bize diyor ki;
peygamberinize sövdük, çünkü fikir ve ifade özgürlüğü var. bu özgürlüğü tanımaya yanaşmadığınız için şimdi Peygamberinize daha çok sövüyoruz. Peygamberinize sövülmesine alışmanız, bunu içinize sindirecek kadar olgunlaşmanız gerekiyor. sizi olgunlaştırana kadar, sizi demokrat yapana kadar, size fikir ve ifade özgürlüğünü öğretene kadar, size batılı değerleri kabul ettirene kadar Peygamberinize söveceğiz.
aşağılık herifler! yunan felsefesi, rönesans, aydınlanma, fransız devrimi, insan hakları beyannamesi vs. den mütevellit batı terbiyesinin hülasası bu demek; Hz.Muhammed(s.a.v)'e sövüp saymak! ve batı'nın islam dünyasına sunduğu özgürlük, demokrasi, insan hakları formülü bu demek; Hatemül Enbiya (s.a.v) 'e hakareti normal karşılamak! buna var mıyız? Resulullah(s.a.v)'in tahkir edilmesine alışabilir miyiz? bunu normal karşılamayı "öğrenebilir" miyiz? haşa! asla ve kat'a! CANIMIZ KANIMIZ EFENDİMİZ(S.A.V)'E KURBAN OLSUN...
bizim için hiçbir özgürlük Resul Ekrem(s.a.v)'den değerli değildir. öyleyse biz "batılı değerler"i özüm seyemeyiz. öyleyse biz hep batı ile hep çatışma halinde oluruz. öyle olduk, öyleyiz, öyle olacağız. DİKKAT: bu bir medeniyetler çatışması değil. bu, medeniyet ile barbarlık arasında bir çatışma. bir tarafta Hz.Musa'yı ve Hz.İsa'yı "aleyhisselam" diyerek ana ve baş tacı eden İslam medeniyeti, öbür tarafta Hz.Muhammed(s.a.v)'e sövmeyi marifet sanan batı barbarlığı.
haçlı istilasına bizzat şahit olan Üsame İbni Munkız'ın "ibretler kitabında Frenklerde "vahşi hayvanlar" olarak söz edilir. Elhak, biz frenklerivahşi yaratıklar olarak tanıdık ve bin yıldır ehlileşmelerini, medenileşmelerini, yontulmalarını, adam olmalarını bekliyoruz. NAFİLE…içlerinde oturup doğru dürüst konuşabileceğimiz ve anlaşabileceğimiz pek çok insan olmakla beraber Frenkler, genel olarak haçlı seferlerinden neredeyse bin yıl sonra hala aynı yerdeler.
Kendilerini hala mukaddesatımıza söverek gerçekleştiriyorlar ve bin yıl önce (daha doğrusu bin yıldır) Müslüman esirlerini Hz.Muhammed(s.a.v)’e sövmeyi normal karşılamak gerektiğini söylüyorlar. Bunu bir özgürlükçülük, demokratlık, insan hak ve hürriyetlerine saygı gereği olarak(!) İslam dünyasına dayatmaya çalışıyorlar. İnanılır gibi değil, ama Peygamber Efendimiz(s.a.v)’e sövmeyi öyle büyük bir hak ve hatta görev olarak görüyorlar ki, bir Danimarka gazetesinde yayınlanan o iğrenç karikatürleri savunmayı bir şeref meselesi, bir namus meselesi haline getirdiler. Batıyla İslam dünyasını karşı karşıya getirmek pahasına büyütüyorlar bu meseleyi; Norveç, Almanya, Hollanda, Fransa gazetelerinde Efendimiz(s.a.v)’ i tahkir eden o karikatürleri yayınlıyor,bir özür dilemek yok! İslam dünyasına taviz vermek yok! Medeniyetimizi sonuna kadar savunacağız! Diye bas bas bağırıyorlar. Böyle şerefin, böyle namusun, böyle medeniyet olmaz olsun.
Hz.Musa(as)’a, Hz.İsa(as)’a ve Hatemül Enbiya Muhammed Mustafa (s.a.v)’e SELAM OLSUN…
Hakan Albayrak
peygamberinize sövdük, çünkü fikir ve ifade özgürlüğü var. bu özgürlüğü tanımaya yanaşmadığınız için şimdi Peygamberinize daha çok sövüyoruz. Peygamberinize sövülmesine alışmanız, bunu içinize sindirecek kadar olgunlaşmanız gerekiyor. sizi olgunlaştırana kadar, sizi demokrat yapana kadar, size fikir ve ifade özgürlüğünü öğretene kadar, size batılı değerleri kabul ettirene kadar Peygamberinize söveceğiz.
aşağılık herifler! yunan felsefesi, rönesans, aydınlanma, fransız devrimi, insan hakları beyannamesi vs. den mütevellit batı terbiyesinin hülasası bu demek; Hz.Muhammed(s.a.v)'e sövüp saymak! ve batı'nın islam dünyasına sunduğu özgürlük, demokrasi, insan hakları formülü bu demek; Hatemül Enbiya (s.a.v) 'e hakareti normal karşılamak! buna var mıyız? Resulullah(s.a.v)'in tahkir edilmesine alışabilir miyiz? bunu normal karşılamayı "öğrenebilir" miyiz? haşa! asla ve kat'a! CANIMIZ KANIMIZ EFENDİMİZ(S.A.V)'E KURBAN OLSUN...
bizim için hiçbir özgürlük Resul Ekrem(s.a.v)'den değerli değildir. öyleyse biz "batılı değerler"i özüm seyemeyiz. öyleyse biz hep batı ile hep çatışma halinde oluruz. öyle olduk, öyleyiz, öyle olacağız. DİKKAT: bu bir medeniyetler çatışması değil. bu, medeniyet ile barbarlık arasında bir çatışma. bir tarafta Hz.Musa'yı ve Hz.İsa'yı "aleyhisselam" diyerek ana ve baş tacı eden İslam medeniyeti, öbür tarafta Hz.Muhammed(s.a.v)'e sövmeyi marifet sanan batı barbarlığı.
haçlı istilasına bizzat şahit olan Üsame İbni Munkız'ın "ibretler kitabında Frenklerde "vahşi hayvanlar" olarak söz edilir. Elhak, biz frenklerivahşi yaratıklar olarak tanıdık ve bin yıldır ehlileşmelerini, medenileşmelerini, yontulmalarını, adam olmalarını bekliyoruz. NAFİLE…içlerinde oturup doğru dürüst konuşabileceğimiz ve anlaşabileceğimiz pek çok insan olmakla beraber Frenkler, genel olarak haçlı seferlerinden neredeyse bin yıl sonra hala aynı yerdeler.
Kendilerini hala mukaddesatımıza söverek gerçekleştiriyorlar ve bin yıl önce (daha doğrusu bin yıldır) Müslüman esirlerini Hz.Muhammed(s.a.v)’e sövmeyi normal karşılamak gerektiğini söylüyorlar. Bunu bir özgürlükçülük, demokratlık, insan hak ve hürriyetlerine saygı gereği olarak(!) İslam dünyasına dayatmaya çalışıyorlar. İnanılır gibi değil, ama Peygamber Efendimiz(s.a.v)’e sövmeyi öyle büyük bir hak ve hatta görev olarak görüyorlar ki, bir Danimarka gazetesinde yayınlanan o iğrenç karikatürleri savunmayı bir şeref meselesi, bir namus meselesi haline getirdiler. Batıyla İslam dünyasını karşı karşıya getirmek pahasına büyütüyorlar bu meseleyi; Norveç, Almanya, Hollanda, Fransa gazetelerinde Efendimiz(s.a.v)’ i tahkir eden o karikatürleri yayınlıyor,bir özür dilemek yok! İslam dünyasına taviz vermek yok! Medeniyetimizi sonuna kadar savunacağız! Diye bas bas bağırıyorlar. Böyle şerefin, böyle namusun, böyle medeniyet olmaz olsun.
Hz.Musa(as)’a, Hz.İsa(as)’a ve Hatemül Enbiya Muhammed Mustafa (s.a.v)’e SELAM OLSUN…
Hakan Albayrak