Bir gün Peygamber ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağımızı..."
Biliyorum. Böylesine şerefli bir konuğa en güzel odanızı açacağınızı,
Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını,
Ve inandırmaya çalışacağınızı, Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı;
Fakat söyleyin bana, Evinize doğru gelirken gördüğünüzde, O'nu hemen kapıda mı karşılayacaksınız?
Yoksa içeri almadan önce, aceleyle, Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp Yerine Kur'an'ı mı koyacaksınız? "
Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
Ve bunun yerine ortalığa, Kitaplığınızın raflarında tozlanmış, Hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
Peki Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?
Yoksa telaşla ne yapayım diyerek, Sağa sola mı koşturacaksınız?"
Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla?
Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız, Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
Şimdi söyleyin açık yüreklilikle, Onun kalmasını ister misiniz sizinle?
Sonsuza dek, hep birlikte...
Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız, Ziyareti bitip gittiğinde?"
İNSAN GERÇEKTEN HER AN "O" GELECEKMİŞ GİBİ YAŞAMALI DEĞİLMİ?
ŞİİRİN TAMAMI BU KADAR OLMAYABİLİR BULABİLDİĞİMİ PAYLAŞIYORUM.