mustafa11
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ocak 2007
- Mesajlar
- 3,063
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 62
- Konum
- istanbul-maltepe
- Web Sitesi
- www.mobilyaonarim.com
Malumunuz olsun ki, ben MAYORKA ülkesindenim. Babam, Mayorka ahalisindendir. Kendisinin benden başka çocuğu yoktu. Altı yaşına girince beni bir papaz muallime teslim etti. Ben bu papazdan İncil�i okudum. İki sene zarfında yarısından çoğunu ezberledim. Bundan sonra iki sene kadar da İncil�in lügatleri ve mantık ilmi öğrenmekle uğraştım. Sonra Hıristiyanlar arasında ilim memleketi sayılan �Larde� şehrine gittim. Bu memlekette altı sene kadar tıp ve nücum(yıldız ilmi) okudum. Sonra dört sene kadar da İncil ve İncil�in lügatlerini okuttum.
Daha sonra � Nebuniye� ye gittim. Nikola Martel ismiyle tanınan, Hıristiyanlar arasında kadri büyük, ihtiyar bir papazın kilisesine girip orada yerleştim. Bu zat, Hıristiyanlar arasında ilim ve dindarlık cihetiyle yüksek bir mertebeye haizdir. Zamanın seçkiniydi. Hükümdarlar tarafından kendisine müracaat olunur, hediyeler gönderilirdi.
Ben bu papazdan Hıristiyan dininin usul ve hükümlerini okudum. Kendisine yakın olmaya çok itina ettim. O da beni en yakın talebesi olarak herkese takdim etti. Yanında on sene tahsile devam ettim. Onun hizmetine bütün kudretimle hayatımı vakfederek, ona sımsıkı bağlandım.
Bir gün hastalandığı için derse gelemedi. Derse gelenler dershanede otururlarken bir takım meselelerin müzakeresine başlandı. Nihayet konu Cenab-ı Hakk�ın Hz. İsa�ya bildirmiş olduğu şu �Senden sonra bir peygamber gelir, ismi şerifi Paraklit�tir� mealindeki ilahi hükme dayandı. Bu konuda hazır olanlar arasında pek çok münakaşalar oldu. Fakat mesele halledilemeden dağılıp gittiler. Ben de kalkıp üstadın evine geldim.
- Bugün aranızda ne gibi bahisler cereyan etti? diye bana sordu.
Ben de:
- Paraklit isminde ihtilaf olundu, dedim. Bu konuda verilen cevapları söyledim. Fakat hiç kimsenin doğruyu bulamadığını, bu yüce ismi ancak ilimde çok ileri gitmiş alimlerin bilebileceğini açıkladı.
Bunun üzerine ben ayaklarına kapanıp bu yüce ismi söylemesini istedim.
Bunun üzerine ağlamaya başladı ve dedi ki:
- Oğlum, bu mübarek ismi bilmekte sayısız faydalar vardır. Lakin korkarım ki, saklayamaz da söylersin. Sonra Hıristiyanlar seni o dakika öldürürler.
- Üstadım, dedim. Allah, İncil ve Mesih hakkı için bana söyleyeceğiniz sırların hiçbirini ifşa etmem.
Böyle teminat verdikten sonra üstad dedi ki:
- Oğlum, bil ki: �Paraklit� ismi, Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed�in (S.A.S.) mübarek ismidir. Kendisine Danyal Aleyhisselamın lisanı üzere mezkur olan dördüncü kitap ki, Kur�an nazil olmuş ve bu kitabın o peygamberi celile nazil olacağını ve dininin Hak Din, milletinin de İncil�de adı geçen hak millet olduğunu Danyal Aleyhisselam haber vermiştir.
Bu açıklaması üzerine, Hıristiyanlık hakkında ne dersiniz diye sordum.
Bunun üzerine dedi ki:
- Oğlum, eğer Hıristiyanlar, İsa Aleyhisselamın dini üzere olsalar ilahi din üzerine kaim olmuş olurlardı. Çünkü İsa�nın ve bütün peygamberlerin dinleri, Allah�ın dinidir.
- Öyle ise bu işten kurtuluş nasıl olur?
- Müslüman olmakla.
- Müslüman olan necat bulur mu?
- Evet, Müslüman olan dünya ve ahirette necat bulur.
Bu sözü üzerine:
- Efendim, akıllı olan kimse en faziletli ve en hayırlı olan şey ne ise kendisi için onu seçer. Siz İslam Dininin fazilet ve yüksek kıymetini kavradığınız halde niçin Müslüman olmadınız? Ne mani var? Dedim.
- Oğlum, Allahu Teala, İslamiyet�in faziletini ve İslam Peygamberinin şerefini, bana küçük yaşta değil, ihtiyarlıktan sonra nasip etti. bu hususta bizim için öne sürülecek bir özür yoktur. Belki İlahi hüccet üzerimizde durmaktadır. Eğer sen yaşta iken Hak Teala Hazretleri bana hidayet buyurmuş olsaydı, her şeyi terk ederek Hak Din�e alenen girerdim. Eğer bende İslamiyet�e birazcık meyil ve rağbet görülecek olursa Hıristiyanlar beni yaşatmazlar, derhal öldürürler. Farz edelim ki ellerinden kurtulup İslam memleketlerine iltica ettim, Müslümanlara �ben İslam Dini�ni kabul ettim, size geldim� diyecek olsam: � Hak Din�e girip kazanmışsın. Allah�ın azabından nefsini kurtarmış olduğun bir dine girmekle bizi minnet altına koyduğunu mu sanıyorsun?� diyecekler. Ben onların dilini bilmem. Onlar benim hakkımı bilmezler. Doksan yaşında bir ihtiyar olarak yanlarında kalıp açlıktan ölürüm. Ben Allah�a şükürler olsun, Hz. İsa�ya gönderilmiş olan dinin bütün hakikatlerine inanıyorum.
Bunun üzerine dedim ki:
- Efendim, ben İslam diyarına gidecek ve İslam Dini�ne girecek olursam bana yardım ve delalet eder misiniz?
- Eğer aklın varsa ve kurtuluşa ermeyi istersen hiç durma, git. Dünya ve ahiret saadeti senindir, dedi.
Ben yol hazırlıklarımı yaptım, Tunus�a gittim. Müslüman oldumâ�¦.
Daha sonra � Nebuniye� ye gittim. Nikola Martel ismiyle tanınan, Hıristiyanlar arasında kadri büyük, ihtiyar bir papazın kilisesine girip orada yerleştim. Bu zat, Hıristiyanlar arasında ilim ve dindarlık cihetiyle yüksek bir mertebeye haizdir. Zamanın seçkiniydi. Hükümdarlar tarafından kendisine müracaat olunur, hediyeler gönderilirdi.
Ben bu papazdan Hıristiyan dininin usul ve hükümlerini okudum. Kendisine yakın olmaya çok itina ettim. O da beni en yakın talebesi olarak herkese takdim etti. Yanında on sene tahsile devam ettim. Onun hizmetine bütün kudretimle hayatımı vakfederek, ona sımsıkı bağlandım.
Bir gün hastalandığı için derse gelemedi. Derse gelenler dershanede otururlarken bir takım meselelerin müzakeresine başlandı. Nihayet konu Cenab-ı Hakk�ın Hz. İsa�ya bildirmiş olduğu şu �Senden sonra bir peygamber gelir, ismi şerifi Paraklit�tir� mealindeki ilahi hükme dayandı. Bu konuda hazır olanlar arasında pek çok münakaşalar oldu. Fakat mesele halledilemeden dağılıp gittiler. Ben de kalkıp üstadın evine geldim.
- Bugün aranızda ne gibi bahisler cereyan etti? diye bana sordu.
Ben de:
- Paraklit isminde ihtilaf olundu, dedim. Bu konuda verilen cevapları söyledim. Fakat hiç kimsenin doğruyu bulamadığını, bu yüce ismi ancak ilimde çok ileri gitmiş alimlerin bilebileceğini açıkladı.
Bunun üzerine ben ayaklarına kapanıp bu yüce ismi söylemesini istedim.
Bunun üzerine ağlamaya başladı ve dedi ki:
- Oğlum, bu mübarek ismi bilmekte sayısız faydalar vardır. Lakin korkarım ki, saklayamaz da söylersin. Sonra Hıristiyanlar seni o dakika öldürürler.
- Üstadım, dedim. Allah, İncil ve Mesih hakkı için bana söyleyeceğiniz sırların hiçbirini ifşa etmem.
Böyle teminat verdikten sonra üstad dedi ki:
- Oğlum, bil ki: �Paraklit� ismi, Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed�in (S.A.S.) mübarek ismidir. Kendisine Danyal Aleyhisselamın lisanı üzere mezkur olan dördüncü kitap ki, Kur�an nazil olmuş ve bu kitabın o peygamberi celile nazil olacağını ve dininin Hak Din, milletinin de İncil�de adı geçen hak millet olduğunu Danyal Aleyhisselam haber vermiştir.
Bu açıklaması üzerine, Hıristiyanlık hakkında ne dersiniz diye sordum.
Bunun üzerine dedi ki:
- Oğlum, eğer Hıristiyanlar, İsa Aleyhisselamın dini üzere olsalar ilahi din üzerine kaim olmuş olurlardı. Çünkü İsa�nın ve bütün peygamberlerin dinleri, Allah�ın dinidir.
- Öyle ise bu işten kurtuluş nasıl olur?
- Müslüman olmakla.
- Müslüman olan necat bulur mu?
- Evet, Müslüman olan dünya ve ahirette necat bulur.
Bu sözü üzerine:
- Efendim, akıllı olan kimse en faziletli ve en hayırlı olan şey ne ise kendisi için onu seçer. Siz İslam Dininin fazilet ve yüksek kıymetini kavradığınız halde niçin Müslüman olmadınız? Ne mani var? Dedim.
- Oğlum, Allahu Teala, İslamiyet�in faziletini ve İslam Peygamberinin şerefini, bana küçük yaşta değil, ihtiyarlıktan sonra nasip etti. bu hususta bizim için öne sürülecek bir özür yoktur. Belki İlahi hüccet üzerimizde durmaktadır. Eğer sen yaşta iken Hak Teala Hazretleri bana hidayet buyurmuş olsaydı, her şeyi terk ederek Hak Din�e alenen girerdim. Eğer bende İslamiyet�e birazcık meyil ve rağbet görülecek olursa Hıristiyanlar beni yaşatmazlar, derhal öldürürler. Farz edelim ki ellerinden kurtulup İslam memleketlerine iltica ettim, Müslümanlara �ben İslam Dini�ni kabul ettim, size geldim� diyecek olsam: � Hak Din�e girip kazanmışsın. Allah�ın azabından nefsini kurtarmış olduğun bir dine girmekle bizi minnet altına koyduğunu mu sanıyorsun?� diyecekler. Ben onların dilini bilmem. Onlar benim hakkımı bilmezler. Doksan yaşında bir ihtiyar olarak yanlarında kalıp açlıktan ölürüm. Ben Allah�a şükürler olsun, Hz. İsa�ya gönderilmiş olan dinin bütün hakikatlerine inanıyorum.
Bunun üzerine dedim ki:
- Efendim, ben İslam diyarına gidecek ve İslam Dini�ne girecek olursam bana yardım ve delalet eder misiniz?
- Eğer aklın varsa ve kurtuluşa ermeyi istersen hiç durma, git. Dünya ve ahiret saadeti senindir, dedi.
Ben yol hazırlıklarımı yaptım, Tunus�a gittim. Müslüman oldumâ�¦.