enise karadeniz
Kayıtlı Kullanıcı
" ... Bir şahsiyet düşlerim: Sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçası olan. Yük olmayıp yük alan. Kendini yad ve yabancı ellerde aramayıp kendini kendinde arayan ve kendini kendinde bulan. Hamken yanan, pişen ve olan. Olmanın sırrına erdiği için hamların elinden tutup, onların da olması için onların yerine yanmaktan çekinmeyen. Düşünce, duygu ve aksiyon dengesini varlığında gerçekleştirerek, 'muvahhid şahsiyet' olma kıvamına eren. Yalnızca kafa gözüyle değil, yürek gözüyle de bakıp, onunla gören. Kendini yalnız sözle değil yüzle, gözle, özle ifade edebilecek liyakate eren, vuracağı ve duracağı yeri iyi bilen, Allah'a karşı esas duruşunu ayağının altındaki topraklar kayarken dahi bozmayan bir şahsiyet.
Bir şahsiyet düşlerim: Kendi kafasıyla düşünüp, kendi yüreğiyle duyan. Kesrette vahdet bulan. Ne dostları karşısında kapris yapan, ne düşmanları karşısında aşağılık kompleksine kapılan. Ayaklarının birini hakikatin merkezinde sabit tutarak, diğer ayağıyla tüm dünyayı, hatta tüm evreni dolaşan ve yitik hikmetleri, hakikatleri, cevheri arayıp kendine çeken bir mıknatıs gibi arayıp kendine çeken, "bizden adam olmaz" bedbinliğini alıp "çıkarsa bizden adam çıkar" bencilliğine vuran, bu iki sakat ucu da bir fiskeyle atık düşünceler çukuruna yuvarlayıp, adil ve mutedil olmayı bir hayat düsturu bilen bir şahsiyet.
Ve bir bayram düşlerim; hesap gününün sonunda "Ey (sadece Allah ve cennetle) tatmine ulaşan insan; gir kullarımın arasına (çünkü cennetin yolu kulların arasından geçiyor) ve gir cennetime!" muştusunun verildiği bir bayram.
İşte o bayramın provasıdır bu bayramlar. O mutlak bayramlardan bir efilti taşıdığı oranda anlamlıdır bu bayramlar. Onun içindir ki, "bayram" anlamına gelen "ıyd" sözcüğüyle "ahiret" anlamına gelen "me'ad" sözcüğü aynı köke aittir... "
Ömrünüz Ramazan, akıbetiniz bayram olsun!
SAMİ HOCAOĞLU ( Yeni Şafak : 15 Kasım 2004
Bir şahsiyet düşlerim: Kendi kafasıyla düşünüp, kendi yüreğiyle duyan. Kesrette vahdet bulan. Ne dostları karşısında kapris yapan, ne düşmanları karşısında aşağılık kompleksine kapılan. Ayaklarının birini hakikatin merkezinde sabit tutarak, diğer ayağıyla tüm dünyayı, hatta tüm evreni dolaşan ve yitik hikmetleri, hakikatleri, cevheri arayıp kendine çeken bir mıknatıs gibi arayıp kendine çeken, "bizden adam olmaz" bedbinliğini alıp "çıkarsa bizden adam çıkar" bencilliğine vuran, bu iki sakat ucu da bir fiskeyle atık düşünceler çukuruna yuvarlayıp, adil ve mutedil olmayı bir hayat düsturu bilen bir şahsiyet.
Ve bir bayram düşlerim; hesap gününün sonunda "Ey (sadece Allah ve cennetle) tatmine ulaşan insan; gir kullarımın arasına (çünkü cennetin yolu kulların arasından geçiyor) ve gir cennetime!" muştusunun verildiği bir bayram.
İşte o bayramın provasıdır bu bayramlar. O mutlak bayramlardan bir efilti taşıdığı oranda anlamlıdır bu bayramlar. Onun içindir ki, "bayram" anlamına gelen "ıyd" sözcüğüyle "ahiret" anlamına gelen "me'ad" sözcüğü aynı köke aittir... "
Ömrünüz Ramazan, akıbetiniz bayram olsun!
SAMİ HOCAOĞLU ( Yeni Şafak : 15 Kasım 2004