Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

bir kimsenin meşguliyeti ne ise akıbeti de öyle olur (1 Kullanıcı)

cerennurum

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
1,298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Dünya hayatı geçici, ahiret hayatı ise sonsuz kalınacak şekilde yaratılmıştır. Geçici dünya hayatı, sonsuz ahiret hayatını kazanmak için bir kazanç yeridir. Herkes burada ne yaparsa, ahirette karşısına o çıkacaktır. Cennetteki nimetler ve Cehennemdeki azaplar, insanların dünyada yaptıklarının, nimet veya azap şekline çevrilmesidir. Herkes yaptığının karşılığını alacaktır.

Bir kimsenin meşguliyeti ne ise, akıbeti de öyle olur. Bunun için herkes ne ile meşgul olduğuna iyi bakmalıdır. Ne aldığına ve bunun karşılığında neyi sattığına dikkat etmelidir. Dinini verip, dünyayı satın almaya çalışanlar, hem dünyalarını, hem de ahiretlerini harap ederler. Dünyayı verip ahireti satın almaya çalışanlar ise, dünyada da ahirette de rahat ederler, huzur içinde yaşarlar ve ebedi saadete kavuşurlar.

Dünya hayatı elbette bir gün son bulacaktır. Zaten herkes öldüğü zaman, kendisi için dünya hayatı son bulmaktadır. Ayrıca Rabbimizin murat ettiği zaman geldiğinde, üzerinde yaşadığımız dünya da yok olacaktır.

İmam-ı Gazali hazretleri dünya hayatının son bulması hakkında buyuruyor ki:
�Allahü teâlâ, Sur üfürüldükten sonra, kıyametin kopmasını murad buyurduğu vakit, dağlar uçar, bulutlar gibi yürümeye başlar. Denizlerin bazısı bazısına taşar. Güneşin nuru giderek simsiyah olur. Dağlar toz haline gelir. Âlemler birbirine girer. Yıldızlar, dizili incinin kopup dağıldığı gibi olur. Gökler gülyağı gibi erir. Allahü teâlâ, göklerin parça parça olmasını emreder. Yedi kat yerde, yedi kat gökte ve kürside diri olarak kimse kalmaz. Her canlı vefat etmiş olur ve eğer ruhani ise, ruhu gitmiş olur. Her türlü varlık ölür. Yerde taş taş üstünde kalmaz. Göklerde hiç canlı kalmaz. İşte o zaman Allahü teâlâ: (Ey alçak dünya! Senin içinde tanrılık davası edenler ve ahmakların ilah tanıdıkları acizler nerededir ve senin güzellik ve letafetinle aldattığın ve ahireti unutturduğun kimseler nerededir?) buyurur. Sonra, Mümin suresinde bildirildiği gibi, mealen; (Mülk kimindir?) buyurur. Hiçbir yerden cevap gelmez. Bunun üzerine Allahü teâlâ; (Vahid ve kahhar olan cenab-ı Allah�ındır) buyurur.

Bundan sonra Cenab-ı Hak; (Ben azimüşşan, Melik-ü deyyanım. Yani kıyamet gününün tek hakimi ve sahibiyim. Benim verdiğim rızkı yiyip de, bana ortak koşanlar, benden başkasına ibadet edenler nerededirler? Zâlimler, kendini beğenip kibirlenen ve öğünenler nerededirler? Şimdi mülk kimindir?) buyurur. Buna da cevap verecek kimse bulunmaz.

Bu hâl, Allahü teâlânın dilediği bir vakte kadar öylece devam eder ve sonra bütün canlılar, mezarlarından yeşil ot gibi biterek kalkarlar.

İnsanlar kabirlerinden ve yanıp kül oldukları, çürüdükleri yerlerden kalktıkları vakit görürler ki, dağlar atılmış pamuk gibi, denizler susuz kalmış, yer ise, kendisinde ne eğrilik, ne de yükseklik var. Hepsi dümdüz olmuş, bir kağıt sayfası gibi görünür. İşte insanlar, kabirlerinin üzerine oturdukları vakit, çıplak olarak, her tarafa hayret ve düşünceli bir şekilde bakarlar. Nitekim, Sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde; (İnsanların her biri elbisesiz olup, hepsi çıplak oldukları halde haşr olunurlar) buyurmuşlardır.

Fakat gurbette elbisesiz olarak vefat etti ise, onlara Cennetten elbise getirilir ve giydirilir. Şehidlerin ve sünnet-i seniyyeye yani İslamiyet�in hükümlerine uyup o şekilde vefat etmiş olanların iğne deliği kadar elbisesiz yeri kalmaz. Zira Peygamber efendimiz; (Ey ümmetim ve Eshabım! Siz ölülerinizin kefeninde mübalağa ediniz! Zira, benim ümmetim kefenleriyle haşr olunurlar. Halbuki diğer ümmetler çıplaktırlar) buyurmuştur.�

İmam-ı Gazali hazretleri, kıyamette olacak olan hadiselerden bir kısmı hakkında böyle buyurmaktadırlar. Bu anlatılanlar elbette olacak ve elbette hepimiz bunları göreceğiz. Nefs ve şeytan, insana ölümü ve ölümden sonraki hayatı düşündürmek istemez. Her ikisinin de vazifesi, insanın imanını çalmak, haramlarla, günahlarla meşgul ettirmektir. Böylece imansız olarak ölmemizi istemektedirler.

Zina etmek, büyük günahlardandır. Şeytan ve nefs bu günahı bazılarına yaptırtamaz. Ancak bundan yani zinadan daha büyük günahı hemen hemen herkese kolayca yaptırtabilmektedirler. Zina etmekten daha büyük günah olan gıybeti, oturduğu yerde herkes rahatlıkla işleyebilmektedir. Bir kimse dedikoduya başladığı zaman, şeytan, o kimsenin yüzünü okşar ve daha çok dedikoduya dalmasına yardımcı olur. Halbuki yapılan dedi-kodu, sevapları alıp götürmekte, dedikodusu yapılan kimsenin günahları da kendi üzerine yüklenmektedir. Ahireti düşünen akıllı bir kimse, kazandığı sevapları, sevmediği kimseye hiç verir mi? Ama sevmediği kimsenin dedikodusunu, gıybetini yaparak rahatlıkla sevaplarını ona vermekte ve günahlarını da yüklenmektedir.

Bu sebeple, neyi alıp sattığımıza çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Dünya hayatını, ahiret hayatı için kazanç yeri görüp, buna göre çalışanlara müjdeler olsun.
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
selemün aleyküm çok güzel anlatmışsın o büyük günü RABBİM hepimizin yardımcısı olsun o büyük ilahi günde aminnnnnnnnnnnnnnnn
emeyine sağlık ALLAH CC razı olsun
 

cerennurum

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
1,298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
selemün aleyküm çok güzel anlatmışsın o büyük günü RABBİM hepimizin yardımcısı olsun o büyük ilahi günde aminnnnnnnnnnnnnnnn
emeyine sağlık ALLAH CC razı olsun

aleykümselam kardeşim allah okuyanlardanda razı olsun
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,790
Tepki puanı
8,025
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Allah Razı Olsun...

Allah Razı Olsun...

Bir insan nasıl yaşarsa öyle ölür...
Nasıl ölürse öyle haşrolur...
Nasıl haşrolursa öyle dirilir...
:evet
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
selamunaleykum
allah razı olsun cok guzel anlatmışsın kardeşım
nasıl yaşarsan oyle olursun
allaha emanet ol
selam ve du aıle
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Bir kimse dedikoduya başladığı zaman, şeytan, o kimsenin yüzünü okşar ve daha çok dedikoduya dalmasına yardımcı olur. Halbuki yapılan dedi-kodu, sevapları alıp götürmekte, dedikodusu yapılan kimsenin günahları da kendi üzerine yüklenmektedir. Ahireti düşünen akıllı bir kimse, kazandığı sevapları, sevmediği kimseye hiç verir mi? Ama sevmediği kimsenin dedikodusunu, gıybetini yaparak rahatlıkla sevaplarını ona vermekte ve günahlarını da yüklenmektedir

s.a kardeşim.Su testisi su yolunda kırılır diyede bir atasözümüz var.Bide şöyle bir hadis:"Nasıl yaşarsan öyle ölürsün.Nasıl ölürsende öyle haşronulursun."Rahman razı olsun sizden.Emeğinize sağlık
 

cerennurum

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
1,298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Bir kimse dedikoduya başladığı zaman, şeytan, o kimsenin yüzünü okşar ve daha çok dedikoduya dalmasına yardımcı olur. Halbuki yapılan dedi-kodu, sevapları alıp götürmekte, dedikodusu yapılan kimsenin günahları da kendi üzerine yüklenmektedir. Ahireti düşünen akıllı bir kimse, kazandığı sevapları, sevmediği kimseye hiç verir mi? Ama sevmediği kimsenin dedikodusunu, gıybetini yaparak rahatlıkla sevaplarını ona vermekte ve günahlarını da yüklenmektedir

s.a kardeşim.Su testisi su yolunda kırılır diyede bir atasözümüz var.Bide şöyle bir hadis:"Nasıl yaşarsan öyle ölürsün.Nasıl ölürsende öyle haşronulursun."Rahman razı olsun sizden.Emeğinize sağlık

aleykümselam doğru su testsi su yolunda kırılır dua ile kal
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt