Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
birisi bana allahı anlatsın (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan ramazanbaba11
- Başlangıç tarihi
ALLAH birdir ve ALLAH sameddir(hiçbir şey ona denk değildir)doğmamış ve doğrulmamıştır. ALLAH'ı tanımak istiyorsan en iyi reçete kur'an'dır. güzel kardeşim.Kur'an okumayı bilmiyorsan bile türkçe mealini oku ve eğer bulabilirsen tefsir kitabı al ve oku. ihlas suresi ALLAH'ı tanıtıyor. birde zariyat suresini de okursan iyi olur o da bizim dünyaya geliş amacımızı anlatıyor.inşallah sana biraz da olsa yaralı olmuşumdur.ALLAH'ın rahmeti üzerine olsun
Selamun aleykum aramıza hoşgeldiniz
Allah zamandan münezzeh olduğundan onun hakkında, “kainat yaratılmadan önce” diye belirtilen bir zaman söz konusu değildir. Allah’ın böyle bir zaman dilimi içinde faaliyet göstermesi de düşünülemez.
Zaman ancak yaratıklar için söz konusudur, zaman içinde iş görenler ancak yaratıklardır. Ancak soruyu şöyle sormak mümkün olabilir: “Ezelde Allah vardı, onunla beraber hiçbir şey yoktu. O hâlde ezelde Allah ne yapıyordu?” Bu soruya kısaca, “Kendi cemal ve kemalini bizzat kendisi müşahede ediyordu.” şeklinde cevap verilir. Gaybı ancak Allah bilir.
Bu sorunun temelinde zaman ve ezel kavramlarının, yanlış anlaşılması ve karıştırılması söz konusudur. İnsan, zaman ve mekâna kayıtlı olarak yaşadığı için her hadise ve hakikati zaman ölçüsüne göre değerlendirmekte, kayıtlı kendi içerisinde yaşadığı zamanı, evveli olmayan bir süreçle (ezel) karıştırmaktadır. İşte yukarıdaki soru, böyle bir yanlış değerlendirmenin sonucudur.
Zaman, varlıkların bir tertip ile ve birbiri ardınca yaratılması ile ortaya çıkan soyut bir kavramdır. Bütün varlıkların yaratılması, değişip başkalaşmaları, yok olup son bulmaları, hep zaman nehir içinde gerçekleşir. Allah’ın, sonsuz kuvvet ve kudretiyle yokluk âleminden varlık sahasına çıkarılan bütün varlıklar, zaman nehrinde hiç durmadan akarlar. Geçmiş zaman, gelecek zaman ve şimdiki zaman kavramları nispidirler, birbirlerine göre bu isimleri alırlar. Bu gün dünün yarınıydı, yarının ise dünü olacak.
Ezel kavramına gelince o, zaten, zaman itibariyle bir sonsuzluk demek değildir. Zaman, devir, asır, yıl, ay, gün, saat, saniye, an gibi dilimlere bölünebildiği hâlde, ezel için böyle bir taksim söz konusu değildir. Aynı zamanda ezel, bir başlangıç noktası olarak da düşünülemez.
“Allah vardı, başka hiçbir şey yoktu.” (Hadis-i şerif). Zaman ise, mahlukatın yaratılması ile başladı. Şu hâlde zaman kavramı, geçmişe doğru ne kadar uzatılırsa uzatılsın, Allah’ın ezeliyeti ile karşılaştırılamaz .
Ancak soruyu şöyle sormak mümkün olabilir: “Ezelde Allah vardı, onunla beraber hiçbir şey yoktu. O hâlde ezelde Allah ne yapıyordu?” Hemen şunu ifade etmek gerekir ki; Allah ezelde bir şey yapmaya -haşa- mecbur olmadığı gibi, bir şey yapmaması da onun için bir eksiklik değildir. Zira o, mahlukatı yaratmasa da sonsuz kemâldedir. Mevcudatı yaratmasıyla kemalinde bir artma, yaratmamasıyla bir eksilme söz konusu değildir.
Bu açıklamadan sonra, soruyu iki şık içerisinde cevaplayalım: Allah, ezelde kendi cemal ve kemalini bizzat kendi müşahede ediyordu. Allah’ı kemaliyle bilmek yine ona mahsustur. Zira, Miraç hadisesi ile Allah’ı bizzat müşahede eden Efendimiz (asm.), “Seni gerektiği gibi bilemedim.” demiştir.
Allah, ezelde, isim ve sıfatlarının tecelli yeri olacak varlıkların mahiyet ve hakikatlerini, hüviyetlerini, plân ve programlarını, manevî miktar ve suretlerini ezelî ilminde takdir ve müşahede etmekteydi. Allah, lütuf ve keremi, rahmet ve merhametiyle, ilmi dairesindeki mahiyet ve hakikatlere, harici vücut giydirmeyi istedi. Ve ‘ol’ emrini verip mahlukatı yarattı. Bu yaratma fiili, mahlukat için, bir ihsan, bir lütuf ve bir ikram idi.
Allah’ın hem kendi kemal ve cemalini seyretmesinde, hem de varlıkların manevî plân ve programlarını yapmasında, onları ezelî ilminde takdir etmesinde bir zaman ve müddet söz konusu değildir. Yani bunlar bir zaman silsilesi içerisinde düşünülemez. Ezeldeki bu müşahede, bu tanzim ve takdir, insan aklının anladığı anlamda bir takdir ve tanzim değildir. Allah’ın zatı mahlukatın zatlarına, fiilleri mahlukatın işlerine benzemediği gibi İlâhî takdiri de insanın anladığı manada bir programlama değildir.
Allah zamandan münezzeh olduğundan onun hakkında, “kainat yaratılmadan önce” diye belirtilen bir zaman söz konusu değildir. Allah’ın böyle bir zaman dilimi içinde faaliyet göstermesi de düşünülemez.
Zaman ancak yaratıklar için söz konusudur, zaman içinde iş görenler ancak yaratıklardır. Ancak soruyu şöyle sormak mümkün olabilir: “Ezelde Allah vardı, onunla beraber hiçbir şey yoktu. O hâlde ezelde Allah ne yapıyordu?” Bu soruya kısaca, “Kendi cemal ve kemalini bizzat kendisi müşahede ediyordu.” şeklinde cevap verilir. Gaybı ancak Allah bilir.
Bu sorunun temelinde zaman ve ezel kavramlarının, yanlış anlaşılması ve karıştırılması söz konusudur. İnsan, zaman ve mekâna kayıtlı olarak yaşadığı için her hadise ve hakikati zaman ölçüsüne göre değerlendirmekte, kayıtlı kendi içerisinde yaşadığı zamanı, evveli olmayan bir süreçle (ezel) karıştırmaktadır. İşte yukarıdaki soru, böyle bir yanlış değerlendirmenin sonucudur.
Zaman, varlıkların bir tertip ile ve birbiri ardınca yaratılması ile ortaya çıkan soyut bir kavramdır. Bütün varlıkların yaratılması, değişip başkalaşmaları, yok olup son bulmaları, hep zaman nehir içinde gerçekleşir. Allah’ın, sonsuz kuvvet ve kudretiyle yokluk âleminden varlık sahasına çıkarılan bütün varlıklar, zaman nehrinde hiç durmadan akarlar. Geçmiş zaman, gelecek zaman ve şimdiki zaman kavramları nispidirler, birbirlerine göre bu isimleri alırlar. Bu gün dünün yarınıydı, yarının ise dünü olacak.
Ezel kavramına gelince o, zaten, zaman itibariyle bir sonsuzluk demek değildir. Zaman, devir, asır, yıl, ay, gün, saat, saniye, an gibi dilimlere bölünebildiği hâlde, ezel için böyle bir taksim söz konusu değildir. Aynı zamanda ezel, bir başlangıç noktası olarak da düşünülemez.
“Allah vardı, başka hiçbir şey yoktu.” (Hadis-i şerif). Zaman ise, mahlukatın yaratılması ile başladı. Şu hâlde zaman kavramı, geçmişe doğru ne kadar uzatılırsa uzatılsın, Allah’ın ezeliyeti ile karşılaştırılamaz .
Ancak soruyu şöyle sormak mümkün olabilir: “Ezelde Allah vardı, onunla beraber hiçbir şey yoktu. O hâlde ezelde Allah ne yapıyordu?” Hemen şunu ifade etmek gerekir ki; Allah ezelde bir şey yapmaya -haşa- mecbur olmadığı gibi, bir şey yapmaması da onun için bir eksiklik değildir. Zira o, mahlukatı yaratmasa da sonsuz kemâldedir. Mevcudatı yaratmasıyla kemalinde bir artma, yaratmamasıyla bir eksilme söz konusu değildir.
Bu açıklamadan sonra, soruyu iki şık içerisinde cevaplayalım: Allah, ezelde kendi cemal ve kemalini bizzat kendi müşahede ediyordu. Allah’ı kemaliyle bilmek yine ona mahsustur. Zira, Miraç hadisesi ile Allah’ı bizzat müşahede eden Efendimiz (asm.), “Seni gerektiği gibi bilemedim.” demiştir.
Allah, ezelde, isim ve sıfatlarının tecelli yeri olacak varlıkların mahiyet ve hakikatlerini, hüviyetlerini, plân ve programlarını, manevî miktar ve suretlerini ezelî ilminde takdir ve müşahede etmekteydi. Allah, lütuf ve keremi, rahmet ve merhametiyle, ilmi dairesindeki mahiyet ve hakikatlere, harici vücut giydirmeyi istedi. Ve ‘ol’ emrini verip mahlukatı yarattı. Bu yaratma fiili, mahlukat için, bir ihsan, bir lütuf ve bir ikram idi.
Allah’ın hem kendi kemal ve cemalini seyretmesinde, hem de varlıkların manevî plân ve programlarını yapmasında, onları ezelî ilminde takdir etmesinde bir zaman ve müddet söz konusu değildir. Yani bunlar bir zaman silsilesi içerisinde düşünülemez. Ezeldeki bu müşahede, bu tanzim ve takdir, insan aklının anladığı anlamda bir takdir ve tanzim değildir. Allah’ın zatı mahlukatın zatlarına, fiilleri mahlukatın işlerine benzemediği gibi İlâhî takdiri de insanın anladığı manada bir programlama değildir.
Değerli kardeşim Allah'ı anlatmamızı istiyorsun. Şimdiye kadar değerli üyeler sana oldukça güzel şeyler yazmışlar. Allah hepsinden razı olsun. Bir düşün Allah sana bir kapı açtı ki sen bu sitede değerli kişilerin bilgilerinde faydalanıyorsun. Allahu teala herşeyi öyle güzel ayarlamıştır ki herşey umarım senin için hayırlı olacaktır. selam ve dua ile.hoşçakal.
ALLAH cc yar veyardımcın olsun...
sana sadece bir iki anlaşılır konu izah etmek istiyorum..önce kendini incele...etrafına bak..yazı kovalayan kışa bak...geceleri gökyüzünde duran aya yıldızlara bak..odunlardan yada kütüklerden nasıl türlü türlü yemiş meyva çıkıyor hepsi birbirinden farklı tatlar onlara bak...annene babana bak sen nasıl geldin dünyaya....vs.vs.vs.kardeşim kastım ve yönlendirmem şudur ki etrafına bak...selam ve dua ile kalın ALLAH cc emanet olun selametle....
sana sadece bir iki anlaşılır konu izah etmek istiyorum..önce kendini incele...etrafına bak..yazı kovalayan kışa bak...geceleri gökyüzünde duran aya yıldızlara bak..odunlardan yada kütüklerden nasıl türlü türlü yemiş meyva çıkıyor hepsi birbirinden farklı tatlar onlara bak...annene babana bak sen nasıl geldin dünyaya....vs.vs.vs.kardeşim kastım ve yönlendirmem şudur ki etrafına bak...selam ve dua ile kalın ALLAH cc emanet olun selametle....
aleyne ve aleykum selam kardeşim.diğer arkadaslarım dediği gibi ALLAH celle celaluhu bir gunde anlatılamayacak kudar yüce ve munezehtir.
bunu sana özelden uzun uzadıya ve uygun şekilde dıolog halınde anlatmak isterım.Anladiğim kadaıyla bu soruyu sorduğuna gore elbetteki kafanda birçok soru işareti vardır.
Açıkcası senı kendıme benzettim bende kısa bır zaman onceye kadar ALLAH i biliyor ama teslim olamıyordum.
bunu sana özelden uzun uzadıya ve uygun şekilde dıolog halınde anlatmak isterım.Anladiğim kadaıyla bu soruyu sorduğuna gore elbetteki kafanda birçok soru işareti vardır.
Açıkcası senı kendıme benzettim bende kısa bır zaman onceye kadar ALLAH i biliyor ama teslim olamıyordum.
s.a ALLAH nasıl anlatılırki üstadın deyişi ile allah her yerde görebilmek çok önemli bakın bir meyveye bakın bir bitkiye allahı göreceksiniz göz gördüğünde ne der bunu yaratan biri var.. bu çok uzun size asrın getirdiği tereddütler kitabını okumanızı ve oradan çok şey istifade edebileceğinizi söyleyebilirim.RABBİM YARDIMCINIZ OLSUN İNŞALLAH
s.a ALLAH nasıl anlatılırki üstadın deyişi ile allah her yerde görebilmek çok önemli bakın bir meyveye bakın bir bitkiye allahı göreceksiniz göz gördüğünde ne der bunu yaratan biri var.. bu çok uzun size asrın getirdiği tereddütler kitabını okumanızı ve oradan çok şey istifade edebileceğinizi söyleyebilirim.RABBİM YARDIMCINIZ OLSUN İNŞALLAH [/SIZE]
s.a ALLAH nasıl anlatılırki üstadın deyişi ile allah her yerde görebilmek çok önemli bakın bir meyveye bakın bir bitkiye allahı göreceksiniz göz gördüğünde ne der bunu yaratan biri var.. bu çok uzun size asrın getirdiği tereddütler kitabını okumanızı ve oradan çok şey istifade edebileceğinizi söyleyebilirim.RABBİM YARDIMCINIZ OLSUN İNŞALLAH
allah'ı anlatın derken ne yi kast ettiniz ona bakalım kardeşim varlığını mı yoksa sonsuz kelamını mı......belkide olaya tam tersi bakıyosunuz......hayatınızda çıkmazlar aşılmaz engeller var galiba ben sizi çözemedim malum bana allah'ı anlatırmısınız demişsiniz....tek kelimeyle elini kalbine koy sessiz bir odada ve dinle kalbini kalbin allah diye attığını anlarsın
C
Allah’ın üstün gücünü yine evrendeki kusursuz yaratılışbize gösterir. Ancak asıl olarak Allah bize Kendisini insanlara doğruyu gösteren bir rehber olarak indirdiği Kuran’da tanıtmıştır. Kuran’da Allah’ın tüm üstün sıfatları; aklı, ilmi, şefkati, merhameti, adaleti, her yeri sarıp kuşatan olduğu, herşeyi işiten ve gören olduğu, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin tek sahibi, tek İlahı olduğu, mülkün tek hakimi olduğu haber verilmiştir.
O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O’dur. O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 22-24)
O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O’dur. O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 22-24)
Selam aleykum sevgli musluman kardeslerim,insallah benide bir yeni uye olarak aranizda bir dost olarak kabul edersiniz.
Allahi anlatin denilmis,Yuce rabbimiz nasil anlatilsin ki,onu anlatmak omrumuz yetmez,ona tefekkur etmeliyizki onu anlamaliyiz,dusunsenize bir hristiyan bile,bir kafir bile ve bir musrik bile Allahin var oldugunu biliyorlar Allahin kudretini biliyorlar,onlar bile bilirken bu soruyu soran arkadas nasil bilmesin ki,mumkunmu?
Bu soruyu sadece ama sadece bir cocuk sorabilir cunku eminimki yetiskin her kims varsa dunyada,Allahin var ve bir oldugunu haberdardir.Sakin yanlis anlama amacim seni suclamak mahcup etmek degil,asil senin sormak istedigin soru bu degildi eminim.Ama Allahi tanimak bilmek sana duser bize degil,biz ne kadar anlatsakta az gelir,onemli olan kendi kendine mucadele etmen yureginle ihlas ile.Ama sakin ha allah nasildir sekli cemali simasi nasildir merka etme,inanki bu insani sirke sokar.
Egerki sen iki de bir Allah diyorsan,su ictiginde yemek yediginde elhamdulillah diyorsan ve basin sikistiginda allahim yardim et diyorsan,ki bunlari eminim hep diyorsundur,o zaman sana Allahi anlatmamiza gerek yok,cunku sen Allahi tanimissin,bilmissin,varligina kudretine inanmissin.Geri kalan omrumuzde yapacagimiz sey,Allahi madem bildik tanidik tasdik ettik iman ettik,bu yolda yurumeye devam edecegiz,ibadetimize inancimiza devam edecegiz,inan gerisi hep gelir...
Allahi anlatin denilmis,Yuce rabbimiz nasil anlatilsin ki,onu anlatmak omrumuz yetmez,ona tefekkur etmeliyizki onu anlamaliyiz,dusunsenize bir hristiyan bile,bir kafir bile ve bir musrik bile Allahin var oldugunu biliyorlar Allahin kudretini biliyorlar,onlar bile bilirken bu soruyu soran arkadas nasil bilmesin ki,mumkunmu?
Bu soruyu sadece ama sadece bir cocuk sorabilir cunku eminimki yetiskin her kims varsa dunyada,Allahin var ve bir oldugunu haberdardir.Sakin yanlis anlama amacim seni suclamak mahcup etmek degil,asil senin sormak istedigin soru bu degildi eminim.Ama Allahi tanimak bilmek sana duser bize degil,biz ne kadar anlatsakta az gelir,onemli olan kendi kendine mucadele etmen yureginle ihlas ile.Ama sakin ha allah nasildir sekli cemali simasi nasildir merka etme,inanki bu insani sirke sokar.
Egerki sen iki de bir Allah diyorsan,su ictiginde yemek yediginde elhamdulillah diyorsan ve basin sikistiginda allahim yardim et diyorsan,ki bunlari eminim hep diyorsundur,o zaman sana Allahi anlatmamiza gerek yok,cunku sen Allahi tanimissin,bilmissin,varligina kudretine inanmissin.Geri kalan omrumuzde yapacagimiz sey,Allahi madem bildik tanidik tasdik ettik iman ettik,bu yolda yurumeye devam edecegiz,ibadetimize inancimiza devam edecegiz,inan gerisi hep gelir...