Yüce Allah mü’min hanımlara bütün bedenlerini ve ziynetlerini örterek, kendilerine yabancı olan erkekler karşısında hicabı farz kılmak suretiyle, kendisine ibadet etmelerini istemiştir. Bu şekildeki ibadetin yerine getirilmesi karşılığında sevap ve mükâfat; terkedilmesi halinde ise ceza sözkonusudur. Bundan dolayı hicap emrinin çiğnenmesi, insanı helâk eden büyük günahlardandır. Başka bir takım büyük günahlara düşmeye de sebeptir. Bedenin herhangi bir bölümünü kasden açığa çıkarmak, yapay ziynetin herhangi bir kısmını kasdi olarak göstermek, ihtilat, başkalarını fitneye düşürmek ve buna benzer hicab emrinin çiğnenmesinin sebep olduğu pek çok afet, buna örnektir.
O halde mü’min hanımlara düşen Yüce Allah’ın kendilerine farz kılmış olduğu hicab, tesettür, iffet ve haya emirlerine, ona ve Rasulune itaat olmak üzere, gereği gibi uyup riayet etmektir. Şanı yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Allah ve Rasulu bir işi hükme bağladığında hiç bir mü’min erkek ve hiç bir mü’min kadına o işlerinde istediklerini yapmak hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasulune isyan ederse şüphesiz apaçık bir sapıklıkla sapmış olur.” (el-Ahzab, 33/36)
Hem Yüce Allah bu emri farz kılmanın ötesinde pek çok hikmetler ve büyük sırlar, övülmeye değer erdemler, pek büyük amaç ve maslahatlar vardır. Bunların bir kısmını şöylece sıralayabiliriz:
1- Namusu Korumak: Hicap namusları korumanın şer’i bir himayesidir. Şüphe, fitne ve fesada sebep olan hususların bertaraf edilmesidir.
2- Kalplerin temizliğini sağlaması: Hicab mü’min erkek ve hanımların kalplerinin temizliğini, takva ile mamur hale gelmesini, haram kılınan hususlara karşı gereken saygının gösterilmesini sağlar. Nitekim Yüce Allah: “Bu sizin kalbiniz için de onların kalpleri için de daha temizdir” (el-Ahzab, 33/53) buyruğu ile bunu dile getirmektedir.
3- Yüksek ahlâkî değerler: Hicap; iffet, ihtişam, haya ve kıskançlık gibi yüksek ahlâkî değerlere sahip olmayı sağlar; örtülmesi gereken yerlerini açılıp saçılmaya, aşağılık bir konuma düşmeye, fesada kapılmaya ve benzeri kötü hallerle kirlenmeye karşı onu muhafaza eder.
4- İffetli hanımların alameti olması: Hicab hür ve iffet sahibi hanımlar için iffetli, şerefli olduklarına; şüphe ve onlar hakkında kuşku duyulacak kirli hallerden uzaklıklarına dair şer’i bir alamettir:
“Bu, onların tanınıp incitilmemeleri için daha uygundur” (el-Ahzab, 33/59) buyruğu bunu göstermektedir. Ayrıca hicab, kalbin temiz oluşuna, dışarıdan görünen açık bir delildir. Şüphesiz iffet kadının baş tacıdır. İffet bir yuvanın üzerinde kanat çırpacak olursa mutlaka o yuvada huzur ve sükûn olur.
Burada hatırlanması hoş bir husus ta şudur: Şair en-Numeyrî, Haccac’ın yanında kendisinin:
“Onlar takvalarından ötürü parmak uçlarını dahi örterler
Ve gece karanlığı içerisinde örtülerine bürünerek dışarı çıkarlar”
beytini okuyunca, Haccac: İşte hür müslüman kadın böyle olur, demiştir.
5- Başkalarının ümide kapılmalarını ve şeytanî vesveselerini kesip atar: Hicap türlü rahatsız edilmelere, erkek ve kadınların kalplerindeki hastalıklara karşı toplumsal bir koruyucudur. Kötü umutların ardını arkasını keser, hainâne bakışları geri çevirir, erkeğin namusuna kadının da namusuna ve mahremlerine gelebilecek rahatsız edici her bir şeyi geri çevirir. Muhsan (namuslu ve iffetli) hanımların hayasızlık yaptıkları iftirasına, onlar hakkında kötü sözler söylenmesine, şüphe ve tereddütler uyanmasına ve buna benzer şeytani bir takım vesveselere karşı koruyucudur.
Bir şair şöyle demiştir:
“Onlar hür kadınlardır; kötü bir şüpheyi gerektirecek hiç bir şeyi hatırlarından geçirmemişlerdir;
Tıpkı avlanılmaları haram olan Mekke ceylanları gibidirler.”
6- Hayanın muhafaza edilmesi: “Haya” kelimesi hayat’tan alınmıştır. Hayasız hayat olmaz. Bu Yüce Allah’ın üstün ve şerefli kılmayı murad ettiği ruhlarda yerleştirdiği bir huydur. Bu huy kişiyi erdemli davranışlarda bulunmaya iter ve bayağı ve adi hareketleri defeder. Haya insanın özelliklerindendir. Fıtratın bir hasleti ve İslam’ın bir ahlakıdır. Haya imanın kollarından bir koldur. Arapların İslam tarafından da onaylanıp kendisine davet edilen övülmeye değer hasletlerindendir. Abs oğullarından olan Antere şöyle demiştir:
“Komşu hanım bana görünecek olursa, sakınırım, gözümü ona bakmaktan
Komşu olan o hanım, evine girip saklanıncaya kadar”
Hayanın etkisi ile kişi erdemlere bezenir; kişiyi kötülüklerden alıkoyan bir muhafazaya bürünür. Haya nefsi düşük ahlaki davranışlara düşmekten alıkoyup engeller.
Hicap ise hayanın korunması için etkin bir araçtır. Hicabın bırakılması ise hayanın terkedilmesidir.
7- Haya açılıp saçılmanın ve ihtilâtın müslüman toplumlarına sızmasını engeller.
8- Hicap zinaya ve herşeyi mübah gören ibâhî akıma karşı bir himayedir. Bunun sonucunda kadın her köpeğin yaladığı bir kap olmaz.
9- Kadın bir avrettir. Hicap ise bu avreti örten unsurdur. Bu da takvadan ileri gelir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Ey Adem oğulları, size avret yerlerinizi örtecek bir libas ile giyinip süsleneceğiniz bir elbise indirdik. Takva elbisesine gelince o, daha hayırlıdır.” (el-A’raf, 7/26)
Abdurrahman b. Eslem –Yüce Allah’ın rahmeti üzerine olsun- bu âyetin tefsirinde şunları söylemektedir: “Allah’dan korkup da avretini örtmesi takva elbisesinin kendisidir.”
Peygamber sallAllahu aleyhi vesellem’e kadar ulaşan bir hadiste şöyle dua ettiği zikredilmektedir: “Allah’ım avretlerimi ört, korkularımı güvenliğe çevir.” Bu hadisi Ebu Davud ve başkaları rivayet etmiştir. O halde Allah’ım; bizim de mü’minlerin hanımlarının da avretlerini setret ört. Âmin.
10- Gayreti (namus ve iffeti, kıskanmayı) koruması: Buna dair geniş açıklamalar onuncu esasta yapılacaktır.
faziletli merhum şeyh Bekr b. Abdullah Ebu Zeyd Rahimehullah - ERDEM BEKÇİSİ MÜSLÜMAN HANIMLARA adlı eserinden...
O halde mü’min hanımlara düşen Yüce Allah’ın kendilerine farz kılmış olduğu hicab, tesettür, iffet ve haya emirlerine, ona ve Rasulune itaat olmak üzere, gereği gibi uyup riayet etmektir. Şanı yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Allah ve Rasulu bir işi hükme bağladığında hiç bir mü’min erkek ve hiç bir mü’min kadına o işlerinde istediklerini yapmak hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasulune isyan ederse şüphesiz apaçık bir sapıklıkla sapmış olur.” (el-Ahzab, 33/36)
Hem Yüce Allah bu emri farz kılmanın ötesinde pek çok hikmetler ve büyük sırlar, övülmeye değer erdemler, pek büyük amaç ve maslahatlar vardır. Bunların bir kısmını şöylece sıralayabiliriz:
1- Namusu Korumak: Hicap namusları korumanın şer’i bir himayesidir. Şüphe, fitne ve fesada sebep olan hususların bertaraf edilmesidir.
2- Kalplerin temizliğini sağlaması: Hicab mü’min erkek ve hanımların kalplerinin temizliğini, takva ile mamur hale gelmesini, haram kılınan hususlara karşı gereken saygının gösterilmesini sağlar. Nitekim Yüce Allah: “Bu sizin kalbiniz için de onların kalpleri için de daha temizdir” (el-Ahzab, 33/53) buyruğu ile bunu dile getirmektedir.
3- Yüksek ahlâkî değerler: Hicap; iffet, ihtişam, haya ve kıskançlık gibi yüksek ahlâkî değerlere sahip olmayı sağlar; örtülmesi gereken yerlerini açılıp saçılmaya, aşağılık bir konuma düşmeye, fesada kapılmaya ve benzeri kötü hallerle kirlenmeye karşı onu muhafaza eder.
4- İffetli hanımların alameti olması: Hicab hür ve iffet sahibi hanımlar için iffetli, şerefli olduklarına; şüphe ve onlar hakkında kuşku duyulacak kirli hallerden uzaklıklarına dair şer’i bir alamettir:
“Bu, onların tanınıp incitilmemeleri için daha uygundur” (el-Ahzab, 33/59) buyruğu bunu göstermektedir. Ayrıca hicab, kalbin temiz oluşuna, dışarıdan görünen açık bir delildir. Şüphesiz iffet kadının baş tacıdır. İffet bir yuvanın üzerinde kanat çırpacak olursa mutlaka o yuvada huzur ve sükûn olur.
Burada hatırlanması hoş bir husus ta şudur: Şair en-Numeyrî, Haccac’ın yanında kendisinin:
“Onlar takvalarından ötürü parmak uçlarını dahi örterler
Ve gece karanlığı içerisinde örtülerine bürünerek dışarı çıkarlar”
beytini okuyunca, Haccac: İşte hür müslüman kadın böyle olur, demiştir.
5- Başkalarının ümide kapılmalarını ve şeytanî vesveselerini kesip atar: Hicap türlü rahatsız edilmelere, erkek ve kadınların kalplerindeki hastalıklara karşı toplumsal bir koruyucudur. Kötü umutların ardını arkasını keser, hainâne bakışları geri çevirir, erkeğin namusuna kadının da namusuna ve mahremlerine gelebilecek rahatsız edici her bir şeyi geri çevirir. Muhsan (namuslu ve iffetli) hanımların hayasızlık yaptıkları iftirasına, onlar hakkında kötü sözler söylenmesine, şüphe ve tereddütler uyanmasına ve buna benzer şeytani bir takım vesveselere karşı koruyucudur.
Bir şair şöyle demiştir:
“Onlar hür kadınlardır; kötü bir şüpheyi gerektirecek hiç bir şeyi hatırlarından geçirmemişlerdir;
Tıpkı avlanılmaları haram olan Mekke ceylanları gibidirler.”
6- Hayanın muhafaza edilmesi: “Haya” kelimesi hayat’tan alınmıştır. Hayasız hayat olmaz. Bu Yüce Allah’ın üstün ve şerefli kılmayı murad ettiği ruhlarda yerleştirdiği bir huydur. Bu huy kişiyi erdemli davranışlarda bulunmaya iter ve bayağı ve adi hareketleri defeder. Haya insanın özelliklerindendir. Fıtratın bir hasleti ve İslam’ın bir ahlakıdır. Haya imanın kollarından bir koldur. Arapların İslam tarafından da onaylanıp kendisine davet edilen övülmeye değer hasletlerindendir. Abs oğullarından olan Antere şöyle demiştir:
“Komşu hanım bana görünecek olursa, sakınırım, gözümü ona bakmaktan
Komşu olan o hanım, evine girip saklanıncaya kadar”
Hayanın etkisi ile kişi erdemlere bezenir; kişiyi kötülüklerden alıkoyan bir muhafazaya bürünür. Haya nefsi düşük ahlaki davranışlara düşmekten alıkoyup engeller.
Hicap ise hayanın korunması için etkin bir araçtır. Hicabın bırakılması ise hayanın terkedilmesidir.
7- Haya açılıp saçılmanın ve ihtilâtın müslüman toplumlarına sızmasını engeller.
8- Hicap zinaya ve herşeyi mübah gören ibâhî akıma karşı bir himayedir. Bunun sonucunda kadın her köpeğin yaladığı bir kap olmaz.
9- Kadın bir avrettir. Hicap ise bu avreti örten unsurdur. Bu da takvadan ileri gelir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Ey Adem oğulları, size avret yerlerinizi örtecek bir libas ile giyinip süsleneceğiniz bir elbise indirdik. Takva elbisesine gelince o, daha hayırlıdır.” (el-A’raf, 7/26)
Abdurrahman b. Eslem –Yüce Allah’ın rahmeti üzerine olsun- bu âyetin tefsirinde şunları söylemektedir: “Allah’dan korkup da avretini örtmesi takva elbisesinin kendisidir.”
Peygamber sallAllahu aleyhi vesellem’e kadar ulaşan bir hadiste şöyle dua ettiği zikredilmektedir: “Allah’ım avretlerimi ört, korkularımı güvenliğe çevir.” Bu hadisi Ebu Davud ve başkaları rivayet etmiştir. O halde Allah’ım; bizim de mü’minlerin hanımlarının da avretlerini setret ört. Âmin.
10- Gayreti (namus ve iffeti, kıskanmayı) koruması: Buna dair geniş açıklamalar onuncu esasta yapılacaktır.
faziletli merhum şeyh Bekr b. Abdullah Ebu Zeyd Rahimehullah - ERDEM BEKÇİSİ MÜSLÜMAN HANIMLARA adlı eserinden...