CAFERİ_TAYYAR
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Şub 2009
- Mesajlar
- 385
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 54
S.A.
Bir kadın ağlıyor
"Üç çocuk annesi, emzikli kadın tek başına,
Koca berhâneyi silsin de süpürsün de sana,
Yine sen bilmeyerek zalim onun kıymetini,
Dene bîçare kalkıp kolunun kuvvetini!"
Mehmed Akif Ersoy
İslam dünyasında modernleşme başladığında ilk akla gelen, kadın erkek eşitliği idi. Pek çok kimse, erkeğe fazla hak tanınıp, kadınlara aynı hakların tanınmadığı inancındaydı. Kadınlara da fazla hak tanınmalıydı(!)
Az önce yolda gelirken gördüm. PTT memuru hanım, çantasını tıka basa doldurmuş, o çantayı omzuna almış, kapı kapı dolaşıp ürünleri dağıtıyor. Kadını ev hayatından, aile hayatından, analıktan uzaklaştırdılar... Bu, kadının ruhuna aykırıdır. Kadınla erkek eşit olsun diyorlar. Acaba kadının yapısı, demir döküm fabrikalarında çalışmaya ne kadar müsaittir?
Tüketim ekonomisi Allah'ın emrine karşı çıktı. Anaları yavrularından ayırdı! Gelirimiz giderimizi karşılamıyor. Asıl problem burada. Dünyanın bütün ekonomistlerine sorun; gelir gider dengesini kuramayan aile mahvolur! Üretici olmak lazım, tüketici değil! Ucuz evde oturmayı, az eşyayla barınmayı nefsimize kabul ettirmemiz lazım...
Muhteşem apartmanlarda mobilyalar ve kıymetli eşyalar içinde bir kadın ağlıyorsa, buna medeniyet denebilir mi? Acı gerçekler her mekanda yakalıyor o kadını... Anneannemiz, ninemiz hayatından çok memnundu halbuki. Allah'a şükreder, ibadetleriyle, işleriyle meşgul olurlardı. Şimdi ailedeki herkes bir arayış içinde! Aradıklarını da bir türlü bulamıyorlar.
Sokaklarda, işyerlerinde başkalarına dost olan eşler, evlerde birbirlerine yabancı! Makinelerdeki medeniyet, ailelere fazla bir şey getirmemiş!
Yıllar önce, kızımı bir tiyatroya götürmüştüm. Sahnede Hz. Ömer'i canlandıran biri, kız çocuğunu toprağa gömüyordu! Kızım bana sarılıp hüngür hüngür ağladı... "Baba, korkuyorum!" Kızım tiyatroda bile bu tabloya dayanamadı!..
Bugün kız çocuklarını diri diri toprağa gömmüyorlar amma...
Genelevde, barda, sokakta satılan kızlar bu memleketin evladı değil mi?.. Caddelerde, işyerlerinde katılarak ağlayan kadınlar, bu memleketin evladı değil mi?..
Bir şehrin kenarına büyük bir dev gelmiş. Şehir halkı toplanmış, deve demişler ki; "Ne istiyorsun?" Dev demiş ki; "Hepinizi yiyeceğim!" Yalvarmışlar yakarmışlar, ne istersen söyle yapalım; ama bizi yeme!" demişler. Dev demiş ki, "Bana her sene bir kız çocuğu vereceksiniz!" Köylüler kabul etmişler.
"Her sene kura çeker bir kızı veririz!" Analar kanlı gözyaşı dökmeye başlamış, "Ya bizim kız çıkarsa" diye...
Bu masaldan hakikate geçelim. Bugünkü sokaklar, caddeler birer devdir! Kimin kızı gidecek belli değil! Cemiyet, cahiliye devrini yaşıyor. O masallar gerçek oldu!
Dünya Kadınlar Günü. Kim sevindi? Hangi kadının dünya ve ahiretini cennet ettiniz?
alıntı.
Bir kadın ağlıyor
"Üç çocuk annesi, emzikli kadın tek başına,
Koca berhâneyi silsin de süpürsün de sana,
Yine sen bilmeyerek zalim onun kıymetini,
Dene bîçare kalkıp kolunun kuvvetini!"
Mehmed Akif Ersoy
İslam dünyasında modernleşme başladığında ilk akla gelen, kadın erkek eşitliği idi. Pek çok kimse, erkeğe fazla hak tanınıp, kadınlara aynı hakların tanınmadığı inancındaydı. Kadınlara da fazla hak tanınmalıydı(!)
Az önce yolda gelirken gördüm. PTT memuru hanım, çantasını tıka basa doldurmuş, o çantayı omzuna almış, kapı kapı dolaşıp ürünleri dağıtıyor. Kadını ev hayatından, aile hayatından, analıktan uzaklaştırdılar... Bu, kadının ruhuna aykırıdır. Kadınla erkek eşit olsun diyorlar. Acaba kadının yapısı, demir döküm fabrikalarında çalışmaya ne kadar müsaittir?
Tüketim ekonomisi Allah'ın emrine karşı çıktı. Anaları yavrularından ayırdı! Gelirimiz giderimizi karşılamıyor. Asıl problem burada. Dünyanın bütün ekonomistlerine sorun; gelir gider dengesini kuramayan aile mahvolur! Üretici olmak lazım, tüketici değil! Ucuz evde oturmayı, az eşyayla barınmayı nefsimize kabul ettirmemiz lazım...
Muhteşem apartmanlarda mobilyalar ve kıymetli eşyalar içinde bir kadın ağlıyorsa, buna medeniyet denebilir mi? Acı gerçekler her mekanda yakalıyor o kadını... Anneannemiz, ninemiz hayatından çok memnundu halbuki. Allah'a şükreder, ibadetleriyle, işleriyle meşgul olurlardı. Şimdi ailedeki herkes bir arayış içinde! Aradıklarını da bir türlü bulamıyorlar.
Sokaklarda, işyerlerinde başkalarına dost olan eşler, evlerde birbirlerine yabancı! Makinelerdeki medeniyet, ailelere fazla bir şey getirmemiş!
Yıllar önce, kızımı bir tiyatroya götürmüştüm. Sahnede Hz. Ömer'i canlandıran biri, kız çocuğunu toprağa gömüyordu! Kızım bana sarılıp hüngür hüngür ağladı... "Baba, korkuyorum!" Kızım tiyatroda bile bu tabloya dayanamadı!..
Bugün kız çocuklarını diri diri toprağa gömmüyorlar amma...
Genelevde, barda, sokakta satılan kızlar bu memleketin evladı değil mi?.. Caddelerde, işyerlerinde katılarak ağlayan kadınlar, bu memleketin evladı değil mi?..
Bir şehrin kenarına büyük bir dev gelmiş. Şehir halkı toplanmış, deve demişler ki; "Ne istiyorsun?" Dev demiş ki; "Hepinizi yiyeceğim!" Yalvarmışlar yakarmışlar, ne istersen söyle yapalım; ama bizi yeme!" demişler. Dev demiş ki, "Bana her sene bir kız çocuğu vereceksiniz!" Köylüler kabul etmişler.
"Her sene kura çeker bir kızı veririz!" Analar kanlı gözyaşı dökmeye başlamış, "Ya bizim kız çıkarsa" diye...
Bu masaldan hakikate geçelim. Bugünkü sokaklar, caddeler birer devdir! Kimin kızı gidecek belli değil! Cemiyet, cahiliye devrini yaşıyor. O masallar gerçek oldu!
Dünya Kadınlar Günü. Kim sevindi? Hangi kadının dünya ve ahiretini cennet ettiniz?
alıntı.