemyeşil kubbesi görünmeye başlamış.
Rasulüllah’ın kubbesinin görünmesine rağmen deve üzerinde bulunan paşa’nın ayaklarının, mübarek şehre doğru uzatılmış olduğunu gören Şair Nabi Efendimizce yaklaşmanın mutluluğu ve O’na olan aşkıyla yanarak kalbindeki alevi yanındaki paşa’ya dönerek şöyle dışa vurmuş:
Sakın terk-i edebden,Guy-i Mahbubi Hüdadır bu
Nazargah-i ilahidir makam-ı Mustafa’dır bu.
Felekte mah-ı nev Babu’s-Selam’ın sineçakıdır,
Bunun kandili cevza,matla-ı nur-u ziyadır bu.
Habib-iKibriya’nın hab-gahidir fazilette,
Tefevvuk-kerde-i arş-i cenab-ı Kibriya’dır bu.
Bu hakin pertevinde oldu deycur-i adem zail,
İmadın açtı mevcudat-ı çeşmin tutiyadır bu.
Murat-i edep şartıyla gir Nabi bu dergaha,
Metef-ikudsiyandır cilvegah-ı enbiyadır bu.
Şair Nabi bu sözleri söylerken paşa edeble toplanarak söylenilenleri son derece dikkatle dinlemiş Sonra da Nabi’den söylediklerini bir defa daha tekrar etmesini istemiş.
Nabi Paşa’nın arzusunu yerine getirince bu defa paşa büyük bi heyecanla Nabi’ye
Nabi hayvandan inelim, demiş,
Deveden inmişler.Resulüllah’ın mezarına yaklaştıklarında Efendimiz’in mescidinin müezzinlerinden birisi minareden şair Nabi’nin biraz önce yolda paşaya karşı söylediği Nat-ı (Peygamberimizi övmek için söylenilen şiir) söylenmeye başlamış.
Müezzinin sesini duyan Nabi şaşırmış .Paşaya dönerek.
Paşam müezzinin okuduklarını duyuyormusun ? Benim biraz önce sana söylediklerimi söylüyor.
Bu sözlerden sonra Nabi koşarak Harem-i Şerif’in minaresinin dibine, varmış,Müezzin Efendi minareden inince heyecanla müezzine bu okuduklarını kimden öğrendiğini sormuş. Cevap alamayınca okuduklarını kendisinin biraz önce söylediğini, söylediklerini de arkadaşından başka duyanın olmadığını söyleyince müezzin olayı heyecanla şöyle anlatmış:
Ben sabah namazını kılınca uyuyakalmışım,Rüyamda Rasulüllah(S.A.V.) ‘i gördüm. Bana “ Ümmetimden Nabi çok aşklı geliyor .Minareye çık da kendisini söylediği nat ile kendini karşıla” buyurdular
Uyandığımda baş ucumda bırakılmış kağıttan sizin Rasulüllah’a olan övgünüzle sizi karşıladım. Bu sözleri duyan Nabi sevinç baygınlığı geçirdi . Bune büyük lütuftur.
Rasulüllah’a olan aşk,muhabbet ve bağlılık her müslümanda bu derece olmalıdır ki mahşer gününde şefaat isteyecek açık alnı olsun…
Biz bu alın’a sahip miyiz?
Alıntı milli gazete Yazan Mevlüt Özcan
Bizler Hz Muhammed (S.A.V.) ‘in Ümmetiyiz.Müslümanız elhamdulillah. Müslümanlığımız
Peygamberimiz Efendimize karşı edepli olmamızı gerektirir. Edeb ve sevgide bizler için ders olur düşüncesiyle tarihi bir olayı nakledeceğim .Peygamber sevgisi ve aşkı insanı insan yapan önemli bir unsurdur . Buna yaşanmış bir olay olan şu hadiseyi örnek vere biliriz.
Müslümanların yetiştirdiği meşhur şairlerden biri de Nabi’dir.Nabi, zamanın paşalarından biri ile hacc’a gitmek üzere yola çıkmışlar. Hz. Muhammed (S.A.V.)’in aşkı ile yana yana Medine şehrine doğru revan olmuşlar .Şehre yaklaştıklarında Hz Peygamber’in Ravzasının yemyeşil kubbesi görünmeye başlamış.
Rasulüllah’ın kubbesinin görünmesine rağmen deve üzerinde bulunan paşa’nın ayaklarının, mübarek şehre doğru uzatılmış olduğunu gören Şair Nabi Efendimizce yaklaşmanın mutluluğu ve O’na olan aşkıyla yanarak kalbindeki alevi yanındaki paşa’ya dönerek şöyle dışa vurmuş:
Sakın terk-i edebden,Guy-i Mahbubi Hüdadır bu
Nazargah-i ilahidir makam-ı Mustafa’dır bu.
Felekte mah-ı nev Babu’s-Selam’ın sineçakıdır,
Bunun kandili cevza,matla-ı nur-u ziyadır bu.
Habib-iKibriya’nın hab-gahidir fazilette,
Tefevvuk-kerde-i arş-i cenab-ı Kibriya’dır bu.
Bu hakin pertevinde oldu deycur-i adem zail,
İmadın açtı mevcudat-ı çeşmin tutiyadır bu.
Murat-i edep şartıyla gir Nabi bu dergaha,
Metef-ikudsiyandır cilvegah-ı enbiyadır bu.
Şair Nabi bu sözleri söylerken paşa edeble toplanarak söylenilenleri son derece dikkatle dinlemiş Sonra da Nabi’den söylediklerini bir defa daha tekrar etmesini istemiş.
Nabi Paşa’nın arzusunu yerine getirince bu defa paşa büyük bi heyecanla Nabi’ye
Nabi hayvandan inelim, demiş,
Deveden inmişler.Resulüllah’ın mezarına yaklaştıklarında Efendimiz’in mescidinin müezzinlerinden birisi minareden şair Nabi’nin biraz önce yolda paşaya karşı söylediği Nat-ı (Peygamberimizi övmek için söylenilen şiir) söylenmeye başlamış.
Müezzinin sesini duyan Nabi şaşırmış .Paşaya dönerek.
Paşam müezzinin okuduklarını duyuyormusun ? Benim biraz önce sana söylediklerimi söylüyor.
Bu sözlerden sonra Nabi koşarak Harem-i Şerif’in minaresinin dibine, varmış,Müezzin Efendi minareden inince heyecanla müezzine bu okuduklarını kimden öğrendiğini sormuş. Cevap alamayınca okuduklarını kendisinin biraz önce söylediğini, söylediklerini de arkadaşından başka duyanın olmadığını söyleyince müezzin olayı heyecanla şöyle anlatmış:
Ben sabah namazını kılınca uyuyakalmışım,Rüyamda Rasulüllah(S.A.V.) ‘i gördüm. Bana “ Ümmetimden Nabi çok aşklı geliyor .Minareye çık da kendisini söylediği nat ile kendini karşıla” buyurdular
Uyandığımda baş ucumda bırakılmış kağıttan sizin Rasulüllah’a olan övgünüzle sizi karşıladım. Bu sözleri duyan Nabi sevinç baygınlığı geçirdi . Bune büyük lütuftur.
Rasulüllah’a olan aşk,muhabbet ve bağlılık her müslümanda bu derece olmalıdır ki mahşer gününde şefaat isteyecek açık alnı olsun…
Biz bu alın’a sahip miyiz?
Alıntı milli gazete Yazan Mevlüt Özcan