Ellidört farzın birincisi ''ZİKRULLAH''tır.
ALLAH-u Teala şöyle buyurmuştur:
''Ey iman etmiş olan kimseler!ALLAH'ı çokca anarak zikredin!''(Ahzab Suresi:41)
Zikrullah iki şekildedir.Biri dil ile zikir,ikincisi kalp ile zikirdir.Dil ile yapılan zikir zikredeni imana eriştirir.Zikri cenani yani kalp ile yapılan zikir,zikrenedeni cennetlere eriştirir.
Cabir(Radıyallahu Anh)hazretleri rivayet buyurdular ki:Cenab-ı Fahri kainat aleyhi efdalü's salevat hazreteleri buyurlar ki:
''Semaya yükeseldiğim gece büyüklüğü bin bu dünya kadar nurdan bir şehir gördüm ki,nurdan zincirler ile ALLAH-u Tealnın Arşı altında asılı duruyordu.
O şehrin dörtyüzbin kapısı vrdı,her kapının önünde ALLAH-u Tealanın rahmetiyle döşenmiş bostan vardı,her bostanda nurdan bir köşk vardı ve her köşkte nurdan bir saray vardı,her sarayda nurdan yetmiş oda vardı ve her oda da nurdan bir beyt vardı ve her bir beytin üzerinde nurdan bir çardak vardı,her çardağın,biri altından ve biri gümüşten olmak üzere dörtyüz kapısı vardı ve her kapının iki kanadı vardı.
Her kapı önünde nurdan bir seriri vardı ve hr serir üzerinde nurdan bir döşek vardı ve her döşek üzerinde hur-u i'nden bir cariya vardı ki eğer o cariyenin serçe parmağı dar'i dünyaya parlasa parmağının nuru güneş ve ayın nuruna galip olurdu.
Hak Teala'ya:Ya Rabbi! Bu şehir hangi nebi yahut hangi sıddık içindir?''dedim.
O:''Gece ve gündüz vakitlerinde ALLAH'ı Çok Çok ZİKREDEN erkek ve kadın mü'minler içindir.
Muhakkak ki zikredenler için benim katımda bundan daha fazla lütuf v kerem vardır.Benim rahmetim bu senin gördüğünden de geniştir''buyurdular.
ALLAH-u Teala şöyle buyurmuştur:
''Ey iman etmiş olan kimseler!ALLAH'ı çokca anarak zikredin!''(Ahzab Suresi:41)
Zikrullah iki şekildedir.Biri dil ile zikir,ikincisi kalp ile zikirdir.Dil ile yapılan zikir zikredeni imana eriştirir.Zikri cenani yani kalp ile yapılan zikir,zikrenedeni cennetlere eriştirir.
Cabir(Radıyallahu Anh)hazretleri rivayet buyurdular ki:Cenab-ı Fahri kainat aleyhi efdalü's salevat hazreteleri buyurlar ki:
''Semaya yükeseldiğim gece büyüklüğü bin bu dünya kadar nurdan bir şehir gördüm ki,nurdan zincirler ile ALLAH-u Tealnın Arşı altında asılı duruyordu.
O şehrin dörtyüzbin kapısı vrdı,her kapının önünde ALLAH-u Tealanın rahmetiyle döşenmiş bostan vardı,her bostanda nurdan bir köşk vardı ve her köşkte nurdan bir saray vardı,her sarayda nurdan yetmiş oda vardı ve her oda da nurdan bir beyt vardı ve her bir beytin üzerinde nurdan bir çardak vardı,her çardağın,biri altından ve biri gümüşten olmak üzere dörtyüz kapısı vardı ve her kapının iki kanadı vardı.
Her kapı önünde nurdan bir seriri vardı ve hr serir üzerinde nurdan bir döşek vardı ve her döşek üzerinde hur-u i'nden bir cariya vardı ki eğer o cariyenin serçe parmağı dar'i dünyaya parlasa parmağının nuru güneş ve ayın nuruna galip olurdu.
Hak Teala'ya:Ya Rabbi! Bu şehir hangi nebi yahut hangi sıddık içindir?''dedim.
O:''Gece ve gündüz vakitlerinde ALLAH'ı Çok Çok ZİKREDEN erkek ve kadın mü'minler içindir.
Muhakkak ki zikredenler için benim katımda bundan daha fazla lütuf v kerem vardır.Benim rahmetim bu senin gördüğünden de geniştir''buyurdular.
Ellidört Farz Şerhi
Müellif:Salahi Efendi
Terceme: Ahmet Mahmut ÜNLÜ
__________________Müellif:Salahi Efendi
Terceme: Ahmet Mahmut ÜNLÜ