İnsanlığa örnek olmuş büyük kişilerden biri, evinde otururken birden kapı çalınır. İnip bakar. Bir de ne görsün, eski tanıdıklarından biri. Allah rızası için sadaka istemeye gelen bu eski dostu mahcup etmemek için kendisine görünmez. Hemen içeri koşup eline sandıktan ne geçerse hepsini getirip, kapı aralığından uzatır.
Adam dua ederek gittikten sonra o zat hüngür hüngür ağlamaya başlar... Hanımı, ''Verdiklerin gözüne çok göründü, yaptığın cömertliğe pişman oldun da da ondan dolayı mı ağlıyorsun?'' diye sorar.Adam şöyle cevap verir ''Hayır! Aklına gelen yanlış. Ben verdiğim para için değil, uzun zamandan beri görmediğim bir dostumun halini sorup araştırmadığım için, onu dilenmeye zorlanacak durumu getirişime ağlıyorum!...''
Gelin büyük zata eşlik edip biz de ağlayalım' Teselli bekleyen komşumuza çare olamayışımıza, cevabını unuttuğumuz mektuuplara, aradığımız dostlarımıza, ziyaret etmediğimiz hastalrımıza, akrabalarımıza, hayıır dualarını alamadığımız yaşlılarımıza ağlayalım. En kötüsü de, bu hissimizi yitirişimize ve ağlamayı unutuşumuza ağlayalım.Acaba İmam-ı Rabbani Hazretleri bunun için mi ''Ya Rabbi! Göz yaşımı kurutma!'' diye dua ediyordu? Çoğu şeyin farkına varmadan yaşıyoruz.
Sokakta telaşla ilerlerken hayattan ümidini yitirmiş birisi geçiverir yanımızdan.Alaca karanlıkta Pazar artıklarını toplayan yoksulları görürüz. Çöp bidonunu karıştıran adamın parmakları, yırtık papucunun içinde donarken, basit bir boya kutusu ile hayat savaşı veren minik bir çocuk görürüz.İyiylik yapmak için uzağa gitemize gerek yok. Aslında o yanıbaşımızda bizi beklemektedir.
Öyle insanlar vardır ki, parasızlıktan veya maddi yetersizliklerden dolayı değil, sadece sevgi kelimesine hasret olarak ilgisizlikten ölür giderler.Bazen, kendinin ayak tıkırtısı veya rüzgarın sürüklediği kağıdın hışırtısı, ümit uyandırmak için insanın yerini alabiliyor...Bir aile ''Acaba hangi lokantaya gitsek?'' diye düşünürken, yan komşunun elektrik borcunu ödeyemediği için kullandığı mum devrilebilir ve yangın çıkabilir. Yetimler akşam ne yiyecek? İyiylik, hayata anlam kazandırır. İyiyilik öyle bir dildir ki hem dilsizler konuşabilir onunla hem de sağırlar işitir onu...Hayat bir iyiyilik yarışıdır ve sevmektir. Sevmek ise boş sözle olmaz. Sevmek ilgilenmektir.Zaman ayırmaktır.Paylaşmaktır. Her şeyin bedeli var da sevmenin bedeli yok mu?
Adam dua ederek gittikten sonra o zat hüngür hüngür ağlamaya başlar... Hanımı, ''Verdiklerin gözüne çok göründü, yaptığın cömertliğe pişman oldun da da ondan dolayı mı ağlıyorsun?'' diye sorar.Adam şöyle cevap verir ''Hayır! Aklına gelen yanlış. Ben verdiğim para için değil, uzun zamandan beri görmediğim bir dostumun halini sorup araştırmadığım için, onu dilenmeye zorlanacak durumu getirişime ağlıyorum!...''
Gelin büyük zata eşlik edip biz de ağlayalım' Teselli bekleyen komşumuza çare olamayışımıza, cevabını unuttuğumuz mektuuplara, aradığımız dostlarımıza, ziyaret etmediğimiz hastalrımıza, akrabalarımıza, hayıır dualarını alamadığımız yaşlılarımıza ağlayalım. En kötüsü de, bu hissimizi yitirişimize ve ağlamayı unutuşumuza ağlayalım.Acaba İmam-ı Rabbani Hazretleri bunun için mi ''Ya Rabbi! Göz yaşımı kurutma!'' diye dua ediyordu? Çoğu şeyin farkına varmadan yaşıyoruz.
Sokakta telaşla ilerlerken hayattan ümidini yitirmiş birisi geçiverir yanımızdan.Alaca karanlıkta Pazar artıklarını toplayan yoksulları görürüz. Çöp bidonunu karıştıran adamın parmakları, yırtık papucunun içinde donarken, basit bir boya kutusu ile hayat savaşı veren minik bir çocuk görürüz.İyiylik yapmak için uzağa gitemize gerek yok. Aslında o yanıbaşımızda bizi beklemektedir.
Öyle insanlar vardır ki, parasızlıktan veya maddi yetersizliklerden dolayı değil, sadece sevgi kelimesine hasret olarak ilgisizlikten ölür giderler.Bazen, kendinin ayak tıkırtısı veya rüzgarın sürüklediği kağıdın hışırtısı, ümit uyandırmak için insanın yerini alabiliyor...Bir aile ''Acaba hangi lokantaya gitsek?'' diye düşünürken, yan komşunun elektrik borcunu ödeyemediği için kullandığı mum devrilebilir ve yangın çıkabilir. Yetimler akşam ne yiyecek? İyiylik, hayata anlam kazandırır. İyiyilik öyle bir dildir ki hem dilsizler konuşabilir onunla hem de sağırlar işitir onu...Hayat bir iyiyilik yarışıdır ve sevmektir. Sevmek ise boş sözle olmaz. Sevmek ilgilenmektir.Zaman ayırmaktır.Paylaşmaktır. Her şeyin bedeli var da sevmenin bedeli yok mu?