Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Soru Sorsam, Yardımcı Olur musunuz? (1 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

El_Şihab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
150
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu...Tüm Ümmeti Muhammedin Cuması Hayırlı ve Bereketli Olsun İnşallah...

Cuma namazı hakkında birşey sormak istiyorum arkadaşlar...
Hamd olsun Rabbime çevremdeki erkek müminler cuma namazlarını kılıyor,


(Cuma Süresi- 9) Ey İman Edenler! Cuma Günü Namaz İçin Çağrı Yapıldığı Zaman, Hemen Allah'ın Zikrine Koşun ve Alışverişi Bırakın. Eğer Bilirseniz Bu Sizin İçin Daha Hayırlıdır.

Hz. Peygamber (s.a.s)'de şöyle buyurmuştur: "Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar" "Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur" "Kim, önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse, Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur"

buyurulmasına rağmen, bazı müslümanlar cuma namazlarına gitmeyib, sadece öğle namazını eda ediyorlar... Bu durum ne kadar doğru?
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu...Tüm Ümmeti Muhammedin Cuması Hayırlı ve Bereketli Olsun İnşallah...

Cuma namazı hakkında birşey sormak istiyorum arkadaşlar...
Hamd olsun Rabbime çevremdeki erkek müminler cuma namazlarını kılıyor,


(Cuma Süresi- 9) Ey İman Edenler! Cuma Günü Namaz İçin Çağrı Yapıldığı Zaman, Hemen Allah'ın Zikrine Koşun ve Alışverişi Bırakın. Eğer Bilirseniz Bu Sizin İçin Daha Hayırlıdır.

Hz. Peygamber (s.a.s)'de şöyle buyurmuştur: "Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar" "Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur" "Kim, önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse, Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur"

buyurulmasına rağmen, bazı müslümanlar cuma namazlarına gitmeyib, sadece öğle namazını eda ediyorlar... Bu durum ne kadar doğru?

ben de size soru sorayım..ben cumaya gitmiyorum...onun yerine öğle kılıyorum ...Allah rasulunun hadisi sahihtir

ben size şu kadarını soliyeyim...Darul kufrde cuma namazı kılınır mı?...kılınırsa bugunki İmamların arkasında cuma namazı kılınır mı? cuma namazının şartları nelerdir?...Cuma da neler konuşulur? ...
 

El_Şihab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
150
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ben de size soru sorayım..ben cumaya gitmiyorum...onun yerine öğle kılıyorum ...Allah rasulunun hadisi sahihtir

ben size şu kadarını soliyeyim...Darul kufrde cuma namazı kılınır mı?...kılınırsa bugunki İmamların arkasında cuma namazı kılınır mı? cuma namazının şartları nelerdir?...Cuma da neler konuşulur? ...

Anladığım kadarıyla, imamlar devletten maaş aldıkları için onların arkasında saf tutmuyorlar... ve imam olmak yetmez, ne kadar imanlı olduğunu bilmek lazım" mı demek istiyorsunuz?...

Ben bu konuda bilgi edinmek için sordum zaten kardeş... ama sen bana soruyosun... bilgilerini paylaşırsan sevinirim...
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu...Tüm Ümmeti Muhammedin Cuması Hayırlı ve Bereketli Olsun İnşallah...

Cuma namazı hakkında birşey sormak istiyorum arkadaşlar...
Hamd olsun Rabbime çevremdeki erkek müminler cuma namazlarını kılıyor,


(Cuma Süresi- 9) Ey İman Edenler! Cuma Günü Namaz İçin Çağrı Yapıldığı Zaman, Hemen Allah'ın Zikrine Koşun ve Alışverişi Bırakın. Eğer Bilirseniz Bu Sizin İçin Daha Hayırlıdır.

Hz. Peygamber (s.a.s)'de şöyle buyurmuştur: "Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar" "Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur" "Kim, önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse, Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur"

buyurulmasına rağmen, bazı müslümanlar cuma namazlarına gitmeyib, sadece öğle namazını eda ediyorlar... Bu durum ne kadar doğru?

Selamunaleyküm kardeşim bir konu açtım sorunun cevabı konudadır okursan sevinirim...vesselam veddua
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Cemaatle namaz kılmak bir mümin için vazgeçilmez bir ahlaktır. Bir Müslüman camiye gitmiyorsa bile ailesi ile beraber beş vakit cemaatle namaz kılmalıdır. Bunu ahlak edinmeyen Müslüman mutlak surette Allah katında sorumludur ve birçok rahmetten de mahrum kalır.

Ancak bugün Müslümanların tağuti sistemler tarafından atanmış kimselerin arkasında namaz kılmamaları kesinlikle onların cemaat ile namaz kılmaya önem vermedikleri anlamına gelmez. Zira bugün bu imamların arkasında Müslümanların
namaz kılmamalarının altında yatan asıl etken daha başkadır. Zira bilindiği üzere tağuti sistemlerde görev alan imamlar şirk
ve küfürle dolu maddeleri ikrar ederek imzalamaktadırlar. Sadece birkaç kuruşluk dünya menfaati uğruna küfür maddelerini kabul ettiğini ikrar eden bir kimsenin küfrü ümmetin ittifakı ile sabittir. Kim hangi niyetle olursa olsun böyle bir fiilde bulunursa mürted olur. Bugün tağuti sistemlerin gölgesi altında imamlık
yapmaya çalışan kimselerin işledikleri bu büyük suç sebebiyle muvahhid Müslümanlar onların arkalarında namaz kılmamaktadırlar.

İlk Önce genelolarak arkalarında namaz kılınmaz yani bir vakit bile , o ki kaldı cuma gibi onemli bir meseleye...

Bununla beraber bazı İslam alimleri haramı meşrulaştırmanın
küfür olduğunu söylemişlerdir. Peki tağutların tuğyanını, onların küfrünü ve fıskını mesrulastıran bu imamların durumu nedir acaba? Bunlar sadece tağutu meşrulştırmakla kalmadılar bununla birlikte tağutu reddeden ve Allah’a iman eden Müslümanları harici, tekfirci, fitneci olarak isimlendirmektedirler.
Acaba Müslümanları kötüleyen, sahih İslam akîdesine düşman olan, bununla beraber tağutları savunan bir kimsenin arkasında nasıl namaz kılınabilir?

devam edecek....
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Geçmişte yüzlerce İslam alimi sadece Müslüman olmaları, “Aziz” ve “Hamid” olan Allah’a iman etmeleri sebebiyle bu zalim tağutlar tarafından şehit edilmiştir. Ancak bugün yine aynı tağutlar halktan topladığı vergiler ve faiz gelirleri ile oluşturdukları bütçenin büyük bir kısmını bu belamlara ayırmaktadır. Bunun sebebi de açıkça belli olduğu üzere cahil halk yığınlarının
karşısında bu belamlar vasıtasıyla kendisini meşru göstermektir.

Bakınız bu noktada İmam Kurtubî Tevbe Suresi’nin 108. ayetinin tefsirinde söyle demektedir:

“İslam alimleri kim zalimden görev alırsa onun arkasında namaz kılınmaz buyurmuşlardır.”

Bak kardeşim Kurtubi diyor ki, zalimden görev alırsa, yani müsleman ama zalim...ki bugunki, tagutlar Allah ile beraber ilahlık iddiasında bulunulan keslerdir...Allah ile beraber kanun koymaya çalışan KAFİRLERdir...yani bu imamlar zalim bir müslümandan degil, bizzat kafir ilahlık taslıayan gunumuz firavunlarından imamlık görevini alıyorlar...

Acaba bugün tağutları savunan, onların küfrünü meşrulaştıran
bu belam çetesinin arkasında nasıl namaz kılınır? Aslen bunların arkasında namaz kılmak bir kenara, öncelikle bu kimseleri sahih İslam’a davet etmek gerekir. Allah (Subhanehu ve Tealâ) bu kimseler hakkında söyle buyurmaktadır:

“İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler. (2, Bakara/159)

İşte günümüz belamlarının isledikleri cürüm, bu ayetin gereğince
çok büyük bir günahtır. Çünkü din adına toplumu kandırmak hırsızlık yapmaktan daha beter bir durumdur. Bununla beraber bu kimselere alim, imam demek de büyük bir sorumluluktur. Zira gerçek alim ve imamlar her daim zalimlere karşı
mücadele veren kimselerdir.
 

El_Şihab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
150
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Cemaatle namaz kılmak bir mümin için vazgeçilmez bir ahlaktır. Bir Müslüman camiye gitmiyorsa bile ailesi ile beraber beş vakit cemaatle namaz kılmalıdır. Bunu ahlak edinmeyen Müslüman mutlak surette Allah katında sorumludur ve birçok rahmetten de mahrum kalır.

Ancak bugün Müslümanların tağuti sistemler tarafından atanmış kimselerin arkasında namaz kılmamaları kesinlikle onların cemaat ile namaz kılmaya önem vermedikleri anlamına gelmez. Zira bugün bu imamların arkasında Müslümanların
namaz kılmamalarının altında yatan asıl etken daha başkadır. Zira bilindiği üzere tağuti sistemlerde görev alan imamlar şirk
ve küfürle dolu maddeleri ikrar ederek imzalamaktadırlar. Sadece birkaç kuruşluk dünya menfaati uğruna küfür maddelerini kabul ettiğini ikrar eden bir kimsenin küfrü ümmetin ittifakı ile sabittir. Kim hangi niyetle olursa olsun böyle bir fiilde bulunursa mürted olur. Bugün tağuti sistemlerin gölgesi altında imamlık
yapmaya çalışan kimselerin işledikleri bu büyük suç sebebiyle muvahhid Müslümanlar onların arkalarında namaz kılmamaktadırlar.

İlk Önce genelolarak arkalarında namaz kılınmaz yani bir vakit bile , o ki kaldı cuma gibi onemli bir meseleye...

Bununla beraber bazı İslam alimleri haramı meşrulaştırmanın
küfür olduğunu söylemişlerdir. Peki tağutların tuğyanını, onların küfrünü ve fıskını mesrulastıran bu imamların durumu nedir acaba? Bunlar sadece tağutu meşrulştırmakla kalmadılar bununla birlikte tağutu reddeden ve Allah’a iman eden Müslümanları harici, tekfirci, fitneci olarak isimlendirmektedirler.
Acaba Müslümanları kötüleyen, sahih İslam akîdesine düşman olan, bununla beraber tağutları savunan bir kimsenin arkasında nasıl namaz kılınabilir?

devam edecek....


Paylaşımların için saol kardeş... cezakellahu hayran kesira...
Sizde vakit ayırdınız soruma, hakkınızı helal ediniz... wesselam...
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Azerbaycan_li´isimli üyeden Alıntı
ben de size soru sorayım..ben cumaya gitmiyorum...onun yerine öğle kılıyorum ...Allah rasulunun hadisi sahihtir

ben size şu kadarını soliyeyim...Darul kufrde cuma namazı kılınır mı?...kılınırsa bugunki İmamların arkasında cuma namazı kılınır mı? cuma namazının şartları nelerdir?...Cuma da neler konuşulur? ...

Cuma Namazı
191- Cuma, müslümanlarca bir bayram günüdür. Bu mübarek günde müslümanlar mabedlerde toplanırlar. Okunacak hutbeleri dinleyerek faydalanırlar. Hep birlikte cuma namazını kılarlar. Sonra ya başka ibadetlerle uğraşır veya ziyaretlerde bulunur yahut günlük işleri ile uğraşmaya koyulurlar.
Bir hadis-i şerifde buyuruluyor:
"Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür. Adem aleyhisselam O gün Cennet'e konulmuş, O gün Cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de o gün kopacaktır."
Bütün bu olaylar, nice hayırları ve; hikmetleri toplamaktadır.
192- Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hicretleri zamanında Medine'ye yakın bulunan "Salim İbni Avf" yurdunda "Ranuna" denilen vadi içerisinde "Beni Salim Mescidinde" ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk cuma namazını kıldırmıştır.
193- Cuma namazının vakti tam öğle namazının vaktidir. Cuma namazı için minarelerde ezan okunur. Camilere gidince önce aynen öğle namazının sünneti gibi, dört rekat cumanın ilk sünneti kılınır. Ondan sonra cami içinde bir ezan daha okunur. Minberde cemaata karşı bir hutbe okunur. Bu hutbeden sonra ikamet alınarak cumanın iki rekat farzı cemaatle aşikare okuyuşla kılınır. Bir farzdan sonra yine öğlenin ilk dört rekat sünneti gibi, cumanın son dört rekat sünneti kılınır. Bundan sonra da "Zuhrü ahir" diye dört rekat namaz kılınır ki, buna dair ileride bilgi verilecektir. Arkasından da "Vaktin sünneti" niyeti ile aynen sabah namazının sünneti gibi iki rekat namaz daha kılınır.
194- Cuma şartlarını kendilerinde toplayan kimseler için iki rekat cuma namazı "Farz-ı ayın"dır. Cuma namazının diğer namazlardan başka olarak kendisine özgü on iki şartı daha vardır. Bunların altısı vücubunun (farz olmasının), diğer altısı da edasının şartlarıdır.

Cumanın Vücubunun Şartları
195- Cumanın bir kimseye farz olabilmesi için, onda şu altı şartın bulunması şarttır:
1) Erkek olmak: Bunun için cuma namazı erkeklere farzdır, kadınlara farz değildir.
2) Hürriyet: Bu bakımdan cuma namazı kölelere farz değildir. Bir sözleşmeye bağlı olarak kısmen hür olan (mükateb gibi) kölelere farzdır.
3) İkamet: Dinî hüküm bakımından misafir (yolcu) sayılan kimselere cuma namazı farz değildir. Sefer ve misafirlik bahsine bakılsın.
4) Sıhhat: Hasta olduğundan cuma namazına çıktığı takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkan kimseye cuma namazı farz değildir. Yürümeye takati olmayan çok yaşlı kimseler de bu hükümdedirler. Hasta bakıcısı da böyledir, eğer camiye gidince hastanın zarar göreceğinden korkuyorsa, ona da cuma farz olmaz.
5) Gözlerin sağlıklı olması: Onun için gözleri kör olanlara cuma namazı farz değildir. Böyle körleri camiye götürüp getirecek kimseleri olsa da, İmamı Azam'a göre yine ona cuma farz olmaz. Fakat iki imama göre, her iki gözü görmeyen kimseyi camiye götürüp getirecek bir adam varsa, o zaman böyle körlere de cuma farz olur.
6) Ayakların sağlıklı olması: Kötürüm veya ayakları kesilmiş olan kimselere cuma namazı farz değildir. Kendilerini yüklenecek kimseleri bulunsa da hüküm aynıdır.
Düşman korkusu, şiddetli yağmur, fazla çamur ve benzeri engeller de, cuma namazına gidilmemesini mubah kılan özürlerdendir.
Bununla beraber bu altı şartı taşımayan kimseye her ne kadar cuma namazı farz değilse de, gidip cuma namazını kılacak olsa, vaktin farzını yerine getirmiş olur. Kadınların veya âmâ ve benzeri özrü olan kimselerin cuma namazını kılmaları gibi. Artık bunlar o günün öğle namazını ayrıca kılmakla yükümlü değillerdir.

Cumanın Edasının Şartları
196- Cumanın edası için şu altı şart vardır:
1) Cuma namazını bulunulan yerdeki idarecinin veya onun göstereceği kimsenin kıldırmasıdır. Şöyle ki: Cuma namazını en büyük idareci veya onun izni ile diğer bir şahıs kıldırmalıdır. İdareci veya onun görevlendirdiği bir şahıs bulunmayan bir yerde, müslüman cemaatın tayini ile içlerinden biri cuma namazını kıldırabilir. İslam hükümlerinin uygulanmadığı (daru'l-harb gibi) yerlerde cuma namazı böyle kılınır.
2) Hutbe okumaya izin, namaz kıldırmaya da izindir. Aksi de böyledir. Bu her iki görevi yapmaya yetkili olan zat, bir özür olsun, olmasın, yerine başkasını tayin edebilir. Başkasını tayin için kendisine yetki verilmemiş olsa da yine yapabilir. Fakat hatibin huzurunda izin almaksızın başkasının hatiblik görevini yapması caiz değildir.
3) Genel izindir. Belli bir yerde müslümanların toplanıp cuma namazını kılmaları için idareci tarafından müsaade edilmiş olmalıdır. Bazı şahıslara özel bir şekilde tayin edilen ve kapısı başkalarına kapatılan yerlerde cuma namazını kılmak caiz olmaz. Fakat mabedin kapısı açık bırakılarak insanların girmesine izin verildiği takdirde, başkaları gelmemiş olsa da, cuma namazları sahih olur.
4) Vaktin devamıdır. Şöyle ki: Cuma namazını kılabilmek için öğle vakti devam etmek üzere olmalıdır. Bu vakit çıktı mı, artık cuma namazını kılmak veya kaza etmek caiz olmaz. O günün öğle namazı da kılınmamış ise, yalnız onu kaza etmek gerekir.
Daha cuma namazı kılınmakta iken vakit çıkacak olsa, yeniden öğle namazını kaza olarak kılmak gerekir.
(İmam Malik'e göre, cuma namazı öğle vakti çıktıktan sonra da kılınabilir. İmam Ahmed'den bir rivayete göre de, cuma namazı zeval vaktinden önce de kılınabilir.)
5) Cemaat bulunmasıdır. Şöyle ki: Cuma namazı için cemaatın en az mikdarı, imamdan başka üç kişidir. İmam Ebû Yusuf'a göre, imamdan başka iki kişidir.
(İmam Malik'den bir rivayete göre otuz, İmam Şafiî ile İmam Ahmed'in mezheblerine göre de kırk kişidir.)
Cemaatın aklı yerinde ve erkek olması ve en az bu üç kişinin birinci secdeye kadar hazır bulunması da İmam-ı Azam'a göre şarttır. Buna göre yalnız kadınların veya çocukların cemaatiyle veya birinci secdeden önce dağılıp da azınlıkta kalan cemaatle cuma namazı kılınamaz.
Cemaatın huzuru, iki İmama göre tahrimeye kadar şarttır. İmam Züfer'e göre, hiç olmazsa ka'dede teşehhüd mikdarı duruncaya kadar cemaatın hazır bulunması şarttır. Cemaat bundan önce dağılacak olsa, geriye kalan bir veya iki kişinin öğle namazını kılması gerekir. Cemaatın mukim veya hür olmaları şart değildir. Öyle ki, misafir veya köle olan bir müslüman cuma namazını kıldırabilir.
6) Cumanın farz olan namazından önce hutbe okumaktır. Şöyle ki: Vaktin girmesinden sonra mevcut cemaatın huzurunda bir hutbe okunması gerekir. Bunun içindir ki, hutbe okunurken cemaat bulunmayıp da sonradan namazda bulunacak olsalar, namazları caiz olmaz.
* Cemaatin hutbeyi işitmesi şart değildir. Sadece hazır bulunmaları yeterlidir. Hutbe esnasında bir mükellef erkeğin, misafir olsa dahi, bulunması yeterli görülmektedir.
Cuma hutbesinin rüknü, İmamı Azam'a göre, Allah'ı zikirden ibarettir. Onun için hutbe niyeti ile yalnız: "Elhamdü lillah" yahut "Sübhanallah" yahut "La ilahe illalah" denilecek olsa, yeterli olur. İki İmama (İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e) göre, hutbe denilecek derecede uzunca bir zikirden ibarettir. Bunun en az olan derecesi, Tahiyyat mikdarı hamd ve Salavat ile müslümanlara duadır.
* Hutbenin vacibleri, hatibin taharet üzere bulunması, avret sayılan yerlerin örtülü olması ve hutbeyi ayakta okumasıdır.
Hutbenin sünnetleri de, hutbeyi iki kısma ayırmak ve bunlar arasında bir tesbih veya üç ayet okunacak kadar bir zaman oturmaktır. Bu bakımdan buna iki hutbe denir. Bu iki hutbeden her biri hamdi, kelime-i şehadeti, salât ve selâmı kapsamalı. Birinci hutbe, bir ayetin okunması ile insanlara öğüt vermeyi, ikinci hutbe de müslümanlara duayı kapsamalıdır. Ayrıca imamın sesi, ikinci hutbede olan birinci hutbedekinden daha hafif olmalıdır. İşte bunlar hutbenin sünnetlerindendir.
* Her iki hutbeyi uzatmamak da sünnettir. Hatta hutbeyi "Hücurat" süresi ile "Büruc" süresine kadar olan sürelerin herhangi birinden uzunca okumak, özellikle kış mevsiminde, mekruhtur. Cemaatı bıktırmak uygun değildir. Cemaatın acele görülecek işleri olabilir. Onları camide fazla tutmak, cuma namazlarına devamlarına engel olacağından yersiz bir iş olur. Hatib olan şahıs bunları düşünmelidir. Sözlerinin sonu, önceki sözleri unutturacak ve kıymetten düşürecek şekilde hutbesi uzun olmamalıdır. Hutbenin kısa ve cemaata faydalı bir tarzda hazırlanması, hatibin ehliyet ve faziletine delildir. Bu konudaki bir hadisi şerifin anlamı şöyledir:
"Namazının uzun, hutbesinin kısa olması bir kimsenin anlayışlı bir din alimi olduğunun alametidir. Artık namazı (cemaata ağır gelmeyecek şekilde) uzatınız, hutbeyi de kısa okuyunuz. Gerçekten bazı sözler, sihir gibi kalbleri etkiler"
İşte böylece hutbeler, belâgat ve mana bakımından ruhları kazanacak bir halde bulunmalıdır.
Ashabı kiramdan (Câbir bin Semüre'den) rivayet edildiğine göre, Peygamber efendimizin namazı da, hutbesi de orta bir halde idi. Çok kısa ve çok uzun olmaktan beri idi.
* Hatib, ezan okunup tamamlanıncaya kadar minberde oturur. Sonra ayağa kalkar. Sonra gizlice "Euzü" çekerek aşikâra hamd ve sena'da bulunur. Hutbesini cemaata karşı söyler. Savaşla alınmış bir beldede hatib sol elinde tutacağı bir kılıca dayanarak hutbesini okur. Bu durum İslamın gücünü, İslam mücahidlerinin dayandıkları kuvveti hatırlatır. Milletin kahramanlığını arttırır. Hutbe bitince ikamet yapılır. Bunlar da hutbenin sünnetlerindendir. Hatibin hutbe sünnetlerini gözetmemesi veya dünyalık konuşmalarda bulunması mekruhtur.
7) Cuma namazının bir beldede veya belde hükmünde bulunan bir yerde kılınmasıdır. Beldeden maksad, valisi, hakimi, yolları ve mahalleleri bulunan herhangi bir şehirdir. Bu beldeye bitişik olup asker toplamak, at bağlamak, silah atmak, cenaze namazı kılmak, ölüleri gömmek gibi beldenin ihtiyaçlan için hazırlanmış olan yerler de, belde hükmündedir. Bu yerlere "Fina-i belde" denilir. Onun için bir belde camilerinde cuma namazı kılınabileceği gibi, böyle yerlerde de kılınabilir. Önceleri şehirlerin dışında böyle namaz kılma yerleri (Musallâ) vardı. Halk cuma ve bayram günlerinde orada toplanarak namazlarını kılarlardı. Böylece beraberliklerini, güçlerini ve hakka olan bağlılıklarını göstermeye çalışırlardı. Öyle ki, İmamı Azam'a göre, bir beldede yalnız bir camide veya bir Musallâ'da cuma namazı kılınır, birkaç camide kılınmaz.
Fakat İmam Muhammed ve İmamı Azam'dan diğer bir rivayete göre cuma namazı, bir beldede bulunan birçok camilerde kılınabilir. Doğru olan da budur. Uygulama da böyle yapılmaktadır.
İmam Ebû Yusuf'dan bir rivayete göre, şehirde ancak iki yerde cuma namazı kılınabilir. Diğer bir rivayete göre de, aralarında bir ırmak bulunmadıkça iki yerde de cuma namazı kılınmaz.
Cuma namazının birçok camide kılınmasını caiz görmeyenlere göre, bir beldede kılınan birçok cuma namazlarından hangisine daha önce tekbir alınarak başlanmışsa o namaz sahih olur, diğerleri olmaz.
İşte böyle bir ihtilaftan kurtulabilmek içindir ki, cumanın dört rekat son sünnetinden sonra "Zühri ahîr" adı ile dört rekat namaz daha kılınmaktadır. Şöyle ki: "Vaktine yetişip henüz üzerimden düşmeyen son öğle namazına" diye niyet edilir ve tam öğle namazının dört rekat farzı veya dört rekat sünneti gibi, dört rekat namaz kılınır. Daha iyisi sünnet namazı şeklinde kılmaktır. Çünkü cuma namazı sahih olmamışsa, bu dört rekat ile o günün öğle namazı kılınmış olur. Bu namazın son iki rekatına ilave edilen sure ve ayetler, farzın sıhhatine zarar vermez. Eğer cuma namazı sahih olmuşsa, bu dört rekat kazaya kalmış bir öğle namazı yerine geçer. Kazaya kalmış böyle bir namaz bulunmayınca da nafile bir namaz olur.
Sonuç: Bu şekilde namaz kılınması ihtiyata uygun olduğundan, alimlerin çoğu tarafından güzel görülmüştür. Şafiî alimlerinden bir çokları da bunu uygun görmektedirler. Çünkü İmam Şafiî'ye göre de, bir beldede ilk kılınmaya başlanan cuma namazı geçerlidir, diğer cuma namazları sahih olmaz. O halde cuma namazına daha sonra başlamış olanların öğle namazını kılmaları gerekir.
Bununla beraber bu uygulama bir içtihad meselesi olduğundan İmam Şafiî Hazretleri, Bağdad'da birçok camide cuma namazının kılındığını gördüğü halde buna itiraz etmemiştir.




Alıntıdır

En Doğrusunu Allah Bilir
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İmam Ebu Hanife (rahimehullah) zalimlerden görev almadığı için şehid olmuştur. Kendisi zalim bir yönetici olan Yezid bin Hubeyre’ye “Bırak size imamlık yapmayı
şu şehrin camilerinin kapılarını say deseniz bile saymam” demistir.

Abdullah İbn-i Mübarek (rahimehullah), İmam Ebu
Hanife’yi anlatırken söyle demistir: Birisi ona “Şu kalemimin ucunu açar mısın?” dedi. İmam “Bununla ne yapacaksın?” diye sordu. O adam “Zalim hakimin
bazı kararlarını yazacağım” dedi. Bunun üzerine İmam Ebu Hanife (rahimehullah) “Şayet ben senin kaleminin ucunu açacak olursam zalimlere yardım etmis olurum ve bundan dolayı da onlarla beraber haşrolurum” diye cevap verdi.

Allahu ekber...bugun kendine hanefiyim diyenlerin bir çoğu İmam ebu Hanifeyi ne kadar seviyor, ne kadar hanefi mezhebine uyuyor tartışılır sanırım..

Birisi İmam Tavus’a “Ben zalim bir hakimin terzisiyim. Onun elbiselerini dikiyorum. Acaba ben zalimlerin yardımcısı
konumunda mıyım?” diye sordu. İmam Tavus (rahimehullah) ona cevap olarak söyle dedi:
“Hayır! Sana iğne ve iplik getiren kimse zalimlerin yardımcısıdır. Sen ise zalimin bizzat kendisisin.”

İste gerçek imam ve alimler bunlardır. Onlar din önderi büyük müctehidlerdir. İlimlerinin gereğini yerine getiren, bundan dolayı da zalimlere asla meyletmeyen kimselerdir. Bu yüzden günümüz belamlarını imam olarak isimlendirmek gerçek
imam ve alimlere hakarettir. Bugünün belamları olsa olsa namaz kıldırma memuru olarak isimlendirilebilirler.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Cuma namazı meselesine gelince; Hanefî alimlerine göre yasanılan topraklarda İslam’ın hakimiyetinin kaybolması ve küfrün egemen olması sebebiyle Cuma namazı farziyetini yitirir.
Bu konuda son dönemde yetismis büyük alimlerimizden olan Sadrettin Yüksel hocamız bir risale hazırlamıstır. Ancak ekser ulemaya göre küfür hakim olsa da Cuma namazı farziyetini yitirmez. Bu yüzden İbn-i Abidin küfrün hakim olduğu beldelerde Müslümanlardan kendi aralarında birini imam seçerek cuma
namazı kılmalarının caiz olduğunu söylemektedir.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
yani kardeşim, genel olarak Bu İmamların arkasında degil cuma namazı, bir vakit bile kılınarak namaz tehlikeye atılmaz...ama insanlar kendi aralarında toplanarak cuma kıla biliyorlarsa kılırlar..

cumanın şartlarından birisi müslümanların emniyyeti olmasıdır kardeşim..Mesela ogrendigime gore Turkiyede kardeşler toplanıp ole kendilerine İmam seçerek namaz kıla biliyr...ama bizim yaşadığımız yerde degil toplanmak açık alanda namaz kılmak şuç ve 15 gün hapis cezası...yani müslümanların emniyyeti yok..degil cuma namazı yılda bir kere olan bayram namazı bile kılnamıyor kardeşim...Yani kılmayan bir kimseye senin kalbin bu hadis geregi muhurlu diyemezsin..asıl Kalbi muhurlu olanlar günümüz Hiyanet işlerinin tayin ettigi İmamlar arkasında namaz kılanlardır...Allah en doğrusunu bilir...
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Cuma namazı meselesine gelince; Hanefî alimlerine göre yasanılan topraklarda İslam’ın hakimiyetinin kaybolması ve küfrün egemen olması sebebiyle Cuma namazı farziyetini yitirir.
Bu konuda son dönemde yetismis büyük alimlerimizden olan Sadrettin Yüksel hocamız bir risale hazırlamıstır. Ancak ekser ulemaya göre küfür hakim olsa da Cuma namazı farziyetini yitirmez. Bu yüzden İbn-i Abidin küfrün hakim olduğu beldelerde Müslümanlardan kendi aralarında birini imam seçerek cuma
namazı kılmalarının caiz olduğunu söylemektedir.

Ama siz kılkmadığınızı sölediniz kardeşim o zaman bir imam seçip kılmanız lazım değilmi....?Allahın farz kıldığı bir namazı nasıl olurda yanlış bir düşünce ile terkedebiliriz ....?Hem söylenilen hükümlerin hangisi var şu anda islamın hakimiyeti yokmu ülkemizde bu ne demek anlamadım ben.....?
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ama siz kılkmadığınızı sölediniz kardeşim o zaman bir imam seçip kılmanız lazım değilmi....?Allahın farz kıldığı bir namazı nasıl olurda yanlış bir düşünce ile terkedebiliriz ....?Hem söylenilen hükümlerin hangisi var şu anda islamın hakimiyeti yokmu ülkemizde bu ne demek anlamadım ben.....?

kardeş ben tr de yaşamıyorum...burada namaz vakti girsin sen çık bir temiz yer bul sokakta namazını kıl, polis gorurse 15 gün hapis...Şimdi sen düşün müslümanlar toplaşmalarımnı geçtim namazın kılnma şekli broşürünü dağıtanı bile tutukluyorlar...

Şuan tr de İslam hakim mi kardeşim...faiz serbest, zina serbest, içki serbest, başortusu yasak, ha bu arada bizde sakal da yaşak kesiyorlar unutmadan...ee şimdi sen sole bu durumda İslam hakimmi oluyor, esir mi oluyor...
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
kardeş ben tr de yaşamıyorum...burada namaz vakti girsin sen çık bir temiz yer bul sokakta namazını kıl, polis gorurse 15 gün hapis...Şimdi sen düşün müslümanlar toplaşmalarımnı geçtim namazın kılnma şekli broşürünü dağıtanı bile tutukluyorlar...

Şuan tr de İslam hakim mi kardeşim...faiz serbest, zina serbest, içki serbest, başortusu yasak, ha bu arada bizde sakal da yaşak kesiyorlar unutmadan...ee şimdi sen sole bu durumda İslam hakimmi oluyor, esir mi oluyor...

Yaşadığın yer bu şartlarda ise eyvallah nerede yaşıyorsun Azerbeycan bu şekildemi....?şaşırdım

Allaha hamd olsun o saydıkların yaşayanlar için serbest ve yasak burada namaz kılana ceza yok,,,burada kurumlar dışında başörtüsü hatta çarşaf giyene yasak yok,,burada gine kurumlar dışında sakal uzatıp cüppe giyene yasak yok...bunlarıda ben hatırlatırım...

İslamı yaşayanlar bugün bu ülkede gayet rahatlar sakın aman rahat değiliz demesinler yalan söylerler,hiç düşünmezlermi Peygamberimiz ve sahabeler ne zorluklarda bu davadan vazgeçmedi...?


Şeri hükümlerin uygulanması için şeriat ülkesi olmak lazım bunun için önce kul kendi şeriatı yaşaması lazım bugün bunu savunanların kaçtanesi hayatına şeriatı nakşetmiş sölermisin...?biraz eğri oturup doğru konuşmak lazım bence...vesselam veddua
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Allaha hamd olsun o saydıkların yaşayanlar için serbest ve yasak burada namaz kılana ceza yok,,,burada kurumlar dışında başörtüsü hatta çarşaf giyene yasak yok,,burada gine kurumlar dışında sakal uzatıp cüppe giyene yasak yok...bunlarıda ben hatırlatırım...

İslamı yaşayanlar bugün bu ülkede gayet rahatlar sakın aman rahat değiliz demesinler yalan söylerler,hiç düşünmezlermi Peygamberimiz ve sahabeler ne zorluklarda bu davadan vazgeçmedi...?


Şeri hükümlerin uygulanması için şeriat ülkesi olmak lazım bunun için önce kul kendi şeriatı yaşaması lazım bugün bunu savunanların kaçtanesi hayatına şeriatı nakşetmiş sölermisin...?biraz eğri oturup doğru konuşmak lazım bence...vesselam veddua

sizi anladım ve katılıyorum...ama ben de bir kardeşiniz olarak soruyorum...herşey Allah ın şeriatında oldugu gibi digelim, ama sadece kanunda şole bir şey var içki serbest...burada İslam ın yani Allah ın şeriatı hakkimidir denir yoksa hakim degil midir denir?....kardeş biz de sizin gibi, şeriat ölçüleri ile yaşamak için ve Allah ın şeriatını hakim kılmak için bir şey etmiyorsak bile en azından dua ediyoruz... ve dedginizde son derece haklısınız şeriatı yaşantımıza nakş etmek...Yani İslamı yaşamak lazım, ama savunanlarda hata olsa da, bu gerçegi deşişmez...biz kendimiz İhlaslı olup, salih amele devam edleim...

Allah bize vaad etti

55- Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır. (nur suresi)

Allahu ekber...ne müthiş bir ayet...Allahı tum noksan sıfatlardan tenzih ederim ve Ondan bağışlanma dilerim... :(
 

El_Şihab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
150
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
kardeş ben tr de yaşamıyorum...burada namaz vakti girsin sen çık bir temiz yer bul sokakta namazını kıl, polis gorurse 15 gün hapis...Şimdi sen düşün müslümanlar toplaşmalarımnı geçtim namazın kılnma şekli broşürünü dağıtanı bile tutukluyorlar...

Şuan tr de İslam hakim mi kardeşim...faiz serbest, zina serbest, içki serbest, başortusu yasak, ha bu arada bizde sakal da yaşak kesiyorlar unutmadan...ee şimdi sen sole bu durumda İslam hakimmi oluyor, esir mi oluyor...

Yaşadığın yer bu şartlarda ise eyvallah nerede yaşıyorsun Azerbeycan bu şekildemi....?şaşırdım

Allaha hamd olsun o saydıkların yaşayanlar için serbest ve yasak burada namaz kılana ceza yok,,,burada kurumlar dışında başörtüsü hatta çarşaf giyene yasak yok,,burada gine kurumlar dışında sakal uzatıp cüppe giyene yasak yok...bunlarıda ben hatırlatırım...

İslamı yaşayanlar bugün bu ülkede gayet rahatlar sakın aman rahat değiliz demesinler yalan söylerler,hiç düşünmezlermi Peygamberimiz ve sahabeler ne zorluklarda bu davadan vazgeçmedi...?


Şeri hükümlerin uygulanması için şeriat ülkesi olmak lazım bunun için önce kul kendi şeriatı yaşaması lazım bugün bunu savunanların kaçtanesi hayatına şeriatı nakşetmiş sölermisin...?biraz eğri oturup doğru konuşmak lazım bence...vesselam veddua


Çok doğru söyledin kardeşim... cezakellahu hayran... Rabbime hamd olsun... Bunada şükür...
 

El_Şihab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
150
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
İslamın tüm yasaklarının uydulandığı bir belde bu dünyada ben bilmiyorum kardeş... Hamd olsun ki, en azından ibadetlerimizi özgürce yapabiliyoruz... çok şükür, Elhamdulillah...
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İslamın tüm yasaklarının uydulandığı bir belde bu dünyada ben bilmiyorum kardeş... Hamd olsun ki, en azından ibadetlerimizi özgürce yapabiliyoruz... çok şükür, Elhamdulillah...

ben de bilmiyorum tamam da...ee senin görevin ne, benim görevim ne İslamı yaşayarak, amel ederek, ve davet ederek...ve Allah yolunda cihad edenlere destek olarak bole bir beldenin Allah ın izinile oluşmasını sağlamak...şukur namazımı kliyorum, sakalim da var, cubbem de var kimse karışmıyor deyip bir köşede namaz kilip, zikr etmek degil görev..bunlar en başta zaten de yani mucadele de şart o anlamda diyorum ...neyse salam aleykum..hakkinizi helal edin baya konuştum...
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İslamın tüm yasaklarının uydulandığı bir belde bu dünyada ben bilmiyorum kardeş... Hamd olsun ki, en azından ibadetlerimizi özgürce yapabiliyoruz... çok şükür, Elhamdulillah...

bir de düzeıtelim...hata ettiniz sanırım İslamın yasaklarının uygulandığı deyil, hukumlerinin uygulandığı diyecektiniz sanırım...çünki İslam yasaklar dini degil...hukum ve yasaklarının uygulandığı ...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt