Siyahgulsevdalisi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 20 Haz 2006
- Mesajlar
- 2,046
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
SAİD BİN ZEYD
(Radîyâllahû Anh)
Said Bin Zeyd Radîyâllahû Anh dünyadayken cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Aşere-i Mübeşşere’nin öyle bir özelliği vardır ki; savaşlarda Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in önünde, namazda ise hemen arkasında yer almalarıdır.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in, Dâr-ı Er-kam’a girip orada, halkı gizlice islamiyete davete başlamasından önce müslüman olmuştur. Hat-ta Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’dan önce müslüman olanlardandır. Ve Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın müs-lüman olmasında, eniştesi olan Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh ile kızkardeşinin büyük payları vardır.
Şekil ve Şemaili: Uzun boylu, esmer tenli ve çok saçlı bir zat idi.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh’ ın atasoyu, Peygambrimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in atasoyuyla Kâ’b b. Lüey’de birleşir.
Annesi: Fâtıma Bint-i Bâ’ce.
Babası: Zeyd bin Amr, Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın babası Hattab’ın kardeşidir.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Hz. Ömer’in Radîyâllahü Anh’ın hem amcasıoğlu, hem eniştesi, hemde kâimbiraderidir.
Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ ın kız kardeşi Fâtıma Hâtun, Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh’ın zevcesi, kendi kız kardeşi Âtike’de Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın zevcesi idi.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in, Dâr-ı Erkam’a girip orada, halkı gizlice islamiyete davete başlamasından önce müslüman olmuştur. Hatta Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’dan önce müslüman olanlardandır. Ve Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın müslüman olmasında eniştesi olan Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh ile kızkardeşinin büyük payları vardır.
Hz. Ömer, Radîyâllahü Anh henüz islamiyetle müşerref olmadığı dönemde, müşrikler aralarında anlaşmışlar, Rasûlüllah’ı öldürmeye karar vermişlerdi. Bu korkunç görevi de Hattaboğlu Ömer üzerine almıştı. Ve kılıcını kuşanıp hemen yola çıktı. Müslümanların bulunduğu yere, hızla ve heybetle Rasûlüllah’ı öldürmeye giderken, Naim
b. Abdullah Radîyâllahü Anh’a rastladı. O da gizlice iman edenlerdendi. Baktı ki Ömer’in niyeti kötü, bu niyetinden caydıramayacak; öyleyse yönünü değiştirip tehlikeyi uzaklaştırmalıydı. Dedi ki:
-Sen Muhammed’den evvel enişten Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh ile kızkardeşinin hakkınadan gelmeye bak! Kızkardeşin Fâtıma ile kocası çoktan müslüman oldular.
Hz. Ömer Radîyâllahü Anh bu sözleri duyunca, öfkeden deliye dönmüştü, önce derhal kızkardeşinin evine yöneldi. Ne güzel bir tevafuk ki, evden Kur’an sesi geliyordu. Ömer, Radîyâllahü Anh heybetle içeri girip, onları hırpaladı. Lakin onların mukavemeti, cesareti ve imanlarındaki kararlılıklarını görünce, Dağ gibi Ömer Radîyâllahü Anh şaşırdı, taş gibi oldu. Karşısında yüzü gözü kan içerisinde, iman heybeti ve haşyeti içerisinde kızkardeşi kahraman kadın ve eniştesi Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh, birer iman abidesi... Pırıl pırıl yüzlerinde sicim gibi kan... Ve onlar hiç çekinmeden müslüman olduklarını haykırıyorlar...
Hz. Ömer Radîyâllahü Anh yumuşadı. Okuduklarının ne olduğunu sordu. “Tâ Hâ” Sûresi’ni dinledikçe, o buzdağı erimeye başladı. Eridikçe kalbinde hidayet şimşekleri çakmaya başladı.
Kur’an’ı Kerim’in yüksek belağatı ve ilâhi mesajı karşısında teslim oldu ve islama girerek; o günden itibaren ibadetlerin artık gizli değil, âşikâre yapılmasına vesile oldu.
Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in kendileri hayattayken cennetle müjdelediği on kişiden (aşere-i mübeşşere) birisiydi.
Kendisi Aşere-i Mübeşşere ile ilgili Hadis-i Şerif’in ravisidir. Şöyle ki:
“Dokuz kişinin cennette olduklarına şehadet ederim ve onuncusunun da cennette olduğuna şehadet etsem günahkâr olmam”.
O sırada mesciddekiler hep bir ağızdan ve yeminle:
-Ey Allah’ın Rasûlünün arkadaşı! Kimdir onuncusu? diye sordular. Bunun üzerine dedi ki:
“Benden Allah’ın Celle Celâlûhu adını anarak sordunuz. Onuncusu ben idim”.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh hata yaparım endişesi ile Hadis-i Şerif rivayet etmekten kaçınmıştır. Allah Rasûlünden 38 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. Bir rivayeti de şudur:
“Kim malını müdafaa ederken öldürülürse şehittir”.
Duası Allah Celle Celâlûhu katında makbul bulunan mü’ minlerden olan Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Medîne’de Akik Mevkîi’nde, ikamet ediyordu ve ziraatle meşgul oluyordu. Hz. Osman Radîyâllahü Anh döneminde kendisine Irak tarafında arazi verilmişti.
Hz. Muaviye Radîyâllahü Anh devrinde Erva nâmında bir kadın Medîne Valiliğine bakan Mervam b. El-Hakem’e şikayet etti:
-Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh benim arazime tecavüz etti. Benim hakkımı ondan alın! diye başvurdu.
Valinin görevlendirdiği kimseler, Hz. Said’in yanına gelince dedi ki:
-Ben Rasûlüllah’ıSâllâllahû Aleyhi ve Sellem “Her kim hakkı olmaksızın bir karış yer alırsa, kıyamet gününde yedi kat yerin dibinden başlayarak onun boynuna dolanacak” buyurduğunu işiten biri olarak; ben bir araziden nasıl çalabilirim?
Ve bu olaylar üzerine: Allahım, eğer bu kadın yalancı ise, gözünü kör et ve onu kendi toprağında öldür! diye niyazda bulundu.
Said b. Zeyd’in Radîyâllahü Anh duası tutmuş ve çok geçmeden kadının gözleri görmez olmuş, duvarları tutarak yürümeye başlamış, kendi arazisinde dolaşırken bir gün bir çukura düşerek ölmüştü.
Böylece, bu kadın, hayattayken cennetle müjdelenen bu güzîde sahabiye iftira ettiği için, cezasını kısa zamanda bulmuştu.
İlk muhacirlerden olan Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh bütün gazâlara iştirak etmişti. Hicretin ikinci senesinde, Allah Rasûlü, Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh’ı müşriklerin harekâtını kontrole memur etmişti. Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh Medîne’ye dön-düğü zaman, şanlı Bedir Cengi olmuştu. Kendisi sadece bu gazâya (görev icabı başka bir yere gönderildiği için) iştirak edememişti. Fakat, Kâinatın Efendisi O’na, muharebeye katılmış gibi hisse verdi ve sevabını da vaadetmişti.
Yermuk Savaşı’na ve Şam Şehri’nin (Dımeşk) kuşatmasına iştirak etmiştir.
Aşere-i Mübeşşere’nin öyle bir özelliği vardır ki; savaşlarda Rasûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in önünde, namazda ise hemen arkasında yer almalarıdır.
Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh hicretin ellibirinci yılında, 70 yaşlarında, Cuma günü, Akîk Mevkîi’nde, ebedi saâdet alemine göçtü.
Hz. Said b. Ebi Vakkas Radîyâllahü Anh O’nu elleriyle yıkadı, namazını da Abdullah ibni Ömer Radîyâllahü Anh kıldırdı.
Medîne‘ye getirilerek defnedildi.
Allah Celle Celâlûhu ondan razı olsun. Amin!
(Radîyâllahû Anh)
Said Bin Zeyd Radîyâllahû Anh dünyadayken cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Aşere-i Mübeşşere’nin öyle bir özelliği vardır ki; savaşlarda Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in önünde, namazda ise hemen arkasında yer almalarıdır.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in, Dâr-ı Er-kam’a girip orada, halkı gizlice islamiyete davete başlamasından önce müslüman olmuştur. Hat-ta Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’dan önce müslüman olanlardandır. Ve Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın müs-lüman olmasında, eniştesi olan Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh ile kızkardeşinin büyük payları vardır.
Şekil ve Şemaili: Uzun boylu, esmer tenli ve çok saçlı bir zat idi.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh’ ın atasoyu, Peygambrimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in atasoyuyla Kâ’b b. Lüey’de birleşir.
Annesi: Fâtıma Bint-i Bâ’ce.
Babası: Zeyd bin Amr, Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın babası Hattab’ın kardeşidir.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Hz. Ömer’in Radîyâllahü Anh’ın hem amcasıoğlu, hem eniştesi, hemde kâimbiraderidir.
Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ ın kız kardeşi Fâtıma Hâtun, Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh’ın zevcesi, kendi kız kardeşi Âtike’de Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın zevcesi idi.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in, Dâr-ı Erkam’a girip orada, halkı gizlice islamiyete davete başlamasından önce müslüman olmuştur. Hatta Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’dan önce müslüman olanlardandır. Ve Hz. Ömer Radîyâllahü Anh’ın müslüman olmasında eniştesi olan Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh ile kızkardeşinin büyük payları vardır.
Hz. Ömer, Radîyâllahü Anh henüz islamiyetle müşerref olmadığı dönemde, müşrikler aralarında anlaşmışlar, Rasûlüllah’ı öldürmeye karar vermişlerdi. Bu korkunç görevi de Hattaboğlu Ömer üzerine almıştı. Ve kılıcını kuşanıp hemen yola çıktı. Müslümanların bulunduğu yere, hızla ve heybetle Rasûlüllah’ı öldürmeye giderken, Naim
b. Abdullah Radîyâllahü Anh’a rastladı. O da gizlice iman edenlerdendi. Baktı ki Ömer’in niyeti kötü, bu niyetinden caydıramayacak; öyleyse yönünü değiştirip tehlikeyi uzaklaştırmalıydı. Dedi ki:
-Sen Muhammed’den evvel enişten Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh ile kızkardeşinin hakkınadan gelmeye bak! Kızkardeşin Fâtıma ile kocası çoktan müslüman oldular.
Hz. Ömer Radîyâllahü Anh bu sözleri duyunca, öfkeden deliye dönmüştü, önce derhal kızkardeşinin evine yöneldi. Ne güzel bir tevafuk ki, evden Kur’an sesi geliyordu. Ömer, Radîyâllahü Anh heybetle içeri girip, onları hırpaladı. Lakin onların mukavemeti, cesareti ve imanlarındaki kararlılıklarını görünce, Dağ gibi Ömer Radîyâllahü Anh şaşırdı, taş gibi oldu. Karşısında yüzü gözü kan içerisinde, iman heybeti ve haşyeti içerisinde kızkardeşi kahraman kadın ve eniştesi Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh, birer iman abidesi... Pırıl pırıl yüzlerinde sicim gibi kan... Ve onlar hiç çekinmeden müslüman olduklarını haykırıyorlar...
Hz. Ömer Radîyâllahü Anh yumuşadı. Okuduklarının ne olduğunu sordu. “Tâ Hâ” Sûresi’ni dinledikçe, o buzdağı erimeye başladı. Eridikçe kalbinde hidayet şimşekleri çakmaya başladı.
Kur’an’ı Kerim’in yüksek belağatı ve ilâhi mesajı karşısında teslim oldu ve islama girerek; o günden itibaren ibadetlerin artık gizli değil, âşikâre yapılmasına vesile oldu.
Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in kendileri hayattayken cennetle müjdelediği on kişiden (aşere-i mübeşşere) birisiydi.
Kendisi Aşere-i Mübeşşere ile ilgili Hadis-i Şerif’in ravisidir. Şöyle ki:
“Dokuz kişinin cennette olduklarına şehadet ederim ve onuncusunun da cennette olduğuna şehadet etsem günahkâr olmam”.
O sırada mesciddekiler hep bir ağızdan ve yeminle:
-Ey Allah’ın Rasûlünün arkadaşı! Kimdir onuncusu? diye sordular. Bunun üzerine dedi ki:
“Benden Allah’ın Celle Celâlûhu adını anarak sordunuz. Onuncusu ben idim”.
Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh hata yaparım endişesi ile Hadis-i Şerif rivayet etmekten kaçınmıştır. Allah Rasûlünden 38 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. Bir rivayeti de şudur:
“Kim malını müdafaa ederken öldürülürse şehittir”.
Duası Allah Celle Celâlûhu katında makbul bulunan mü’ minlerden olan Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh Medîne’de Akik Mevkîi’nde, ikamet ediyordu ve ziraatle meşgul oluyordu. Hz. Osman Radîyâllahü Anh döneminde kendisine Irak tarafında arazi verilmişti.
Hz. Muaviye Radîyâllahü Anh devrinde Erva nâmında bir kadın Medîne Valiliğine bakan Mervam b. El-Hakem’e şikayet etti:
-Said b. Zeyd Radîyâllahü Anh benim arazime tecavüz etti. Benim hakkımı ondan alın! diye başvurdu.
Valinin görevlendirdiği kimseler, Hz. Said’in yanına gelince dedi ki:
-Ben Rasûlüllah’ıSâllâllahû Aleyhi ve Sellem “Her kim hakkı olmaksızın bir karış yer alırsa, kıyamet gününde yedi kat yerin dibinden başlayarak onun boynuna dolanacak” buyurduğunu işiten biri olarak; ben bir araziden nasıl çalabilirim?
Ve bu olaylar üzerine: Allahım, eğer bu kadın yalancı ise, gözünü kör et ve onu kendi toprağında öldür! diye niyazda bulundu.
Said b. Zeyd’in Radîyâllahü Anh duası tutmuş ve çok geçmeden kadının gözleri görmez olmuş, duvarları tutarak yürümeye başlamış, kendi arazisinde dolaşırken bir gün bir çukura düşerek ölmüştü.
Böylece, bu kadın, hayattayken cennetle müjdelenen bu güzîde sahabiye iftira ettiği için, cezasını kısa zamanda bulmuştu.
İlk muhacirlerden olan Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh bütün gazâlara iştirak etmişti. Hicretin ikinci senesinde, Allah Rasûlü, Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh’ı müşriklerin harekâtını kontrole memur etmişti. Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh Medîne’ye dön-düğü zaman, şanlı Bedir Cengi olmuştu. Kendisi sadece bu gazâya (görev icabı başka bir yere gönderildiği için) iştirak edememişti. Fakat, Kâinatın Efendisi O’na, muharebeye katılmış gibi hisse verdi ve sevabını da vaadetmişti.
Yermuk Savaşı’na ve Şam Şehri’nin (Dımeşk) kuşatmasına iştirak etmiştir.
Aşere-i Mübeşşere’nin öyle bir özelliği vardır ki; savaşlarda Rasûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem’in önünde, namazda ise hemen arkasında yer almalarıdır.
Said b. Zeyd, Radîyâllahü Anh hicretin ellibirinci yılında, 70 yaşlarında, Cuma günü, Akîk Mevkîi’nde, ebedi saâdet alemine göçtü.
Hz. Said b. Ebi Vakkas Radîyâllahü Anh O’nu elleriyle yıkadı, namazını da Abdullah ibni Ömer Radîyâllahü Anh kıldırdı.
Medîne‘ye getirilerek defnedildi.
Allah Celle Celâlûhu ondan razı olsun. Amin!